ASAYİŞ - 28 Kasım 2024 Perşembe 11:46

Heimlich manevrası öğretmenin hayatını kurtardı

A
A
A

Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulunda öğle arasında yemek yediği sırada nefes borusuna kaçan yumurta parçası ile nefes alamayan 27 yıllık öğretmenin hayatını okul müdür yardımcısı yaptığı Heimlich manevrası ile kurtardı.

Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulunda Sosyal Bilgiler Öğretmeni olarak görev yapan 27 yıllık öğretmen Nazım Barış Aksoy 26 Kasım günü öğle arasında Öğretmenler Odasında yemek yediği sırada nefes borusuna kaçan yumurta parçası sonrası biranda yerinden fırlayarak okul koridorunda çaresizce hareketler yapmaya başladı. O sırada öğretmenlerden biri Aksoy’a müdahale etmeye çalışsa da başarılı olamadı. Yaşanan panik anları sırasında Öğretmenler Odasının hemen karşısındaki Okul Müdür Yardımcısı Enes Geyik, öğretmen Aksoy’u odaya alarak Heimlich manevrasını doğru bir şekilde yaparak hayat kurtardı. O anlar okulun güvenlik kamerasına yansırken, olay sonrası ölümden dönen öğretmen Nazım Barış Aksoy ve hayatını kurtaran Enes Geyik yaşananları anlattı.

"O yaşadığım belki 10-20 saniye bana saatler gibi geldi"

Yaşadığı o sıkıntıları anların çok kısa sürmesine rağmen kendisine saatler gibi geldiğini anlatan 27 yıllık Sosyal Bilgiler Öğretmeni Nazım Barış Aksoy, "26 Kasım Günü öğle arası yanımda getirdiğim yemekleri Öğretmenler Odasında yemek için oturmamdan bir iki dakika sonra yediğim lokmanın boğazıma takıldığını gördüm ve çaresizce ayağa kalktım. Arkadaşlar durumumu fark etti ve yardım etmeye çalıştılar ama esas yardımı Müdür Yardımcımız Enes Geyik Bey yaptı. Doğru hamleyi, doğru Heimlich manevrasını yaparak hayata tutundum. O yaşadığım belki 10-20 saniye bana saatler gibi geldi. Çok zor geçti. Baya zordu. O an acaba kurtulamayacak mıyım hissi oldu. Arkadaşlardan da uğraşanlar oldu, göğsüme baskı yapmaya çalışanlar oldu ama doğru manevra göğüsten değil aşağıdan olması gerekiyordu. Daha sonra Enes Beyin müdahalesi ile kurtulmuş oldum ve hayata tutundum. Bu eğitimi herkesin alması lazım." dedi.

Yaptığı Heimlich manevrası ile hayat kurtaran Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulu Müdür Yardımcısı Enes Geyik, "İki gün önce Nazım Hocamın boğazına bir cisim kaçmasından dolayı fenalaştığını bize söylediler. Odanın kapısını açarak ’Yetişin hocam’ dediler. Çıktığımızda Nazım Hocam nefes alamıyordu gerçekten ve çok kötü bir durumdaydı. Müdür odamıza aldığımızda Heimlich manevrasını ikinci kez yaptığımızda boğazındaki cismin çıktığını gördüm. Daha önce almış olduğumuz uygulamalı ilkyardım derslerinde gördüğümüz bir şekilde uyguladık. Bunlar ne işimize yarayacak diye düşünürken işe yaradığını gördük. Şükürler olsun hocamızı yeniden hayata döndürdük." şeklinde konuştu.

Eğitimler 2018 yılından beri devam ediyor

Manisa’da öğretmen, öğrenci, veli ve paydaşlara uzun bir zamandır düzenli olarak ilkyardım eğitimleri verdiklerini anlatan Manisa İl İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi İl Koordinatörü Hasibe Tutar, "Bakanlığımız Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi Daire Başkanlığına bağlı olarak çalışmaktayız. 81 ilimizde 82 ilkyardım merkezimiz bulunmakta. Bu eğitim merkezlerinde 2018 yılından beri eğitimlerimizi vermekteyiz. Amacımız bütün personelimize ilkyardım eğitim vermektir. Mottomuz da ’Doğru ilkyardım ve bilinçli ilkyardım hayat kurtarır.’ İl İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi Manisa’da bir tane ama ilkyardım eğitim merkezimiz merkezde, Akhisar’da ve Salihli’de olmak üzere 3 şubede devam etmekte. Diğer ilçelerdeki öğretmen arkadaşlarımız bu şubelerde ilkyardım ve iş güvenliği eğitimi alıyor." dedi.

Manisa’da 8 bin 250 öğretmen sertifika aldı

Manisa İlkyardım Eğitim Merkezi Müdürü Gülser Uçuk, "Manisa’da ilkyardım eğitim merkezi aracılığımızla öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize ilkyardım kursları ve seminerleri vermekteyiz. Bugüne kadar 8 bin 250 öğretmenimize sertifika verdik. 27 bin öğrencimize ilkyardım semineri verdik, 600 velimiz ve okul kantinlerinde çalışanlar, servis hostesleri ve şoförlerine de eğitimler verildi. Yapmış olduğumuz güncellemelerde bizler bu eğitimlerin geri dönüşlerini alıyoruz. Sadece okul içerisinde değil sosyal hayatta da öğretmenlerimizin çok ilkyardım müdahalelerinde bulunup, geri döndürdükleri vakalar olmuştur. Bunların istatistiklerini yapıp bakanlığımıza bildiriyoruz.

