EĞİTİM
23 Kasım 2024 Cumartesi - 21:18 Vali Coşkun; “Öğretmenlerimiz, bir meşale gibi toplumumuzu aydınlatmaktadır” DENİZLİ (İHA) – Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. Vali Coşkun, mesajında; “Millet Mekteplerinin açıldığı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Başöğretmenlik’ unvanının verildiği bu anlamlı günde, mesleğini büyük bir özveriyle ifa eden, gelecek nesillerin yetişmesinde, değerlerin yarınlara aktarılmasında bir meşale gibi toplumları aydınlatan irfan ordusunun neferleri tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten duygularımla kutluyorum. Binbir meşakkatle, yılmadan, yorulmadan yüreğinde taşıdığı sevgiyle öğrencilerine rehber olan; birlik ve beraberliğin önemini, kardeşlik bilincini ve evrensel değerleri evlatlarımıza öğreten öğretmenlerimiz, bir meşale gibi toplumumuzu aydınlatmaktadırlar. Bizler ‘Bir harf öğretene kırk yıl kölelik yapmaya razı olan’ bir medeniyetin çocuklarıyız. Bizler öğretmenleri İrfan Ordusuna benzeten, milletleri kurtaranların yalnız ve yalnız öğretmenler olduğunu savunan bir anlayışın temsilcileriyiz” dedi. Mesajında öğretmenlere seslenen Vali Coşkun, “Yetiştirdiğiniz her insan, bu topraklara ekilen bir fidandır. İstikbale güvenle bakan ve bu yolda fedakârca çalışan sizler, ülkemiz için daima umut kaynağısınız. Eğitmeyi ve öğretmeyi bir ideal olarak benimseyip, ülkemizin ilerlemesi için gayret gösteren öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu vesileyle, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehit öğretmenlerimiz olmak üzere, ebediyete irtihal eden tüm öğretmenlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyor, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nüzü kutluyor, sevdiklerinizle birlikte sağlıklı bir ömür diliyor, başarı dileklerimle sizleri saygıyla selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
Kütahya OSB’de ’Dijital dönüşüm ve yapay zekâ’ eğitimi
22 Kasım 2024 Cuma - 11:05 Kütahya OSB’de ’Dijital dönüşüm ve yapay zekâ’ eğitimi Kütahya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yatırımcılarının ve çalışanlarının kişisel gelişim, toplumsal farkındalık ve kariyer planlamalarına katkıda bulunmak amacıyla faaliyete geçirilen Kütahya OSB Akademi’de eğitimler tüm hızıyla devam ediyor. OSB Akademi, Dijital Dönüşüm ve Yapay Zekâ alanındaki gelişmeleri ele almak üzere yoğun katılımla gerçekleşen bir eğitim düzenledi. Eğitim, sektörün deneyimli ismi Ömer Güran’ın liderliğinde gerçekleşti ve iş dünyasının farklı kesimlerinden büyük ilgi gördü. Katılımcılar, dijitalleşme ve yapay zeka konularında temel bilgilerden ileri düzey teknolojilere kadar geniş bir perspektif kazandı. Eğitimde, özellikle Endüstri Devrimleri, Web Kavramları, Bağlantı Hızlarının Gelişimi ve Otonom Teknolojiler gibi konular detaylıca işlendi. Ayrıca, beyaz yaka, mavi yaka ve yeni nesil "Metal yaka" olarak adlandırılan yapay zeka tabanlı robotların iş gücü üzerindeki etkisi münazara edildi. Dijital Dönüşümün Yapı Taşları başlığında ise; Dijital Dönüşümün Tanımı, Web Devrimleri ve Web 3.0 ve Big Data, Metaverse ve Muhtemel İş Uygulamaları konuları ele alındı. Özellikle katılımcılar arasında büyük merak uyandıran bir diğer konu, yapay zekanın çalışma prensipleri oldu. Eğitmen Güran, OpenAI - ChatGPT, Google Gemini, Stable Diffusion, ve DALL-E gibi dünyaca ünlü platformların kullanım alanlarını ve bu teknolojilerin gelecekteki potansiyel etkilerini ayrıntılarıyla anlattı. Ayrıca, SORA ve GEMINI platformlarının detaylı bir karşılaştırması yapılarak büyük dil modellemeleri (LLM) ve büyük aksiyon modellemeleri (LAM) konularında bilgi verildi. Eğitimin sonunda, katılımcılar, dijital okuryazarlığın ve vizyonerliğin, yapay zeka çağını anlamadaki hayati önemini kavradıklarını belirtti. Sözlü anlatımlar ve etkinliklerle birlikte verimli saatlerin yaşandığı “Kriz ve Risk Yönetimi” eğitimi, katılımcıların soruları, görüşleri ve geri bildirimlerinin akabinde son buldu.
Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Uğurelli’den vefa ziyaretleri
22 Kasım 2024 Cuma - 10:11 Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Uğurelli’den vefa ziyaretleri Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, emekli yönetici ve eğitimcilere 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında vefa ziyaretinde bulundu. İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, Yunusemre ilçesindeki Manisa İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nin önceki yöneticilerinden Seyhan Çağlar Emen’i evinde ziyaret etti. Ziyaret sırasında, emekli okul müdürünün öğretmenler gününü kutlayan Uğurelli, geçmişteki hizmetleri sebebiyle Emen’e teşekkür etti. Müdür Uğurelli’nin diğer durağı ise 1984-1988 yılları arasında Manisa İl Millî Eğitim Müdürü olarak görev yapan İhsan Kızıltoprak ve eşi Fatma Kızıltoprak çiftinin evi oldu. Uğurelli, Manisa’daki eğitim faaliyetlerinde katkısı olan eğitimci çifte sağlık ve mutluluk dileklerinde bulundu. Ziyaret sebebiyle memnuniyetini dile getiren Kızıltoprak, Uğurelli’ye, kaleme aldığı kitabını günün hatırası olarak hediye etti. Ziyaretlerle ilgili genel bir değerlendirme yapan İl Milli Eğitim Müdürü Uğurelli, “Bizim medeniyetimiz, ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.’ şiarını esas alır. Yenilikçi bakış açısına önem verdiğimiz kadar geleneği de muhafaza etmenin gayreti içindeyiz. Şehr-i Şehzade Manisa’mızda her bir öğrencimizin gönlüne dokunmak için gayret sarf eden öğretmenlerimizin maarif davamıza nice eserler kazandıracağına inancım tamdır” dedi.
Başkan Sandıkçı’dan öğretmenlere Çanakkale ziyareti ve laptop
22 Kasım 2024 Cuma - 09:56 Başkan Sandıkçı’dan öğretmenlere Çanakkale ziyareti ve laptop Samsun’un Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, ilçedeki öğretmenlere Çanakkale ziyaret programı ve dizüstü bilgisayar hediye etti. Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, ilçede görevlerini sürdüren öğretmenlerle bir araya geldi. Öğretmenlerin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik eden Başkan İbrahim Sandıkçı, ilçede gerçekleşen programda öğretmenlere Çanakkale ziyaret programı ve dizüstü bilgisayar hediye etti. Programda gerçekleştirdiği konuşmada öğretmenlik mesleğinin önemine dikkat çeken Başkan İbrahim Sandıkçı, "Öğretmenler topluma yeni ufuklar açan bilgeler, gönüllere ulaşan kahramanlardır" dedi. "Her öğrenci yeni bir hikâyenin başlangıcıdır" Öğretmenlerin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik eden Başkan İbrahim Sandıkçı, "Her öğrenci yeni bir hikâyenin başlangıcıdır. Gönüllere ulaşmak için çıktığınız yolculuğun ilk durağıdır. Gelecek nesilleri bilgileri ve tecrübeleriyle ilmek ilmek işleyen öğretmenlerimiz, kutsal ve önemli bir görevi ifa etmekteler. Büyük bir fedakârlık ve özveriyle nesillerimizi yetiştiren tüm öğretmenlerimizin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik ediyorum" diye konuştu. Eğitim dostu belediye Eğitme yönelik yeni projeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini kaydeden Başkan İbrahim Sandıkçı, "Hemşehrilerimizin, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin takdirleriyle ‘eğitim dostu belediye’ ünvanımızı kazandık. Eğitim Dostu Belediye ünvanımızla gelecek nesillerimiz için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Canik’te eğitime yönelik yeni projeleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz" şeklinde konuştu. Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı’nın ev sahipliğinde Sezai Karakoç Canik Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa Canik Kaymakamı Şeref Aydın, Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Murat Ağar, Canik İlçe Milli Eğitim Müdürü Zahit Köseoğlu, protokol üyeleri ve öğretmenler katıldı.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “Öğretmenler Günü öncesinde ek atama hakkı verilerek meslektaşlarımızın mağduriyeti giderilsin”
