GENEL - 16 Nisan 2012 Pazartesi 12:48

KÜÇÜKÇEKMECE`DE "LÜLEBURGAZ TROCKYABLUES" RÜZGARI ESTİ

A
A
A
KÜÇÜKÇEKMECE`DE "LÜLEBURGAZ TROCKYABLUES" RÜZGARI ESTİ

Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi, "Roman Değil, Enstrüman Müziği" sloganı ve kendilerine özgü tarzlarıyla müziklerini icra eden "Lüleburgaz Trockyablues" grubunun coşku dolu konserine ev sahipliği yaptı.
Balkan-Trakya ekseninde, türkülere, semah ve zeybek temalarına uzanan bir ses coğrafyasında daha çok doğaçlamalara dayanan enstrümantal müzik icra eden grubu izlemeye; Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin İpek`in yanı sıra çok sayıda katılımcı yoğun ilgi gösterdi. İbrahim Metin Baltacı`nın yönettiği Lüleburgazlı sekiz kişiden oluşan orkestra izleyicilere bir konser olmaktan çok daha öte keyifli ve unutulmaz bir müzik şöleni yaşattı.
Gecede grup, dinleyicileri sahneye alarak bambaşka bir gösteri ortaya koydu. Diğer konserlerden farklı olarak seyirci korosu etkinliğine sahne olan programda, seyirciler ünlü besteci ve söz yazarı Yusuf Nalkesen`in şarkılarını hep bir ağızdan sahnede söyledi.
SEYİRCİ KOROSU RENK KATTI
Lüleburgaz Trockyablues Grubu kurucusu Edebiyat Öğretmeni İbrahim Metin Baltacı kendi projeleri olan seyirci korosu etkinliğine dikkat çekerek, "Kültür acayip bir şey. Bizleri mutlu eden, 7 yaşındaki ve 70 yaşındaki insanları aynı sahnede, ünlü bestekarların şarkılarında buluşturmak. Projenin amacı ise, emek vermiş bestecilerimizi ve unutulmaz sesleriyle gönüllerimizde yer eden kıymetli sanatkarlarımızı anmak. Bugün "popüler kültür" içinde unutulmaya yüz tutmuş bu büyük sanatçılarımıza karşı vefa
borcumuzu bir nebze de olsa ödeyebilmektir" diye konuştu.
Seyirciler Trockyablues`ın icrasıyla söz ve bestesi Yusuf Nalkesen` e ait olan "O Ağacın Altı, Dargın Ayrılmayalım Diye Koştum Sana Ben, Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var" gibi birbirinden değerli şarkıları sahnede hep bir ağızdan söylediler. Programda Baltacı, Yusuf Nalkesen`in hayat hikayesinden kesitleri de sundu.
İki saat sahnede kalan orkestra, programın devamında ise 9/8`lik müziklerle katılımcıları oynattı. Grubun kurucusu İbrahim Baltacı, şarkılar eşliğinde katılımcılarla dans da edince, ortaya düğün havasında unutulmaz bir konser ambiyansı çıktı. Katılımcılar, orkestranın icra ettiği "Bu Fasulye ve Karaçalı" gibi roman şarkılarına oynayarak eşlik etti.
Küçükçekmece`de kültüre ve sanata farklı bir önem verildiğinin altının çizen Baltacı, katılımcılara teşekkür ederek, "Siyah-beyaz bir hayattan bahsettik. İzleyici kitle çok güzeldi. Sanki olması gereken herkes buradaymış gibi hissettik" diye konuştu.
