GÜNDEM - 06 Temmuz 2024 Cumartesi 11:00

Çilekte yeni moda kendin topla

A
A
A
Çilekte yeni moda kendin topla

Yıllarca tarım firmalarında idarecilik yapan Yılmaz Keleş, kariyerini bırakarak çilek yetiştiriciliğine başladı. Diktiği çilekleri özenerek yetiştiren Keleş, çilek almak isteyenlere ise hasadını yaptırıyor. Vatandaşlar, bahçeden hem çileklerin tadına bakıyor hem kendi topladıkları çilekleri satın alıyor.


Tarımsal ürünleri firmalarında yöneticilik yapan Yılmaz Keleş, yoğun iş temposundan kurtulmak için Düzce’deki evinin yanından tarım yapmaya karar verdi. Çalıştığı firmadan ayrılan Keleş, uzun arayışlar sonrasında ise çilek yetiştirmeye karar verdi. Düzce’de yetişebilecek çilek türlerini de araştıran Keleş, bir büyük cins ve iki orta çilek yetiştirmeye karar verdi ve adım attı. Keleş, yetiştirdiği çilekleri, vatandaşların toplamasına imkan sağlayan sistemi hayata geçirdi. Böylece çilek almaya gelenler tarlaya girerek çileklerini kendi topluyorlar.


“İnsanlar toprakla haşır neşir olsun istedim”


Yılmaz Keleş, çilek yetiştiriciliğine başlaması ile ilgili “Dünya’nın en büyük tarım firmalarında idarecilik yaptım. Daha sonra Düzce’de tarım alanında yatırım yapmaya karar verdim. Tarım alanının ise çilek olmasına karar verdim ve 4 yıldır bu alanda AR-GE çalışması yapıyorum. Toprak yapısı, su yapısı gibi. Bunların çileğe etkileri üzerine uzun uzun araştırma yaptım. Bulduğum sonuçlarla Düzce’ye en uygun çilek fidelerini araştırdım ve bu çilekleri getirdik. 3 Cins çilek fidesi diktim. Bunlardan bir tanesi iri cins diğer ikisi ise orta segmentte. Amacımız ise vatandaşlar buraya gelsin burada çileği toplasın, tatsın, biraz çamur olsunlar biraz toz toprakla haşır neşir olsunlar, burada güzel bir ortam oluşsun istedik. Buraya gelenler kendi çilek hasatlarını kendileri yapıyorlar. Zaten projemizin amacı buydu. İnsanlarda çok rağbet gösterdiler. Dikiminden sulamasına her şeyini ben yapıyorum” dedi.


“Bana deli misin dediler”


Çilek almak isteyenlerin kendi hasadını yapma fikrini anlattığı çevresindeki arkadaşlarının kendisine ‘deli misin’ dediklerini söyleyerek Keleş, “Ben bunu yapacağım ve insanlar benden daha fazla sahiplenecek burayı dedim. Aynen de öyle oldu. Buraya gelenler burasını sahiplendiler ve çilekleri toplarken bile çok dikkat ediyorlar. Çilek fidelerine zarar gelmesin, zayi olmasın diye aşırı özen gösteriyorlar” şeklinde konuştu.


“Düzce çileği olarak biliniyor”


