GENEL - 01 Mart 2012 Perşembe 17:49

HAKKARİ`DE `KADINLAR GÜNÜ MİTİNGİ` SONA ERDİ

A
A
A
HAKKARİ`DE `KADINLAR GÜNÜ MİTİNGİ` SONA ERDİ

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşmadıkça Kürt halkının da Türkiye’nin de özgürleşmeyeceğini belirterek, "Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin bir an önce son bulması; sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının bir an önce sağlanması gerekmektedir" dedi.
Milletvekilleri Leyla Zana, Aysel Tuğluk ve Pervin Buldan, ’8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle Hakkari’de düzenlenen mitinge katıldı. Mezran Mahallesi’ndeki toprak sahada gerçekleştirilen miting, bir dakikalık saygı duruşunun ardından başladı. Burada kadınlara seslenen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkan Yardımcısı ve Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, Kürt sorununda çözümün Öcalan olduğunu savunarak, hükümete ve politikalarına karşı direnip isyan etmenin meşru olduğunu ifade etti. Tuğluk,
"Söz sahibi olmamızda, bugün siyasette yaşamın her alanında var olmamızda Sayın Abdullah Öcalan’ın rolü büyüktür. Kadının önünü açan, ’Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez. Benim en büyük hayalim kadının özgürlüğüdür’ diyen Sayın Öcalan’ı buradan selamlamayı bir borç biliyorum" ifadelerini kullandı.
"ROBOSKİ’DE İŞİ KATLİAMA KADAR GÖTÜRDÜNÜZ"
Tuğluk, bütün kazanımlarının ve bütün değerlerinin tasfiye edilmeye çalışıldığını savunarak, "Ne yapacaklar bu halkı? Teslim alacaklar. Başbakan biat etmemizi istiyor. Ya da, ’Sizi zindanlara atarız, öldürürüz, Roboski’de olduğu gibi gerekirse katlederiz’ diyorlar. Roboski’de bu devlet anlayışı ile halkımızın üzerine bombalar yağdırıldı. Mesaj verildi. Yani, ’Bu işi katliama kadar götürürüz’ dediler. Bütün bu zulüm uygulamalarına, bu faşizan uygulamalara karşı yapacağımız tek şey direnmektir. Kürt halkı
örgütlü bir halktır. Kürt halkı özgürlüğüne sevdalı bir halktır. Mücadele ve davamız büyük bir davadır" diye konuştu.
"ÖDEDİĞİMİZ BEDELLER ONURUMUZDUR"
Her şeyi onurları ve özgürlükleri için yaptıklarını söyleyen Tuğluk, "Ödediğimiz tüm bedeller, çektiğimiz tüm acılar onurumuz, kimliğimiz ve varlığımız içindir. Bu halen de böyledir. Bunun için özgürlüğümüzü kazanıncaya kadar özyönetim hakkımızı, kendi kendimizi yönetme hakkımızı kazanıncaya kadar bu mücadele sürecektir. Sayın Başbakan bunu böyle bilsin. Bu halkın kendi kendini yönetme hakkını ve kimliğini tanıyacaksınız. Bunu yapmazsanız, burudan söylüyoruz, size ve bu politikalarınıza karşı direnmek ve
isyan etmek meşrudur hakkımızdır. Bunu yapacağız. Sayın Öcalan’a, ’Sen neden bu halkın özgürlük davasını sürdürüyorsun? Sen neden bu halkın hukukunu, özgürlüğünü savunuyorsun? Bundan vazgeç’ diyorlar. Tam bir tehdit, şantaj politikası uygulanıyor. Öcalan özgür olmalıdır. Bunu Kürt halkı ve kadınları olarak talep ediyoruz. Bunu, bedelini ödeyerek gerçekleştirinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Bazıları Öcalansız çözümü tartışıyor. Öcalansız bir çözüm gerçekleştireceklerini zannediyorlar. Kürt sorununda
eğer bir çözümden bahsediyorsanız, tek muhatap Sayın Öcalan’dır. Başka muhataplar aramaya gerek yok. Bu halk bu sorunu da muhatabını da iradesini de açığa çıkarmıştır. Size düşen bu iradeye saygılı olmaktır" ifadelerini kullandı.
