YEREL HABERLER - 29 Şubat 2012 Çarşamba 14:23

PORSUK HAVZASI ÖZEL HÜKÜM BELİRLEME ÇALIŞMALARI TARTIŞMASI

A
A
A
PORSUK HAVZASI ÖZEL HÜKÜM BELİRLEME ÇALIŞMALARI TARTIŞMASI

Kütahya ve Eskişehir gündeminde yer alan ’Porsuk havzası özel hüküm belirleme çalışmaları’yla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Kütahya Porselen ve KÜTSO yönetim kurulu başkanı Nafi Güral, özel hükümlerde soru işaretlerinin olduğunu bunların giderilmesi gerektiğini söyledi. Kütahya ve Eskişehir’in rakip olmadığını, birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Güral “Bilgi sahibi olmadan fikir beyan edenlerin yarattığı karmaşa kimseye fayda sağlamaz” dedi.
Porsuk havzası özel hükümlerinde soru işaretlerinin yer aldığını ve kararnameye göre arıtılmış dahai olsa dereye su bırakılamayacağını ifade eden Güral, “Porsuk havzası ile ilgili olarak 1990’li yıllarda, kimsenin dikkatine takılmayan bir kararname yayınlandı. Kararnameye göre, çoğunluk Kütahya, kısmen Afyonkarahisar hudutları içinde kalan, yaklaşık 5 bin km2 alan içinde, porsuk baraj gölüne su taşıyan derelere, "arıtılmış veya içme suyu dahi olsa, hiç bir şekilde su bırakılması yasaktır" hükmü konuldu. Aradan gecen yıllar içinde kimse bu kararnamenin farkına varmadı. Ta ki, Çevre Mühendisleri Odası’nın konuyu gündeme getirmesine kadar. Ne yaparız konusu araştırılırken, kararnameye eklenen "ancak, bu havza için özel hüküm belirlenebilir" diyerek, genel bir tarif yerine, havzaya, belirlenecek özel hükümler çerçevesinde su bırakılması mümkün hale geleceği maddesinin varlığı tespit edildi. Burada yapılmak istenen, özel hükümler belirlenerek, arıtılmış suların dereye bırakılmasının mümkün hale getirilmesidir. Düşünebiliyor musunuz, kararnameye göre, arıtılmış dahi olsa dereye su bırakamayacaksınız. Özel hüküm belirlenmesi ile dereye bırakılmasında sakınca olmayan nitelikteki suların dereye bırakılmasının mümkün hale getirilmesi çalışmasıdır. Dumlupınar, Altıntaş, Aslanapa, Çavdarhisar, Tavşanlı ilçeleri ile Kütahya Merkez ilce kapsama alanında yaklaşık 5 bin km2 alanda yaşayan yaklaşık 300 bin kişi, arıtılarak dahi olsa, derelere su bırakamayacak. Peki, bu bölgede yasayan insanlar ne yapacak? Bilen varsa, bizi de bilgilendirsin” diye konuştu.
"ESKİŞEHİR VE KÜTAHYA BİRBİRİNE RAKİP DEĞİL"
Eskişehir ve Kütahya’nın ortak değerleri olan iki il olduğunu ve iki ilin seçilmişlerinin bir araya gelerek, her iki ildeki tesislerin derelere bırakacakları suların hangi değerlere sahip olması konusunu belirleyerek bağlayıcı kurallar haline getirilebileceğini söyleyen Güral, “Bunun en kolay ve kalıcı yolu, bakanlığa müracaat edilir. Mevcut kararname Porsuk nehrinin doğduğu yerden başlayıp, Eskişehir hudutlarına kadar kapsama alanına alıyor. Madem porsuk korunacak, kapsama alanını genişletelim, porsuk nehrinin döküldüğü yere kadar uzanan ilave 5 bin km2 civarında alanı da koruma kapsamına dahil edelim. Böylece koruma alanı 10 bin km2 çıkarılsın, porsuk korunmuş olsun. Bilgi sahibi olmadan fikir beyan edenlerin yarattığı karmaşa kimseye fayda sağlamaz. Fikir beyan edeceklerin önce bilgi edinmelerini çok faydalı görüyorum” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzakdoğu’ya seyahat edenler dikkat: Pirinç eriştesi veya mantardan ölebilirsiniz İnsanların beslenmesinde önemli rol oynayan fermantasyonun kontrolsüz koşullarda yapılmasının insan sağlığı için büyük riskler oluşturacağını belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Uzakdoğu’ya seyahat edenler dikkat etmeli. Pirinç eriştesi veya mantardan ölebilirsiniz” dedi. Fermantasyon yönteminin fermantasyonu tanımlanmış başlangıç kültürleri kullanılmaksızın uygun olmayan koşullarda yapılmasının büyük bir risk olduğunu belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde veya küçük ölçekli üretimlerde (hane düzeyinde, köylerde ve ölçekli ev endüstrilerinde) düşük kaliteli bileşenlerin kullanımı, üretim süreçlerinde yetersiz hijyenik koşullar, güvenlik ve hijyen kontrolleri için standartların eksikliği, gıda güvenliğinin sağlanmasında başarısızlığa neden olur” dedi. “Ölümcül bir toksin olan bongkrekik asit (BA) ile zehirlenme olduğu anlaşıldı” Günümüzde gıda pazarlarının küreselleşmesiyle bireylerin benzersiz gıda kaynaklı tehlikelere maruz kaldığını belirten Alçay, bu tehlikeler arasında yer alan fermente gıdaların tüketiminin beklenmedik sağlık riskleri oluşturabileceğine dikkat çekti. Dr. Alçay, “Örnek vermek gerekirse Temmuz 2024’te bildirilen bir rapora göre Kuzey Amerika’da 67 yaşında bir erkek, Nijerya’da fermente edilmiş mısır unu pudingi olan evde fermente edilmiş mısır ogi’sini yedikten iki gün sonra mide bulantısı, halsizlik ve yorgunluk şikâyetleriyle hastaneye başvurmuş ve yoğun bakıma rağmen sekizinci günde ölmüştür. Ölüm sebebinin uygunsuz şekilde fermente edilmiş gıdalardan kaynaklanan nadir ve genellikle ölümcül bir toksin olan bongkrekik asit (BA) ile zehirlenme olduğu anlaşılmıştır” diyerek gıdada fermantasyon işleminin uygun ortamlarda yapılmasının önemini vurguladı. “Bongkrekik asit ciddi organ yetmezliğine sebep olmakta” Fermantasyonun dünya genelinde gıdaları koruma amaçlı en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olduğunu, ev yapımı veya küçük ölçekli üretimlerde kendiliğinden gerçekleşen fermantasyon süreçlerinin güvenlik standartlarının eksik olduğu durumlarda ciddi sağlık risklerine yol açabileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Örneğin, kontrolsüz koşullarda fermente edilen yiyeceklerde toksin ve patojenik mikroorganizmaların gelişimi, ciddi zehirlenme vakalarına neden olabilmektedir. Bunun en bariz örneği bongkrekik asittir. Bongkrekik asit, Endonezya, Çin ve Mozambik gibi bölgelerde bazı geleneksel fermente gıdalarda ortaya çıkan ölümcül bir toksindir. Çoğunlukla burkholderia cocovenenans bakterisi tarafından üretilen bu toksin, özellikle tempe bongkrek gibi Hindistan cevizi bazlı ürünlerde görülmektedir. Yine 2024 yılı Mart ayında Tayvan’da meydana gelen bir salgında, oda sıcaklığında muhafaza edilen ıslak pirinç eriştesi tüketen 30’dan fazla kişi karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunları yaşamış, bazı vakalar ölümle sonuçlanmıştır. Bongkrekik asit, mitokondriye saldırarak ciddi organ yetmezliklerine yol açabilir ve tedavi edilmesi oldukça güçtür” açıklamasını yaptı. “Hijyenik koşullarda üretilmiş gıdalar tercih edilmeli” Bu tehlikeli toksinden korunmak amacıyla fermente gıdaların güvenli koşullarda işlenmesi ve saklanmasının büyük önem taşıdığını belirten Dr. Alçay, ıslak pirinç eriştesi gibi yüksek risk taşıyan gıdaların 24 saatten fazla oda sıcaklığında bırakılmaması, kullanılmayacak olanların buzdolabında saklanması gerektiğini, özellikle yaz aylarında bu ürünlerin doğru şekilde ambalajlanması, taşınması ve satışı sırasında soğutulması gerektiğini hatırlattı. Alçay, “Gıda güvenliğinin sağlanması adına fermente gıda tüketiminden kaçınmak ya da güvenilir hijyenik koşullarda üretilmiş ürünleri tercih etmek hayati önem arz etmektedir. Fermente gıda tüketicilerinin gıda hijyenine dikkat etmesi, halk sağlığı açısından önemlidir. Sonuç olarak fermente gıdaların güvenliğini sağlamak için alınacak önlemler, yalnızca bireylerin sağlığını korumakla kalmayıp, toplum genelinde gıda güvenliği farkındalığı oluşturacaktır. Gıda hijyenine dair bu türden tedbirlerin yaygınlaştırılması, bongkrekik asit gibi tehlikeli toksinlere maruz kalma riskini önemli ölçüde azaltacaktır” dedi.
