SAĞLIK - 04 Kasım 2024 Pazartesi 19:00

Organ ve Doku Bağış Birimi Koordinatörü Doç. Dr. Yorulmaz: “İkinci bir yaşam şansı verilmesi gerekiyor”

A
A
A
Organ ve Doku Bağış Birimi Koordinatörü Doç. Dr. Yorulmaz: “İkinci bir yaşam şansı verilmesi gerekiyor”

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ ve Doku Bağış Birimi Koordinatörü Doç. Dr. İlknur Suidiye Yorulmaz, organ bağışının önemine dikkat çekerek, hayati organları zarar görmüş insanlara ikinci bir yaşam şansı verilmesi gerektiğini söyledi.


3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Doç. Dr. İlknur Suidiye Yorulmaz, hayatı tehdit eden hastalıkları olan veya hayati organları zarar görmüş her yaştan insana ikinci bir yaşam şansı verilmesi gerektiğini söyledi. Organ bağışı bekleyen hastaların yaşadıkları fiziksel ve psikolojik travmalarda yeni bir organ sahibi olabilme umudu ışığında daha katlanılabilir bir süreç yaşayacaklarını söyleyen Yorulmaz, “Kornealar, tendonlar ve kemikler gibi bağışlanan diğer dokular, görme, hareket ve diğer fiziksel işlevlerin geri kazandırarak, konforlu bir yaşam bahşedebilir. Toplumu oluşturan bireylerin diğer bireylerin yaşadığı zorlukların farkında olarak empati yapabilmesi ve bu yolla toplumsal dayanışmanın yine ve yeniden yapılandırılabilmesi, üstelik bunun her geçen yıl daha da pekiştirilmesi için organ bağışı ideal bir başlangıç noktası oluşturmaktadır” dedi.


Türkiye’nin organ bağışında dünya sıralamasındaki yerine de değinen Doç. Dr. Yorulmaz, “Bağış ve organ nakline ilişkin küresel veri tabanı, resmi kaynaklardan elde edilen organ bağışı ve organ nakli faaliyetlerine ilişkin dünya çapındaki verileri içermektedir. Buna göre beyin ölümü gerçekleştikten sonra kullanılan donör sayısı, yani ölümün nörolojik kriterlere göre belirlendiği 2023 yılı kadavra organ donörlerinin sayısı ilk sırada olan Amerika’da 9 bin 809 verici, ikinci olan Çin’de 4 bin 529 verici, üçüncü sırada olan Brezilya’da 3 bin 299 verici iken, Türkiye 190 verici ile 22. sırada ancak yerini almaktadır” diyerek bu sıralamanın ülkemiz adına memnun edici bir sıralama olmadığını ifade etti.



“Organ bağışında yeterli bilince ulaşılamadı”


Toplumun organ bağışı konusunda yeterli bilince ulaşmadığını vurgulayan Yorulmaz, “Hurafeler, güvensizlikler, şüpheler ve cehalet ile donatılmış toplumların dayanışma gibi nitelikli bir davranış biçimini geliştirebilmesi mümkündür. Toplumun davranış biçimi organ bağışlamayı desteklememe yönündedir. Bu sonuca neden olan en büyük unsur korkudur. Bireysel korkular, toplumsal korkular, inanç sisteminin getirdiği korkular, hukuksal korkular, güven eksikliğinin oluşturduğu korkular bunlar arasında yer almakta, inkar etme, görmezden gelme gibi etkenler, organ bağışında belirleyici rol üstlenmektedir” ifadelerini kullandı.



Organ bağışında bulunmak isteyenlerin izlemesi gereken adımlar


Organ bağışında bulunmak isteyenlerin nasıl bir süreç izlemesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. İlknur Suidiye Yorulmaz, “Öldükten sonra kullanılmak üzere organlarınızı bağışlamak için hastanelerin organ bağış ünitelerine, koordinatörlüklerine ya da Türkiye Organ Nakli Vakfı’na başvurarak, iki tanık huzurunda organ bağış isteğinizi beyan ederek, organ bağış formunu imzalayabilir ve bir organ bağış kartı edinebilirsiniz. Sonradan çıkacak karışıklıkları önlemek için öncelikle ailenizin tarafınızca bilgilendirilmesi önem arz etmektedir. Burada önemli ve vurgulanması gereken bir husus da dilediğiniz zaman bağış ünitesi olan bir hastaneye başvurarak organ bağış kartınızı iptal ettirebileceğinizdir” dedi.



