GENEL - 13 Nisan 2012 Cuma 09:31

HİSAR, SWAROVSKİ`NİN ZERAFETİYLE BULUŞTU

A
A
A
HİSAR, SWAROVSKİ`NİN ZERAFETİYLE BULUŞTU

Yıllardır sofraları sanatla buluşturan Hisar, ürünlerini Swarovski`nin zarafetiyle buluşturdu. Beş yıllık işbirliğinden doğan başarı iki dev firmanın düzenlediği toplantıyla kutlandı.
İki dünya markası olan Hisar ve Swarovski buluşmasından doğan Hisar Diamondline bir milyonuncu ürünü dolayısıyla bir organizasyon düzenledi. Düzenlenen organizasyonda iş dünyasının birçok temsilcisi bir araya geldi. "İyi tasarım herkesin hakkıdır" sloganıyla tasarım harikaları yaratan, taşın markalaştığı Swarovski ile yaptığı işbirliğiyle zarafeti sofralara taşıyan Hisar ürünleri konuklar tarafından ilgiyle incelendi.
Yıllar önce bir tasarım grubu oluşturduklarını belirten Hisar Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Erdoğan, "Yaklaşık 44 yıldan beri çeliğe şekil veriyoruz. Ana konumuz çatal,kaşık,bıçak, çelik tencere, düdüklü tencere, çaydanlık ve masa üstü aksesuarları imalatıdır. Başarılı tasarımcılarla iş birliği yaptık. Bu da bizi sektörümüzde farklı bir yere taşıdı. Daima takip eden değil, takip edilen öncü bir firma olarak bu günlere geldik. Bundan 5 yıl kadar öncede Swarovski ile bir işbirliğine girdik. Sadece
Türkiye`de değil, dünyada ilk defa Swarovski`nin Zirconia taşlarıyla kendimize has bir teknikle çatal, kaşık, bıçak üzerine bir uygulama yaptık. Bu çok ilgi uyandırdı. Bunun patentini de aldık. Bu taşlara baktığınızda gerçekten bir pırlanta zannediyorsunuz. Çok düzgün kesilmiş, orjinali kadar gerçek taşlar bunlar. Bu özellikli taşlar izim ürünlerimize de ayrı bir değer katıyor" dedi.
İsmail Erdoğan, "Müşteri memnuniyetini tam anlamıyla yerine getirmek. Biz bu konuda sektörde ilklere imza attık. Dünya markası olmak gibi çok büyük bir hedefimiz var. Dünyanın 10 markası içinde olmak istiyoruz. Swarovski ile iş birliği yaptığımız bu 5 yıl içerisinde 1 milyon adet taşı ürünlerimizde kullandık. Bu sayıya geldiğimizde de bu kutlamayı yapmaya karar verdik" diye konuştu.
Hisar Yönetim Kurulu Üyesi Selim Erdoğan, "1968 yılından bu yana Sofra Sanatı"na öncülük eden markamız Hisar için, bu gün çok özel bir gün. 44 yıldan bu yana sektörde birçok ilke imza attık. İşte bugün de o ilklerden biri. Tasarım anlayışımızla sektörümüzde bir fark yarattık ve Swarovski ile iş birliği gerçekleştirdik. Dünyada bir ilke imza attığımız bu iş birliğinde Swarovski`nin Zirconia taşlarını çatal kaşık ve bıçaklarımıza üstün bir teknoloji ile uyguladık. Bu işbirliğinin ve uygulanan teknolojinin
dünyada bir ilk olmasının zücaciye sektörü için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
Swarovski Gems Ortadoğu Türkiye Genele Müdürü Mazen Nouneh, "Bizim için Ortadoğu en önemli marketlerimizden biri. Dubai Ortadoğu`daki merkezimiz. Türkiye en yüksek müşteri potansiyelimizin olduğu ülke. Bu nedenle Türkiye`de olan disbritörlerimizle ilişkilerimiz iyi gelişiyor. Zaman zaman performans ziyaretinde bulunuyoruz. Özellikle son 3 yılda Türkiye ileri boyutta birçok ülkeyi geçti. O nedenle Türkiye`ye ve özellikle İstanbul`a çok önem gösteriyoruz. Segmentimizi genişleterek, ürün satışlarımızı
yükseltmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
Nouneh, "Hisar grubuyla çalışmamız 5 yıl öncesine dayanıyor. Hisar sektöründeki başarılı şirketlerden bir tanesi. Ortadoğu`da da çok ürünlerini görüyorduk. Swarovski olarak biz biriyle çalışacağımız zaman en önemli şey o markanın ne olduğu. Hisar`a gelince kendini ispatlamış ve oldukça tanınmış bir marka. Her biri kendi sektörlerinin lider ve en önemli markalarından olan Hisar ve Swarovski`yi birleştirerek bir marka değeri oluşturmayı hedefledik. 5 yıl önce başladığımız bu ürün günümüzde çok gelişti.
