EKONOMİ - 16 Nisan 2012 Pazartesi 15:28

KADIN GİRİŞİMCİ TÜRKİYE`Yİ VERGİYLE, AVRUPA`YI İHRACATLA FETHETTİ

A
A
A
KADIN GİRİŞİMCİ TÜRKİYE`Yİ VERGİYLE, AVRUPA`YI İHRACATLA FETHETTİ

Bugüne kadar hep ithalatla anılan kozmetik sektöründe yerli bir dev ortaya çıktı. İstanbul Korse Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Necla Gündoğdu, vergi sıralamasında ilk 100`de 84`ncü, kadın girişimcide 20`nci, kozmetikte ise 1`nci oldu.
Yurt dışında eğitim aldıktan sonra kozmetik alanında üretime başlayan Necla Gündoğdu, kısa sürede başarıdan başarıya koştu. Biominera adlı markasıyla kozmetik kremler üretmeye başlayan Yönetim Kurulu Başkanı Gündoğdu, vergi rekortmenleri arasında ilk yüzde 84. sıraya yükseldi. Kadın girişimcilerde 20`nci, kozmetik sektöründe ise 1`nci oldu. İç pazarda ürünleri yok satan Biominera, Avrupa ülkelerine ihracata başlayarak ününü sınırlar ötesine taşımayı başardı. Kadın girişimci Necla Gündoğdu`nun başarısı
kendi işini kurmak isteyen kadınlara örnek olacak cinsten. Kadın girişimci Gündoğdu`nun Türkiye`de 2, İtalya`da da 1 fabrikası bulunuyor.
Sağlık Bakanlığı`nın tüm sahte ürünleri toplattığını fakat caydırıcı olmadığını anlatan Gündoğdu, bu firmaların cezayı ödediklerini fakat yüksek kazançtan dolayı devam ettiklerini söyledi. TV`lerin de buna alet olduğunu savunan Gündoğdu, "Herkes birtakım şeyleri savunuyor ama hiçbir yayıncı kuruluş da; hani belgelerin diye de soramıyor. Sağlık Bakanlığı ekranlarda boy gösteren bu firmalara cezayı kesiyor. Bir ayda 10 bin lira ceza kesilen firma, bu paranın 10 katını 1 günde kazanıyor zaten. Kesilen
cezalar üçüncüde 60 bin TL`ye çıkıyor. Ama yine de günde 100 bin TL kazanan firma için bu rakam bir şey ifade etmiyor. İnsan vücudunda geri dönüşü olmayan hasarlar bırakan bu firmaları bir an önce durdurmak lazım. Bakanlıklardan (sanayi ve sağlık bakanlığı) yasaklı 20-25 tane firmanın her biri ayda 2-4 milyon Euro arasında kazanç sağlıyor. Aylık 100 milyon Euro`nun üzerinde vergisiz ve yasal olmayan bir kazanç söz konusu" dedi.
"EN BÜYÜK İBADET VERGİ ÖDEMEKTİR"
Sektörde büyük bir kirlilik yaşandığını öne süren Arzu Necla Gündoğdu, "Özellikle TV`lerdeki her gün karşılaştığımız ne idüğü belirsiz firmalar da kozmetik diye geçiniyor. Devletin sahte bal üzerine yaptığı denetimleri bu sektör için de yapmasını istiyoruz. Tamamen sahte, hiçbir işe yaramayan, neyden üretildiği belli olmayan ürünler satıyorlar. Çoğunun hiçbir yerde kaydı yok. Ne firma var ortada, ne de vergi. En büyük ibadet VERGİ`dir. Adamlar çıkıyor `Bitki Uzmanıyım` diyorlar. Ekonomiye verdikleri
zararın yanında halkın sağlığıyla da oynuyorlar. Bunu kullanan insanlarda bir süre sonra çeşitli hastalıklar türemeye başlıyor" dedi.