22 Kasım 2024 Cuma - 09:36 Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “Öğretmenler Günü öncesinde ek atama hakkı verilerek meslektaşlarımızın mağduriyeti giderilsin” Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde ek atama hakkı verilerek genç meslektaşlarımızın mağduriyeti giderilsin” dedi. Türk Eğitim-Sen, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla 31 Ekim-10 Kasım tarihleri arasında çevrim içi olarak 81 ilde 4 bin 345 öğretmenle bir anket çalışması gerçekleştirdi. Anket, Türk Eğitim-Sen’in internet sitesi ve 6 ayrı öğretmen ve memur sitesi üzerinden uygulandı. Çalışmada öğretmenlerin mevcut eğitim sistemi ve uygulamaları hakkındaki düşünceleri, ekonomik, sosyal ve mesleki sorunları ve hükümet ile Milli Eğitim Bakanından beklentileri ortaya konuldu. Anket sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 68.3’ü daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacağını belirtti. Ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için katılımcıların yüzde 13.3’ünün mesleği ile ilgili olmayan ek iş yaptığı belirtilen anket şöyle: “Katılımcıların ay sonunda zorunlu harcamalarından sonra hesaplarında/ceplerinde para kalıp kalmadığı sorulduğunda yüzde 77.8’i ay sonunda hesabında veya cebinde parasının artmadığını belirtmiştir. Katılımcıların kredi kartı borcunu düzenli ödeyebilme durumları incelendiğinde yüzde 55.3’ü düzenli olarak tamamını ödediğini, yüzde 34.3’ü asgari tutarı ödeyebildiğini, yüzde 4.7’si ise asgari tutarın altında ödeme yapabildiğini belirtmektedir. Katılımcıların harcama kalemleri incelendiğinde en çok sırasıyla gıda (yüzde 86), ulaşım/akaryakıt (yüzde 55.4) ve kredi/borç ödeme (yüzde 52) ile en çok harcama yapılan kalemler olarak ifade edildiği görülmektedir. Katılımcılara ‘Fiyat artışının temel nedeni olarak neyi gördükleri’ sorulmuştur. Katılımcıların en çok sırasıyla yüzde 77’si ekonominin kötü yönetildiğini, yüzde 68.7’si liranın değer kaybına uğradığını, yüzde 55.4’ü fırsatçılığı, yüzde 44.2’si ise yetersiz yerli üretimi fiyat artışının temel nedenleri olarak gördüklerini belirtmişlerdir. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 54.8’i satın alarak ev sahibi olduğunu, yüzde 34.4’ ü kiracı olduğunu ifade etmiştir. Evi satın aldığını belirten katılımcıların yüzde 88’i borcunu ödemeye devam ederken, yüzde 12’si ise borcunu tamamlamıştır. Ankete katılanların yüzde 56.8’i ekonomik durumunu orta, yüzde 39’u kötü olarak nitelendirmektedir. Katılımcıların yüzde 74.5’i ekonomik durumlarının aile içi ilişkilerini etkilediğini, yüzde 25.5’i ise ekonomik durumlarının aile içi ilişkilerini etkilemediğini belirtmiştir. Katılımcıların ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için ne yaptıkları incelendiğinde yüzde 50.3’ü hiçbir şey yapmadığını belirtmiştir. Yüzde 30.3’ü İYEP, DYK vb. programlara katıldığını, yüzde 13.3’ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yaptığını ve yüzde 6.1’i ise özel ders verdiğini ifade etmiştir. Katılımcıların yüzde 68.3’ü daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacaklarını, yüzde 31.7’si ise daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakmayacaklarını belirtmişlerdir” ifadeleri kullanıldı. Ankete göre öğretmenlerin ücretleri düştüğü için emekli olmak istemediği belirtilerek, “Katılımcıların emeklilik hakkı durumları incelendiğinde yüzde 70.9’u emeklilik hakkı kazanmadığını, yüzde 29.1’i ise emeklilik hakkı kazandığını belirtmiştir. Niçin emekli olmak istemedikleri incelendiğinde en çok sırasıyla ücretin düşmesi yüzde 64.8, çocuk okutma yüzde 27.1 şeklinde ekonomik gerekçeleri ortaya koymuştur” denildi. Öğretmenlere göre eğitimin en büyük sorununun ise öğretmenlerin değer görmemesi olduğu belirtilen açıklamada, “Katılımcı öğretmenlerin sadece yüzde 8.5’i eğitimin geleceğinden umutlu. Katılımcılara ‘eğitimin en büyük sorunu nedir?’ sorusunu yönelttik. Buna göre en çok sırasıyla öğretmenlerin değer görmemesi (yüzde 79), ücret ve özlük hakları açısından dünyadaki meslektaşlarına kıyasla çok daha geri bir noktada olmak (yüzde 72), liyakatsizlik (yüzde 68.8), kadrolaşma (yüzde 24) cevabı vermişlerdir. Ayrımcılık (yüzde 21.2), sınıf mevcutları (yüzde 20.8) ve okulların fiziki yapısının yetersiz olması (yüzde 19.6) ise diğer yanıtlar arasındadır. Uyguladığı müfredatın içeriğinden memnun olanların oranı sadece yüzde 9.2 iken, memnun olmayanların oranı yüzde 40.1’dir. Müfredatın geliştirilmesini düşünen katılımcıların oranı yüzde 50.7 ile en yüksek orana sahiptir. Eğitimin geleceğinden umutlu olan katılımcıların oranı yüzde 8.5 ile en düşük orana sahipken, umutlu olmayanların oranı yüzde 36.9 olarak gözlenmiştir. Kısmen umutlu olanların oranı ise yüzde 54.6’dır” değerlendirmesi yapıldı. Katılımcıların yüzde 89’unun mülakata karşı olduğu kaydedilen açıklamada, “Katılımcıların ‘MEB’de herhangi bir kadroya atanma için uygulanan mülakat uygulaması devam etmeli midir?’ sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde ‘evet mülakat devam etmeli’ diyenlerin oranı yüzde 3.9, ‘kararsızım’ diyenlerin oranı yüzde 7.1 ve ‘hayır devam etmemeli’ diyenlerin oranı yüzde 89’dur. Katılımcıların ‘Mülakat neden devam etmemeli?’ sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde en çok sırasıyla adaletsizlik yüzde 75, liyakati gölgeliyor yüzde 50.8, yandaş kayrılıyor yüzde 49.9 cevabı verilmiştir” denildi. Katılımcı öğretmenlerin okullarda kadrolu temizlik personelinin görev yapmasını istediği belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Katılımcıların ‘Okulunuzda yardımcı personel/temizlik görevlisi yoksa bu sorun nasıl çözülebilir?’ sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde bu problemin kadrolu temizlik görevlisi ile çözüleceğini düşünenlerin oranı yüzde 57.9 ile açık ara farkla ilk sırada yer almaktadır.” “24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde ek atama hakkı verilerek genç meslektaşlarımızın mağduriyeti giderilsin” Anket sonuçlarını değerlendiren Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan şunları kaydetti: “24 Kasım için hazırladığımız bu rapor, ekonomi, eğitim, mülakat başta olmak üzere birçok hususa projeksiyon tutmaktadır. Ankete dair genel olarak ekonomi hakkındaki sonuçlar değerlendirildiğinde dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik problemlerin öğretmenlerin yaşamını zorlaştırdığı görülmektedir. Kredi kartı borçlarının ödenmesinde zorluk yaşanması, ek iş yapmak zorunda kalma, ekonomik nedenlerle emekli olmak istememe gibi durumlar, Türkiye’nin ekonomi yönetiminden memnun olunmamasının ana sebepleri olarak sıralanmaktadır. Öğretmenlerin daha sağlıklı ekonomik refaha kavuşturulması önemli bir ihtiyaç olarak görülmekle birlikte toplumun tamamına doğrudan veya dolaylı teması olan bu meslek grubunun ülkenin geleceğine yönelik umutlarının da arttırılması için politikalar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Öğretmenlerin değer görmediğine inanması, mesleki tükenmişlik yaşadığını düşünmesi, gelecekten umutsuz olması, çocuğunun öğretmen olmasını istememesi gibi sonuçlar değerlendirildiğinde öğretmenlerin bireysel anlamda da ekonomik destek kadar, psikososyal desteğe ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Teknolojinin bu kadar geliştiği günümüzde yüz yüze çalışmalar kadar çevrimiçi etkili çalışmalar ile öğretmenlere destek sisteminin hayata geçirilmesi ve mesleki gelişimi kadar öğretmenlerin rehabilitasyonu için de etkili ve verimli çözümler üretilmelidir. Öğretmenlerin eğitim hakkındaki sorulara verdikleri yanıtlar ise son derece düşündürücü ve acilen çözüm üretilmesi gereken konular olarak görülmektedir. Mülakatlar hakkındaki olumsuz düşüncelerinin yüksek olması, adaletsizlik ve liyakatsizlik vurgusunun güçlü olması bu aciliyeti pekiştirmektedir. Milli Eğitim gibi stratejik ve toplumun