ASAYİŞ - 16 Aralık 2024 Pazartesi 16:07

Düzce’de bin 230 litre kaçak akaryakıt ele geçirildi

A
A
A
Düzce’de bin 230 litre kaçak akaryakıt ele geçirildi

Düzce’de polis ve jandarma ekipleri tarafından son bir hafta içerisinde yapılan denetimlerde bin 230 litre kaçak akaryakıt, 1 adet para sayma makinesi ele geçirdi geçirildi.


Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının kaçakçılığın önlenmesine yönelik yürüttüğü soruşturma çerçevesinde Polis ve Jandarma Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri operasyonlarını sürdürüyor. Ekipler 9-15 Aralık 2024 tarihleri arasında 14 ayrı olaya müdahale ederken 11 şahıs hakkında işlem yapıldı, bir kişi tutuklandı.


Operasyonlarda 1 adet para sayma makinesi ele geçirilirken, bin 120 litre kaçak akaryakıt ele geçirildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: "İsrail’in işgal hattını genişletmesini derin kaygılarla izliyoruz" Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, "İsrail’in işgal hattını genişletmesini derin kaygılarla izliyoruz. Suriye limanları, hava üssüleri İsrail tarafından arka arkaya bombalanırken kimseden çıt çıkmıyor. Bu mu özgür Suriye?" dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesinin Suriye’de yaşanan gelişmeler olduğunu belirten Kılıç, “Suriye sahnesindeki tüm aktörlerin aynı anda ve ansızın perde gerisine çekilmesi hayra alamet mi, değil mi? İsrail’in işgal hattını genişletmesini derin kaygılarla izliyoruz. Suriye limanları, hava üssüleri İsrail tarafından arka arkaya bombalanırken kimseden çıt çıkmıyor. Bu mu özgür Suriye? Bu mudur Suriyelilerin kurtuluşu? Bir bela gitti İsrail belası mı geliyor Suriye’nin başına” ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin bölgede aktif olmasından gurur duyarız" MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Suriye temaslarını olumlu değerlendirdiklerini ifade eden Kılıç, “Bölgedeki süreçlerde Türkiye’nin bölgede aktif ve etkin olmasından tabii ki gurur duyarız. Endişemiz Türkiye’ye verilen sözlerin tutulmaması, Suriye’nin parçalanması ve Suriye halkının İsrail saldırganlığı karşısında savunmasız bırakılmasıdır. Umarız her şey hükümet çevrelerinin seslendirdiği gibi güllük gülistanlıktır, Türkiye’nin ve Suriye’nin hayrınadır. Umarız Suriye halkının topraklarını ve egemenlik haklarını korumak dışında bir sinsi plan yoktur” diye konuştu. "İsrail laftan anlamaz, güçten anlar" Kılıç, “Görünen köy kılavuz istemez. Parçalanan Suriye’yi lokmalar halinde yutmaya çalışan bir İsrail saldırganlığı ve yayılmacılığıyla karşı karşıyayız. Biliyoruz ki İsrail laftan anlamaz, güçten anlar” ifadesini kullandı. "Dışişleri Bakanlığımızı tebrik ediyoruz" Etiyopya ve Somali arasındaki deniz yetki alanlarında yaşanan egemenlik anlaşmazlığının Türkiye öncülüğünde çözüme kavuşmasını memnuniyetle karşıladıklarını aktaran Kılıç, şunları kaydetti: “Ankara sürecine öncülük eden Cumhurbaşkanımız şahsında Dışişleri Bakanlığımızı tebrik ediyoruz. Bu adımın İslam dünyasında sorunları kökünden çözüme kavuşturacak olan D-8 projesinin canlandırılmasına da vesile olmasını diliyoruz. D-8 projesine bizzat Cumhurbaşkanı’nın sahip çıkmasını, zaman yitirmeksizin Prof. Dr. Necmettin Erbakan hatırası olan D-8’in İslam dünyasındaki köklü sorunların kalıcı olarak çözüme kavuşturulmasına yönelik olarak Cumhurbaşkanı tarafından sahiplenilmesini ivedilikle bekliyoruz.” "Sorun