GENEL - 28 Şubat 2012 Salı 13:03

KORUCU `DAĞIN ARDINDAKİ GERÇEKLER`İ YAZDI

A
A
A
KORUCU `DAĞIN ARDINDAKİ GERÇEKLER`İ YAZDI

Mardin’in Derik ilçesinde 18 yıl boyunca koruculuk yapan Bedran Akdağ, PKK, korucular, JİTEM ve itirafçıların konu edindiği, ’Dağın Ardındaki Gerçekler’ adlı kitabı yayına girdi.
1992 yılında korcu olarak göreve başlayan ve 2010 yılına kadar koruculuk yapan Akdağ, Türkiye’de ilk defa bir korucunun bir kitap yazdığını kaydetti. 1974 doğumlu, evli ve 5 çocuklu olan Bedran Akdağ kitabı yazdığı için tehditler aldığını fakat gerçekleri dile getirmekten korkmadığını belirtti. Akdağ, PKK ve devletin içine çöreklenmiş derin yapıları ve bu yapıların Doğu Güneydoğu bölgesinde yaşayan halka vermiş olduğu maddi manevi zararları ifşa etmek için böyle bir kitap yazma gereği duyduğunu
belirterek, "Bu kitapta çok çarpıcı gerçekler var. Kitap PKK JİTEM korucu ile itirafçıların bölgedeki oynadığı oyunları konu ediniyor. Bazı kesimlerden tehdit aldım. İsimlerini açıklamak istemiyorum. Burada Mardin’de can güvenliğim yok. Kitabı yazdığım süre içerisinde can güvenliğim olmadığı için Mersin’de kaldım. 2. kitabımda daha açıklayıcı bilgiler sunacağım" dedi. 1997-1999 yılları arasında JİTEM’de haber elemanı olarak görev yaptığını kaydeden Akdağ, "Mardin’de liseyi okuduktan sonra okullarda sağ sol
davaları olduğundan babamın izin vermemesi üzerine okula devam edemedim. 1991 yılında PKK terör örgütü tarafından infaz kararımı duyduktan sonra, 1992 yılında gönüllü köy korucusu olarak göreve başladım. Ancak maddi sıkıntılardan nedeniyle 1994 yılı Temmuz ayından sonra geçici köy koruculuğuna geçiş yaptım. 1997-1999 yılları arasında da JİTEM’de haber elemanı olarak görev yaptım. Halen Derik ilçesinde Gönüllü Köy Korucusu olarak görev yapmaktayım. Bu kitabı yazmamın asıl nedeni, PKK ve devletin içine
çöreklenmiş derin yapıları ve bu yapıların Doğu-Güneydoğu bölgesinde yaşayan halka vermiş olduğu maddi manevi zararları ifşa etmektir. Ülkenin batı bölgelerinde yaşayan bazı vatandaşların bölge insanına bir bütün olarak terörist gözü ile bakıyor olması da kitabı yazma nedenlerimden biridir. Sizlere; bu bakış açısının nasıl katmerli bir yanlış olduğunu anlatabilmek amacıyla yaşadıklarımı, gördüklerimi ve araştırdıklarımı bu kitap aracılığıyla sunuyorum" diye konuştu.
"ERDOĞAN OLMASA YAZAMAZDIM"
Akdağ, Başbakan Erdoğan olmasa bu kitabı yazamayacağını, ondan cesaret alarak yazdığını aktararak şöyle dedi:
"Yeni Türkiye oluşumu beni cesaretlendirdi. Artık herkes özgürce düşüncelerini dile getirebiliyor. Başbakan Erdoğan olmasa bu olamazdı. Ondan cesaret alarak yazdım bu kitabı. Bu kapsamda İkinci kitabımı da yazacağım."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılması stratejik önceliğimiz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski’yi kabul etti. Görüşmede, bölgesel ve küresel meselelerin yanı sıra Türkiye-AB ilişkileri ve üyelik süreci ele alındı. Yılmaz, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye-AB iş birliğinin daha güçlü hale getirilmesinin önemine vurgu yaparak, “Bölgesel krizlerin ve küresel belirsizliklerin arttığı bir dönemde, Türkiye ve AB’nin güvenlik, göç yönetimi, ekonomi ve iklim değişikliği gibi alanlarda daha güçlü iş birliği geliştirmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi. Cevdet Yılmaz, Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılması için atılması gereken adımlara dikkat çekti: “Türkiye-AB ilişkilerinin genişletilmesi ve stratejik önceliğimiz olan üyelik sürecimizin net şekilde desteklenmesi gerekiyor. