SAĞLIK - 26 Eylül 2024 Perşembe 09:13

Personellerine kanser taraması

A
A
A
Personellerine kanser taraması

Düzce İl Sağlık Müdürlüğü Sağlıklı Hayat Merkezi Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) görevlileri, Düzce Belediyesi İştirak Şirketi Bahçeşehir Yönetim ve Site Hizmetleri A.Ş.’de görevli kadınlara yönelik kanser taraması gerçekleştirdi.


Kanser hastalığının önlenmesi ve tedavisinin daha hızlı ilerlemesi için hayati öneme sahip olan erken teşhis konusunda Düzce Bahçeşehir Yönetim ve Site Hizmetleri A.Ş bünyesinde görevli kadınlara yönelik bilgilendirme toplantısı ve kanser taraması yapıldı.


Şirketin Bahçeşehir bölgesinde bulunan merkez binasında gerçekleştirilen toplantıda, Düzce İl Sağlık Müdürlüğü Sağlıklı Hayat Merkezi KETEM Birimi Sorumlusu Dr. Rabia Nurullazade, şirket personellerine kanser türleri, erken teşhisin önemi, meme kanserinde kendi kendine muayene yöntemi, kanserin aşamaları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.


Toplantının ardından gezici kanser tarama aracına geçen kadınlara kanser taraması yapıldı.