Hisar ve Swarovski iş birliğiyle hayat bulan Hisar Diamondline serisindeki tüm ürünler Swarovski Zırconıa imzasını taşıyor. Hisar Diamondline koleksiyonundaki tüm ürünlerde kübik Zırconıa taşları kullanılıyor. Bu kesim ideal kesimdir. Bunun anlamı şudur. Parlaklık ve billurluk yönünden de elmasa en yakın olandır. Bu da Hisar`ın değerine değer katıyor. İki tane değerli bir ürünü bir araya getirirseniz sonuç muhteşem olur. Biz de Swarovski ve Hisar olarak bunu yaptık" dedi.
Swarovski Elements Türkiye Müdürü Sencer Deren de, "Swarovski olarak iki ana iş kolumuz var. Bir tanesi endüstriyel ürünlerde komponent satılması, ikincisi ise tasarıma dayalı ürünlerin piyasaya sürülmesi. Biz Swarovski Türkiye olarak komponent satımından sorumluyuz. Türkiye`de tekstilden ev aksesuarlarına kadar çok farklı müşteri yelpazemiz var. Bunlar Swarovski Elements ürünlerini, kendi ürünlerine uygulayarak müşterilerine sunuyorlar. Swarovski kristalde jenerik bir hale gelmiştir. Parlayan her şeye
Swarovski denilmesinin sebebi de budur. Hisar ile olan ilişkimiz 5 yıl önce başladı. İki markanın işbirliği kristali sofralarla buluşturdu ve bu birliktelikten çok iyi sonuçlar aldık" dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Hisar ve Swarovski`nin yöneticileri pasta keserek başarılarını kutladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: "İlk işimiz İstanbul Sözleşmesi’ne dönmek olacaktır" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Seçime giderken toplumsal muhalefeti ayırmadan, birbirine düşmesine izin vermeden, sarayın oyunlarıyla ayrı ayrı durmalarına ve yeni seçim yenilgilerine sebebiyet vermeden, sorumlulukla tüm muhalefetle, omuz omuza, kol kola girerek hep birlikte önce ilk iş bu iktidarı değiştireceğiz ve iktidar olacağız. Ardından bu ülkede, eşitlik gelsin diye atılması gereken ne adım varsa hep birlikte buralarda konuştuğunuz, tartıştığınız, ürettiğiniz tüm çözüm önerilerini hayata geçireceğiz. İlk iş, iktidarımızın cumhurbaşkanının atayacağı ilk imza İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden Meclis’e yollamak olacak" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığının düzenlediği Çare Eşitlikte Çalıştayı’nda konuştu. Özel, "Seçimde dünya kadar söz verdiler, dünya kadar. Emekliye verdiler, ‘Sizi asla enflasyona ezdirmeyeceğiz’ dediler. Asgari ücretliye söz verdiler, ‘Yılda iki zam normal dört de yapabiliriz’ dediler. Çiftçiye söz verdiler, ‘Gayrisafi milli hasılanın yüzde birini prim olarak vereceğiz, sizi destekleyeceğiz’ dediler. Esnafa söz verdiler, öğretmene söz verdiler, gençlere söz verdiler, mülakat mağduru öğretmene ve memura söz verdiler. Hiçbir sözü tutmadılar. Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimde verip de önceden, tuttuğu ve arkasında durduğu tek söz var. O söz de Hüda-Parcılara, Hizbullahçılara verdiği İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma ve bir daha girmeme sözüdür. Bir tek bu sözü tutmaktadır. Peki biz ne yapacağız? Bendeki not, partinin müktesebatıyla, yazılmış belgeleri ile sınırlı. Şüphesiz bu çalıştayın yani ‘Çare eşitlikte’ dediğiniz bu çalıştayın çıktıları ve sonuç bildirgesi yeni çerçevemiz olacak. Öncelikle ilk olarak önümüzdeki ilk seçimde, seçime giderken toplumsal muhalefeti ayırmadan, birbirine düşmesine izin vermeden, sarayın oyunlarıyla ayrı ayrı durmalarına ve yeni seçim yenilgilerine sebebiyet vermeden, sorumlulukla tüm muhalefetle, omuz omuza, kol kola girerek hep birlikte önce ilk iş bu iktidarı değiştireceğiz ve iktidar olacağız. Ardından bu ülkede, eşitlik gelsin diye atılması gereken ne adım varsa hep birlikte buralarda konuştuğunuz, tartıştığınız, ürettiğiniz tüm çözüm önerilerini hayata geçireceğiz. İlk iş, iktidarımızın cumhurbaşkanının atayacağı ilk imza İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden Meclis’e yollamak olacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin geçirdiği ilk kanun İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacak. Bana kalırsa halen yürürlüktedir. Kendim de dava açtım Danıştay’da, ikiye bir reddettiler. Sizin davalarınızı da reddettiler ama uluslararası kuruluşlara da yazıyoruz, bizce yürürlüktedir” ifadelerini kullandı. İktidarın muhaliflerin özgürlüğünü kısıtladığını dile getiren Özel, “Önce Esenyurt‘ta tamamen hukuksuz bir arama, kötü muamele ve altı tamamen boş gerekçelerle Ahmet Özer başkanımızı tutukladılar. Sonradan tutuklama gerekçesine bir şey bulamayıp bir de gizli tanık peydahladılar. İstanbul’un en hızlı iddianame yazan savcısı 200 kişiye 4 günde iddianame yazarmış, bir Ahmet Özer‘e gerekçeleri dolduramadığı, bulduramadığı, uyduramadığı, uydurulanları yazamadığı bir halde. Halen daha biz ondan iddianame bekliyoruz. Diğer taraftan Mardin’e, Halfeti’ye de kayyumlar atamışlardı, eleştirdik. Bizim belediyemiz dışındaki üç belediyeye de. Dün de Tunceli’ye ve Ovacık’a. Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül‘e bir suç icat edip ona da kayyum atadılar. Suç şu: 12 yıl önce bir cenazeye gitmiş ve o cenazenin suç olduğunu, bundan iki yıl, cenazeden 10 yıl sonra devletimiz idrake varmış. ‘O bir terör örgütü faaliyetidir, o cenazeye gitmek’ diye dün, geçen hafta altı yıl ceza verdiler Mustafa Sarıgül‘e. Bir kere milletimizin önünde Erdoğan’a, çünkü bu kararlara o veriyor, ‘Her şey bende’ diyor ya ondan. Elverişli bir emir erini yollamışlar İstanbul’a, o da orada istedikleri kararları veriyor” diye konuştu.
