BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan, BDP`ye yönelik, "Bağımsız Özerk Kürdistan kuracaklar, Türkiye`den ayrılacaklar" şeklinde çok haksız bir eleştiri olduğunu belirterek, "Hayır, inanın hiçbir siyasi parti, hiçbir güç Türkiye`de yaşayan 75 milyonu birbirinden ayrılamaz. Halkımızda birlikte yaşama arzusu son derece güçlü ama eşit, adaletli, özgür bir ülkede yaşamak istiyorlar. Bütün olay bu. Bizim projemiz de budur" dedi.
Kaplan, Meclis`i ziyaret eden Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü üyesi öğrencileri kabul etti. Burada gençlerin sorularını cevaplandıran Kaplan, BDP`li bazı yetkililerin daha önce, `Demokratik özerklik istemiyoruz, sadece anayasal tanımlama istiyoruz` dediklerini ancak daha sonra demokratik özerkliğin gündeme geldiğini belirterek, bu farklı tutumun nedeninin sorulması üzerine, Türkiye`de 30 senedir çatışmalı bir süreç yaşandığını söyledi. Bu durumda da siyasi partilerin parlamentoda bu sorunu
çözmek gibi tarihi, ertelenemez bir görevi olduğunu belirten Kaplan, bu konuda tüm partilerin proje geliştirmesi gerektiğini söyledi. Kaplan, şöyle devam etti:
"Biz Türkiye`nin sınırlarının bütünlüğü içinde, birlikte bu sorunun çözümünden yanayız. Bizim sınırlarla ilgili en ufak tartışmamız yok. Resmi dille ilgili yok. Başkent Ankara`dır, yok. Bayrakla ilgili yok. Ama Kürt sorunun yeni bir anayasa yapma sürecinde Türkiye`nin önünü açacak, barışını sağlayacak, toplumda demokratikleşmeyi, kardeşliği güçlendirecek, çok dilli, çok kültürlü Türkiye gerçekliğinin tespit ve teslim edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizim anlayışımızda farklı dillere yasak yoktur. Evet
resmi dil Türkçe olacak, bütün okullarda okutulacaktır, zorunlu olacaktır, ortak iletişim dilimizdir. Ama birisi de, `Ben ana dilimi konuşmak istiyorum` diyorsa özgür olacaktır, konuşacaktır, okuyacaktır, eğitimini alacaktır."
Eşit vatandaşlığın kendileri için önemli bir sorun olduğunu belirten Kaplan, Anadolu tarihinin çok farklı dinleri, kültürleri, inançları bir araya getirdiğini kaydetti. Bunun da en iyi örneğini veren partinin BDP olduğunu ifade eden Kaplan, partilerinde Türk arkadaşlarını da olduğunu, ayrıca ilk Süryani milletvekilinin de kendi partilerine mensup olduğunu söyledi.
"20 BÖLGE, 20 YEREL PARLAMENTO"
AB`nin `yerel yönetimler özerklik şartı`na işaret eden Kaplan, Türkiye`nin bu şartı 1995`te Meclis`te kabul ettiğini söyledi. Kaplan, "Bundan yola çıkarak demokratik özerkliği Türkiye`nin 20 bölgesinde yerel parlamentolar kurularak merkezi iktidarın yetkilerini tabana yaymak istiyoruz. Her vatandaş söz ve karar sahibi olsun. Her farklılık kendini temsil edebilsin. Örneğin Trakya da bir bölge olabilir. İzmir büyük bir ildir, tek başına bir bölge olabilir, Akdeniz`de Adana ve Mersin de olabilir. Doğu,
Güneydoğu`da 4 ayrı bölge olabilir. Bunların hiçbirisi etnisite ve din üzerine kurulu bölgesel yönetimler değil. Bütün Türkiye`nin vatandaşlık profili üzerine kurulu bir yerel yönetimdir" dedi.
Kaplan bu projenin, birlikte yaşamanın en alt standardı olduğunu belirterek, "Özerklik bir nevi otonomidir. Otonominin üstüne çıkın, federasyon gelir, eyalet gelir, konfederasyonlar gelir, birleşik devletler gelir. Bu konuda bize siyaseten çok haksız bir eleştiri var: `Bağımsız Özerk Kürdistan kuracaklar, Türkiye`den ayrılacaklar.` Hayır, inanın hiçbir siyasi parti, hiçbir güç Türkiye`de yaşayan 75 milyonu birbirinden ayıramaz. Halkımızda birlikte yaşama arzusu son derece güçlü ama eşit, adaletli, özgür
bir ülkede yaşamak istiyorlar. Bütün olay bu. Bizim projemiz de budur" diye konuştu.