Personellerine kanser taraması

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Sanayideki mobilya atölyesine kadın eli değdi Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde bir mobilya atölyesinde çalışmaya başlayan 19 yaşındaki Dilara Demirer, tasarımdan montaja kadar tüm süreçleri öğrendi ve şimdi KOSGEB desteğiyle kendi mobilya şirketini kurmaya hazırlanıyor. Karadeniz Ereğli ilçesinde öğrenim gördüğü lisedeki Çocuk Gelişimi Bölümü’nden mezun olan 19 yaşındaki Dilara Demirer, dayısının şirketinde çalışmaya başladı. Belen Sanayi Sitesi’ndeki atölyede önce çizim, tasarım öğrenmeye başlayan Demirer, bir yıl gibi kısa sürede mobilya tasarımı ve üretiminde uzmanlaşarak kendi işini kurma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İşyerinin sanayi sitesinde olması sebebiyle ilk başlarda tereddüt ettiğini ancak kendisine güvenerek çalışmaya başladığını belirten Demirer, “Liseden çocuk gelişimi bölümünden mezun oldum. İki ay sonra dayım işyerinde çalışabileceğimi söyledi. Sanayi ortamı diye biraz düşündüm. Dayıma güvenerek geldim. Sağolsun bana çok destek oldu. İlk başlarda gelen müşterilerle ilgileniyordum. Benden istenilen şeyleri yapıyordum. Atölyede çalışan ustalarımızı görünce çok merak ettim. İşin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Dayıma bu işi öğrenmek istediğimi söyledim. Atölyede nasıl yapılıyor diye sorduğumda dayımda bana ’Önce sen çizim, tasarım öğren. Çünkü bizim ilk aşamamız çizim ile başlıyor.’ dedi” diye ifade etti. Atölyedeki ustaların işlerine olan ilgisi, Dilara’yı üretim süreçlerini öğrenmeye teşvik etti. Dayısının önerisiyle önce tasarım ve çizim aşamalarını öğrendiğini ifade eden Demirer, Önce ofiste çizimi, tasarımı yapıyoruz. Ustalarımıza da ölçüleri veriyoruz. Onlar da hazırlıyor. Ben ilk önce çizimi öğrendim. Dayım ’çizimlerde hazırsın. Seni artık atölyede de hazırlayabiliriz’ dedi. Ustalarımız da bana nasıl yardımcı olabileceğimi gösterdi. Bantta işlem yaparken parça tutuyordum. Taşımaya yardımcı oluyordum. Kesim, bantlama, vida atma, vida tutma derken montajlara da merak ettim” şeklinde konuştu. Üretim sürecine dahil oldu Çizimin ardından atölye işlerine katılan Demirer, bantlama, vida takma ve montaj gibi süreçlerde deneyim kazandı. İlk montaj deneyimini anlatan genç kadın, “İlk gittiğim montajda izledim. Taşıyabildiğim malzemeleri taşımaya yardım ediyordum. Artık montajlara da gitmeye başladım. 18 yaşına girdikten sonra ehliyetimi de aldım. Atölyede bu işi yaparken bu sektörü çok sevdim. Sektör üzerinden ilerlemeyi düşünüyorum” dedi. "Sanayi sektörünü sevdim ve hedef belirledim" Sanayide çalışmanın kendisine farklı bir bakış açısı kazandırdığını belirten Demirer, “18 yaşına girdikten sonra ehliyetimi de aldım. Atölyede bu işi yaparken bu sektörü çok sevdim. Sektör üzerinden ilerlemeyi düşünüyorum. Şu anda geliştirilmiş olan CNC makinelerden almayı düşünüyorum. KOSGEB desteğim var. Girişimcilik desteği belgesini aldım. Kendi şirketimi açıp orada CNC makineleri ile mobilya üzerine iş yapacağım” diye konuştu. "Sokak hayvanları için de çalışmak istiyorum" Demirer sadece iş dünyasında değil, sosyal projelerde de yer almak istediğini ifade etti. Dilara Demirer, “Sokak hayvanları için kulübeler yapmayı düşünüyorum” diyerek planlarını paylaştı. "Kadınlar ve gençler ayakta durmayı bilmeli" Sanayi sektöründe genç bir kadın olarak çalışmanın çevresinde şaşkınlıkla karşılandığını söyleyen Demirer, "İlk başta buraya geldiğimde sanayide hiç yaşıtım yoktu. Görenler ’sen burada ne iş yapıyorsun’ diye sorunca, "Ofiste ve atölyede yardım ediyorum" diyordum. İnsanlar şaşırıyordu. Çok olumlu tepkiler aldım. Bana ’arkadaşların geziyor sen burada çalışıyorsun’ deyip şaşırıyorlardı. Ben bu işi seviyorum. Çok da güzel yaptığımı düşünüyorum. İsteyen her sektörde her şekilde her işi yapabilir. Önemli olan içinden gelmesi gerekiyor. Benim içimden geldi. Hevesliydim. Bir işi yaparken hevesli olmak o işi gerçekten yapmak istemek gerekiyor. Ben bu işi istemeseydim, sevmeseydim hiçbir zorluk bana yaptıramazdı. Bir şeylere heves edip sevmek için baştan o sektörde çalışmak gerekiyor. Ben başladığım için çok memnunum. Hiç pişman değilim. İyi ki dayım bu işi bana öğretmiş. Kadınlar ve genç arkadaşlarım kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Kimse ’ben bu işi yapamam’ dememeli. Çünkü istenildiği zaman her şekilde bu iş yapılıyor. Önemli olan sevmek ve heves etmek. Hedefin varsa güzel bir konuma gelebilirsin" diye konuştu.