tamamını ilgilendiren, geleceğin şekillenmesine hizmet eden bir sistemde yapılacak değişimlerin ve iyileştirmelerin paydaşların demokratik katılımları ve geniş kitlelerin görüşlerinden süzülerek gelecek fikirlerin temsil edilmesi ile gerçekleştirilmesi önemlidir. Politik kararların oldu bitti ile öğretmenlerin önüne getirilmesi kısa vadede çözüm olarak düşünülebilir ancak orta ve uzun vadede bu yeniliklerin öğretmenler tarafından kabul görmemesi olumlu etkilerin de ortaya çıkmasını engelleyecektir.” Geylan, öğretmen atamalarına ilişkin, “Bilindiği gibi 20 bin atama tartışmalara rağmen mülakatlı gerçekleştiriliyor ve bu süreçte yaşanan hak kayıpları artık herkes tarafından biliniyor. Nitekim anket sonuçları da öğretmenlerin mülakata karşı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Türk Eğitim Sen olarak KPSS sonuçlarına göre ilk 20 bine girerek atanmaya hak kazanmış olan tek bir öğretmenimizin dahi mağdur edilmesini asla kabul etmiyoruz. Aileleriyle birlikte on binlerce insanımızın kul hakkının vebalini kimse taşıyamaz. Bu nedenle şu talebimizi en yüksek perdeden gündeme taşıyoruz: 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde ek atama hakkı verilerek genç meslektaşlarımızın mağduriyeti giderilsin. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın öğretmen adaylarımızın bu haklı talebine kayıtsız kalmayacağına ve yapılan yanlışlığı düzelteceğine inanıyorum. Son olarak okullarda öğrencilerin beslenmesi, okulların temizlik ve güvenlik hizmetlerinin problem olarak görülmesi, yapılan projelerin sağlıklı görülmemesi, eğitim sistemindeki en temel ve basit problemlerin bile devam ettiğini göstermektedir. Bu kadar basit problemler için bile etkili çözümlerin hala üretilememiş olması öğretmenlerin daha büyük ve eğitim sistemini zorlayan hukuki, ekonomik, pedagojik ve mesleki problemlerin çözümüne ilişkin umutlu ve iyimser inanç geliştirebilmesini zorlaştırmaktadır. Anket sonuçları Türk milli eğitiminin geleceğine ışık tutmaktır. Bu noktada başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere hükümetin öğretmenlerin talep ve beklentilerine duyarsız kalmaması çok önemlidir. Geleceğimizi yetiştiren öğretmenlerimizin sorunlarını çözemediğimiz takdirde eğitimi hak ettiği geleceğe taşımamız mümkün olamayacaktır. Bu vesileyle başta devletimizin kurucusu, başöğretmenimiz Büyük Atatürk olmak üzere şehit eğitimcilerimizi, ebediyete göçmüş öğretmenlerimizi minnet ve rahmetle anıyor; tüm öğretmenlerimizin de 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz” ifadelerini kullandı.
Emekli akademisyenden İngilizce öğretiminde yeni yöntem
22 Kasım 2024 Cuma - 09:20 Emekli akademisyenden İngilizce öğretiminde yeni yöntem İzmir’de yaşayan emekli Öğretim Görevlisi Caner Bilgin, İngilizce konuşabilmeyi kolaylaştırmak için “CB İngilizce Öğretim Metodu’nu” geliştirdi. Bu yöntem ile 40 dakikalık derste bir öğrencinin en az 50 ile 100 defa konuşma şansı bulduğunu belirten Bilgin, “Bu aslında dil öğretiminde rekordur” dedi. İzmir’de yaşayan Ege Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulundan emekli öğretim görevlisi ve yazar Caner Bilgin, öğrencilerinin İngilizce konuşamaması üzerine yeni öğrenme yöntemi olarak ‘CB İngilizce Öğretim Metodu’nu geliştirdi. 20 yıl önce üzerinde çalışmaya başladığı yöntemi çeşitli kişi ve gruplar üzerinde deneyen Bilgin, çalışmaları sonucunda 40 dakikalık derste bir öğrencinin, en az 50 ile 100 defa konuşma şansı yakaladığını tespit etti. Bilgin şimdi ise geliştirdiği yöntemi daha çok kişiye duyurup, hem İngilizce’nin öğrenilmesini kolaylaştırmak hem de bunun bir sorun olarak görülmekten çıkmasını sağlamak istiyor. “Aklıma gelen her yeni fikri test ettim” 40 yılı aşkın öğretmenliği sırasında öğrencilerinin İngilizce konuşamaması, kendisini yeni yöntem arayışına sürüklediğini anlatan Caner Bilgin, “Sürekli olarak aklıma yeni şeyler geldi. Her yeni fikri uygulayıp test etmek