"ANNEMİN KULLANMADIОI HİÇBİR ÜRÜNÜ SATMAM"
Ürünleri piyasaya sürmeden önce ilk olarak kendisi ve ailesine denettiğini anlatan Gündoğdu, şöyle devam etti:
"Ürünlerimizi hiçbir aracı olmaksızın doğrudan tüketiciye ulaştıran bir sistem kurduk. Bizden 10 tane isteyene dahi toplu alım olduğu için ürün vermiyoruz. Ürünlerimizi tamamen Türkiye`de üretiyoruz. Ben bu ülkede doğduysam ülkemin insanını istihdam etmek ve son kuruşuna kadar vergimi ödemeliyim. Türkiye başta olmak üzere Avrupa`nın önde gelen ülkelerinden patentlerimiz bulunuyor. Gururla şunu söyleyebiliyorum ki; Annemin kullanmadığı hiçbir ürünü satmam."
Türkiye`de zayıflama pazarının son yıllarda karalandığını anlatan Gündoğdu, "Küçücük kremler mucize diye anlatılıyor. Bu kremler yalan yanlış vaatlerle dünyanın paralarına satılıyor. Sağlık Bakanlığı bu alandaki denetimleri sıklaştırmalı. Hayatta hiçbir şey mucize değildir. Tüketici günde 8 bardak su mutlaka tüketmelidir. Beyaz ekmeği bırakmak zorunda. En az yarım saat hareket etmek zorunda. Birazcık yiyeceklere dikkat etmek zorunda. Diyet değil, sağlıklı beslenmeyi öneriyoruz. Boy ve kiloya uygun bir
sistem öneriyoruz. Zayıf insan demek, sıfır beden insan demek değildir. Makul bir kalça, göbek, bel vücudun anatomisini taşıyabileceği bir kilo yeterlidir. İnsanlara zayıflama uğruna zor hedefler konulmamalı" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Büyükşehir Hayvan Barınağı’nın kapasitesini artırıyor Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde yer alan Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yeni bakım merkezleri yapılacak. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Toplamda 10 dönüm arazi üzerinde yer alan Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’mize ek olarak 3.5 dönümlük alana sokak hayvanlarımızın refahı için açık gezinti alanı ilave ederek kapasitemizi 2500’e çıkartacağız” dedi. Erzurum’a yeni hayvan bakımevi yapacağını müjdesini veren Başkan Sekmen, “Mevcut barınağımızın bulunduğu bölgede toplamda 80 dönüm üzerinde ülkemizin en modern Hayvan Barınağı’nı Erzurum’a kazandıracağız. İki yılda tamamlanacak olan merkezimiz Türkiye’de örnek olacak” kaydını düştü. Sekmen ayrıca, barınak bünyesinde yer alan mama üretim merkezinin de önümüzdeki günlerde hizmete açılacağını belirtti. “Sıcacık sevgimizle patili dostlarımızın da daima yanlarındayız” Sosyal medyada ‘Patili dostların toplatılması ve mama bulunmaması’ şeklindeki paylaşım ve yorumların iftira olduğunu ifade eden Başkan Sekmen, şunları kaydetti: “Erzurum’daki her can bize emanet. Erzurum ve bölgeye hizmet eden Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’miz gerek sunduğu hizmet ve gerekse de standartların üzerinde olan altyapısıyla Doğu Anadolu Bölgesi’nin en etkin kurumlarının başında geliyor. Köpek evi, kedi evi, mama üretim merkezi, ameliyathane, yoğun bakım gibi birçok birime sahip olan merkezimizi sosyal medyada yorum ve yalan haberlerle karalamaya çalışan kişileri şiddetle kınıyorum. Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’mizde hayatı paylaştığımız can dostlarımızın daha iyi şartlarda yaşaması için sıcacık sevgimiz ile onların daima yanlarındayız. Hayvan dostlarımızı beslemeye ve sağlıklarını kontrol etmeye büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Güvenli ve sağlıklı bir şekilde barınan sevimli dostlarımızın tedavi ve bakım ihtiyaçlarını titizlikle sürdürüyoruz. Her an, her durumda dostlarımızın yanındayız. Bir yandan şartlarımızı iyileştiriyor bir yandan da iftira atarak merkezimizi karalamaya çalışan şer odaklarıyla mücadele ediyoruz.” “Kedi ve köpeklerimiz emin ve güvenli ellerde” Erzurum Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’nde binlerce kedi ve köpeğin tedavi altına alındığını ifade eden Başkan Sekmen, “Erzurum’da patili dostlar emin ve güvenli ellerde” şeklinde konuştu. Sekmen, kentte 10 bin metrekarelik alanda çalışmalarını sürdüren Rehabilitasyon Merkezi’nde sokak hayvanlarının tüm bakım ve tedavilerinin yapıldığını, ergenliğe gelen kedi ve köpeklerin de kısırlaştırıldığını bildirdi. Başkan Sekmen, Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde patili dostlara en iyi hizmeti vermeye devam edecekleri kaydetti. Başkan Sekmen, “Barınağımız halkımızın ziyaretine daima açıktır. Vatandaşlarımız, barınağımıza haksız ithamlarda bulunanlara, iftira atanlara ve sosyal medyadan karalama kampanyası yapanlara asla itibar etmesinler” dedi.
Bursa Uludağ’da sömestr öncesi tatilciye müjde Az kar az müşteri ile yılbaşını neredeyse bay geçen Uludağ’da umutlar sömestır tatiline bırakıldı. Yılbaşından ders çıkaran Türkiye’nin en önemli kayak ve kış turizm merkezlerinden Uludağ’da yaklaşan sömestır öncesi fiyatlar yarı yarıya aşağıya çekildi. 1 ay erken başlayan sezonu sömestır tatili ile fırsata çevirmeyi hedefleyen otel işletmecileri yılbaşına oranla fiyatlarında yüzde 50’lik bir indirime gitti. Gecelik 15 bin tl olan otel odaları 5 bin tl fiyatları ile büyük bir bölümü öğrenci olan tatilcilere kiralandı. Sömestırda yüzde 100 doluluk bekleyen işletmeciler 1980’li yılları andıran Uludağ’da uzun bir aranın ardından ilk defa bu kadar yoğun bir sezonun yaşandığını söyledi. Okullar tur üzerine tur düzenliyor Cuma günü tüm okullar sömestır tatiline girmeye hazırlanıyor. Uludağ’daki avantajlı fiyatları kaçırmak istemeyen tur şirketleri okullar genelinde Uludağ’a turlar düzenleyip öğrencilerin uygun fiyatla tatil yapmasını sağlıyor. Somestır tatili için Otobüslerle Uludağ’a gelen öğrenciler Zirvedeki kalabalığın en büyük kısmını oluşturuyor. Sometır tatili boyunca yapılacak gençlik festivalleri ve konserler öğrencilerin bu yıl Uludağ’ı tercih etmesindeki en büyük etkenlerden biri. Ayrıca buna yapılan son fiyat indirimleri ile ucuzlayan konaklama, kayak hizmetleri ve kolay ulaşımda eklenince Uludağ’ı tercih etmek öğrenciler için kaçanılmaz oluyor. Kayak ders ücretlerininde fiyatı düştü Türkiye genelinde 450 tane kayak öğretmeninin 220 tanesi Uludağ’da aktif görev yapıyor. 