YEREL HABERLER - 09 Nisan 2012 Pazartesi 14:18

KAR TANESİ, UNUTULMADI

A
A
A
KAR TANESİ, UNUTULMADI

Erzurum`da 12 Ocak 2012 tarihinde antrenman yaparken, kayak kazası sonucu hayatını kaybeden Aslı Nemutlu adına `www.aslinemutlu.net` internet sitesi açıldı.
Erzurum`un Konaklı Kayak Merkezinde Alp Disiplini Birinci Etap Yarışmasına katılmak için İstanbul`dan gelen milli kayakçı Aslı Nemutlu, 12 Ocak 2012 günü Bayanlar Süper G pistinde antrenman yaparken kayağının ayağından çıkması sonucu tahta perdelere çarparak yaşamını yitirdi. Ömrünün baharında hayata gözlerini yuman Aslı Nemutlu için `www.aslinemutlu.net` isimli internet sitesi açıldı. Hayatı, başarıları, fotoğrafları ve videolarının yer aldığı sitenin ana sayfasında Ayşe Nemutlu`nun kızına hamileyken yazdığı mektuba yer verildi.
Doğum haberiyle anne Ayşe Nemutlu`nun kızı Aslı Nemutlu`ya ilk mektubu.
``İlk defa anne olacağımı öğrendiğimde içimde birtakım garip hisler uyandı. Bunları şimdi bile tanımlayamıyorum, yarı şaşkınlık, yarı sevinç ve ileride neler olabileceğini tahmin edememe kuşkusu, belirsizlik. Sana hamile olduğumu Fethiye`ye yapmış olduğumuz bir haftalık seyahati dönüşünde öğrendim. Öyle bir seyahatti ki şaşarsın, seni bu seyahatte kaybedebilirmişim. Allahtan öyle bir şey olmadı ki, senin gibi bir kıza sahip oldum ``˜su kayağı, aerobik, yürüme, dalma` aklına gelebilecek, hamilelik için tehlikeli her sporu yaptım. Bu mutlu haberi babana telefon ile haber verdim, eve gelmesini bile bekleyemedim. Bu güzel müjdeden sonra ise baban eve nasıl geldiğini bilmiyormuş. O akşam bunu kutlamak, senin gelişinin mutluluğunu perçinlemek için yemeğe çıktık. Asıl yazmayı unuttuğum şey, doktorda bu mutlu haberi ilk defa anneannen ile duymuş olmam. Sevincinden gözünden yaşlar geldi. Büyükler için torun sahibi olabilmek herhalde çok güzel bir duygu olsa gerek. İnşallah her şey yolunda gidecek ve seni kucağımda tutabileceğim. Doktor Nesrin hanım; 6.ayın sonunda senin ``˜kız` olduğunu söylediğinde çok çok sevindim. Baban ise hamileliğimin gidişatından nedense hep senin erkek olacağını tahmin ediyordu; ama babanın unuttuğu bir şey vardı.``
BABA: KARTANEMİZ, PRENSESİMİZ SANA DOYAMADIK
Güneşli bir Perşembe günü 24 Mart 1994 günü saat 12.35`de İstanbul Kadiköy`de dünyaya gözlerini açan Aslı Nemutlu`nun babası Metin Nemutlu, kızının doğduğunda 52 santim boyunda, 3 kilo 400 gram ağırlığında olduğunu belirtti. Metin Nemutlu, küçük kızı Ece`nin 2001 yılında dünyaya geldiği dönemde Aslı`nın 1. sınıfta olduğunu anımsatarak şöyle dedi:
"Doğum öncesi bize çok kızmıştı. `Beni sevmediğiniz için mi annem kardeş doğuruyor?` demişti. Aslı`nın ilgilendiği diğer spor dalları ise su kayağı, wakeboard, kıteboard, surf idi. Adrenalin sporları da hep ilgisini çekmişti. Enterasandır hiçbir zaman kollektif sporlar ilgisini çekmedi. Bir tek sıkı bir Galatasaray taraftarı ve kart sahibi olarak futbol maçlarına giderdi. En son gittiği 3- 1 lik Fener maçından çok keyif almıştı. `Baba sonunda şeytanın bacağını kırdık, artık gözüm arkada kalmayacak` demişti. Aile içinde Ayşe ve Ece Fenerbahçeli, Metin ve Aslı Galatasaraylı olarak 2-2 idik. 18 yaşına basınca da kendisine çok güzel bir yaşgünü partisi yapmayı hayal ediyordu. Erzurum dönüşünde Ferhat abisinin desteği ile de en çabuk şekilde ehliyet alma özlemini bana çok belli etmese de içinde kıpır kıpır yaşıyordu. Böyle bir çocuk, güzel bir abla yetiştirdiğimiz için gururluyuz. Minicik hayatını bizim ailemizde geçirdiği içinde ona minnetarız. Sevgilimiz, kartanemiz, prensesimiz doyamadık sana."
Sitede, Türk Eğitim Vakfı`nda `Aslı Nemutlu bursu` açıldığı, başarılı öğrencilere burslar verilerek Aslı`nın bu fonla yeniden hayat bulacağına dikkat çekildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.