istedim. Ancak problemin hala çözülmediğini gördüm. Problemler için hep çözüm aradım ve yıllarca test ettim. Bir başka problem çıktı. Onu uyguladım. Her çözüm yeni tecrübeleri doğurdu. İlk bu yöntemin ortaya çıkması, yabancı dilin öğrenilmesinin ne olduğuyla ilgili oldu. Dil, öğretmenler için sistemli alışkanlıkların tümüdür. Bu tarif beni doğru yola itti. Sistem derken, kurallar, kaideler; alışkanlık derken de onun sürekli yapılarak öğrenimidir. Öğrencinin sürekli konuşturabilmenin yollarını aramak lazım olduğunu düşündüm. Günümüzde 40 dakikalık bir derste öğrencilerin üç, beş defa konuşabilme şansı bulması dili öğretmeye yetmiyordu” diye konuştu. “Bilinmeyen bir dil oluşturdum” Bütün çalışmalarının ‘öğrencileri daha çok konuşturmaya nasıl yönlendirebilirim?’ sorusu doğrultusunda olduğuna dikkat çeken Bilgin, şunları kaydetti: “Bu sefer derslerde ben pasif hale geçmeye çalıştım. Bu yöntem güzel geldi. Öğrencileri daha aktif hale getirebilmek benim tek amacım oldu. En sonunda da demo program hazırladım. Burada hiç bilinmeyen bir dil oluşturdum. Bunu oluşturmamın sebebi de bu yöntemi herkese uygulayabilmek içindi. Bu farkları gösterebilmek istedim. Nesnelere anlamsız isimler verdim. O anlamsız olan isimleri cümlelerde kullandırmaya çalıştım. En sonunda da 4 dakikalık demo programda belirli kelimeleri öğretmenin nasıl olacağı, karşıdaki kişilerin nasıl konuşturulacağını düşünerek sürekli olarak uyguladım. 4 dakika içerisinde herkesin, en az 30 defa konuşma şansı yakaladığını gördüm. Bu aslında dil öğretiminde bir dünya rekorudur. Öğrenciler 40 dakikada en az 50 ile 100 defa konuşma fırsatı bulabilecek. Bu da bir dünya rekorudur. Bu benim geliştirdiğim yöntemle mümkün.” Kongre ve konferanslara katılıp çalışması hakkında bilgi verdi 2007 yılında çalışmalara ağırlık vermek için üniversiteden emekliye ayrıldığını söyleyen Caner Bilgin, “Üniversitelerde kongrelere katıldım, çeşitli ilçelerde konferanslar verdim. Bu metodu her yaş grubundan kişilere uyguladım. Tek kişiye birebir uyguladım. 3-5 kişilik gruplar halinde de uyguladım. En son bir okulda deneme yaptık. 3 sınıfı bir araya topladık. Onlara İngilizce dersi verdim ve bu metodun işe yaradığını gördüm. 75 kişi bir anda İngilizce dersi alabildi ve sınıfta konuşabildiklerinden daha fazla konuşma şansı yakaladılar” açıklamalarında bulundu. “Türkiye dil öğrenim merkezi haline gelebilir” Bu metotla Türkiye’nin dil öğrenim merkezi haline gelebileceğine işaret eden Bilgin, Turizm alanında sezon dışında otellerin dil öğrenme merkezleri olarak kullanılabileceğini, böylelikle turizmde çeşitlenmenin sağlanmış olacağını söyledi. “Kanayan yaramızın çözümü var” Bu süreçte yaşadığı zorluklardan bahseden Caner Bilgin, kişilerin defalarca denemiş olmalarına, çeşitli kurslara gitmelerine, okullarda eğitim almalarına rağmen dil öğrenemedikleri için karamsarlıklarının olduğunu söyledi. Bu durumun kendisini anlatabilme adına dezavantaj olduğunu ifade eden Bilgin, sözlerine şunları ekledi: “Böyle bir yöntem geliştirdim dediğimde karşımdaki kişileri masaya oturtuncaya kadar inandırmak mümkün olmuyor. Ama yöntemi gördüklerinde buna inanıyorlar. Bu metodu yetkili kişilere ulaştırmakta da zorlanıyorum. Onların bana inanmalarını sağlamakta güçlük çekiyorum. Bu nedenle yetkililere seslenmek istiyorum. Artık kanayan yaramızın çözümü var diyorum. Onlara da sunumlar yapabilirim.” Geliştirdiği metodun özelliklerine değinen Bilgin, son olarak şöyle konuştu: “Öğrenen kişi utanmadan derse katılabilir, derste konuşurken heyecanlanmaz. Ayrıca kelime ezberlemek zorunda kalmaz, ‘yabancı dil öğrenme yeteneğim yok, öğrenemem’, ‘benim geçmişten çok eksiklerim var’, ‘benim yaşım dil öğrenmek için uygun değil’ diyemez. İlk derste bile öğrendiği yabancı dilde düşünmeye başlar. Yöntemim, dinleme, yazma alışkanlıkları ve okuma alıştırmaları yaparken konuşturan farklı ve eşsiz bir algoritma ile hazırlanmıştır.”
