SAĞLIK - 27 Eylül 2024 Cuma 12:27

Hemen sağlık kuruluşuna başvurun

A
A
A
Hemen sağlık kuruluşuna başvurun

DÜZCE(İHA) – Dr. Dilek Akıncı, kuduz aşı ve serumunun koruyuculuğunun yüzde 100 olduğunu söyledi.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dilek Akıncı, 28 Eylül Dünya Kuduz Günü dolayısıyla kuduz hastalığı hakkında bilgilendirmede bulundu. Kuduz hastalığının en sık kedi ve köpek gibi hayvanlar tarafından ısırma ve tırmalama gibi yollarla bulaştığına işaret eden Dilek Akıncı, hastalığın beyin enfeksiyonu oluşturarak insan ölümüne sebep olabildiğini bildirdi. Dr. Akıncı, kuduz hastalığının daha çok kedi ve köpek ısırması ile bulaştığının bilinmesine karşın sığır, keçi, koyun, at, eşek gibi evcil hayvanlar; tilki, kurt, çakal, ayı, domuz, sansar, kokarca, gelincik gibi yabani hayvanlar tarafından ısırma ve tırmalama gibi yollarla da bulaşabildiğini sözlerine ekledi.



“Isırılan yerde ortaya çıkan uyuşma, yanma ve karıncalanma hissi önemlidir”


Kuduzun ilk belirtilerinin karın ağrısı ve ateş gibi özgül olmayan belirtiler olduğunu ifade eden Öğr. Üyesi Dilek Akıncı, “Asıl klinik belirtiler ortaya çıkmadan kuduz tanısı koymak güçtür. Isırılan yerde veya uzuvlarda ortaya çıkan uyuşma, yanma veya karıncalanma hissi önemlidir. Uzuvlarda olan bu his yüze ve boyuna yayılım gösterebilir. Her vakada görülmemekle birlikte kuduzun diğer beyin enfeksiyonlarından en önemli farkı budur. Bazen günlerce süren bu dönemden sonra akut nörolojik dönem başlar. Akut nörolojik dönem iki farklı klinik tabloda seyredebilir. Bunlardan birincisi inme gibi güçsüzlüklerin görüldüğü paralitik dönem, bir diğeri saldırgan tavırların görüldüğü ensefalitik dönemdir. Paralitik döneme kıyasla daha sık görülen ensefalitik dönemde gördüğümüz diğer bazı belirtiler ise korku, susama gibi içten gelen uyaran; ses, ışık, gürültü gibi dıştan gelen uyaranlarla ortaya çıkan korku, telaş ve sinirlilik halidir. İstenmeyen ve saldırganlığa varan hareketler genel olarak beyin enfeksiyonunun bir belirtisidir. Kuduz da bu enfeksiyonlardan biridir. İlk zamanlarda kısa süren ve ara ara düzelen bu saldırganlık tarzındaki kişilik bozukluklarının bir süre sonra süresi ve sıklığı artar. Hasta bu atakları hatırlamaz, ataklar arasında da halsiz ve yorgundur. Bu tablonun ilerlemesiyle de bilinç kaybı ve koma evresine girer” dedi.



Kuduz hastalığı teşhisi


Ülkemizde kuduz tanısının, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı bazı Veteriner Kontrol Enstitüleri’nde yer alan sorumlu laboratuvarlarda “Deney Hayvanı İnokülasyon” testi ve “Floresan Antikor Tekniği” kullanılarak ve PCR gibi testlerle kontrolleri yapılarak konulduğunu açıklayan Akıncı, “Test için en çok tercih edilen, kuduz şüphesi olan hayvan veya insanın beyin omurilik sıvısı, salyası, ense saç kökü biyopsisi ve kan serumudur” açıklamasında bulundu.