“Organ nakilleri modern tıptaki en büyük ilerlemeler arasındadır”


Organ nakillerinin modern tıptaki en büyük ilerlemelerdan biri olduğunu ifade eden Yorulmaz, “Öncülüğü 1960’larda yapılmıştır ve her yıl on binlerce insanın hayatını kurtarmaya devam etmektedir. Dünya genelinde organ nakil bekleme listelerinde yüzbinlerce insan bulunmaktadır ve ne acıdır ki her 9 dakikada bir, yeni bir kişi bu listeye eklenmektedir. Bu açıdan bakılacak olursa toplumumuzun her bir bireyi bu listeye her an girmeye hak kazanabilir durumda gibi görünmektedir. Bu havuz denkleminde maalesef ivedilikle çözümlenmesi gereken sorunun organ bağışı ve organ nakli sayılarının arttırılması olduğu oldukça açıktır” şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Kavak, beyaz gelinliğini giydi SAMSUN (İHA) – Samsun’un Kavak ilçesinde gece saatlerinde başlayan mevsimin ilk karı, ilçeyi beyaza bürüdü. Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasının etkisi, birçok ilde olduğu gibi Samsun’da da kendini gösterdi. Kavak ilçesinde gece saatlerinde başlayan kar yağışı nedeniyle ilçe beyaza büründü. İlçe sakinleri, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gözlerini mevsimin ilk karı ile açtılar. Kar yağışı nedeniyle beyaz gelinliğini giyen ilçede üst kesimlerde kar kalınlığı 10 santimi geçti. Büyükşehir Belediyesi ve Kavak Belediyesi ekipleri, ulaşımda aksama yaşanmaması adına sıkıntı olabilecek yerlerde teyakkuzda bekledi. İlçeye mevsimin ilk karının düştüğünün altını çizen emekli öğretmen Ramazan Atıcı, “24 Kasım Öğretmenler Günü sabahında uyandığımızda bir de baktık ki etrafımız kara bürünmüş. Her taraf karla örtülmüş. Bundan birkaç ay önce Güven Göleti’nde yeterli yağış olmadığından dolayı kuraklıkla karşı karşıya kalmış, su kıtlığı yaşanmıştı. Suyumuzu çok tedbirli kullanmıştık. Şükürler olsun ki bugün kar yağdı ve yapmaya devam ediyor. Eskiler, ‘Ayva çok olunca kar çok yağacak’ derlerdi. İnşallah bu atasözümüz tutacak ve bol bol yağışlarla görürüz. Kuraklık ve su kıtlığı yaşamayız diye umut ediyorum” dedi. Kavak ilçesinde kar yağışı etkisini sürdürürken, Samsun’un diğer ilçelerinde de soğuk hava etkili oldu.
Osmaniye Osmaniye Yerfıstığı Festivali’ne kadın girişimciler damga vurdu Osmaniye Belediyesi tarafından düzenlenen “Osmaniye Yerfıstığı” festivaline kadın girişimciler damga vurdu. Osmaniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü organizasyonunda gerçekleştirilen, Avrupa Birliği (AB) nezdinde coğrafi işaret tescili alan “Osmaniye Yerfıstığı” ürününün daha geniş kitlelere tanıtımı için düzenlenen festivale kadın girişimciler damga vurdu. Osmaniye Atatürk Caddesi’nde kurulan 80 stantta yerlerini alan kadın girişimciler Osmaniye yerfıstığını yöresel lezzetlerin yanı sıra takı ve kozmetik ürünlerde kullanarak yerfıstığının istenildiği zaman kullanım alanlarının artırabileceğini festivale gelen ziyaretçilere gösterdi. Amaçlarının istenildiği zaman yerfıstığı ile neler yapılacağını insanlara göstermek olduğunu söyleyen Osmaniye Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Havva Saçıkara Çetin, “Yıllardır özlemini çektiğimiz Osmaniye Fıstık Festivali’ndeyiz. Bunun için öncelikle belediye başkanımıza teşekkür