evlenmemek değil, evlenememek" Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı, gençlerin geç evlenmesinden veya hiç evlenmemesinden yakınıyor. Aslında sorun evlenmemek değil, evlenememek. Nedenleri hakkında yanında ve yakınında olanlar kendisine bir şeyler söylemiyorsa biz söyleyelim. Bir aylık asgari ücret karşılığı kiralık daire bulmak neredeyse imkansız. Düğün yapmak, eşyaları tamamlamak bu maaşlarla mümkün değil. Ayrıca seçim zamanı verilen evlilik kredisi sözü de birkaç pilot il dışında maalesef tutulmuş değil. Üstelik bir buçuk yıl önce verilen 150 bin lira sözüne de bir güncelleme yapılmış değil. Rakam da enflasyona rağmen hala 150 bin lira bandında kalmış durumda.” "Bir yıldan kısa süren evliliğe bir ömür boyu nafaka olur mu" Binlerce erkeğin şikayet ettiği süresiz nafaka konusuna da değinen Kılıç, “Bir yıldan kısa süren evliliğe bir ömür boyu nafaka olur mu? Bu riski hangi genç, hangi çalışan, hangi asgari ücretli göze alabilir? Nafaka ödeme riski, gençleri evlilikten yıldıracak kadar göz korkutan bir mesele haline gelmiş durumda. Gençler evlenemiyor diye yakınanlar, gençler niye evlenemiyor diye de baksınlar bir zahmet. Sorunlara odaklansınlar, gençlere kulak versinler” şeklinde konuştu. Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ekonomide 2024’ün 2023’ten iyi olmasını beklerken maalesef 2025’in 2024’ten de kötü olacağı gerçeği ile karşı karşıya bulunuyoruz. Kredi borcu olan kişi sayısı 41,4 milyona ulaşmış durumda. Kişi başına düşen kredi borcu miktarıysa 88 bin 155 lira. Bireysel kredi borçları da gösteriyor ki vatandaş aylık kazancıyla geçinemiyor. Borcu borçla çeviriyor. Bu borç batağından çıkış mümkün müdür? Her geçen gün tablo daha da kötüye giderken kredi kartı borçlusu, kredi borçlusu sayısı ve hane kredi borcu artmaktayken Hazine ve Maliye Bakanı hala gözümüzün içine baka baka Türkiye’de işlerin iyiye gideceğini, ekonominin düzelmekte olduğunu, sürecin toparlandığını söyleyebilecek midir?” "Çalışanları enflasyona ezdirmesinler diye umutla gözlerinin içine bakıyoruz" Kendilerinin asgari ücret beklentisinin 35 bin lira olduğunu söyleyen Kılıç, “Hiç olmazsa çalışanları enflasyona ezdirmesinler diye umutla gözlerinin içine bakıyoruz. Elektriğe zam, doğal gaza zam, suya zam, gıda fiyatları kontrolden çıkmış, konut kiraları aldı başını gidiyor. Bu şartlar altında asgari ücret ne olacak ki insanlarımız rahat nefes alacak bekliyoruz. Hükümet yetkililerinin gözünün içine bakıyoruz” dedi. "Kurumların alacaklarını tahsil etmesinden rahatsızlık duymayız" “CHP’li İstanbul, Adana, Ankara, İzmir, Mersin Büyükşehir ve Şişli Belediyesi’nin SGK prim borçları sebebiyle mevduat hesaplarına ve belediye şirket hesaplarına bloke koyulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıç, şunları söyledi: "Kurumların alacaklarını tahsil etmesinden rahatsızlık duymayız. 31 Mart 2024 tarihinde yapılan genel seçime kadar SGK neredeydi? Bu borçların önemli bir kısmı iktidar partili belediyelerden kalan borçlar. SGK’ya borç biriktiren, borç satan belediyeler büyük ölçüde iktidar partisine mensup belediyeler. Devletimizi yönetenlerin tüm bireylere olduğu gibi tüm kurumlara ve tüm belediyelere aynı hukukla, aynı adalet penceresinden ve hakkaniyetli bir mercekten bakmalarını tavsiye ediyoruz. Aksi takdirde Türkiye hızla adaletten uzaklaşır yaşanabilir bir ülke olmaktan çıkar.”