Muğla Başkan Köksal, “Türkiye’de ilk korumacılık Muğla’da başladı” Tarihi Kentler Birliği 2024 yılı Olağan İkinci Meclis Toplantısı Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi ev sahipliğinde 300 Belediye Başkanı ve 500 Meclis üyesinin katıldığı toplantı, Marmaris’te başladı. Başkan Köksal, “Türkiye’de ilk korumacılık Muğla’da başladı” Tarihi Kentler Birliği toplantısında sunum yapan Menteşe Belediye Başkanı Şehir Plancısı Gonca Köksal, “ ÇEKÜL Vakfı Kurucu Başkanı, Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in ifade ettiği ’Biz Türkiye’de korumacılığı 1973’te Muğla’da başlattık, o zamanki yerel yönetim olmasaydı bunu başaramazdık’. Biz bugün Sayın Kerem Ekinci’yle Türkiye’nin ve Muğla’nın koruma tarihini, değerli büyüğümüz, sevgili hocam Oktay Ekinci’nin ’Yaşayan Muğla’ kitabı üzerinden ele alacağız. Değerli hocam Oktay Ekinci kültür varlıklarının, tarihi dokuların korunmasında öncü bir isim ve çok değerli bir meslek büyüğümüzdür. Hayatını kültürel mirasın korunmasına adayan sevgili hocam Oktay Ekinci’yi bir kez daha sevgiyle, saygıyla ve minnetle anıyorum. Oktay Hocam, ‘İnsanın yaşayamadığı bir mekân yaşamaz’ der. Yalnızca fiziksel dokunun korunması değil, önemli olan bu dokunun içinde yaşamın olması ve akmasıdır. Menteşe Karabağlar Yaylası sadece coğrafi bir alan değil, insanın toplumsallığını, dayanışmasını, üretimi yeniden ördüğü müşterek mekândır. Mescitler, kahvehaneler, meydanlar. Her bir buluşma, üretim ve paylaşım alanıdır Karabağlar’da” 25 anıtsal yapı 1974 yılında resmen koruma altına alındı Başkan Köksal, korumaya yönelik ilk resmi girişimlerin 25 adet anıtsal yapının 1974 yılında resmen koruma altına alınmasıyla başladığını belirtti. Koksal, Sivil Mimarlık Örneklerinin Tescili ve Kentsel Sitin Korunmasına Yönelik Kararların cami, mescit, hamam gibi tek yapıların koruma altına alınmasından sonra 1975 - 1979 arasında sivil mimarlık örneklerinin yaşatılmasına, kültür mirasımızın kentsel sit ölçeğinde korunmasına yönelik kararlar alındığını kaydetti. 1979 yılında 178 ev koruma altına alındı Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, 1979 yılında 178 evin, korunması gereken eski eser ve sit sınırlarının belirlendiğini ifade etti. Başkan Köksal, “Ülkenin birçok kentinde sit alanları, eskimiş, köhnemiş, ömrünü doldurmuş, yıkılması ve kaldırılması istenen tarihi doku, o tarihte Muğla’da bir hazine olarak görülüp, sokak eskizleri yapılmış, kentsel tasarım detaylarına, yapı detaylarına (bacalar, cepheler, kat planları, kapılar, tavan süslemeleri) kadar detaylı bir çalışma yapılmış. Oktay hocam hepsini eliyle çizmiş, belgelemiş” dedi. “Karabağlar Yaylası bizim için çok önemli” Başkan Köksal, “Karabağlar Yaylası doğal su sirkülasyonu, doğal su kanalları, irimleri, kesikleri, yayla yolları, içindeki camileri, kahveleri, yurtlarıyla bizim için çok önemli bir alan. Burası ile ilgili 1977 ylında sit kararı alınmış” dedi.