“Kuduz hastalığının özgün bir tedavisi yoktur”


Kuduzun klinik bulguları geliştikten sonra özgün bir tedavisinin olmadığını bildiren Dr. Akıncı, “Riskli temaslarda aşı ve kuduz serumu ile profilaksi uygulanması çok önemlidir. Bulaştırma ihtimali olan bir hayvan tarafından ısırılma veya tırmalanma gibi virüs bulaşına sebep olan durumlarda ilk yapılması gereken yara bakımıdır. Uygun bir şekilde yapılan yara bakımı, kuduz virüsünü uzaklaştıran en önemli basamaktır ve en kısa zamanda yapılmalıdır. Yara yeri, zaman kaybetmeden bol, basınçlı su ve sıvı sabunla iyice yıkanmalıdır. Yıkama işleminden sonra alkol veya iyotlu antiseptiklerden biri kullanılmalıdır. Hatta yara bakımı, acile başvurmadan önce olay gerçekleştiği anda yapılmalıdır. Kanamalı bile olsa yara bol sıvı sabunla uzun uzun yıkanmalı ardından hortum gibi sıkılabilen bir aparatla basınçlı bir şekilde bol suyla durulanmalıdır. Bu süreçte başka kişiye veya kendinize suyun sıçramamasına dikkat edilmelidir. Bazı sağlık kuruluşlarında basınçlı su olmadığı için yıkama işlemi etkin yapılamayabilir ya da geç kalınmış olabilir. Bu yüzden hasta veya yakınları olay olmaz bu yıkama işlemini yapmalıdır. Yıkama işlemi çok etkilidir ancak tek başına koruyucu değildir. Yıkama sonrası zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.


Kuduz hastalığının önlenebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Akıncı, “Ayrıca kuluçka süresi, belirsiz ve genellikle uzun olan bir enfeksiyondur. Bu sebeple en ideal olan acil müdahale olmakla birlikte aradan zaman da geçmiş olsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna danışılmalıdır” dedi.



“Kuduz aşısı ve serumunun koruyuculuğu yüzde 100’dür”