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, vize serbestisi ve yapısal diyalog mekanizmalarının devreye alınması şarttır.” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin AB üyeliğinin yalnızca Türkiye ve AB için değil, bölgesel ve küresel barış ile uluslararası sistem açısından da önemli faydalar sağlayacağını belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin üyeliğinin AB’nin küresel etkisini artıracağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, görüşme sonunda Büyükelçi Thomas Ossowski’ye ziyaretleri için teşekkür ederek, Türkiye-AB iş birliğinin artarak devam edeceğini temenni etti. Görüşme, Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılmasına yönelik çabaların önemli bir parçası olarak değerlendirildi.
Denizli Denizli’ye Güneş doğuyor Denizli basınının mihenk taşlarından olan yarım asırlık Hizmet Gazetesi, yeni bir döneme giriyor. Gazete, 25 Kasım Pazartesi’den itibaren Güneş Gazetesi ismiyle Denizli ile buluşuyor. Bundan 48 yıl önce, iletişim araçlarının olmadığı bir dönemde kurulan Hizmet Gazetesi; yıllar içinde, nitelikli ve kaliteli yayınlarıyla Denizli’nin sesi olmayı başardı. Neredeyse yarım asırdır yayınlarını sürdüren Hizmet Gazetesi’nin değişimiyle, Denizli medyasında yeni bir dönem başlıyor. Denizli’de yayın hayatını sürdüren Denizli, Yeni Olay ve Hizmet gazetelerinin birleşimiyle güçlü bir yayına dönüşüyor. Bu güçle birlikte gazetemiz, bundan sonra Denizli Güneş Gazetesi ismiyle okuyucularıyla buluşuyor. Basın sektöründeki değişim hızla sürerken, Denizli Güneş Gazetesi, gelenekten aldığını geleceğe taşıma misyonunu üstleniyor. Bu misyon doğrultusunda daha da güçlenerek yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Yarım asırdır gazetecilikte ve habercilikte kalitesini kanıtlayan Denizli Güneş, yarınlara daha güçlü giriyor. Denizli Güneş; bir kent gazetesi olma bilinciyle, yalnızca haber değil, kentin sosyal yaşamından, kentin kültürüne kadar pek çok konuya ışık tutuyor. Yazarların gazetelerde neşrettiği konular, kitaplara dönüşüyor. Yıllardan bu yana Denizli ile bütünleşen kökleri sayesinde de Denizlili olmaya ve Denizli’nin sorunlarıyla dertlenmeye, sevincine ortak olmaya devam ediyor. Denizli medyasında yeni dönem Denizli Güneş Gazetesi’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdil Yaşaroğlu, değişimin Denizli medyasında yeni bir dönemi başlattığını söylüyor. Yaşaroğlu, “Denizli’nin en önemli marka değerlerinden biri olan Hizmet Gazetesi’nde yeni bir döneme giriyoruz. 70 yıllık tarihiyle Denizli’nin en köklü gazetesi Denizli, yenilikleriyle tanınan Yeni Olay ve Hizmet Gazetesi’nden oluşan konsorsiyumla gücümüze güç katıyor ve daha ilerileri hedefleyerek hareket ediyoruz” dedi. Denizli’nin sesi olmayı sürdüreceğiz Yaşaroğlu, değişimi şu sözlerle özetledi: “Gazetemizin ismi bundan sonra Denizli Güneş Gazetesi olarak devam edecek. Burada değişmeyen ise yarım asırlık geleneğimize bağlı kalarak Denizli’nin sesi olmayı sürdüreceğiz. Tecrübeli ve her biri işinde yetkin ekibimizle birlikte yayınlarımızı daha nitelikli hale getirmek için gayret göstereceğiz. Gazetemiz 25 Kasım Pazartesi gününden itibaren yeni logosu ve ismiyle okuyucularımızla buluşacak” Denizli’nin tek gazetesi Denizli’de Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana yayımlanan onlarca gazete oldu. Özellikle teknoloji çağıyla birlikte değişimler yaşansa da Denizli Güneş Gazetesi, çizgisini bozmadan bugünlere ulaşan tek gazete oldu. Denizli Güneş Gazetesi, Denizli’nin tek gazetesi olarak üzerine yüklenen sorumluluğu yerine getirmeye devam edecek.