Ordu’da Öğretmen Akademileri’nin açılış programı düzenlendi
21 Kasım 2024 Perşembe - 22:46 Ordu’da Öğretmen Akademileri’nin açılış programı düzenlendi Ordu İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde, Öğretmen Akademileri’nin açılış programı gerçekleştirildi. Ordu Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu salonunda düzenlenen program, saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Programda katılımcılara yönelik tanıtım filmi gösterildi. İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Fatih Vargeloğlu, programın açılışında yaptığı konuşmada, öğretmenlere yönelik özel bir projeyi hayata geçirmenin heyecan ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Öğretmenliğin milletin kültürel mirasını taşıyan, geleceğin mimarı olacak nesilleri yetiştiren kutsal bir meslek olduğunu aktaran Vargeloğlu, öğretmenlerin bireysel, sosyal ve kültürel gelişimlerini desteklemeyi hedeflediklerini kaydetti. Akademinin temel amacının, öğretmenleri Anadolu’nun binlerce yıllık medeniyet birikimi ile buluşturarak, bu birikimi gelecek nesillere en doğru şekilde aktarmalarına imkan sağlamak olduğuna dikkat çeken Vargeloğlu, “Bu sayede geleceğin Türkiye’sini daha güçlü bir şekilde inşa edeceklerdir. Ordu Öğretmen Akademisi bu amaca hizmet etmek üzere tasarlandı. Ordu Öğretmen Akademisi öğretmenlerimize sadece mesleki bilgi ve beceriler kazandırmakla kalmayacak. Aynı zamanda onların kültürel birikimlerini artırarak ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine taşımak için gereken öz güveni aşılayacaktır” dedi. Düzenlenen program kapsamında öğretmenlerin, alanında uzman olan 19 isimle bir araya geleceklerini kaydeden Vargeloğlu, “Edebiyat Akademisi ve Şehir ve Kültür Akademisi programlarıyla öğretmenlerimizin edebiyat, şehir kültürü, tarih ve çevre bilgisi gibi alanlardaki bilgi ve yetkinliklerini geliştirmeleri sağlanacaktır. Bu süreçte ilimizdeki resmi ve özel kurumlarda görev yapan tüm öğretmen ve yöneticilerimiz gönüllülük esasına göre akademilere başvurularını yaptılar. İnanıyorum ki bu akademiler sadece Ordu’nun değil, ülkemizin de eğitim sistemine değer katacak örnek bir uygulama olacaktır” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından uzman akademisyenlerin tanıtıldığı programda, öğrenciler tarafından hazırlanan müzik gösterisi sunuldu. Programa Vali Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, protokol üyeleri ile öğretmenler katıldı.
