SAĞLIK - 15 Kasım 2024 Cuma 11:15

Dr. Boran “Dünyada en çok ölüme yol açan kanser tipi akciğer kanseridir”

A
A
A
Dr. Boran “Dünyada en çok ölüme yol açan kanser tipi akciğer kanseridir”

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mertay Boran, Akciğer kanserinin şu an tüm dünyada en çok ölüme yol açan kanser tipi olduğunu söyledi.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mertay Boran, 17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü dolayısıyla bilgilendirmede bulundu. Normal akciğeri oluşturan doku ve hücrelerden köken alan hücrelerin ihtiyaç dışı kontrolsüz çoğalması ile oluşan tümör dokusunun akciğer kanseri olarak adlandırıldığını ifade eden Dr. Mertay Boran, “Akciğer kanseri hızlı çoğalan hücrelerden oluşur. Bu kontrol dışı büyüyen tümör dokusu önce akciğer içinde çoğalarak zamanla göğüs kafesi içinde komşu organların içine doğru veya lenf ve kan damarları gibi yollar ile vücudun diğer organlarına yayılarak çoğalmasına devam eder” açıklamasında bulundu.


Akciğer kanserinin şu an tüm dünyada en çok ölüme yol açan kanser tipi olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Boran, Dünyada tüm kanserlerin yüzde 12.7’sini, kanser ölümlerinin ise yüzde 18.2’sini akciğer kanserinin neden olduğunu vurguladı. Akciğer kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser tipi olduğuna işaret eden Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mertay Boran, kadınlarda ise dördüncü en sık görülen kanser tipi olduğunu dile getirdi.



“En yaygın belirtisi öksürüktür”


Bütün akciğer kanserlerinin başlangıç döneminde belirtisiz olduğuna dikkat çeken Üyesi Mertay Boran, “Belirti göstermeden başlarlar ancak zaman içinde çeşitli belirtiler ortaya çıkar. Hastaların yüzde 10’unda daha ileri evrelerde bile belirti olmayabilir. En yaygın belirtisi öksürüktür. 1 aydan uzun süren öksürüklerde tetkik yapılması gerekmektedir. En sık görülen belirtiler öksürük, kanlı balgam, balgam çıkarma ve nefes darlığıdır. Balgam çıkarma, ateş iştahsızlık gibi zatürre - pnömoni belirtileri ile de seyredebilir. Akciğer kanseri evresinin ilerlemesi ile göğüs ağrısı, ses kısıklığı, baş ağrısı, sırt ağrısı gibi belirtiler oluşabilir. Akciğer kanserinde belirtiler genelde ileri evrede oluşur” şeklinde konuştu.



“Uzun yıllar sigara içenler ve ailesinde akciğer kanseri hikayesi olan insanlar daha fazla risk altındadır”


Sigara içiciliğinin akciğer kanseri gelişiminde en önemli risk faktörü olduğuna vurgu yapan Mertay Boran, “Günlük içilen sigara paketi sayısı ve uzun yıllar sigara içimi riski önemli derecede arttırır. Hiç sigara içmeyenlerde akciğer kanseri için risk faktörleri sigara veya tütün dumanına maruz kalma ve ailevi genetik faktörler önemli rol alır. Uzun yıllar sigara içenler ve ailesinde akciğer kanseri hikayesi olan insanlar daha fazla risk altındadır” ifadelerinde bulundu.



“Erken dönemde tespit edildiğinde şifa ile tedavi edilebilir”


Akciğer kanseri erken dönemde tespit edildiğinde şifa ile tedavi edilebilen bir kanser olduğunu kaydeden Boran, “Akciğer kanserinin tedavisi kanserin türü, kanserin evresi ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir. Akciğer kanserinin evresine ve hastanın genel durumu ve ek hastalıklarına göre cerrahi tedavi, kemoterapi, radyoterapi immünoterapi gibi tedaviler tek başına veya kombine edilerek uygulanabilir. Erken dönemde tespit edilen bir akciğer kanserinde ameliyat ile kanseri çıkarmak en yaygın kullanılan yöntemdir ve akciğer kanser tedavisinin başarı ile sonuçlanmasında çok önemlidir” dedi.


Akciğer kanserinde yapılacak radyolojik ve klinik değerlendirmeler sonrası cerrahiye karar verildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Mertay Boran, “Akciğer kanseri tedavisinde yapılacak ameliyat ile hastada tam iyileşme ve uzun süreli kansersiz yaşam amaçlanır. En sık erken evrede(1. evre ve 2.evre) ameliyat yapılırken evre 3 ve evre 4’te de daha seyrek olarak cerrahi yapılabilir. Akciğer kanseri cerrahisinde akciğerin bir kısmı (lobektomi, segmentektomi) veya tamamı (pnömonektomi) alınır. Tümörün çıkarılmasında Torakotomi kesisi ile ameliyata başlanır. Küçük torakotomi kesileri, Videotorakoskopi ve Robotik yöntemler uygun hastalarda yaygın kullanılmaktadır” dedi.