Sakarya Öğretmenlerin elinde sanata dönüşen eserler ilgi odağı oldu OSM’de Öğretmenler Günü sebebiyle kapılarını açan 26 öğretmenin elinde sanata dönüşen 51 eserin sergilendiği ‘ilham Veren Eller’ sergisi ilk günden ilgi odağı oldu. Öğretmenler, kendine has tarzlarıyla mesleğin maneviyatını, çocuklara ve geleceğe miras bırakmak istedikleri değerleri beyaz kağıt üzerine işledi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle anlamlı bir etkinliğe daha ev sahipliği yaparak Sakaryalı sanatseverleri bir araya getirdi. Şehir genelinden birçok okulda sanat öğretmenliği yapan 26 eğitimci, kendi sanatını beyaz kağıda dökerek her biri farklı bir anlam taşıyan 51 eser ortaya çıkardı. Bu eserler Büyükşehir’in katkısıyla sanatın merkezi olan Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) ‘İlham Veren Eller’ başlığıyla sergiye dönüştürüldü. Sergi Sakaryalı sanatseverlere düzenlenen açılış töreniyle kapılarını açtı. Açılışa Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın yanı sıra Sakarya Valisi Rahmi Doğan, İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş, ilçe belediye başkanları, STK temsilcileri, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı. Öğretmenlerin eserleri, kurdele kesimi sonrasında Güzel Sanatlar Lisesi öğretmenlerinin müzik dinletisi eşliğinde görücüye çıktı ve ilk günden büyük ilgi gördü. Vali Rahmi Doğan ile sergiyi gezen Başkan Alemdar, öğretmenlere geleceğin büyüklerine bıraktıkları meslekler, değerler ve öğretiler için minnettar olduklarını ifade ederek, “Öğretmenler Günü bizim için bir minnet günüdür, minnettarız” vurgusu yaptı. “Bize bıraktıklarınız için minnettarız” Başkan Alemdar, “İnsanların birbirleriyle sağlıklı bir iletişim kurabilmesi için aralarındaki bağın güçlendirilmesi gerekir. Ancak bu bağı harekete geçiren şey akıldan çok kalptir. Bugün, değerli öğretmenlerimizin sanata, kültüre ve hayal dünyasına dair duygu ve düşüncelerini, hissettiklerini, çizgileriyle bizlere aktarmalarının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Öğretmenler Günü, hepimiz için bir minnet günüdür. Öğretmenlerimizin eserlerinde, çocuklarımızı ve geleceğimizi koruma çabalarını, yarınlarımızı daha anlayışlı kılma gayretlerini görüyoruz. Bize bıraktıkları meslekler, değerler ve öğretilerle oluşturdukları farkındalık için minnettarız” dedi. “Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” Sakarya Valisi Sayın Rahmi Doğan ise, "Bugün, ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen bir medeniyetin evlatları olarak, eğitimin ve öğretmenlerimizin önemini bir kez daha yürekten hissediyoruz. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’ sözleri, siz değerli öğretmenlerimizin geleceğimizi inşa eden vazgeçilmez mimarlar olduğunu en güzel şekilde ifade etmektedir” diye konuştu. “Öğretmenlerimizi sahiplenmemiz gerekiyor” İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş, “İlham Veren Eller’ sergisinin hazırlanmasında emeği geçen 26 öğretmenimize gönülden teşekkür ediyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen bu anlamlı etkinlikte, eserlerimizi sevmemiz ve sahiplenmemiz gerektiğini bir kez daha hatırladık” şeklinde konuştu. Sanatın ve öğretmenlik mesleğinin ilham veren yönlerini gözler önüne seren sergi 15 Aralık Pazar gününe kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.