Türkiye’ye ilk defa gelen çilek türünü denediğini ve başarılı olunca Düzce çileği olarak bilinmeye başladığını dile getiren Yılmaz Keleş; “Bu çilek fidelerinden bir tanesi Türkiye’ye yeni geldi. İlk defa bin ektim. Sonrasına bu çileği görüp ülke genelinde yapmak isteyen çok fazla üretici çıktı. Bu çileği ekmek isteyenlere firma beni örnek gösteriyor. Bu çileği adı da Düzce Çileği olarak kaldı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Ezgi apartmanı davasında son gelen bilirkişi raporu kabul edilmedi, yeni bilirkişi raporu istenecek Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde yıkılan ve 35 kişinin yaşamını yitirdiği Ezgi Apartmanı davası ile ilgili son gelen bilirkişi raporu mahkeme heyetince kabul edilmeyerek yeni bilirkişi raporu talep edildi. Duruşma 13 Aralık tarihine ertelendi. Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 4. duruşması tamamlandı. Yaklaşık 12 saat süren duruşmaya tutuklu sanık binanın fenni mesulü M.T ve binanın müteahhidi Y.A. katıldı. Bina altındaki iş yerinin iç mimar E.D. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Katılan vekillerin dilekçelerinin alınması sonrası duruşmaya başlandı. Mahkeme başkanı duruşmaya başladıktan sonra ilgili kurumlardan istenen yazıları okudu. Mahkeme katılan tarafın getirdiği inşaat mühendisi Ş.A.’yı uzman sanık olarak dinledi. Sonrasında avukatlar bilirkişiye sorular sordu. Aranın ardından avukatların dosyaya gelen 31.07.2024 tarihli raporla ilgili beyanlarının alınmasına geçildi. Taraflar mahkeme heyetine beyanlarını sundu. Ezgi Apartmanında yakınlarını kaybedenlerin avukatları yeni bilirkişi raporu talebinde bulundu. Sanıkların avukatları ise, raporun mahkemece aldırıldığını ve eksiksiz hazırlandığını söyleyerek, yeni bilirkişi raporu alınması talebinin reddini istediler. Mahkeme başkanı daha önce soruşturma izni verilmeyen 7 kamu görevlisi hakkında da iddianame hazırlandığı ve isimlerin yargılanacağı açıklandı. Daha sonra sanıkların savunmaları dinlendi. Binanın fenni mesulü M.T savunmasını yaparak, tutukluluk halinin kaldırılmasını talep etti. Binadaki iş yerinde tadilat yapan E.D ise savunmasını yaparak tutukluluk halinin kaldırılmasını talep etti. Savunmasını yapan avukat Prof. Dr. Ersan Şen, “Biz de adalet istiyoruz ama bu yapılırken emrivaki ile bir yere varılmaz. Biz suçlunun cezasız kalmamasını ama suçsuz olanlar da cezalandırılmasınlar istiyoruz. Bize beddua edilince ne olacak, bizim ya da çocuklarımıza bir şey olursa ne geçecek ellerine? En az bende sizin kadar suçlunun ve gerçek suçlunun hesabı kaybedilen 35 canın hesabı verilsin” ifadelerini kullandı. Bilirkişilerin sosyal medyada linç edildiğini ifade eden avukat Şen, “Bilirkişiler olası kastın üstünü kapatmışlar dediler. Bunların aileleri yok mu? Elinizde bir şey varsa ardınıza koyun hodri meydan. Mahkeme ama bizleri töhmet altında bırakmayın bu doğru değil dedik. Kimse kimsenin izzeti ile ve şerefi ile oynayamaz. Bilirkişilerin satın alınmış diye ifadelerin daha ağır bir şey olabilir mi? Sosyal medya da paylaşılıyor. Boşa atma soyut konuşma bilirkişi raporuna itiraz etmenin farklı yolları var. O insanları o kadar ithamlarda bulunulamaz Çünkü şaibe olmasın diye bu heyeti siz kurdunuz. Ayrıca bu bilirkişi raporu öncesi belirlenen bilirkişi kuruluna itiraz edilebilirdi. Rapor acaba askıda rapor mu? Bu rapor çöp mü?” dedi. Ezgi Apartmanında yakınlarını kaybedenlerin avukatlarının mahkemeye getirdiği ve dinlenen uzman tanığa atfen açıklama yapan avukat Şen, “Geçen duruşma uzman tanık olarak dinlenen kişi, duruşmayı sonuna kadar takip etti. Bu usule aykırı. Mahkemeyi, 31.07.2024 tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan 5 bilirkişiyi de duruşmaya çağırmaya davet ediyorum” diye konuştu. Avukat Şen, beyanında son gelen bilirkişi raporu üzerinde sıklıkla durdu. 