Sadık Cangel - Aykut Yeniçağ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ‘Tavşan İmparatorluğu’ Tallinn Film Festivali’nden 2 ödülle döndü Yönetmen Seyfettin Tokmak’ın yeni filmi ‘Tavşan İmparatorluğu’ dünya prömiyerini gerçekleştirdiği Kuzey Avrupa’nın en önemli festivali 28. Tallinn Balck Nights Film Festivali’nin ana yarışma bölümünden En İyi Senaryo ve En İyi Sinematografi ödülleriyle döndü. Yönetmen Seyfettin Tokmak ikinci filmi Tavşan İmparatorluğu’nda dostluk, hayal gücü ve zorluklara karşı direnişin sınırlarını keşfe çıkarken, tazı yarışlarından kurtarabildiği tüm tavşanları terk edilmiş bir madende toplamak ve özgürce yaşayacakları bir dünya inşa etmek isteyen Musa’nın hikayesini anlatıyor. ‘Tavşan İmparatorluğu’ dünya prömiyerini gerçekleştirdiği Kuzey Avrupa’nın en önemli festivali 28. Tallinn Balcks Nights Film Festivali’nin ana yarışma bölümünden En İyi Senaryo ve En İyi Sinematografi ödülleriyle döndü. En İyi Sinematografi Ödülü Claudia Becerril Bulos’a verildi Dünya prömiyeri yaptığı Tallinn’in ödül gecesinde En İyi Sinematografi Ödülü, Tavşan İmparatorluğu’ndaki çalışmasıyla Claudia Becerril Bulos’a verildi. Jüri ödülü verirken gerekçe olarak, "Sinematografinin karanlık tonları, karakterleri çevreleyen ıssızlığı ve karanlığı vurgularken samimi, yakın plan ve meditatif bir deneyim oluşturan bir ciddiyet ve gerçekçilikle yürütülüyor. Terk edilmiş manzaralar ve çıplak ağaçlar, kaçış hayallerine rağmen çocukların çevrelerine mahkum olmaları için bir metafor görevi görüyor. Kamera filtreleri havayı vurguluyor ve karanlığı tamamlıyor” dedi. “Yürek parçalayıcı” En İyi Senaryo Ödülü kazanan Seyfettin Tokmak için ise, jüri ödülü verirken yaptığı açıklamada, "Ürkütücü. Düşündürücü. Yürek parçalayıcı. Dokunaklı ama küçük bir umut kıvılcımı da çaktırıyor. Filmin senaryosu, duygusal vuruşlar ve teknik kısıtlamalarla sömürü, çocuk şiddeti ve yoksulluk gibi daha ağır temaları hassas bir şekilde ele alıyor" ifadelerini kullandı. “Dostluk ve hayal gücüyle örülü bir başkaldırı hikayesi” Yetişkin dünyasının ağır yükleri altında ezilen çocukların özgürleşme arayışını, dostluk ve hayal gücüyle örülü bir başkaldırı hikayesi olarak anlatan Tokmak, Tavşan İmparatorluğu’ndan “Asıl amacım doğanın, mekanların, çocuk karakterlerin, tavşanların ve tazıların yüzlerine yansıyan bir melankoli kozmosu tasarlamaktı” şeklinde konuştu. Kuzey Avrupa’nın en büyük film festivallerinden Tallinn Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştiren Türkiye, Meksika, Hırvatistan, Lübnan ortak yapımı filmin oyuncu kadrosunda Alpay Kaya, Sermet Yeşil, Kubilay Tunçer, Perla Palamutçuoğulları ve Emrullah Çakay yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve TRT 12 Punto Sinema Günleri’nin de destekleri ile gerçekleşen filmin müziklerini ünlü müzisyen Erkan Oğur besteledi. ‘Tavşan İmparatorluğu’nun Türkiye’de 2025 yılında seyirciyle buluşması planlanıyor.
Zonguldak Çaycumalı fındık üreticilerine Düzce’de teknik gezi Çaycuma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen “Türkiye’nin Değeri Çaycuma’nın En İyisi Oluyor” projesi kapsamında, fındık üreticilerine yönelik önemli bir eğitim ve teknik gezi gerçekleştirildi. Programa katılan, "İyi Tarım Uygulamaları Sertifikası" almış olan fındık üreticileri, fındık üretimi konusunda son gelişmeleri öğrenmek amacıyla Sakarya Hendek BALSU Firması ve Düzce Üniversitesi Fındık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni ziyaret etti. Gezi sırasında, üreticilere fındık üretiminde kullanılan verimli yöntemler hakkında bilgi verildi. Katılımcılar, alanında uzman kişilerden üretim teknikleri, yeni gelişmeler ve teknolojiler hakkında kapsamlı bilgiler aldılar. Fındık üreticilerinin daha bilinçli ve verimli üretim yapabilmesi amacıyla yapılan gezinin, tarımın gelişimine katkı sağlaması hedefleniyor. Düzce Üniversitesi Fındık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde düzenlenen