Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşmadıkça Kürt halkının da Türkiye’nin de özgürleşmeyeceğini belirterek, "Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin bir an önce son bulması; sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının bir an önce sağlanması gerekmektedir" dedi.
Milletvekilleri Leyla Zana, Aysel Tuğluk ve Pervin Buldan, ’8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle Hakkari’de düzenlenen mitinge katıldı. Mezran Mahallesi’ndeki toprak sahada gerçekleştirilen miting, bir dakikalık saygı duruşunun ardından başladı. Burada kadınlara seslenen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkan Yardımcısı ve Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, Kürt sorununda çözümün Öcalan olduğunu savunarak, hükümete ve politikalarına karşı direnip isyan etmenin meşru olduğunu ifade etti. Tuğluk,
"Söz sahibi olmamızda, bugün siyasette yaşamın her alanında var olmamızda Sayın Abdullah Öcalan’ın rolü büyüktür. Kadının önünü açan, ’Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez. Benim en büyük hayalim kadının özgürlüğüdür’ diyen Sayın Öcalan’ı buradan selamlamayı bir borç biliyorum" ifadelerini kullandı.
"ROBOSKİ’DE İŞİ KATLİAMA KADAR GÖTÜRDÜNÜZ"
Tuğluk, bütün kazanımlarının ve bütün değerlerinin tasfiye edilmeye çalışıldığını savunarak, "Ne yapacaklar bu halkı? Teslim alacaklar. Başbakan biat etmemizi istiyor. Ya da, ’Sizi zindanlara atarız, öldürürüz, Roboski’de olduğu gibi gerekirse katlederiz’ diyorlar. Roboski’de bu devlet anlayışı ile halkımızın üzerine bombalar yağdırıldı. Mesaj verildi. Yani, ’Bu işi katliama kadar götürürüz’ dediler. Bütün bu zulüm uygulamalarına, bu faşizan uygulamalara karşı yapacağımız tek şey direnmektir. Kürt halkı
örgütlü bir halktır. Kürt halkı özgürlüğüne sevdalı bir halktır. Mücadele ve davamız büyük bir davadır" diye konuştu.
"ÖDEDİĞİMİZ BEDELLER ONURUMUZDUR"
Her şeyi onurları ve özgürlükleri için yaptıklarını söyleyen Tuğluk, "Ödediğimiz tüm bedeller, çektiğimiz tüm acılar onurumuz, kimliğimiz ve varlığımız içindir. Bu halen de böyledir. Bunun için özgürlüğümüzü kazanıncaya kadar özyönetim hakkımızı, kendi kendimizi yönetme hakkımızı kazanıncaya kadar bu mücadele sürecektir. Sayın Başbakan bunu böyle bilsin. Bu halkın kendi kendini yönetme hakkını ve kimliğini tanıyacaksınız. Bunu yapmazsanız, burudan söylüyoruz, size ve bu politikalarınıza karşı direnmek ve
isyan etmek meşrudur hakkımızdır. Bunu yapacağız. Sayın Öcalan’a, ’Sen neden bu halkın özgürlük davasını sürdürüyorsun? Sen neden bu halkın hukukunu, özgürlüğünü savunuyorsun? Bundan vazgeç’ diyorlar. Tam bir tehdit, şantaj politikası uygulanıyor. Öcalan özgür olmalıdır. Bunu Kürt halkı ve kadınları olarak talep ediyoruz. Bunu, bedelini ödeyerek gerçekleştirinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Bazıları Öcalansız çözümü tartışıyor. Öcalansız bir çözüm gerçekleştireceklerini zannediyorlar. Kürt sorununda
eğer bir çözümden bahsediyorsanız, tek muhatap Sayın Öcalan’dır. Başka muhataplar aramaya gerek yok. Bu halk bu sorunu da muhatabını da iradesini de açığa çıkarmıştır. Size düşen bu iradeye saygılı olmaktır" ifadelerini kullandı.
"ÖCALAN ÖZGÜRLEŞMEDEN TÜRKİYE ÖZGÜRLEŞMEYECEKTİR"
BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ise, Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşmadıkça Kürt halkının da Türkiye’nin de özgürleşmeyeceğini savundu. Buldan, "Biz kadınlar diyoruz ki, Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmadığı sürece ne Kürt toplumu ne Kürt kadınları ne de Türkiye özgürleşecektir. Türkiye demokratik bir yapıya kavuşamayacaktır. Bunun için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce son bulması ve Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının bir an önce sağlanması gerekmektedir. Bu
coğrafyanın barışa ve demokrasiye ihtiyacı vardır. Bu ülkeye bir barış gelmelidir. Bu ülkenin toplumsal barışa ihtiyacı vardır. Bunun içinde müzakere, diyalog sürecinin ve barış koşullarının bir an önce oluşturulması gerekmektedir. Bugün Kürt halkına dayatılan tasfiyenin, yok saymanın, operasyonların, bu coğrafyaya ve bu ülkeye hiçbir faydası yoktur. Bugün buradan bir kez daha diyoruz ki, biz buradayız, varız. Kadınlar olarak haykırıyoruz ve diyoruz ki, Kürt halkı statüye kavuşturulmalıdır. Kürt halkının
üzerindeki bütün baskılar bitmelidir. Kürt halkı ne siyasi operasyonlarla ne de askeri operasyonlarla bitirilecek bir halk değildir. Buradan bir kez daha haykırarak, ’An Azadi An Azadi’ diyoruz" şeklinde konuştu.
BDP Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ise, kadınlara Kürtçe hitap ederek günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.
Pervin Buldan, Leyla Zana ve Aysel Tuğluk, yerel kıyafetleri ile sahnede kol kola girerek bir süre halay çektikten sonra alandan ayrıldı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen miting ise olaysız şekilde sona erdi.