96 sayfalık rapordaki önemli yerleri okuyan avukat Şen, raporun kabul edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Verilen karara göre Ezgi Apartmanı’nın fenni mesulü M.T.’nin tahliyesine karar verildi. Mahkeme heyeti iç mimar E. D.’nin tutukluluk halinin devamına da karar verdi. Son gelen 96 sayfalık bilirkişi raporunu kabul etmeyen mahkeme heyeti, yeni bilirkişi raporu talep edileceğini duyurdu. Mahkeme sonrası yazılı açıklamada bulunan Prof. Dr. Ersan Şen, “Ezgi apartmanı davasında çelişkili karar. Rapor acaba askıda rapor mu? Bu rapor çöp mü? Bu raporu mahkeme aldırdı, bilirkişileri belirledi, soruları hazırladı, kimse bunlara itiraz etmedi, ne oldu, ne değişti de 96 sahifelik konusunda uzman üç profesörün, bir doçentin ve bir inşaat yüksek mühendisi mimarın hazırladığı rapor yok sayıldı? Maalesef davayı ve dosyayı algıyla etkilemeye, baskı altına almaya çalışıyorlar. Nitekim bilirkişiler sosyal medya üzerinden başlatılan linç kampanyası ile diğer dosyalardan çekildiler. Bu rapor karşı tarafın istediği gibi gelseydi, acaba ne olurdu? Burada mağdur olan kim? Dosyaya mahkemenin belirlediği ve görevlendirdiği bilirkişiler atandı, dosya bir bütün halinde bilirkişilere gönderildi. Alanında uzman olan bu bilirkişiler tamamlayıcı nitelikte kapsamlı bir rapor hazırladılar, karşı taraf raporu beğenmediği için itiraz etti, ama bilirkişilerle ve hazırladıkları raporla ilgili hiçbir şey diyemediler. Mahkeme kendi aldırdığı rapora neden itibar etmedi, bunun sebebi nedir? Ne yani, karşı tarafın istediği rapor gelinceye kadar rapor alınmaya devam mı edilecek? Temsil ettiğim kişiler hakkında soruşturma aşamasında dosyaya gelen raporla yakalama kararı çıkarıldı, diğer sanıklar tutuklandı, şimdi lehe gelen raporla da bu tedbirlerin geri alınması gerekiyor. Yeni veya ek rapor alınabilir, fakat tedbirler neden geri alınmıyor” ifadelerini kullandı. Duruşma 13 Aralık tarihine ertelendi.
Çorum Yalçın Koşukavak; “Kötü gidişatı durdurmak ve psikolojik açıdan alacağımız puan önemliydi” Iğdır FK Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak, Çorum FK maçının ardından yaptığı açıklamada, “Kötü gidişatı durdurmak için alacağımız puan önemliydi” dedi. Çorum FK maçının ardından basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Koşukavak, psikolojik açıdan Çorum FK maçının önem arz eden bir müsabaka olduğunu belirterek, “Çünkü 3 haftadır çok kolay kaybettik. Burada kaybetmememiz gerekiyordu. Oyunu değerlendirmem gerekirse birinci yarı ve ikinci yarı diye değerlendirmek lazım. İlk yarı oyunun hakimi bizdik, oyunu kontrol ettik. Çok da pozisyon bulduk ilk yarı. İkinci yarı tabii kolay değil. Üç maç kaybedip kaybetme psikolojisini üzerinden atmaya çalışan bir takımın bir deplasmanda ayakta kalması. İkinci yarı oyunu daha çok oyunu savunma tarafından oynayıp geçiş hücumu yakalar mıyız? Çorum üstümüze gelir mi bunları da hesapladık. Bu oyunlar da oldu. Geçişleri kullanamadık. İlk yarı kazanmaya daha yakındık. Bizim için kaybetmemek bugün önemliydi. Çünkü kötü gidişimiz vardı. Onu durdurmamız gerekiyordu” ifadelerini kullandı. Milli araya çok ihtiyaçlarının olduğunu dile getiren Koşukavak, “Çünkü bizim önemli oyuncularımız hep sakatlandı. Bayağı mevcut 11 oyuncularından kayıplarımız var. Milli arada onların da dönmesiyle daha iyi bir takım olacağız. Tabii Iğdır FK 20 transferle lige başladı. Bir alt ligden geliyor. Bu süreç kolay olmuyor. Bunun arkasına da 3 mağlubiyet gelince arkadan tekrar ayağa kalkmak, mücadele etmek psikolojik açıdan zordu. Bir puan sevindirici bir puan mı? Ama bugünün koşullarına göre önemliydi. Psikolojik açıdan kaybetmeme duygusunu durdurmak açısından önemliydi. Çorum Kulübü’nü de tebrik ederim. Onlar da iyi mücadele ettiler. Bundan sonraki maçlara da başarılar dilerim” şeklinde konuştu. Taraftarların istifa tezahüratı sorulan Koşukavak, “Olabilir. Taraftarlar diyebilir. Jose Mourinho’ya da istifa diyorlar. Bunlar futbolda var. Çok takılmamak lazım. Ben teknik direktörüm. Dünyada birçok teknik direktör gibi. Bu işin doğasında bu var. Herkese her şeyi beğendiremezsiniz. Biz çalışacağız, işimize bakacağız. Gerçek profesyoneller zor şartlar altında işlerini icra etmekten