KÜLTÜR SANAT - 04 Kasım 2024 Pazartesi 19:25

Kabuk sergisi sanatseverlerle buluştu

A
A
A
Kabuk sergisi sanatseverlerle buluştu

Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Resim Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Gürler’in, ‘Kabuk’ başlıklı sergisinin açılışı Ankara gerçekleştirildi.


Kabuk’u bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan sertçe bölüm olarak tanımlayan Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Gürler, “İçindekini koruyabilecek, onu muhafaza edecek yapıyı oluşturmak için ince ince, ipliklerle dokunan bu kabuk, bütünlüklü hissetme çabasının bir temsilidir. Dokunması esnasında elin tekrar eden her bir hareketi, bir araya getirme, iyileştirme gayesi taşır. Dokuyarak, ağ örerek yazılan bu hikaye bir dönüşüm sembolüdür. Onu var eden coğrafyanın birbirine tutturulan, iç içe geçirilen hikayelerinin bitiminde bir Kılıf olarak, bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir kap olarak karşımızda belirir” ifadelerinde bulundu.


18 Aralık’a kadar devam edecek olan sergi dolayısıyla konuşan Gürler, “Yerleştirmede kullanılan malzeme, Ursula K. Le Guin’in Kadınlar Rüyalar ve Ejderhalar adlı kitabında sanat tarihçi Elizabeth Fisher’ın çuval kuramı üzerinden gerçekleştirilen söylemlerine de işaret eder. Le Guin’in, ilk kültürel gerecin sivri bir mızrak yerine içi doldurulacak bir nesne olması gerektiği düşüncesinden hareketle insanın yaşamla kurduğu ilişkiyi, arka planda kalanların hikayeleri üzerinden irdelemeye bizi davet etmesi gibi jüt kumaşın sökülerek elde edilen ipliklerle gerçekleştirilen bu serbest dokumada, üst üste atılan her bir düğüm, Le Guin’in sözünü ettiği yaşamdaki bağlantılar üzerine düşündürmeyi hedefler. Hikayeler dinleyerek ve anlatarak dokunan ‘Kabuk’, sanatçının kendi hikayesinden yola çıkar ve birçoklarının hikayesini kapsar” sözlerini dile getirdi.



Kabuk sergisi sanatseverlerle buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Hediye duvar halısı ile başlayan merak koleksiyona dönüştü Gaziantep’te yaşayan 72 yaşındaki Mehmet Kaleoğlu’nun kendisine hediye edilen bir duvar halısıyla başlayan halı merakı yıllar içerisinde koleksiyona dönüştü. Kaleoğlu’nun koleksiyonunda yer alan ve geçmiş yıllarda evler ile iş yerlerinin duvarlarını süsleyen farklı figür ve motiflerin bulunduğu duvar halılar büyük bir ilgi görüyor. Tarihi Gaziantep Kalesi civarında bulunan 500 yıllık tarihi Kaleoğlu Mağarası’nın duvarına asılması için kendisine hediye edilen bir duvar halısı ile halı koleksiyonu oluşturmaya başlayan Mehmet Kaleoğlu, duvar halılarını mağaradaki bir odada muhafaza ediyor. Tarihi Yeni Han içerisindeki mağarada 200’den fazla eski duvar halısının bulunduğu koleksiyonuna gözü gibi bakan Kaleoğlu, 1950’li yıllara ait olan duvar halılarını isteyen müşterilerine de satıyor. Geçmişte her evin duvarında yer aldığı duvar halılarını mağaranın çeşitli yerlerine asan Kaleoğlu’nun halıları mağarayı gezmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. Geçmiş yıllarda daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde duvarları süsleyen halılara adeta hayran kalan ziyaretçiler, dakikalarca halıları inceliyor. 1950’li yıllarda hemen her evin duvarını süsleyen, tüy kadar hafif ve ipek kadar yumuşak olan duvar halıları tarihi mağaraya ayrı bir hava katıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde el ile dokunan, ev ve iş yerlerinin duvarlarına asılan halıları muhafaza etmeye devam eden Kaleoğlu, mağarayı gezmeye gelen ziyaretçilerin, halıları incelemeden gitmediğini söyledi. Günümüzde nadir rastlanan bu geleneksel halılara büyük ilgi duyduğunu ifade eden Kaleoğlu, geçmiş yıllarda hemen hemen her ev ve iş yerinin duvarlarını süsleyen duvar halılarının rengârenk nakışlar, motifler ve iç içe geçmiş desenlerden oluştuğunu bildirdi. Günümüzde duvar halılarının yerini artık tabloların aldığını belirten Kaleoğlu, “Mağaramız 500 yıllık Kaleoğlu Mağarası’dır. Mağaramız 500 yıllık olduğu için ‘tarihi yapıların içerisinde duvar halıları lazım’ dedim. Duvar halılarını mağaramıza astığımızda müşterilerimizin de dikkatini çekti” dedi. “Geçmişte her evin duvarında farklı figürlerin yer aldığı halılar vardı” İpekten dokunan halıların da olduğu resimli duvar halılarında en çok tercih edilen motifler arasında Kabe, aslan, geyik, at, boğa ve tavus kuşunun bulunduğunu belirten Kaleoğlu, geçmiş yıllarda özellikle genç kızların çeyizlerinde duvar halılarının yer aldığını hatırlatarak, “Halılarımızın bir kısmı hediye edildi. Bir kısmını da satın aldık. Duvar halıları mağaramızı ziyarete gelen müşterilerin dikkatini çekiyor. Duvar halılarınız orijinaldir. Duvar halılarını görenler şaşırıyor, aynı zamanda dikkatlerini de çekiyor. Eski döneme ait duvar halılarımız var. Duvar halılarını görenler eski hatıralarını yad ediyorlar. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Benim için de bir hobi oldu. Mağaramıza da ayrı bir renk katıyor. Duvar halıları mağaramıza ayrı bir görünüm kazandırıyor” dedi. “Halılara ilgi çok fazla” Koleksiyonundaki halıların bir kısmını mağaranın duvarlarına astığını belirten Kaleoğlu, “Duvar halıları mağarada dikkat çekiyor. Duvar halılarıyla mağaramız güzel bir dekora kavuştu. Her tarafta eski duvar halılarını görenler beğeniyor. Mağaramız da duvar halılarımız da tarihi kokuyor. Eski duvar halılarını görenler mutlu oluyor, dolayısıyla biz de mutlu oluyoruz” şeklinde konuştu. “Halılar insanı geçmiş yıllara götürüyor” Mağarayı ziyarete gelen vatandaşlar ise, “Mağaradaki duvar halılar bayağı hoşumuza gitti. Renkleri ve desenleri çok beğendik. Mağaradaki her şey tarih kokuyor. Mağara ve duvar halıları çok dikkatimizi çekti. Duvar halıları eskiden kızların çeyizleri arasında sergileniyormuş ve bu halıların 50-60 yıllık tarihi varmış. Halılar gerçekten çok güzel ve halılarda büyük bir emek var” diye konuştular. (SVY-Lo-Y)