eğitimde, Doç. Dr. Şemsettin Kulaç fındıkta budama, sulama ve gübreleme teknikleri üzerine detaylı bir sunum yaptı. Eğitimde, fındık üreticilerine bu tekniklerin verimli üretim için nasıl önemli olduğu, çevre dostu ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının önemi vurgulandı. Eğitim ve teknik gezi, fındık üreticilerinin daha kaliteli ve verimli ürün elde etmeleri adına büyük bir fırsat sundu. Çaycuma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün projeleriyle, bölgedeki fındık üretiminin artırılması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Samsun İçe çekilen cihazlar aç mı tok mu kullanılır karmaşasına son Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, içe çekilen ilaçların doğrudan akciğere gittiğini belirterek, aç veya tok kullanımının bir fark oluşturmayacağını söyledi. KOAH ve diğer göğüs hastalıklarından muzdarip olan birçok hasta çeşitli cihazlar ile akciğerlerine ilaç çekiyor. Bu cihazların kullanımında tereddüt yaşayan ve doğru uygulamayan vatandaşlar ise ilaçtan tam tesir alamıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, hem cihaz hem de ilacın kullanımına dair dikkat edilmesi gereken hususları açıkladı. “Mideye gitmediğinden aç veya tok karnına kullanmada bir fark yok” İçe çekilen ilaçların aç ve tok kullanımında bir fark olmadığına değinen Medicana International Samsun Hastanesi Uzm. Dr. Özgür İnce, “İnhaler cihazlar, içe çekilen cihazlar olarak biliniyor. Bu cihazların doğru kullanımı oldukça önemli. Bu cihazların bir kısmı gaz ihtiva eden cihazlar. İçerisindeki basınçlı tüp, basmanın etkisiyle harekete geçer ve gaz dışarı çıkar. Bir de kuru toz ürünler var. Cihaza, kutusundan çıkan kapsülleri yerleştirip, patlamalı ve patlattıktan sonra içe çekilen kuru toz cihazlar var. Bir de içerisine hiçbir şey koyulmayan, kendinden içi ilaç dolu olan cihazlar mevcut. Bu cihazları akciğerimize çekiyoruz. Hastaların bazen kaygı ve endişeleri olabiliyor. İlaçları aç mı tok mu almak konusunda tereddüt yaşıyorlar. Bu ürünlerin tamamı, içlerindeki ilacı gaz veya kuru toz formunda olsun akciğere gönderiyor. Yani bunlar mideye gitmiyor. Mideye gitmediğinden aç veya tok karnına kullanmada bir fark yok. İlacı içimize çektiğimizde nefes borusundan giren ilaç, akciğerin en uç hava yollarına kadar gider. Bu ilaç formatlarının hepsinin amacı, hava yollarının en ücra noktasına kadar ilacı ulaştırabilmektir. 2 mikron ve aşağısına ulaştırabilmek hedeftir. Akciğerin en ucunda küçük hava kesecikleri vardır. Oraya ilaç gider, hem gittiği yerde yolda görevinin görür hem de hava keseciklerinin içerisinden kan dolaşımına katılmak için de görevini yapabilir. Bu yüzden içe çekilen ilaçlarda açlık-tokluk kullanım farkı bulunmamaktır” dedi. Cihazları yanlış kullanmamaya dikkat Cihazın yanlış kullanılması sonucu akciğere gitmesi gereken ilacın dışarıya kaçtığına da değinen Uzm. Dr. İnce, “Gaz inhalasyon diye tabir edilen cihazları kullanırken dikkat edilmesi gereken ilk şey, kapağını açmayı unutmamak. Bu cihazların ve cihazların hepsinin üzerinde sayaçları vardır. Kaç kere kullanabileceğinizi gösteren bir rakam vardır. Cihazı kullanırken amacımız, gazı akciğere göndermek. Bunun için ilk önce kapağı çıkartıyoruz. Bir parmağımızla tüpe üstten bastırıyoruz. Öncesinde akciğerdeki havayı boşaltırsak, içeriye ilaç daha güzel gidecektir. O nedenle nefesimizi verdikten sonra ağızlık dik olacak şekilde cihazı ağzımıza alıyoruz ve bastıktan sonra çıkan gazı derin bir şekilde içimize çekiyoruz. Maalesef sigara içmekte olan hastaların daha iyi bildiği gibi sigarayı içimize çekiyormuş gibi cihazdaki ilacı da içimize çekmemiz gerekiyor. Nefes verdik, cihazı ağzımıza aldık, nefes alırken cihaza bastırdık, ilacın ilk dozunu içeri çektik, bir miktar nefesimizi tuttuk 3 saniye olabilir sonrasında nefesimizi veriyoruz. Cihazın hatalı kullanımı ise ilacın dışarı kaçmasıdır. Kullanırken, içeri girecek ilacın, dışarı çıkmaması gerekiyor” diye konuştu.