mükelleftir. Biz oraya bakacağız” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Çorum Serkan Özbalta: “Gol atma noktasında eksiklik yaşıyoruz” Çorum FK Teknik Direktörü Serkan Özbalta, Iğdır FK maçının ardından yaptığı açıklamada, gol atma noktasında eksiklik yaşadıklarını açıkladı. Trendyol 1. Lig’in 8. haftasında Çorum FK, sahasında ile golsüz berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Teknik Direktör Serkan Özbalta açıklamalarda bulundu. Özbalta, takımda 3-4 haftadır bir yükseliş olduğunu söyledi. Bazı alanlarda eksikliklerinin olduğunu ve gidermeye çalıştıklarını dile getiren Özbalta, milli araya girmeden önce bu maçı kazanmayı istediklerini ifade etti. İlk yarıya bakıldığında kötü bir başlangıç yapmadıklarını anlatan Özbalta, “Oyun üstünlüğünde Iğdırspor bizden biraz daha iyiydi. Biz savunma anlamında iyi şeyler yaptık fena çıkışlar yapmadık. İlk yarıda istediğimiz oyunu oynamamamıza rağmen yine iki tane üç tane gol atabileceğimiz pozisyonumuz oldu. Thomas’la Eren’le bu pozisyonları değerlendiremedik. Geraldo ile girdiğimizde bir pozisyonda doğru bir hamle yapabilseydik ciddi bir pozisyon bulabilirdik. İkinci yarıda siyahla, beyaz kadar çok farklı bir oyun vardı. Tamamıyla oyun üstünlüğü Çorumspor’da olan bir maç vardı. Ama talihsizlik işte gol atamama olayını üzerimizden atmamız lazım. Bütün oynayan oyuncularımdan kadroda olmayan kulübede olup destek veren bütün oyuncularından o anlamda çok memnunum. Gol atma noktasında bir eksiklik yaşıyoruz. Sadece forvet oyuncularımız değil bütün oyuncularımız stoperlerimiz de pozisyona girebiliyor. Bugün zaten attığımız bir gol var. Loick Landre’nin iptal edilen bir golü. Bu karardır. Sadece katılmamakla beraber mecbur saygı duymak zorundayız. Gerçekten çok farklı bir lig oynanıyor. Diğer teknik adamlar da paylaşıyor söylüyor farklı bir lig, çok renkli bir lig oluyor. Kimin kimi nasıl yeneceği ne şekilde yeneceği hiç belli olmayan bir lig oluyor. Makas aralıkları çok dar. Bir bakıyorsunuz ki puanın ne kadar önemli olduğunu şu anda gözlemleyip görebiliyorsunuz şu anda tam hissedemezsek de sağlıklı düşünemesek de ilerleyen haftalarda alınan puanların ne kadar değerli olduğunu göreceğiz” dedi. "Oyuncu yuhalanmasın" Taraftarlara da çağrıda bulunan Özbalta, “Ne olur yanlış anlaşılmasın, yanlış yazılmasın. Bizler de Anadolu insanıyız. Çorumu çok sevdim. Geldiğimden beri söylüyorum sizler de bendeki kalbimdeki o samimiyeti görüyorsunuz ama ne olur oyuncu yuhalanmasın. Çünkü o formayı terletiyor, senin için mücadele ediyor. İnanın saha da bir kaypaklık yapmıyor. Mücadele var, pozisyon var. Onlar da bizim kadar kazanmak istiyorlar. Kazanarak evlerine dönmek istiyorlar. Kendi kardeşleri gibi evlatları gibi düşünsünler. Gerçekten çok değerli çocuklar. İnanılmaz üzülüyorlar. Sadece tek istediğim skor ne olursa olsun yani ben bunu niye diyorum onlara yakışanın bu olduğu için onların da manen zarar görmesini istemiyorum. Geldiğimiz günden beri bizi çok ciddi manada desteklediler, ağırladılar. O anlamda bunu paylaşmak istedim. İnşallah biz onlarla beraber güçlüyüz. Bu söylediğimi de bir dikkate alırlarsa hepsine tekrar tekrar çok çok teşekkür ediyorum. Bizi canı gönülden destekleyen taraftarlarımıza ve oyuncularımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. "Hakemlerin geneli çok iyi" Hakem kararlarını da değerlendiren Özbalta, “Hakemlerin geneli çok iyi. Ben 7 yıldır teknik adamlık yapmaya çalışıyorum. Geneli çok çok iyi niyetli yani kötü niyetli hakem ben görmedim gerçekten. Onlara bazen eleştiriler yapabiliyoruz evet bazen kızabiliyoruz ama inanılmaz bir şekilde bunun olumlu karşılıklarını onlardan alıyoruz. Yani hani çok güzel diyaloglarımız oluyor ama dediğim gibi güzel insanlar hatalar oluyor. İnşallah takımın özgüveni arttıkça iyi maçlar kazandıkça biz onları da aramayacağız. Çünkü neticede onları bir tarafa koyduğunuzda 6-7 tane de pozisyonumuz var. Atmalıydık ve kazanmalıydık diye düşünüyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.