Başkan Yardımcısı Hüseyin İpek de tüm orkestra adına Baltacı`ya çiçek hediye ederek, "Son yıllarda izlediğim en coşkulu programlardan biriydi. Seyircinin ve sanatçının coşkusu hiç düşmedi. Keyifle izledim. 7`den 70`e herkes bu etkinlikte kendinden bir şeyler buldu. Bu coşku için Lüleburgaz Trockyablues`a ve kötü hava koşullarına rağmen buraya gelen tüm katılımcılara teşekkür ederim." dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 11 yıl sonra ülkesine dönecek olan Suriyeli gençten anlamlı teşekkür Hatay’da bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan ülkesine dönecek olan 19 yaşındaki genç Yusuf Almir, "Türk milletine bizi çok güzel ağırladıkları ve bize sabrettikleri için teşekkür ederim" dedi. Suriye’de 13 yıl süren iç savaşın ardından muhalif güçler, 61 yıllık Baas rejimine son vermişti. Ülkelerinde savaşın son bulmasıyla savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, yeniden ülkeye dönmeye başladılar. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan ülkelerine dönen Suriyeliler, umutla ülkelerine dönüyorlar. 11 yıl sonra ülkesine dönecek olan 19 yaşındaki Yusuf Almir, vatanına geri döndüğünde ilk olarak okula gideceğini ve doktor olmak istediğini belirtti. "Ülkeme ilk defa gittiğimde okula gideceğim ve doktor olmak istiyorum" 11 yıl sonra ülkesine döndüğünde ilk olarak okula gideceğini ifade eden Yusuf Almir, "11 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. 15 kişilik bir aile ile Türkiye’ye geldik. Yengemi Suriye’ye gönderip ben tekrar geri döneceğim. Akrabalarım oralarda yerleşsinler sonra ben de gideceğim. Suriye’deyken Halep’te yaşıyorduk. Halep’te bizim evimiz yok, yıkıldı. Ev ayarlamaya çalışıyoruz orada. Ev ayarladıktan sonra hepimiz Suriye’ye gideceğiz. Savaşın bitmesine çok mutluyuz. Suriye’ye ilk gittiğimde okula gideceğim çünkü Türkiye’de hiç okula gitmedim. Okula gitmedim ama okuma yazma iyi biliyorum. Ülkeme ilk defa gittiğimde okula gideceğim ve doktor olmak istiyorum. Doktorluğu çok seviyorum. Türk milletine bizi çok güzel ağırladıkları ve bize sabrettikleri için teşekkür ederim. Esad’ı Allah’a havale ediyorum. Allah hakkımızı alacaktır. Suriye daha güzel olacak inşallah. Suriye eskisinden daha güzel olacak ama 5 yıl zaman gerekiyor. Hepimiz geri dönmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Nazım Hikmet 123’ncü doğum gününde Şişli’de düzenlenen programda anıldı Türk ve dünya edebiyatının en büyük şairlerinden Nazım Hikmet, 15 Ocak’ta doğumunun 123’üncü yıl dönümünde Şişli Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen programla anıldı. Şairin izlerini taşımaya devam eden sanatçılar programa yoğun ilgi gösterdi. Şişli Belediyesi ve Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nca düzenlenen programla evrensel şair Nazım Hikmet, 123’üncü doğum gününde şiirleri ve bestelenmiş eserleriyle anıldı. Dün akşam Harbiye Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda “Nazım 123 yaşında: Ne güzel şey hatırlamak seni" temasıyla gerçekleşen etkinlikte büyük şairin izlerini taşımaya devam eden sanatçılar yer aldı. Programın sunuculuğunu Altan Gördüm yaparken, açılış konuşmasını Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Oral gerçekleştirdi. Anma etkinliğinde, hayatını kaybeden Genco Erkal’ın sesinden Nazım Hikmet’in "Otobiyografi" şiiri dinletildi. Ardından Halil Ergün, Tilbe Saran ve Selçuk Yöntem şairin çeşitli şiirlerini seslendirdi. Levent Ülgen ise, ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan "Kartallı Kazım" bölümünü sahneledi. “Barışa, kardeşliğe, özgürlüğe bir çağrıydı adeta Nazım’ın dizeleri” Programda konuşan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, "Doğumunun 123. yılında devrimci düşüncenin, insan ve memleket sevgisinin, özgürlük tutkusunun, güçlü sesi Nazım Hikmet’i anmak için bir aradayız. ‘Ne güzel şey hatırlamak seni’ diyen Nazım dostları hepiniz hoş geldiniz. Nazım Hikmet sadece bir şair olarak değil, halkların sesi, zulme direnen bir kalem, ezilenlerin yanında olan bir düşünürdü. Zindanlarda sürgünlerde yılları geçti. 