Manisa Uçan Manisalı Ruhi Sarıalp memleketinde anıldı Yunusemre Belediyesi tarafından olimpiyat madalyalı Manisalı efsane atlet Ruhi Sarıalp anısına "100. Yaş Anma Toplantısı" düzenlendi. Sporun ve sporcunun yanında olan Yunusemre Belediyesi, 1948 Londra Olimpiyat Oyunları’nda Üç Adım Atlama dalında Türkiye’ye bronz madalya kazandıran Manisalı efsane atlet Ruhi Sarıalp anısına toplantı gerçekleştirdi. Yunus Emre Millet Çarşısı Konferans Salonu’nda yapılan toplantıya Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Belediye Başkan Yardımcısı Hakan Gürtunca, Yunusemre Belediyespor Kulüp Başkanı Bülent Kanik, milli sporcular, antrenörler ve öğrenciler katıldı. Yoğun ilgi gören anma etkinliğinde katılımcılara Ruhi Sarıalp’in hayatı, başarılı olmuş milli atlet ve antrenörlerin atletizmin gelişimine yönelik fikir görüşleri aktarıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Ruhi Sarıalp’i sevgi ve saygıyla andıklarını belirterek organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. "Amatör spor branşlarını destekliyoruz" Başkan Balaban konuşmasında belediye olarak futbolun dışında amatör branşlara önem verdiklerinin altını çizerek, "Biz futbolun dışında da ayrı bir spor dünyası olduğu bilincindeyiz. Bütün amatör spor branşlarına elimizden geldiği kadar destek oluyoruz. Belediyelerin bir diğer önemli görevi de değerleri gün ışığına çıkartmak, yaşatmak ve bunları saygıyla anmaktır. ’Unutmadıkça yaşatırsın, unutulmadıkça yaşarsın’ şeklindeki felsefemiz doğrultusunda ’Uçan Manisalı’ diye literatüre geçmiş olan Ruhi Sarıalp üstadımızı, milli sporcumuzu sevgiyle ve saygıyla anıyoruz. Ruhi Sarıalp Türkiye Cumhuriyeti’nin olimpiyatlarda madalya kazanan ilk atletidir ve uzun yıllar boyunca Türk atletizm tarihinin ilk madalya kazanan sporcusudur. Kendisi doğma büyüme Manisalıdır. Biz Yunusemre Belediyesi olarak bu değeri gün yüzüne çıkartıyoruz. Bize düşen görevin, toplumsal sorumluluk anlamında onurunu yaşıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. Ruhi Sarıalp’i ve Türk atletizmini anlattılar Ruhi Sarıalp Anma Programı’nın Proje Koordinatörü Murat Gültekin katılımcılara sunum yaptı. Atletizm duayenlerinden Nurullah Candan, Ruhi Sarıalp’in Manisa’da sporun gelişimi için çok uğraş verdiğini, elde ettiği başarılarla Spil Dağı’ndan yükselen bir yıldız gibi parladığını söyledi. Avrupa şampiyonu milli atlet Tuğba Danışmaz ise Ruhi Sarıalp’in Türk atletizmine rol model olduğunu ifade ederek, bu efsaneden sonra aynı branşta 74 yıl sonra madalya alan tek sporcu olmanın mutluluğunu yaşadığını, zinciri devam ettirmek için gençlerin mutlaka atletizme yönelmelerini kaydetti. Milli sporcu Tuğba Danışmaz’ın Antrenörü Cahit Yüksel de çalışmakla başarının önemine vurgu yaparken, Milli atletler Murat Ayaydın ve Gündüz Değirmencioğlu ise Manisa’dan ve Ege bölgesinden iyi atletler yetiştiğini kaydetti. Yunusemre Belediyesi tarafından organizasyonda emeği geçenlere teşekkür plaketi takdim edildi.
Ankara ÜNİPERSEN’den Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde tayin sorununun çözümü için oturma eylemi Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN), üniversitelerde çalışan idari personelin tayin sorununun çözüme kavuşturulması talebiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde oturma eylemi başlattı. ÜNİPERSEN üyeleri, üniversitelerde görev yapan idari personelin başta tayin sorunu olmak üzere yaşadığı problemlerin çözülmesi talebinde bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde oturma eylemi başlattıklarını ifade eden ÜNİPERSEN Genel Başkanı İbrahim Güzel, tayin sorununun çözümü için dua ederek şu ifadelere yer verdi: “Burada tayin duası ile oturma eylemi başlatacağız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da inşallah üzerine düşeni yapacaktır. Eylemimizi burada 5 gün sürdüreceğiz. Memurun hakları noktasında birçok konu var ama üniversite idari personelinin tayin sorununa ilişkin 6. dönem toplu sözleşmesinde bir karar alındı ancak uygulanmadı. Tayin sorunu unutuldu. 7. dönem toplu sözleşmede de aynı karar alınmak zorunda kaldı. 15 ay geçti, karar yine unutuldu. Önce 7. dönem toplu sözleşmesindeki kararlar uygulanmalı ki, 8. dönemden bir umudumuz olsun. Burada toplanmamızın tek bir nedeni var. 7. dönem toplu sözleşmede kararı alınan, üniversite idari personelinin tayin sorununa ilişkin kararın uygulanmasını istiyoruz. Toplu sözleşmeler hukuki metinlerdir. Bunu bu şekilde algılanıp ona göre hareket edilmesi gerekiyor. Artık bu sorun çözüm bulmalıdır. Sorun çözüm bulmadığı sürece mücadelemize devam edeceğiz.”