“Akciğer kanseri cerrahi tedavisini başarı ile gerçekleştiriyoruz”


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi kliniğinde akciğer kanseri cerrahi tedavisinin başarı ile yapıldığının altını çizen Dr. Boran, “Ameliyat edilen hasta yoğun bakım ve servis takipleri sonrası kısa sürede taburcu edilmektedir. Cerrahi tedavi sonrası tamamlayıcı kemoterapiye karar verilen hastalarımıza da hastanemizde kemoterapi verilmektedir. Ameliyattan sonra da 5 yıl boyunca hastaların takiplerini yapmaktayız. Hastanemizde robot olmadığı için robotik cerrahi yapılmamaktadır” açıklamasında bulundu.


Akciğer kanserine yakalanmamak için sigara içmemek ve sigara dumanına maruz kalmamanın önemli olduğunu vurgulayan Boran, “Sigaranın hiçbir formunu kullanmamak, sigara dumanına maruz kalmamak, düzenli sportif faaliyet, düzenli beslenmek, immün sistemi zayıflatan yoğun üzüntü ve stres durumlarından kaçınmak gibi faktörler akciğer kanserine yakalanmamada önemlidir. Akciğer kanserinin cerrahi tedavisinden sonra da uzun süreli kansersiz yaşam için bu önerileri hastalarımıza yapmaktayız” dedi.