"ÖCALAN ÖZGÜRLEŞMEDEN TÜRKİYE ÖZGÜRLEŞMEYECEKTİR"
BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ise, Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşmadıkça Kürt halkının da Türkiye’nin de özgürleşmeyeceğini savundu. Buldan, "Biz kadınlar diyoruz ki, Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmadığı sürece ne Kürt toplumu ne Kürt kadınları ne de Türkiye özgürleşecektir. Türkiye demokratik bir yapıya kavuşamayacaktır. Bunun için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce son bulması ve Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının bir an önce sağlanması gerekmektedir. Bu
coğrafyanın barışa ve demokrasiye ihtiyacı vardır. Bu ülkeye bir barış gelmelidir. Bu ülkenin toplumsal barışa ihtiyacı vardır. Bunun içinde müzakere, diyalog sürecinin ve barış koşullarının bir an önce oluşturulması gerekmektedir. Bugün Kürt halkına dayatılan tasfiyenin, yok saymanın, operasyonların, bu coğrafyaya ve bu ülkeye hiçbir faydası yoktur. Bugün buradan bir kez daha diyoruz ki, biz buradayız, varız. Kadınlar olarak haykırıyoruz ve diyoruz ki, Kürt halkı statüye kavuşturulmalıdır. Kürt halkının
üzerindeki bütün baskılar bitmelidir. Kürt halkı ne siyasi operasyonlarla ne de askeri operasyonlarla bitirilecek bir halk değildir. Buradan bir kez daha haykırarak, ’An Azadi An Azadi’ diyoruz" şeklinde konuştu.
BDP Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ise, kadınlara Kürtçe hitap ederek günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.
Pervin Buldan, Leyla Zana ve Aysel Tuğluk, yerel kıyafetleri ile sahnede kol kola girerek bir süre halay çektikten sonra alandan ayrıldı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen miting ise olaysız şekilde sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzakdoğu’ya seyahat edenler dikkat: Pirinç eriştesi veya mantardan ölebilirsiniz İnsanların beslenmesinde önemli rol oynayan fermantasyonun kontrolsüz koşullarda yapılmasının insan sağlığı için büyük riskler oluşturacağını belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Uzakdoğu’ya seyahat edenler dikkat etmeli. Pirinç eriştesi veya mantardan ölebilirsiniz” dedi. Fermantasyon yönteminin fermantasyonu tanımlanmış başlangıç kültürleri kullanılmaksızın uygun olmayan koşullarda yapılmasının büyük bir risk olduğunu belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde veya küçük ölçekli üretimlerde (hane düzeyinde, köylerde ve ölçekli ev endüstrilerinde) düşük kaliteli bileşenlerin kullanımı, üretim süreçlerinde yetersiz hijyenik koşullar, güvenlik ve hijyen kontrolleri için standartların eksikliği, gıda güvenliğinin sağlanmasında başarısızlığa neden olur” dedi. “Ölümcül bir toksin olan bongkrekik asit (BA) ile zehirlenme olduğu anlaşıldı” Günümüzde gıda pazarlarının küreselleşmesiyle bireylerin benzersiz gıda kaynaklı tehlikelere maruz kaldığını belirten Alçay, bu tehlikeler arasında yer alan fermente gıdaların tüketiminin beklenmedik sağlık riskleri oluşturabileceğine dikkat çekti. Dr. Alçay, “Örnek vermek gerekirse Temmuz 2024’te bildirilen bir rapora göre Kuzey Amerika’da 67 yaşında bir erkek, Nijerya’da fermente edilmiş mısır unu pudingi olan evde fermente edilmiş mısır ogi’sini yedikten iki gün sonra mide bulantısı, halsizlik ve yorgunluk şikâyetleriyle hastaneye başvurmuş ve yoğun bakıma rağmen sekizinci günde ölmüştür. Ölüm sebebinin uygunsuz şekilde fermente edilmiş gıdalardan kaynaklanan nadir ve genellikle ölümcül bir toksin olan bongkrekik asit (BA) ile zehirlenme olduğu anlaşılmıştır” diyerek gıdada fermantasyon işleminin uygun ortamlarda yapılmasının önemini vurguladı. “Bongkrekik asit ciddi organ yetmezliğine sebep olmakta” Fermantasyonun dünya genelinde gıdaları koruma amaçlı en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olduğunu, ev yapımı veya küçük ölçekli üretimlerde kendiliğinden gerçekleşen fermantasyon süreçlerinin güvenlik standartlarının eksik olduğu durumlarda ciddi sağlık risklerine yol açabileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Örneğin, kontrolsüz koşullarda fermente edilen yiyeceklerde toksin ve patojenik mikroorganizmaların gelişimi, ciddi zehirlenme vakalarına neden olabilmektedir. Bunun en bariz örneği bongkrekik asittir. Bongkrekik asit, Endonezya, Çin ve Mozambik gibi bölgelerde bazı geleneksel fermente gıdalarda ortaya çıkan ölümcül bir toksindir. Çoğunlukla burkholderia cocovenenans bakterisi tarafından üretilen bu toksin, özellikle tempe bongkrek gibi Hindistan cevizi bazlı ürünlerde görülmektedir. Yine 2024 yılı Mart ayında Tayvan’da meydana gelen bir salgında, oda sıcaklığında muhafaza edilen ıslak pirinç eriştesi tüketen 30’dan fazla kişi karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunları yaşamış, bazı vakalar ölümle sonuçlanmıştır. Bongkrekik asit, mitokondriye saldırarak ciddi organ yetmezliklerine yol açabilir ve tedavi edilmesi oldukça güçtür” açıklamasını yaptı. “Hijyenik koşullarda üretilmiş gıdalar tercih edilmeli” Bu tehlikeli toksinden korunmak amacıyla fermente gıdaların güvenli koşullarda işlenmesi ve saklanmasının büyük önem taşıdığını belirten Dr. Alçay, ıslak pirinç eriştesi gibi yüksek risk taşıyan gıdaların 24 saatten fazla oda sıcaklığında bırakılmaması, kullanılmayacak olanların buzdolabında saklanması gerektiğini, özellikle yaz aylarında bu ürünlerin doğru şekilde ambalajlanması, taşınması ve satışı sırasında soğutulması gerektiğini hatırlattı. Alçay, “Gıda güvenliğinin sağlanması adına fermente gıda tüketiminden kaçınmak ya da güvenilir hijyenik koşullarda üretilmiş ürünleri tercih etmek hayati önem arz etmektedir. Fermente gıda tüketicilerinin gıda hijyenine dikkat etmesi, halk sağlığı açısından önemlidir. Sonuç olarak fermente gıdaların güvenliğini sağlamak için alınacak önlemler, yalnızca bireylerin sağlığını korumakla kalmayıp, toplum genelinde gıda güvenliği farkındalığı oluşturacaktır. Gıda hijyenine dair bu türden tedbirlerin yaygınlaştırılması, bongkrekik asit gibi tehlikeli toksinlere maruz kalma riskini önemli ölçüde azaltacaktır” dedi.
