ASAYİŞ - 18 Kasım 2024 Pazartesi 17:13

Yangında alev topuna dönen tır kullanılamaz hale geldi

A
A
A
Yangında alev topuna dönen tır kullanılamaz hale geldi

Edirne’de park halindeyken alev alan kauçuk yüklü tır, alev alev yanarak kullanılamaz hale geldi. Geceyi alevlerin aydınlattığı yangın, gün boyu aralıklarla devam etti.


Edirne’de bulunan Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Avrupa ülkelerine çıkış yapmak için tır parkında sıra bekleyen yabancı uyruklu sürücüye ait Slovakya plakalı tır, henüz belirlenemeyen bir nedenle alev aldı. Tır şoförlerinin ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Saatlerce süren çalışmalar neticesinde söndürülen yangında, tır kullanılamaz hale geldi.



Gündüz yeniden alev aldı


Tırın dorsesinde bulunan kauçuk zemin kaplama malzemeleri gün içinde yeniden alev aldı. Bölgeye gelen itfaiye ekipleri alevleri söndürmek için çalışma başlattı. Ekipler, suyla müdahalenin yanı sıra köpük sıkarak da alevleri söndürme çalışması gerçekleştirdi. Jandarma yangınla ilgili inceleme başlattı.



Yangında alev topuna dönen tır kullanılamaz hale geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan çetesi davası devam ediyor İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ üyeleri, hakim karşısında savunmalarına devam ediyor. Hemşire olan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı. “Yoğun bakımlar ne kadar çok doluysa o kadar para kazanıyorlar. Bunun için de çaba sarf ediyorlar” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ne yönelik 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda görülen duruşmada savunma yapan hemşire olan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı, “Ben ilaçları satıp sanık Hasan Basri’ye parasını verirdim. Fırat Sarı böyle talimat vermişti çünkü. Bu bebeklerin kullanması gereken bir ilaç. Sigortası varsa SGK karşılıyor. Bu ürün zaten zayi oluyordu, çöpe gidiyordu. İhtiyacı olan hastaya vermeme durumu söz konusu değil. Çok ufak da komisyon alıyorduk, 600 lira. Doktor yerinde olmadığında acil durumlarda bebeklere işlem yaptığım oluyordu. Gıyasettin Mert ile çok tartışıyordum. Ben ambulans şoförü Gıyasettin Mert’i şikayet ettim zaten. Şafak Hastanesi’nde sürekli ihmali ölen hastalardan da bahsettim şikayetimde ama elimde çok fazla kanıt yoktu. Yoğun bakımlar ne kadar çok doluysa o kadar para kazanıyorlar. Bunun için de çaba sarf ediyorlar. Usulsüz sevkiyatlar yapıyorlar mesela. Hasta kabulü konusunda basit bir hastaysa Fırat Sarı’ya danışıp, kendimin kabul ettiği de oluyordu. Burada eksiklik doktorun olmamasından kaynaklanıyor. Doktor yoksa ve hastaya müdahale edilemeyecekse çocuk zaten ölecek. Ben buna göz yumamadığım için müdahale ediyordum” dedi.