Sigara içenlerde 50 yaşından sonra düzenli tarama önemli


Akciğer kanserinin ölüme en çok yol açan kanser tipi olduğunu vurgulayan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mertay Boran, “Ancak akciğer kanseri tedavi edilebilir ve önlenebilir bir kanserdir. Sigara içenlerde 50 yaşından sonra düzenli tarama ile akciğer kanserinin erken dönemde yakalanması ve yapılacak başarılı cerrahi tedavi ile uzun süreli yaşam sağlanabilir” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Sağlıkta hiyerarşik sistem hastane yoğunluğunu azaltıyor Kırıkkale’de sağlık hizmetlerinde verimliliği artırmak ve hastane yoğunluğunu azaltmak amacıyla, acil durumu olmayan vatandaşlara aile hekimlerine başvurmaları önerildi. Aile hekimlerine giden vatandaşlar da aldıkları sağlık hizmetinden memnuniyetlerini dile getirdi. Kırıkkale Valisi Mehmet Makas, Hürriyet Aile Sağlığı Merkezi’ni ziyaret ederek aile hekimleri ve vatandaşlarla bir araya geldi. Ziyareti sırasında aile hekimleriyle bir araya gelen Vali Makas, sağlık çalışanlarının taleplerini ve önerilerini dinledi. Ayrıca merkezde muayene için bulunan vatandaşlarla sohbet eden Makas, sağlık hizmetlerinden memnuniyet durumlarını sordu. Gazetecilere yaptığı açıklamalarda bulunan Vali Makas, sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmak için birinci basamak sağlık hizmetlerinin daha aktif kullanılmasının önemine dikkat çekti. Sağlık hizmetlerinde hiyerarşik sıranın korunması gerektiğini belirten Vali Makas, "Her bir doktorumuza ayda yaklaşık 4 bin hastanın düştüğü bir merkezdeyiz. Bu hastalarımızın birinci basamağı atlayarak üst basamak sağlık merkezlerine yönelmesi yoğunluğu artırıyor. Önemli olan, yerinde ve hiyerarşik sıraya uygun şekilde hizmet almaktır" dedi. Vatandaşlara birinci basamak sağlık hizmetlerini kullanma çağrısı yapan Makas, "Lütfen acil gerektirmeyen bir hizmeti öncelikle birinci basamak sağlık hizmeti veren aile hekimlerimizden almaları gerektiği noktasında bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. İnanıyoruz ki kurulan sisteme halkımız ne kadar entegre olabilirse, inşallah bu sistem daha da ileriye taşınacak" ifadelerini kullandı. Sağlık sistemindeki dönüşüme dikkat çeken Makas, Kanuni Sultan Süleyman’ın "Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi" sözlerini hatırlatarak Türkiye’nin sağlık alanında dünyaya örnek bir model sunduğunu söyledi. Şehir hastaneleri ve devlet hastanelerinin, özel hastaneleri dahi geride bıraktığını belirten Vali Makas, "Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm Sağlık Bakanlarına, teşkilatına ve aile hekimlerimize Kırıkkale’miz adına teşekkür ediyorum" diye konuştu. Vatandaşlar da aile hekimlerinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. 83 yaşındaki Ekrem Demirhan, "Çok güzel ilgi ve alaka var. Çok memnunuz," derken, 74 yaşındaki İsmail Gören, "Aile hekimimiz bizimle çok iyi ilgileniyor. Allah razı olsun" şeklinde konuştu. Gökhan Aydın ise, "Aile hekimimiz hastanelerden bile iyi ilgileniyor" diyerek memnuniyetini ifade etti.
Bolu 100 yıllık dostluk, sanatla birleşti Türkiye-Japonya Diplomatik ilişkilerinin 100.yılında, Japonya’da yapılan seramik ürünler Bolu’da sergilendi. Japon çay kültürü ile Türk kahve kültürünün birleştiği eserler sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yılını kutlamak amacıyla ‘Geleneğin Belleği Uluslararası Seramik Sergisi’ sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nde seramik sergisi açıldı. Japonya’da eserleri yapan sanatçıların takvim uyuşmazlığından dolayı katılamadığı sergide, onlarca eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Japon seramik sanatçıları yaptıkları eserlerle, çay kültürünü yapıkları seramiklere yansıttı. Türkiye’de yapılan kahve bardağı seramikleri ise Japonya’ya götürülerek Japon sanatçıların beğenisine sunuldu. Türk kahve kültürüyle Japonya çay kültürünün birleştiği etkinlikte iki ülkenin de kültürleri tanıtıldı. BAİBÜ’de yapılan sergi, sanatseverler tarafından yoğun ilgi gördü. Güzel Sanatlar Seramik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Melahat Altundağ, “Türk kahve kültürü ve Japon çay kültürünün tanıtılması için iki ülkenin sanatçıları tarafından seramik sergisi inşa edildi” dedi. “Diplomatik ilişkilerin 100. yılı kutlanıyor” Prof. Dr. Altundağ, Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılını kutladıklarını ifade ederek; “Geleneğin belleği sergisi Japonya ve Türkiye’nin 2024 yılı diplomatik ilişkileri 100. Yılı olarak kutlanıyor. Her iki ülkede bu kutlamalar çeşitli etkinliklerle, konferanslarla gerçekleştiriliyor. Bizde bölüm olarak bu 100. yılda diplomatik ilişkileri kutlamak amacıyla bir proje geliştirmek istedik. Biz diplomatik ilişkileri sanat tarafıyla çalışmayı gerçekleştirdik” diye konuştu. “Türkiye ve Japonya’nın köklü ve zengin bir mirası var” Türkiye ve Japonya’nın köklü ve zengin bir mirasa sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Altundağ, “Seramik sanatında Türkiye ve Japonya çok eski bir geçmişe sahip ve çok köklü ve zengin bir mirası var. İki ülkenin seramik sanatçılarını bir araya getirmek yine kültürler arası bir etkileşim sağlamak istedik. Türk kültüründe büyük bir önemi ve yeri olan kahve kültürü Japonlarda da çay kültürü var ve bu iki kültürü karşılıklı kültürlerde tanıtmak kültürlerimizin varlığını sürdürmek asıl hedefimizdi. Projeyi gerçekleştirirken Türk kahve kültürünü Japon sanatçılara, Japonların da çay kültürünü ve çay kültüründe kullanılan fincanları Türk seramik sanatçılarına anlatıldı. Karşılıklı bir etkileşim sağlandı ve bizim Türk kahve kültürümüzün fincanlarını Japon seramik sanatçıları uyguladı. Kendi anladıkları kendi seramik dilleriyle kendi ifadeleriyle bunu gerçekleştirdiler. Türkiye’deki seramik sanatçılarımızda Japonların kullandığı Japon çay fincanlarını kendi dilleriyle ortaya koydular ve böyle bir sergi ortaya çıktı. Seramik Japon sanatçılarımızı burada ağırlamak isterdik, Türkiye’de. Ama çeşitli nedenler takvim belki uymadı onları ağırlayamasak da eserlerini hem fakültemizde ağırladık, hem de fakültemize kalan güzel bir koleksiyon oldu” dedi.