Antalya Kepez Belediyesi’nden sel tehdidine karşı altyapı hamlesi Antalya’da Kepez Belediyesi, Şelale Mahallesi’nde Koca Dere olarak bilinen bölgede şiddetli yağışlar nedeniyle yaşanan su taşkını sorununu çözmek amacıyla yağmur suyu drenaj hattı çalışması başlattı. Sel tehdidine karşı ilçenin altyapısını güçlendirmeye devam edeceklerini belirten Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, ASAT Genel Müdürlüğü’nün desteği ile su taşkını riski olan mahallerde kanal hattı çalışmasını sürdüreceklerini ifade etti. Kepez Belediyesi, kış aylarında su taşkını riskinin yaşanabileceği bölgelerde yağmur suyu drenaj hattı inşa etmeye devam ediyor. Kepez Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, Şelale Mahallesi’nde Koca Dere olarak bilinen yerde, şiddetli yağışlarda oluşan su taşkınını önleyecek olan kanal yapımını gerçekleştiriyor. Önce yol sonra kanal Altyapı yatırımından önce bölgedeki imar planda yer alan ancak gecekondu işgalinden dolayı kapalı olan 7207, 7213, 7214, 7216 ile 7217 sokaklar ulaşıma açıldı. Başka bir alandan arsa tapuları verilen 6’sı kısmi olmak üzere 14 gecekondu yıkılarak, yollar inşa edildi. Yolların yapımı için 1000 kamyona eşit 10 bin 400 metreküp dolgu malzemesi kullanıldı. Fen İşleri Müdürlüğü, yolları açtıktan sonra bölgenin su taşkını sorununa çare olacak altyapı çalışmasına kazmayı vurdu. Koca Dere ana hatta bağlanıyor Koca Dere yatağının yapılaşmadan dolayı kapanması nedeniyle bölgede oluşan su taşkınlarının giderilmesi için, Koca Dere ile Musa Özkan Caddesi arasında 250 metre uzunluğunda kanal inşa ediliyor. Genişliği ve derinliği 5 metre (m) olan kanala, yerleştirilen 1,5 metreye 1,5 metre boyutlarında betonarme menfez kutularla (Baks) yağmur suyu, Musa Özkan Caddesi’ndeki ana hatta tahliye edilecek. “Gerekli önlemler alınacak” Fen İşleri Müdürlüğü yetkilileri, drenaj kanalı çalışmasının yakın zamanda tamamlanacağını ifade ederken, altyapı çalışmasını yerinde inceleyen Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz de, bölgede yer alan Habibler İlkokulu’nun yağmur suyu taşkınından etkilenmemesi için diğer kamu kurumlarıyla birlikte gerekli önlemleri alacaklarını dile getirdi. Sel tehdidine karşı ilçenin altyapısını güçlendirmeye devam edeceklerinin altını çizen Başkan Mesut Kocagöz, Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü’nün desteği ile su taşkını riski olan mahallerde kanal hattı çalışmasını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Adana Soğuk havanın omurga sağlığı üzerindeki 5 olumsuz etkisi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, omurga sağlığını korumanın uzun vadede yaşam kalitesini artıracağını söyledi. Medline Adana Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, soğuk hava şartlarının gündelik yaşamı zorlaştırırken bundan fiziksel sağlığın da payını aldığını kaydederek, “Bu durumdan belki de en çok omurgamız etkileniyor. Buna ise genel olarak insan vücudunun soğuk havalarda kasları, eklemleri ve kemikleri korumak amacıyla daha fazla gerilim oluşturması neden oluyor” dedi. Omurga sağlığını korumanın uzun vadede yaşam kalitesini artıracağını belirten Dr. Emine Bukan Arıca, soğuk havanın omurga sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini anlattı. Dr. Arıca, olumsuz etkilerden korunmak için şu 5 öneriyi sıraladı: 1. Kas sertliği ve spazmları Soğuk havalar, vücutta kas gerilimini artırır. Kaslar soğuk ortamda daha hızlı sertleşir ve hareket etmede zorlanır. Bu durum, omurgayı çevreleyen kaslarda spazmlara ve sertleşmelere yol açar. Omurgadaki bu kas gerilimleri, sırt ve bel ağrılarını tetikleyebilir, mevcut omurga problemlerini de kötüleştirebilir. Özellikle bel fıtığı veya skolyoz gibi sorunlar soğuk havanın etkisiyle daha da can sıkıcı hale gelebilir. 2. Hareket kısıtlılığı Soğuk havada vücut, ısısını korumak için enerji harcar ve kaslar daha az esnek hale gelir. Bu durum, insanların normalde rahatça gerçekleştirebildikleri hareketleri zorlaştırır. Özellikle egzersiz yapmayan bireylerde bu hareketsizlik omurganın çevresindeki kasları zayıflatır ve zamanla omurganın daha fazla yük taşımasına yol açar. Uzun süre hareketsiz kalmak, omurgadaki disklerin ve eklemlerin zorlanmasına neden olabilir. 3. Aşırı yüklenme ve duruş bozuklukları Soğukta ağır eşyaların kaldırılması veya uzun süreli oturmak, omurga üzerine fazladan yük bindirir ve ağrıların artmasına davetiye çıkartır. Ayrıca soğuk havalarda vücut otomatik olarak daha sıkı bir duruş sergilemeye eğilimlidir; insanlar, soğuktan korunmak için vücutlarını bükerek, sırtlarını daha yuvarlak tutmaya çalışırlar. Bu duruş bozuklukları omurgaya olan baskıyı artırır ve uzun vadede omurga sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir. 4. Kan dolaşımının zayıflaması Soğuk hava, kan damarlarını daraltarak kan dolaşımını yavaşlatır. Bu durum, omurganın çevresindeki dokulara daha az oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden olur. Uzun süreli yetersiz kan dolaşımı, omurga sağlığını olumsuz etkileyebilir ve doku hasarına yol açabilir. Özellikle yaşlı bireylerde kan dolaşımının zayıf olması omurga sağlığını daha da tehlikeye sokar. 5. Soğuk hava ve eklem ağrıları Omurgadaki eklemler, soğuk hava nedeniyle şişebilir ve ağrıyabilir. Soğuk, eklem sıvısının akışkanlığını azaltarak eklem hareketliliğini kısıtlar. Bu durum, omurgadaki faset eklemleri gibi hareketli eklemlerin ağrımasına hatta iltihaplanmasına yol açabilir. Özellikle romatizmal hastalıkları olan kişiler, soğuk havalarda bu tür ağrılardan daha fazla şikayetçi olurlar.