Hatay İnşaat temel kazısında kaya mezar odaları bulundu Hatay’da yürütülen inşaat çalışmalarında bina temeli kazısı sırasında tarihi kaya mezar odaları bulundu. Mezardan çıkan seramik kaplar ekipler tarafından müze yetkililerine teslim edildi. Arsuz ilçesi Pirinçlik Mahallesi’nde devam eden inşaat çalışmalarında bina temeli kazısı sırasında kaya mezar odaları bulundu. Durumun bildirilmesi üzerine bölgeye gelen jandarma ekipleri, alana şerit çekilerek koruma altına aldı. Temel alanına gelen müze ekipleri de kaya mezar odalarında inceleme başlattı. Ekipler tarafından kaya mezar alanından çıkarılan seramik kaplar müzeye nakledildi. Mezar odası içerisindeki pişmiş toprak lahit mezarın müzeye nakli için başlatılan kazı çalışmalarının sürdüğü öğrenildi. Çevrede toplanan vatandaşlar ise çalışmaları meraklı gözlerle izledi. “Bulunan kaya mezarı alanı bizde çok fazla ilgi uyandırdı” Kaya mezarında yürütülen çalışmaları merakla izleyen 18 yaşındaki Ümit Can Kurt, “Dün sabah kazı çalışması yapılırken bir alan bulundu. Eskilerden kalma, yerin içerisinde mezar bulundu. Kazı çalışmasını yaparken gördüğümüz andan itibaren direkt yetkililere bilgi verildi. Onlar da zaten gereken hususları yaptılar. Şu anda arkeologlar burada gereken işlemleri yapıyorlar. Bulunan kaya mezarı alanı bizde çok fazla merak uyandırdı. Bütün herkes burada kazı alanını izliyor” dedi.
Kastamonu ’Cinsel istismar’ suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı, duruşma salonunda tutuklandı Kastamonu’da 16 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiası ile açılan davada 16 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık, duruşma salonunda tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kararın açıklanması sonrası sanık ve mağdurun yakınları arasında kavga çıktı. Olay, geçtiğimiz yıl Kastamonu il merkezinde meydana geldi. İddialara göre A.U., aile yakınlarının kızı olan 16 yaşındaki D.G.’yi okula bırakmaya başladı. Bir süre sonra D.G., ailesine A.U.’nin kendisine birkaç kez cinsel istismarda bulunduğunu anlattı. Bunun üzerine D.G.’nin ailesi, A.U.’dan şikayetçi oldu. Ailenin şikayeti üzerine A.U., gözaltına alınarak tutuklandı. 1 ay cezaevinde kalan A.U., daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. A.U. hakkında “çocuğun cinsel istismarı” suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Davanın karar duruşması bugün görüldü. Tutuksuz yargılanan A.U., hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, kendisine iftira atıldığını savundu. A.U., “Mütalaaya katılmıyorum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Çirkin bir iftira atılıyor. Suçsuzum, beraatımı talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti, sanık A.U.’yu 16 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırarak, tutuklanmasına karar verdi. Kararla birlikte sanık A.U., polis ekiplerince cezaevine teslim edilmek üzere gözaltına alındı. Duruşmanın ardından sanık ve mağdurun aileleri arasında ise duruşma salonu önünde ve adliye bahçesinde kavga yaşandı. Kavgayı polis ekipleri ayırdı.
Kastamonu ’Cinsel istismar’ suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı, duruşma salonunda tutuklandı Kastamonu’da 16 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiası ile açılan davada 16 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık, duruşma salonunda tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kararın açıklanmasıyla birlikte sanık ve mağdurun yakınları, birbirleriyle kavga etti. Olay, geçtiğimiz yıl Kastamonu’da il merkezinde meydana geldi. İddialara göre, A.U., aile yakınlarının kız çocuğu olan 16 yaşındaki D.G.’yi okula bırakmaya başladı. Bir süre sonra D.G., ailesine A.U.’nin kendisine birkaç kez cinsel istismarda bulunduğunu anlattı. Bunun üzerine D.G.’nin ailesi, A.U.’dan şikayetçi oldu. Ailenin şikayeti üzerine A.U., Gözaltına alınarak tutuklandı. 1 ay cezaevinde kalan A.U., daha sonra tahliye edildi. A.U. hakkında “çocuğun cinsel istismarı” suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Davanın karar duruşması görüldü. Tutuksuz yargılanan A.U., hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, kendisine iftira atıldığını söyledi. A.U., “Mütalaaya katılmıyorum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Çirkin bir iftira atılıyor. Suçsuzum, beraatımı talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti, sanık A.U.’yu 16 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırarak, duruşma salonunda tutuklanmasına karar verdi. Kararla birlikte sanık A.U., polis ekiplerince cezaevine teslim edilmek üzere gözaltına alındı. Duruşmanın ardından sanık ve mağdurun aileleri, duruşma salonu önünde ve adliye bahçesinde birbirleriyle kavga etti. Kavgayı, polis ayırdı. (Vİ-MK-