YEREL HABERLER - 10 Nisan 2012 Salı 13:53

BAŞKAN ŞENOL, MAKAMINI ENGELLİ BİR ÇOCUОA DEVREDECEK

A
A
A
BAŞKAN ŞENOL, MAKAMINI ENGELLİ BİR ÇOCUОA DEVREDECEK

15. Gaziemir Uluslararası Çocuk Şenliği 20 Nisan`da başlıyor. 10 gün sürecek şenlik için ilçedeki iki engelli derneği ile ortak çalışan ve engelli çocukların da şenliğe dahil edilmesini sağlayan Başkan Şenol, 23 Nisan günü de makamını engelli bir çocuğa devretme kararı aldı.
Gaziemir Uluslararası Çocuk Şenliği`nin 15.`si, bu yıl 20-29 Nisan tarihler arasında gerçekleştirilecek. Gaziemir ile özdeşleşen ve iki yıldır profesyonel bir anlayışla organize edilen şenliğe, bu yıl Azerbaycan, Almanya, Bosna Hersek, Bulgaristan (2 ekip), Kuzey Kıbrıs, Litvanya, Macaristan, Makedonya, Romanya ve Rusya ile ülkemizden de Mersin ve Zonguldak`tan 226`sı çocuk toplam 321 konuk gelecek.
Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, iki yıldır şarkısı, logosu, maskotu ve temaları ile marka haline getirmeye çalıştıkları şenlikle ilgili basın toplantısı düzenledi. Sarnıç Sosyal Tesisleri`ndeki toplantıya çok sayıda basın mensubu katılırken, teması ``Bilinçli çocuk, mutlu gelecek`` olarak belirlenen şenlikte bu yıl ilk kez, ilçede faaliyet gösteren Dünya Engelliler Derneği ve Engelsiz Yaşam Derneği ile ortak bir çalışma yürütüleceği ve engelli çocukların da şenliğe katılacağı açıklandı.
Şenlik Komitesi adına ilk sözü alan CHP`li Belediye Meclisi Üyesi Serdar Soysal, çalışmalara geçtiğimiz Eylül ayında başladıklarını ve Türk misafirperverliğine yakışır şekilde ağırlamaya hazır olduklarını söyledi. Engelsiz Yaşam Derneği Başkanı Gülgün Yorgancılar, İzmir`de ilk kez engelli çocukların da 23 Nisan`ı gönlünce kutlayacağını belirterek, farkındalık yarattığı için Başkan Şenol ve tüm emeği geçenlere teşekkür etti.
BAŞKANLIK MAKAMINA ENGELLİ BİR ÇOCUK OTURACAK
Dünya Engelliler Derneği Başkanı Ali Karaibrahimoğlu ise bugüne kadar engelli çocukların 23 Nisan kutlamalarından dışlandığını, çocukların eğlenceler katılamadığı için büyük üzüntü yaşadığını belirten duygusal bir konuşma yaptı. Başkan Şenol`un engelli çocukları şenliğe dahil ederek bir tabuyu yıktığını belirten Karaibrahimoğlu, ``Bu şenlikte ilkler yaşanacak, Başkan Şenol, 23 Nisan`da makamını engelli bir çocuğa devredecek, çok mutluyuz. Herkes Gaziemir`in iyi takip etsin`` diye konuştu.
Başkan Şenol, ülkemizin yüzde 12`sini engellilerin oluşturduğunu ve herkesin engelli adayı olduğunu belirterek, ``En önemli sorun da engelli ailelerinin eğitimi. Engelli çocuklar toplumdan dışlanmamalı. Derneklerimizin de katkısıyla bu yıl şenliği engelli çocuklarımızla birlikte kutlayacağız`` dedi. Başkan Şenol ve dernek başkanları konuşmaların ardından iş ortaklığı protokolünü de imzaladı.
Bu yıl Gaziemirlilerin şenliğe daha fazla katılmalarını sağlamak için aylar öncesinden ``Gücünü göster Gaziemir`` sloganı ile bir kampanya başlattıklarını da anlatan Başkan Şenol, ``Bu kampanya ile esnafı, sanayicisi, işadamı; kısacası yaşamını bu kentte kazanan herkesi, ``˜görkemli ve dünyaya örnek` bir şenlik yaratmaya çağırdık. Çok büyük bir katılım oldu ve herkes az ya da çok demeden gücü ölçüsünde maddi ve manevi destek verdi. Buradan tüm sponsorlarımıza tekrar teşekkür ediyorum, Gaziemir gücünü gösterdi`` diye konuştu.
HADİSE, ATİYE VE ÇELİK GAZİEMİR`E GELECEK
10 günlük şenliğin uluslararası bölümünün 5 gün süreceğini ifade eden Başkan Şenol, ``Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da yine ünlü sanatçılarla konserler düzenleyeceğiz. Atiye, Hadise ve Çelik de geçtiğimiz yıl hizmete açtığımız ve İzmir`in en büyük sahnesine sahip 10 bin kişilik şenlik alanımızda konser verecek. Çocuklara bayram armağan edilen tek ülke olan Türkiye`mizin adını şenlik sayesinde uluslararası arenada duyuruyor, Aziz Atamız`ın hatırasını yaşatıyoruz`` dedi.
GAZİEMİR ULUSLARASI ÇOCUK ŞENLİОİ
İlki, 1996 yılında gerçekleştirilen Gaziemir Uluslararası Çocuk Şenliği, 1999 yılında deprem felaketi ve 2003`teki Irak Savaşı dışında, 14 yıldır aralıksız gerçekleştiriliyor. Şenliğe bugüne kadar 23 ayrı ülkeden 5 bine yakın konuk çocuk katıldı. Şenliğin şarkısı, logosu ve maskotu da bulunuyor. Gaziemir`in yüzde 65`ini kaplayan ormanlık alanlarda yaşayan sincaplar, iki yıldır şenliğin maskotu olarak kullanılıyor. Bugüne kadar şenliğe katılan ülkeler ise şöyle; Azerbaycan, Kırgızistan, Bulgaristan, Makedonya, Çek Cumhuriyeti, Türkmenistan, Gürcistan, Moldova, Rusya, Ukrayna, Macaristan, Yugoslavya, Romanya, Bosna Hersek, KKTC, Polonya, Slovakya, Litvanya, Tataristan, Kuzey Osedya, Yunanistan, Hindistan ve Almanya. Şenliğe 2010 yılından itibaren yurtiçinden de konuk iller davet ediliyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.