Hayvan ısırması sonrası yapılması gerekenler hakkında bilgiler veren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dilek Akıncı, “Isırılma, tırmalanma veya salya bulaşı gibi herhangi bir durumda öncelikle yara bakımı yapılmalı ardından en yakın acil servise başvurulmalıdır. Acil serviste, öncelikle yara muayenesi yapılır. Yara kategorize edilir ve yara derecesine göre antibiyotik profilaksisi, tetanoz ve kuduz profilaksileri açısından değerlendirilir. Uygun görülen aşı ve immunglobulinler (serumlar) hastaya uygulanır. Bir diğer önemli konu da bulaş olan hayvanın kuduz aşısı olup olmadığıdır. Hayvanın aşı kartı da mutlaka hekime gösterilmelidir. Mümkünse hayvan gözlem açısından bağlanmalı veya kapalı ortamda tutulmalıdır. Tüm bu aşamaların acil ve eksiksiz yapılması durumunda kuduz aşı ve serumunun koruyuculuğu yüzde 100’dür” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Heimlich manevrası öğretmenin hayatını kurtardı Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulunda öğle arasında yemek yediği sırada nefes borusuna kaçan yumurta parçası ile nefes alamayan 27 yıllık öğretmenin hayatını okul müdür yardımcısı yaptığı Heimlich manevrası ile kurtardı. Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulunda Sosyal Bilgiler Öğretmeni olarak görev yapan 27 yıllık öğretmen Nazım Barış Aksoy 26 Kasım günü öğle arasında Öğretmenler Odasında yemek yediği sırada nefes borusuna kaçan yumurta parçası sonrası biranda yerinden fırlayarak okul koridorunda çaresizce hareketler yapmaya başladı. O sırada öğretmenlerden biri Aksoy’a müdahale etmeye çalışsa da başarılı olamadı. Yaşanan panik anları sırasında Öğretmenler Odasının hemen karşısındaki Okul Müdür Yardımcısı Enes Geyik, öğretmen Aksoy’u odaya alarak Heimlich manevrasını doğru bir şekilde yaparak hayat kurtardı. O anlar okulun güvenlik kamerasına yansırken, olay sonrası ölümden dönen öğretmen Nazım Barış Aksoy ve hayatını kurtaran Enes Geyik yaşananları anlattı. "O yaşadığım belki 10-20 saniye bana saatler gibi geldi" Yaşadığı o sıkıntıları anların çok kısa sürmesine rağmen kendisine saatler gibi geldiğini anlatan 27 yıllık Sosyal Bilgiler Öğretmeni Nazım Barış Aksoy, "26 Kasım Günü öğle arası yanımda getirdiğim yemekleri Öğretmenler Odasında yemek için oturmamdan bir iki dakika sonra yediğim lokmanın boğazıma takıldığını gördüm ve çaresizce ayağa kalktım. Arkadaşlar durumumu fark etti ve yardım etmeye çalıştılar ama esas yardımı Müdür Yardımcımız Enes Geyik Bey yaptı. Doğru hamleyi, doğru Heimlich manevrasını yaparak hayata tutundum. O yaşadığım belki 10-20 saniye bana saatler gibi geldi. Çok zor geçti. Baya zordu. O an acaba kurtulamayacak mıyım hissi oldu. Arkadaşlardan da uğraşanlar oldu, göğsüme baskı yapmaya çalışanlar oldu ama doğru manevra göğüsten değil aşağıdan olması gerekiyordu. Daha sonra Enes Beyin müdahalesi ile kurtulmuş oldum ve hayata tutundum. Bu eğitimi herkesin alması lazım." dedi. Yaptığı Heimlich manevrası ile hayat kurtaran Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulu Müdür Yardımcısı Enes Geyik, "İki gün önce Nazım Hocamın boğazına bir cisim kaçmasından dolayı fenalaştığını bize söylediler. Odanın kapısını açarak ’Yetişin hocam’ dediler. Çıktığımızda Nazım Hocam nefes alamıyordu gerçekten ve çok kötü bir durumdaydı. Müdür odamıza aldığımızda Heimlich manevrasını ikinci kez yaptığımızda boğazındaki cismin çıktığını gördüm. Daha önce almış olduğumuz uygulamalı ilkyardım derslerinde gördüğümüz bir şekilde uyguladık. Bunlar ne işimize yarayacak diye düşünürken işe yaradığını gördük. Şükürler olsun hocamızı yeniden hayata döndürdük." şeklinde konuştu. Eğitimler 2018 yılından beri devam ediyor Manisa’da öğretmen, öğrenci, veli ve paydaşlara uzun bir zamandır düzenli olarak ilkyardım eğitimleri verdiklerini anlatan Manisa İl İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi İl Koordinatörü Hasibe Tutar, "Bakanlığımız Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi Daire Başkanlığına bağlı olarak çalışmaktayız. 81 ilimizde 82 ilkyardım merkezimiz bulunmakta. Bu eğitim merkezlerinde 2018 yılından beri eğitimlerimizi vermekteyiz. Amacımız bütün personelimize ilkyardım eğitim vermektir. Mottomuz da ’Doğru ilkyardım ve bilinçli ilkyardım hayat kurtarır.’ İl İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi Manisa’da bir tane ama ilkyardım eğitim merkezimiz merkezde, Akhisar’da ve Salihli’de olmak üzere 3 şubede devam etmekte. Diğer ilçelerdeki öğretmen arkadaşlarımız bu şubelerde ilkyardım ve iş güvenliği eğitimi alıyor." dedi. Manisa’da 8 bin 250 öğretmen sertifika aldı Manisa İlkyardım Eğitim Merkezi Müdürü Gülser Uçuk, "Manisa’da ilkyardım eğitim merkezi aracılığımızla öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize ilkyardım kursları ve seminerleri vermekteyiz. Bugüne kadar 8 bin 250 öğretmenimize sertifika verdik. 