1938’de “Orduyu isyana teşvik” gibi asılsız bir suçlamayla 13 yıl esir hayatı çekti. Fakat o demir parmaklıklar arkasında umudu büyüttü, halkın direncini, gücünü, eşitlik hayallerini, şiirleriyle besledi. Barışa, kardeşliğe, özgürlüğe bir çağrıydı adeta Nazım’ın dizeleri. Savaş meydanlarında, silahın yerini alan onun sözü oldu ama Nazım’ın dizelerinde sadece isyan yoktu. Aşk da vardı. Aşk bireysel bir his olmanın ötesinde memleket aşkıydı, insan aşkıydı, adalete aşktı, özgürlüğe aşktı, barışa olan aşktı. Nazım Hikmet’in sanatı ve bu aşkı ve politik düşüncesi Moskova’dan Varşova’ya Berlin’den Bakü’ye kadar olan sürgün yıllarında bu ses dünyanın dört bir tarafında yankılandı. O ezilen halkların hak arayışının, direnişinin şiirleriyle bir temsilcisiydi. Bugün bizler Nazım Hikmet’in mirasından beslenerek barış için özgür ve eşit bir toplum ideali için çalışıyor ve mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu. “‘Şişli’de Bir Nazım’ kitabı bugün sizlerle buluştu” “Şişli Belediyesi olarak hazırladığımız çok değerli eseri sizlerle buluşturmanın büyük mutluluğunu yaşıyoruz. ‘Şişli’de Bir Nazım’ kitabı bugün sizlerle buluştu. Nazım Hikmet’in Şişli’de geçirdiği yılları sanatına olan etkilerini bıraktığı izleri çok önemli bir dokümanda topladık. Şişli’nin Nazım’a, Nazım’ın Şişli’ye kattıklarını belgeledik. Şişli’nin belleğine bir doküman olarak bıraktık. Ben bu değerli çalışmaya katkı koyan tüm arkadaşlarımızdan, editör arkadaşlarımızı, değerli araştırmacıları, vakfı gerçekten tebrik ediyorum. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Nazım Hikmet’in bize bıraktığı mirası bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Özgürlüğe olan inanç, barış, halkların kardeşliği ve adalete duyulan büyük özgürlük” dedi.
Ankara 9 ilde “Siberağ-15” operasyonu: 21 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 9 ilde düzenlenen “Siberağ-15” operasyonunda hesaplarında 2017-2024 yılları arasında saadet zinciri yöntemiyle 30 milyar 478 milyon 473 bin TL işlem hacmi tespit edilen 21 şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 9 ilde "nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması" suçlarına yönelik jandarma tarafından düzenlenen “Siberağ-15” operasyonunda hesaplarında 2017-2024 yılları arasında saadet zinciri yöntemiyle 30 milyar 478 milyon 473 bin TL işlem hacmi bulunduğu tespit edilen 21 şüphelinin yakalandığını belirtti. Bakan Yerlikaya, operasyonlarda 752 adet banka/kripto para hesabına el konulduğunu, şüphelilerden 18’inin tutuklandığını, 3’ü hakkında ise adli kontrol kararı verildiğini kaydetti. Bakan Yerlikaya, operasyonla ilgili şu bilgileri verdi: "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinasyonunda İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İstanbul, Ankara, Adana, Denizli, İzmir, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir ve Samsun’da düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin sosyal medya platformları üzerinden yüksek kazanç vaadiyle ’reklam izle para kazan’ reklamları yayınlamak ve saadet zinciri yöntemiyle çok sayıda vatandaşımızı dolandırarak haksız kazanç sağlamak suçlarından savcılıklarımızca haklarında soruşturma başlatıldı. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda bilgisayar, telefon, taşınabilir bellek ve banka/kredi kartı ele geçirildi. Siber dünyadaki güvenliğimiz için sanal devriyelerimiz 7/24 görev başındadır. Operasyonları koordine eden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren kahraman jandarmamızı tebrik ediyorum."