Ankara Emine Erdoğan: "İsrail ateşiyle sınanan tüm mazlumların güvene ve hak ettikleri barışa ulaşmaları için kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, masumların yaşam haklarının ellerinden alındığı, çocukların karanlığa mahkum edildiği bir düzeni reddettiklerini belirterek, "Filistin halkı başta olmak üzere İsrail ateşiyle sınanan tüm mazlumların güvene ve hak ettikleri barışa ulaşmaları için kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz" dedi. Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından 15 Kasım Filistin Bağımsızlık Günü dolayısıyla Filistin’te adil ve kalıcı bir barışın ve ateşkesin tesis edilebilmesi için dayanışma amacıyla geçen yıl ev sahipliği yaptığı Filistin İçin Tek Yürek Lider Eşleri Zirvesi’nin yıl dönümüne ilişkin paylaşımda bulundu. "Filistin için tek yürek" etiketiyle yaptığı paylaşımda Erdoğan, "15 Kasım, adalet arayışının köklendiği, vicdanlarımızda yankılanan bir dayanışma günüdür. Geçtiğimiz yıl ’Filistin için Tek Yürek Lider Eşleri Zirvesi’nde Gazze için ateşkes çağrısı yaparken yalnızca bir barış talebi değil, işgale ve insanlık onuruna aykırı tüm eylemlere karşı seslerimizi birleştirdik" ifadelerini kullandı. İsrail zulmünün Filistin’in sınırlarını aşarak Lübnan’a da ulaştığını vurgulayan Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "Masumların yaşam haklarının ellerinden alındığı, çocukların karanlığa mahkum edildiği bir düzeni reddediyoruz. Filistin halkı başta olmak üzere İsrail ateşiyle sınanan tüm mazlumların güvene ve hak ettikleri barışa ulaşmaları için kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Zira adalet, yalnızca bir ideal değil tüm masumların hakkıdır. Bu hakkı savunmak, insanlık sınavımızdır. Filistin Bağımsızlık Günü’nde hayattan koparılan Filistinli kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Vatanları için direnen kahramanlara selam olsun." Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi’ndeki lider eşlerinin çağrılarının yer aldığı videoyu paylaştı Emine Erdoğan, paylaşımında geçen yıl İstanbul’da 15 ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ile özel temsilcilerin katılımıyla düzenlenen "Filistin İçin Tek Yürek" adlı zirvedeki katılımcıların İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına karşı birlik, beraberlik mesajları ve barış çağrılarının bulunduğu videoya da yer verdi. Zirveye Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin annesi Şeyha Moza binti Nasır, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in eşi Ziroat Mirziyoyeva, Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Denis Sassou N’Guesso’nun eşi Antoinette Sassou N’Guesso, Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin Çuppu’un eşi Rebeka Sultana, Malezya eski Kraliçesi Tunku Azizah Aminah Maimunah Iskandariah, Senegal eski Cumhurbaşkanı Macky Sall’ın eşi Marieme Faye Sall, Lübnan Başbakanı Necip Mikati’nin eşi May Mikati, İskoçya Bölgesel eski Başbakanı Hamza Yusuf’un eşi Nadia El-Nakla, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nın eşi Amina Ali Muhammed El-Shavush El-Dilawi, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Hırvat üyesi Zeljko Komsic’in eşi Sabina Komsic, Filistin Özel Temsilcisi Ferial Kamel Abdalrahman Salem, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid en-Nehyan’ın eşi Sheikha Alyazia bint Saif Al Nahyan, Mısır Planlama ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Hala Elsaid ve Türkmenistanlı diplomat Chinar Rustamova katılmıştı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eşi Mihriban Aliyeva, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın eşi Rosangela da Silva ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun eşi Cilia Flores de toplantıya video mesaj göndermişti.
İstanbul İsrail Konsolosluğu önünde havaya ateş açılmasıyla ilgili detaylar ortaya çıkıyor İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için Beşiktaş’taki İsrail Konsolosluğu önünde havaya ateş açan şahsın üzerinden 1 pompalı tüfek, 1 pala, 3 şarjör ve 4 fişek çıktığı öğrenildi. Şüphelinin ayrıca çeşitli suçlardan 7 kaydı olduğu belirlendi. Beşiktaş’ta dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda, İsrail Konsolosluğu önüne gelen A.Ş (33) isimli bir kişi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için pompalı tüfekle havaya ateş açmış, uzun süre direnen eylemci, özel harekat polislerinin uyarı ateşi sonrası teslim olmuştu. Gözaltına alınan eylemci, Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği’ne götürülmüştü. Üzerinden 1 pompalı tüfek, 1 pala, 3 şarjör ve 4 fişek çıktı Şüphelinin emniyetteki sorgusu sürerken, A.Ş.’nin üzerinden 1 pompalı tüfek, 1 pala, 3 şarjör ve 4 fişek çıktığı öğrenildi. Şüphelinin Filistin olaylarını protesto etmek için konsolosluğun yakınına geldiği, protesto amacıyla havaya ateş ettiği tespit edildi. Öte yandan A.Ş’nin "6136 SKM, kasten yaralama, genel güvenliğin kasten tehlikeye düşürülmesi ve intihara teşebbüs" suçlarından 7 kaydı olduğu belirlenirken, olaya ilişkin incelemelinin sürdüğü öğrenildi. Öte yandan emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheli adliyeye sevk edildi.