5 senedir istedikleri yoğunluğa ulaşamadıklarını belirten kayak öğretmenleri bu yıl 1 ay erken başlayan sezonu iyi değerlendirmek için sömestır öncesi diğer kayak merkezlerine oranla fiyatlarında indirime gitti. Yılbaşına oranla fiyatları yüzde 30, yüzde 40 geri çektiklerini anlatan Türkiye Kayak ve Snowboard Öğretmenleri Derneği Başkanı Yahya Usta, "Sömestr tatilinde beklentimiz çok yüksek. Burada işletmecilere ve otelcilere büyük görev düşmekte. İşletmeciler fiyatları çok fazla yükseltmedi. Bizde eğitmenler olarak ülkemizdeki krizi göz önünde bulundurarak ders fiyatlarında çok fazla bir artış yapmadık. Tatilcinin eli devamlı cebine gitmemeli. Hocaya, kayak odasına ve skipassa ayrı ödeme yapmamalı. Biz eğitmenler olarak elimizden geleni yapıyoruz. Fiyat olarak yüzde 30-40 civarında bir oynama oldu. Bunu yapmak zorundayız çünkü sezonu bir daha geri getiremiyorsun" dedi. Uludağ bu yıl 80’li yılları andırıyor Bu yıl Aralık ayında kar yağışının başladığı Uludağ’da son iki gündürde aralıksız kar yağışı devam ediyor. Cuma günü başlayacak somestır tatili öncesi zirvede kar kalınlığı 70 santimetrenin üzerine çıkmış durumda. Uludağ’ın bu sezon Aralık ayında başlayan kar yağışıyla 1980’li yılları hatırlattığını aktaran Yahya Usta, 2 yıl pandemi süreci, daha sonrasında ülkemizde yaşadığımız deprem ve kurak geçen kış sebebiyle olumsuz sezonlar geçirdik. Bu yıl 15 Aralık itibariyle sezon açıldı. Uludağ bize şu an 80’li yılları andırıyor. Kar kalınlığı yaklaşık 70 santim civarında. Saha insanı olarak biz hep en erken kar Uludağ’a düşer, en geç Uludağ’dan kalkar diyoruz. Uludağ 15 Aralık’tan beri bize 80’li yılları hatırlatıyor" dedi. "Otelde konaklayan tatilci kayağa ve skipassa para ödememeli, kendi insanımızı kendi ülkemizde tutmamız lazım" Kars, Kayseri ve Erzurum gibi diğer kayak merkezlerine gitmek isteyenlerin tüm günlerinin havalanlarında geçtiğini ifade eden Usta, Uludağ’a İstanbul, İzmir, Ankara’dan gelenler günübirlik bile kayak yapabiliyor. Ulaşım masrafları önemli gidiş-dönüş ciddi rakamlara tekabül ediyor. Ulaşım masrafları ile Uludağ’da konaklama yapılabiliyor. Bunlar Uludağ için önemli bir avantaj. Bunun yanında eksiklerimiz de var Uludağ’da en büyük eksikliklerimizin biri ışıklandırmanın az olması. Birkaç noktada ışıklandırma var ama yeterli değil. Otelde konaklama için öğleden sonra geliyorlar. 2 saat kayak kayıyor gün bitiyor. Işıklandırma yeterli seviyede olursa akşama kadar uzatabiliriz. Gelen vatandaşlar tatili doya doya yapmış olur. Skipass, kayak, eğitim için ayrı ayrı ücret ödeniyor. Bu ücretlerin otel konaklaması içerisinde alınması gerekiyor. Bunun örneği şu an Erzurum’da var. Çünkü 2 çocuklu bir aile hepsini ayrı ayrı almak zorunda. Öğretmenler olarak korsan eğitmenler konusunda sıkıntımız var. Biz elimizden geldiğince önüne geçmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımızı da bilinçlendiriyoruz. Sakatlık olunca tekrar geriye dönüşün olmuyor. Günü birlikçilerden şikayet edenler oluyor. Bu ülke hepimizin. Tabi ki günü birlikçiler de olacak. Ama sahaları ayırmak gerekiyor. Bir düzenleme yapılması lazım. Pist güvenliğinin olması gerekiyor. Tesislerde sıra oluşuyor ama düzenli sıralama olursa biz bunun üstesinden geliriz. Kendi insanımızı kendi ülkemizde tutmamız lazım" diye konuştu. Yaklaşık 5 bin yatak kapasiteli otel ve tesislerde yarıyıl tatili için rezervasyon hareketliliği başladı. Uludağ’daki esnaf da hazırlıklarını tamamlayarak misafirlerini beklemeye başladı.