Zonguldak Sanayideki mobilya atölyesine kadın eli değdi Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde bir mobilya atölyesinde çalışmaya başlayan 19 yaşındaki Dilara Demirer, tasarımdan montaja kadar tüm süreçleri öğrendi ve şimdi KOSGEB desteğiyle kendi mobilya şirketini kurmaya hazırlanıyor. Karadeniz Ereğli ilçesinde öğrenim gördüğü lisedeki Çocuk Gelişimi Bölümü’nden mezun olan 19 yaşındaki Dilara Demirer, dayısının şirketinde çalışmaya başladı. Belen Sanayi Sitesi’ndeki atölyede önce çizim, tasarım öğrenmeye başlayan Demirer, bir yıl gibi kısa sürede mobilya tasarımı ve üretiminde uzmanlaşarak kendi işini kurma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İşyerinin sanayi sitesinde olması sebebiyle ilk başlarda tereddüt ettiğini ancak kendisine güvenerek çalışmaya başladığını belirten Demirer, “Liseden çocuk gelişimi bölümünden mezun oldum. İki ay sonra dayım işyerinde çalışabileceğimi söyledi. Sanayi ortamı diye biraz düşündüm. Dayıma güvenerek geldim. Sağolsun bana çok destek oldu. İlk başlarda gelen müşterilerle ilgileniyordum. Benden istenilen şeyleri yapıyordum. Atölyede çalışan ustalarımızı görünce çok merak ettim. İşin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Dayıma bu işi öğrenmek istediğimi söyledim. Atölyede nasıl yapılıyor diye sorduğumda dayımda bana ’Önce sen çizim, tasarım öğren. Çünkü bizim ilk aşamamız çizim ile başlıyor.’ dedi” diye ifade etti. Atölyedeki ustaların işlerine olan ilgisi, Dilara’yı üretim süreçlerini öğrenmeye teşvik etti. Dayısının önerisiyle önce tasarım ve çizim aşamalarını öğrendiğini ifade eden Demirer, Önce ofiste çizimi, tasarımı yapıyoruz. Ustalarımıza da ölçüleri veriyoruz. Onlar da hazırlıyor. Ben ilk önce çizimi öğrendim. Dayım ’çizimlerde hazırsın. Seni artık atölyede de hazırlayabiliriz’ dedi. Ustalarımız da bana nasıl yardımcı olabileceğimi gösterdi. Bantta işlem yaparken parça tutuyordum. Taşımaya yardımcı oluyordum. Kesim, bantlama, vida atma, vida tutma derken montajlara da merak ettim” şeklinde konuştu. Üretim sürecine dahil oldu Çizimin ardından atölye işlerine katılan Demirer, bantlama, vida takma ve montaj gibi süreçlerde deneyim kazandı. İlk montaj deneyimini anlatan genç kadın, “İlk gittiğim montajda izledim. Taşıyabildiğim malzemeleri taşımaya yardım ediyordum. Artık montajlara da gitmeye başladım. 18 yaşına girdikten sonra ehliyetimi de aldım. Atölyede bu işi yaparken bu sektörü çok sevdim. Sektör üzerinden ilerlemeyi düşünüyorum” dedi. "Sanayi sektörünü sevdim ve hedef belirledim" Sanayide çalışmanın kendisine farklı bir bakış açısı kazandırdığını belirten Demirer, “18 yaşına girdikten sonra ehliyetimi de aldım. Atölyede bu işi yaparken bu sektörü çok sevdim. Sektör üzerinden ilerlemeyi düşünüyorum. Şu anda geliştirilmiş olan CNC makinelerden almayı düşünüyorum. KOSGEB desteğim var. Girişimcilik desteği belgesini aldım. Kendi şirketimi açıp orada CNC makineleri ile mobilya üzerine iş yapacağım. ” diye konuştu. "Sokak hayvanları için de çalışmak istiyorum" Demirer sadece iş dünyasında değil, sosyal projelerde de yer almak istediğini ifade etti. Dilara Demirer, “Sokak hayvanları için kulübeler yapmayı düşünüyorum” diyerek planlarını paylaştı. "Kadınlar ve gençler ayakta durmayı bilmeli" Sanayi sektöründe genç bir kadın olarak çalışmanın çevresinde şaşkınlıkla karşılandığını söyleyen Demirer, "İlk başta buraya geldiğimde sanayide hiç yaşıtım yoktu. Görenler ’sen burada ne iş yapıyorsun’ diye sorunca, "Ofiste ve atölyede yardım ediyorum" diyordum. İnsanlar şaşırıyordu. Çok olumlu tepkiler aldım. Bana ’arkadaşların geziyor sen burada çalışıyorsun’ deyip şaşırıyorlardı. Ben bu işi seviyorum. Çok da güzel yaptığımı düşünüyorum. İsteyen her sektörde her şekilde her işi yapabilir. Önemli olan içinden gelmesi gerekiyor. Benim içimden geldi. Hevesliydim. Bir işi yaparken hevesli olmak o işi gerçekten yapmak istemek gerekiyor. Ben bu işi istemeseydim, sevmeseydim hiçbir zorluk bana yaptıramazdı. Bir şeylere heves edip sevmek için baştan o sektörde çalışmak gerekiyor. Ben başladığım için çok memnunum. Hiç pişman değilim. İyi ki dayım bu işi bana öğretmiş. Kadınlar ve genç arkadaşlarım kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Kimse ’ben bu işi yapamam’ dememeli. Çünkü istenildiği zaman her şekilde bu iş yapılıyor. Önemli olan sevmek ve heves etmek. Hedefin varsa güzel bir konuma gelebilirsin" diye konuştu. (OA