Sakarya Öğretmenlerin elinde sanata dönüşen eserler ilgi odağı oldu OSM’de Öğretmenler Günü sebebiyle kapılarını açan 26 öğretmenin elinde sanata dönüşen 51 eserin sergilendiği ‘ilham Veren Eller’ sergisi ilk günden ilgi odağı oldu. Öğretmenler, kendine has tarzlarıyla mesleğin maneviyatını, çocuklara ve geleceğe miras bırakmak istedikleri değerleri beyaz kağıt üzerine işledi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle anlamlı bir etkinliğe daha ev sahipliği yaparak Sakaryalı sanatseverleri bir araya getirdi. Şehir genelinden birçok okulda sanat öğretmenliği yapan 26 eğitimci, kendi sanatını beyaz kağıda dökerek her biri farklı bir anlam taşıyan 51 eser ortaya çıkardı. Bu eserler Büyükşehir’in katkısıyla sanatın merkezi olan Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) ‘İlham Veren Eller’ başlığıyla sergiye dönüştürüldü. Sergi Sakaryalı sanatseverlere düzenlenen açılış töreniyle kapılarını açtı. Açılışa Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın yanı sıra Sakarya Valisi Rahmi Doğan, İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş, ilçe belediye başkanları, STK temsilcileri, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı. Öğretmenlerin eserleri, kurdele kesimi sonrasında Güzel Sanatlar Lisesi öğretmenlerinin müzik dinletisi eşliğinde görücüye çıktı ve ilk günden büyük ilgi gördü. Vali Rahmi Doğan ile sergiyi gezen Başkan Alemdar, öğretmenlere geleceğin büyüklerine bıraktıkları meslekler, değerler ve öğretiler için minnettar olduklarını ifade ederek, “Öğretmenler Günü bizim için bir minnet günüdür, minnettarız” vurgusu yaptı. “Bize bıraktıklarınız için minnettarız” Başkan Alemdar, “İnsanların birbirleriyle sağlıklı bir iletişim kurabilmesi için aralarındaki bağın güçlendirilmesi gerekir. Ancak bu bağı harekete geçiren şey akıldan çok kalptir. Bugün, değerli öğretmenlerimizin sanata, kültüre ve hayal dünyasına dair duygu ve düşüncelerini, hissettiklerini, çizgileriyle bizlere aktarmalarının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Öğretmenler Günü, hepimiz için bir minnet günüdür. Öğretmenlerimizin eserlerinde, çocuklarımızı ve geleceğimizi koruma çabalarını, yarınlarımızı daha anlayışlı kılma gayretlerini görüyoruz. Bize bıraktıkları meslekler, değerler ve öğretilerle oluşturdukları farkındalık için minnettarız” dedi. “Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” Sakarya Valisi Sayın Rahmi Doğan ise, "Bugün, ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen bir medeniyetin evlatları olarak, eğitimin ve öğretmenlerimizin önemini bir kez daha yürekten hissediyoruz. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’ sözleri, siz değerli öğretmenlerimizin geleceğimizi inşa eden vazgeçilmez mimarlar olduğunu en güzel şekilde ifade etmektedir” diye konuştu. “Öğretmenlerimizi sahiplenmemiz gerekiyor” İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş, “İlham Veren Eller’ sergisinin hazırlanmasında emeği geçen 26 öğretmenimize gönülden teşekkür ediyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen bu anlamlı etkinlikte, eserlerimizi sevmemiz ve sahiplenmemiz gerektiğini bir kez daha hatırladık” şeklinde konuştu. Sanatın ve öğretmenlik mesleğinin ilham veren yönlerini gözler önüne seren sergi 15 Aralık Pazar gününe kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.