Vali Zorluğlu, öğrencilerle bir araya geldi
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:20 Vali Zorluğlu, öğrencilerle bir araya geldi Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesindeki Gazi Yaşargil İlkokulu’nu ziyaret eden Vali Murat Zorluoğlu, öğretmenlerle bir araya gelerek eğitim sistemindeki gelişmeleri ve öğrencilerin başarıları hakkında görüş alışverişinde bulundu. İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali ve okul idarecileri tarafından karşılanan Vali Zorluoğlu, okulu gezerek öğrenci, öğretmen ve derslik durumu hakkında detaylı bilgi aldı. Ziyaretin devamında öğretmenler odasında öğretmenlerle bir araya gelen Vali Zorluoğlu, öğretmenlik mesleğinin kutsal bir görev olduğunu vurgulayarak, herkesin hayatında unutulmaz izler bırakan en az bir öğretmeni olduğunu belirtti. Diyarbakır’daki eğitim kalitesinin artırılması için yapılan çalışmalara da değinen Zorluoğlu, "Eğitimde başarı, okul-aile işbirliğiyle mümkündür. Velilerimizin de bu süreçte aktif rol alması gerekiyor. Unutmayalım ki başarı sadece akademik değil, ahlaki ve değerler eğitimini de kapsayan bütüncül bir yaklaşımla elde edilebilir." dedi. Görüşmede öğretmenler ise Vali Murat Zorluoğlu’na ziyaretlerinden dolayı şükranlarını sunarak, eğitim sistemindeki yenilikler hakkında görüşlerini paylaştı. Eğitimciler, özellikle bu yıl 1, 5 ve 9. sınıflar için uygulamaya konulan yeni müfredatın, öğrenci merkezli bir yaklaşımla eğitim kalitesini artırdığını vurguladı. Yeni müfredat sayesinde öğrencilerle daha etkili bir iletişim kurduklarını ve öğrencilerin derslere olan ilgisinin arttığını belirtti. Ayrıca, öğrencilerin kendilerini daha özgürce ifade etmelerine imkan tanıyan bu sistemin, öğrenme süreçlerini daha keyifli hale getirdiğini ifade etti. Program kapsamında sınıfları da ziyaret eden Vali Zorluoğlu, öğrencilerle yakından ilgilendi. Öğrencilerin eğitim hayatları ve gelecek hedefleri hakkında sohbet eden Zorluoğlu, öğrencilerin heyecanına ortak oldu. Ziyaret, hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
HÜRKUŞ Test Pilotu Özpala, tecrübelerini NEÜ öğrencileriyle paylaştı
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:15 HÜRKUŞ Test Pilotu Özpala, tecrübelerini NEÜ öğrencileriyle paylaştı Türkiye’nin ilk temel eğitim uçağı HÜRKUŞ’un test pilotu Murat Özpala, Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Anka Havacılık ve Uzay Topluluğu tarafından düzenlenen “Köklerden Göklere: HÜRKUŞ’un Hikayesi” adlı programda öğrencilerle bilgi ve tecrübelerini paylaştı. NEÜ Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Hattat Hüseyin Kutlu Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinliğe NEÜ Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Dilmeç, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Emin Çetin, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Öğrencilerle bir araya gelerek sohbet imkanı bulduğu için mutlu olduğunu ifade eden Murat Özpala, tecrübelerini aktararak bilgi paylaşımında bulundu. Özgüven ve haysiyet ayrımından bahseden Özpala, “Özgüvenli olmak daha çok insanların sizi nasıl gördüğüyle alakalıdır. Asıl değerli olan haysiyetidir. Başkalarının sizi nasıl gördüğü önemli değildir, kendine saygısı olması lazım insanın. Kendini bilip, kendin olmadığın şekilde, başkasıymış gibi davranıp böyle bir hayat yaşıyorsan, sosyal medyadan da paylaşımlarında kendini olmadığın biriymiş gibi göstermeye çalışıyorsan derin şekilde bir depresyona gireceğini, çok mutsuz olacağınızı bilmelisiniz. Karakterli insan, haysiyet sahibidir. Bu da aynaya bakarak zaaflarını görüp onları düzeltmeye çalışmakla olur” dedi. “Gençliğinizin değerini bilin, hayallerinizin peşinden koşun” Kısa dönem kariyer hedeflerinin uzun vadeli başarı yolculuğunun ilk adımları olduğunu söyleyen Murat Özpala, “Kısa dönem hedeflerin gerçekçi ve ulaşılabilir olması, yaşam boyu motivasyonumuzu korumamız için hayati öneme sahiptir. Kısa dönem hedeflerin belirlenmesinde de netlik ve spesifik olmak büyük önem taşır. Gençsiniz ve zamanınız var. Daha büyük bir nimet ve zenginlik olmadığını anlayın. Hayatın bir saniyesini bile parayla satın alamazsınız. Hiçbir şeyiniz yoksa bile gençliğiniz yeter. Kendinizi geliştirmeye, okumaya, aydınlanmaya, sormaya, sorgulamaya devam edin. O yüzden lütfen hayallerinizi ertelemeyin, hayallerinizin peşinden koşun” şeklinde konuştu. Program, plaket ve hediye takdiminin ardından fotoğraf çekimi ile sona erdi.