ediyorum. Osmaniye Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi olarak biz de Osmaniye Fıstık Festivali’nde yerimizi aldık. Biz neler yaptık kadınlar olarak, öncelikle Osmaniye’mizin meşhur sarı burma tatlısı fıstık ile yapılan anne tatlısı adını koyduğumuz fıstık tatlımızı yaptık. Ardından yaprak sarmalarını fıstıklı, ıspanaklı kömbelerimizi, dolmalarımız, tatlılarımızı, baklavalarımızı fıstıklı yaptık. Burada bizim amacımız kadınlarımız bir araya gelsin, güçlensin, ekonomilerine katkı sağlasınlar ve ayakların üzeri dimdik dursunlar için biz bu şekilde çalışmalar yaptık. Fıstığı birden fazla üründe kullanarak ortaya farklı lezzetler çıkardık. Fıstık maketlerini, fıstıktan anahtarlıklar yaptık. Birçok çeşitlerle biz Osmaniye Fıstık Festivali’ne yerimizi alıyoruz. Bizlerin neler yaptığını hepiniz görüp değerlendirmenizi istiyoruz. ” diye konuştu. Devletten aldığı destekle kadın girişimci olarak kozmetik sektöründe yer aldığını söyleyen Gülşen Kurt, “10 yıl öncesinde KOSGEB desteğiyle girişimci olarak, Isparta ürünleri satmaya başladık. Elhamdülillah Sayın İbrahim Çenet başkanımızın hareketi, enerjisi bizi de etkiledi ve böylelikle biz de yer fıstığı kolonyası çıkardık. Çok hoş, güzel, topraktan çıkmış bir fıstık kokusu var, ham bir kokudur. Daha sonrası tamamen çiçeğe döner çok hoş, ferahlatıcı bir kokusu vardır. ” dedi. (MSL-
Kayseri Bu ailede herkes öğretmen Kayserili Birol ailesi için 24 Kasım Öğretmenler Günü çok büyük önem taşıyor. 2022 yılında vefat eden öğretmen Faik Birol’un 5 çocuğu ve çocuklarının eşleri de öğretmenlik yapıyor. 2022 yılında 92 yaşında hayatını kaybeden öğretmen Faik Birol, Kayseri-Pazarören Köy Enstitüsü’nden mezunu olduktan sonra 36 yıl 1 ay öğretmenlik yaptı. Öğretmenlik mesleğine aşkı nedeniyle önce küçük kardeşi Nazım Birol’u, ardından da çocuklarının tamamını öğretmen yapan Faik Birol’un Şahinde Birol ile yaptığı evlilikten 5 çocuğu oldu. Birol’un çocuklarının tamamı eğitim enstitüsü mezunu. Çocuklardan Abdullah Birol Gazi Eğitim Enstitüsü, İlhan Birol İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü, İrfan Birol Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü, Tülay Birol ve Şemsinur Altun ise Yozgat Eğitim Enstitüsü’nden mezun olarak öğretmen olurken, gönüllerini de bir öğretmene kaptırarak hayat arkadaşlarını bu meslekten seçti. Hayatları boyunca on binlerce çocuk yetiştiren Birol ailesi, 24 Kasım’ın simge ailelerinden birisi ve belki de birincisi oldu. Kendileri için en özel günde öğretmen babalarının mezarında toplandılar Öğretmen çocuklar, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle öğretmen babalarını anmak üzere Faik Birol’un Kayseri Asri Mezarlığı’ndaki mezarı başında toplandı. Burada babalarının mezarı üzerine karanfil koyan çocuklar, babaları ile sohbet ederek, ona dua etti. “Biz öğretmen bir aileyiz” Faik Birol’un öğretmen oğlu İrfan Birol, kendilerinin aile boyu hatta sülale boyu öğretmen olduklarını söyleyerek, “Bugün öğretmenler günü olduğu için hep beraber buradayız. Bizim gibi bir ailenin Türkiye’de veya dünyada olup, olmadığını bilemiyorum. Babam, Pazarören Köy Enstitüsü mezunu efsane öğretmenlerden biridir. Biz 5 kardeşiz, 5’imizde öğretmeniz. 