27 bin öğrencimize ilkyardım semineri verdik, 600 velimiz ve okul kantinlerinde çalışanlar, servis hostesleri ve şoförlerine de eğitimler verildi. Yapmış olduğumuz güncellemelerde bizler bu eğitimlerin geri dönüşlerini alıyoruz. Sadece okul içerisinde değil sosyal hayatta da öğretmenlerimizin çok ilkyardım müdahalelerinde bulunup, geri döndürdükleri vakalar olmuştur. Bunların istatistiklerini yapıp bakanlığımıza bildiriyoruz.
Yozgat Erken yaşta kaybettikleri öğretmen arkadaşlarını, mangala turnuvası ile andılar Yozgat’ta geçtiğimiz ay vefat eden Öğretmen Yasin Çelik anısına öğretmen arkadaşları tarafından mangala turnuvası düzenledi. Sorgun İlçesinde Yeşilyurt İlkokulu’nda Müdür Yardımcısı olan Yasin Çelik, 29 Ekim’de geçirdiği kalp krizi sonucu genç yaşta vefat etmesi dolayısıyla herkesi derinden üzmüştü. Meslektaşları, genç öğretmenin ardından hatırasını yâd etmek için geleneksel Türk zeka oyunu olan mangala turnuvası düzenledi. Akıl ve Zeka Oyunları İl Koordinatörü olan ve etkinliğin düzenlenmesinde katkı sağlayan Halil İbrahim Kartal, “Sorgun ilçemizde yıllardır düzenlediğimiz turnuvalardan birisini bugün gerçekleştiriyoruz. Öğretmenler turnuvamızın ayrı bir önemi var. Yakın zamanda kaybetmiş olduğumuz Yeşilyurt İlkokulu Müdür Yardımcısı arkadaşımız Yasin Çelik öğretmenimizin anısına hem de 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerimiz arasında mangala turnuvası düzenlemek istedik. Sağ olsun 30 öğretmenimiz de turnuvamıza katıldı. Turnuvamız aynı zamanda ödüllü bir turnuva. Sorgun Kaymakamlığı ve Sorgun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü himayelerinde gerçekleştirdiğimiz bu turnuvanın düzenlenmesinde emeği geçen ve Yasin Çelik arkadaşımızı anmak adına burada bulunan arkadaşlarımıza da ayrıca teşekkür ederim ” ifadelerini kullandı. Turnuvaya çeşitli okullardan 30 tane öğretmen katıldı. 5 tur oynanan oyunda, katılımcılar bir program aracılığıyla oyunlarını oynadı sıralamaya girdi. Oyun 3 set üzerinden yapıldı. 2 set alan kişi o oyunu kazanmış oldu. Oyunun sonunda en çok tur kazanan birinci sayıldı. İlk dörde giren katılımcılara ödülleri verildi. Katılan herkese katılım belgesi takdim edildi.
İzmir Hiç evlenmemiş adama ’boşanma davası’ şoku İzmir’in Bayraklı ilçesinde Aytuğ Arduç, hiç evlenmediği halde kendisine gönderilen ’boşanma davası’ tebligatıyla hayatının şokunu yaşadı. 32 yaşındaki Arduç, yaşadığı talihsiz olay sebebiyle kız arkadaşıyla da tartıştığını söyledi. Bayraklı ilçesinde özel bir firmada çalışan Aytuğ Arduç, evine gelen tebligatla hayatının şokunu yaşadı. Daha önce hiç evlenmeyen Arduç, Adıyaman Gölbaşı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce kendi adına gönderilen ’Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma (çekişmeli)’ yazılı tebligatı görünce şaşkınlık yaşadı. Daha sonra avukatına bu yazıyı sorduğunda tebligatta yazım yanlışı olduğunu öğrendiğini aktaran Arduç, kız arkadaşına ise durumu izah ederken tartıştıklarını söyledi. ’Kız arkadaşıma nasıl açıklayacağımı düşündüm’ Pandemi öncesi online satış yaptığını ve iade nedeniyle açılan mahkemede eve tebligat geldiğini, bu tebligatta yazım yanlışı olduğunu öğrendiğini aktaran Arduç, "Satılan bir üründen memnun kalmayan müşteriler tüketici hakem heyetine ve mahkemeye başvuruyor. Böyle durumlarla avukatım ilgileniyor ancak evraklar bana da geliyor. Bir gün yine böyle bir evrak geldi ve bu evrakta yazan ’boşanma davası’ yazısını görünce hayretler içerisinde kaldım. 32 yaşındayım, bekarım ve hayatımda hiç evlenmedim. Tabii bunu kime nasıl bir şekilde açıklayacağımı da bilemedim. Kız arkadaşım var, bunu ona nasıl açıklayacağımı da düşündüm. Başta bana kızdı, hatta tartıştık. ’Bana boşanma davası geldi, hem de çekişmeli, şiddetli geçimsizlik’ dedim. Sonra işin içinde bir yanlışlık olduğuna o da inandı" dedi. ’Ben şimdi kiminle boşanacağım’ Günlerdir yaşadığı şaşkınlığı üzerinden atamadığını söyleyen Arduç, "Ben şimdi kiminle boşanacağım onu bile bilmiyorum. Hayatımda hiç evlenmeyen birisiyim. Gördüğümde bunu avukatımıza da sordum. Yazışmayı düzenleyen görevlinin bir yanlışlığı olabileceğini, yazıda bir kopyala-yapıştır hatası olabileceğini söyledi. Hayatımda hiç evlilik yaşamadım, bekarım. İlk kez böyle bir şey duyuyorum, görüyorum, çok şaşkınım" diye konuştu.