5’imizin eşi de öğretmen. Ayrıca çok genç yaşta kaybettiğimiz amcamızda öğretmendi. Halamın çocukları öğretmendi. Amcamın oğlu öğretmendi. Yani bugün bizim için son derece önemli bir gün. Torunlarının ve çocuklarının aydın olma yolunu açtığı için babama minnettarız. Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bizim başöğretmenimizde babamızdır. Bütün öğretmenlere minnetlerimizi, saygılarımızı, sevgilerimizi sunuyoruz. Benim 3 evladım var. 2’si öğretmen oldu. Biri yanlışlıkla mühendis oldu. Biz öğretmen olmalarını canı gönülden isteriz” şeklinde konuştu. “Bugünlere gelmemizde babamın emekleri çok önem taşıyor” Faik Birol’un bir diğer öğretmen kızı Şemsinur Altun da; “Faik Birol’un 5 öğretmen çocuğundan en küçüğüyüm. Bugün burada 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle babamı ziyaret etmek istedik. Bizim için çok anlamlı. Benim için daha da anlamlı. 3 yıl boyunca babam benim görev yaptığım okulun müdürüydü. Birlikte çalıştık. Çok kıymetliydi. Bugünlere gelmemizde babamın emekleri çok önem taşıyor. Babamın eğitim ve öğretimle sadece bir yerde değil, her yerde ismi duyulur ve bilinir. Önce başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün vefat etmiş öğretmenlerin mekanları cennet olsun. Yaşayanlara sağlık ve sıhhat diliyoruz. Bugün çok önemli bir gün. Özel bir gün. Babamızı hem burada ziyaret etmek istedik hem öğretmenler gününü kutlamak istedik hem de dualarımızı okumak istedik. Ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı. Hayatı boyunca binlerce öğrenci ve hatta öğretmen yetiştiren Faik Birol’un, ‘Bozkırdaki Fener, Bir Köy Enstitülü Öğretmenin Anıları’ adlı bir kitabı da bulunuyor. (MK-TB-
Isparta Isparta’da öğretmenler gününe tatlı bir dokunuş: gül ve elma aromalı ’Öğretmen Çikolatası’ Isparta’nın gülü ve Eğirdir’in elmasıyla hazırlanan "Öğretmen Çikolatası," Eğirdir’de bir okulda düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinliğinde öğretmenlerden büyük beğeni topladı. Isparta’nın meşhur gülü ve Eğirdir’in ünlü elmasıyla hazırlanan çikolata, Eğirdir Nafiz Yürekli Turizm Meslek Lisesi’nde düzenlenen etkinlikte öğretmenlerin beğenisine sunuldu. Eskişehirli bir çikolata ustası, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla katıldığı etkinlikte, bu özel lezzetin yapımını uygulamalı olarak anlatarak Isparta’da daha önce yapılmamış gül ve elma aromalı çikolatayı yaptı. Çikolataya farklı boyut, Gül ve Elma aroması eklendi Usta, çikolatanın ana malzemesi olarak Isparta’nın meşhur gülünü ve Eğirdir’in lezzetiyle tanınan elmasını kullanarak çikolataya farklı bir aroma kattı. Hazırlık sürecini detaylı şekilde gösteren usta, etkinliğe katılan öğretmenlere çikolatayı tek tek tattırdı ve bu özel ürüne "Öğretmen Çikolatası" adını verdi. ‘Isparta çikolataya yeni bir kimlik kazandırdı’ Etkinlik sonunda konuşan çikolata ustası, “Isparta’nın gülü ve Eğirdir’in elması, çikolataya yeni bir kimlik kazandırdı. Bu ürün, Isparta’nın yerel değerlerini dünyaya tanıtmak için büyük bir fırsat” dedi. Öğretmenler, bu özel çikolatanın eşsiz bir lezzet sunduğunu belirterek, etkinliğin hem Öğretmenler Günü’nün anlamına uygun hem de Isparta’nın yerel ürünlerini tanıtıcı bir etkinlik olduğunu ifade ettiler. (ETK-