ASAYİŞ - 09 Kasım 2024 Cumartesi 15:19

Narin Güran cinayeti davasında ek 9 tanık dinlendi

A
A
A

Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına devam ediliyor. Yargılamanın 3’üncü gününde ek 10 tanıktan 9’u dinlendi.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde önceki gün görülmeye başlayan davanın 3’üncü gününde tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin’in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi’ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında araba satışıyla ilgili sorun olduğunu ileri sürerek, "Araba Nevzat’ındı. Arif bu arabayı almıştı. İkisini de dinledik. ’Nevzat araba senindir’ dedik. ’30 bin Arif, 50 bin de Nevzat ödeyecek’ dedim. Nevzat önce ’Ben ödemiyorum’ dedi. ’Haksızsın, sen ödeyeceksin’ dedim. Nevzat sonra ödemeyi kabul etti" dedi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Veysel Subatan da Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında yaşandığı belirtilen araç alım satımıyla ilgili sorunu nasıl çözdüklerine ilişkin şunları söyledi:

"Nevzat araba satmıştı, araba çalıntı çıkmıştı. Konuştuğumuzda Nevzat, ’Ben bu parayı vermiyorum’ dedi. Biz de ’Araba senindir, Arif’e haksızlık yapıyorsun’ dedik. Yan köydekileri de çağırdık, onlar da Nevzat’a ’Haksızsın’ dediler. Orta yolu bulmaya çalıştık. Nevzat’a haksızlık olmasın diye 30 bini Arif ödesin dedik. Arif bana tepki gösterdi. ’10 bini de Salim ödeyecek’ dedik. Nevzat zorla bunu kabul etti."

Mahkeme başkanının, "Nevzat, ’Bu paranın size hesabını sorarım’ gibi tehdit içeren cümleler kullandı mı" sorusunu Subatan, "Hayır. Problemi çözdük” diye yanıtladı.

"Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar aileleri arasında bir olaya şahit oldunuz mu" sorusu üzerine Subatan, "Hayır" dedi.

Duruşmada, tanık olarak dinlenen Arif Güran’ın kardeşi İbrahim Halil Güran, olay günü Enes’i görmediğini belirtti.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın, "Narin’in kaybolduğu gün mahallede miydiniz" sorusu üzerine Güran, sabah çıktığı mahalleye 16.00-17.00 gibi döndüğünü ileri sürdü.

Avukatın, "Salim Güran sizi yönlendirdi mi" sorusu üzerine Güran, "Salim Güran bizi yönlendirmedi” dedi.

Savcının, "Bakkala gittiğinizde bizzat bakkalın kendisi mi vardı" sorusunu Güran, "Kendisi bizzat oradaydı” diye yanıtladı.

Güran ailesi avukatlarından Yılmaz Demiroğlu’nun, "Narin’e ait olduğu değerlendirilen bir yazma bulunmuştu, bunun hakkında Narin’in kaybolduğu dönemde röportaj verdiniz mi" sorusu üzerine Güran, şunları söyledi:

"İlk gün yengeme yazmayı gösterirken bu kız tepeye çıkma ihtimali varsa da evin içine girmemiş, kaçırılmış dedim. Bizim ailede Narin’in öldürüldüğüne dair bir şey yoktu, kim yapmışsa yazmasını bırakmış ve Narin’i kaçırmıştır diye düşündük."

Tanık olarak dinlenen Süleyman Kaya mahkeme başkanının, "Narin’in kaybolduğu gün bakkaldan enerji içeceği mi aldınız" sorusu üzerine, "Evet, bakkala gittik, enerji içeceği aldık" dedi.

Duruşmada tanık Muhammet Yağmur, "Arabayı yıkıyordum, Enes yanıma geldik, sohbet ettik. Ardından Muhammet Kaya da geldi sonra Enes’i camiye bıraktım, eve gittim. Saati hatırlamıyorum ama 17.00 gibiydi" şeklinde beyanda bulundu.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın, "Enes ile görüştüğünüzde Enes’in hal ve hareketlerinde bir değişiklik var mıydı" sorusu üzerine Yağmur, "Hayır, her zamanki gibiydi" dedi.

Tanık Muhammet Kaya, olay günü ikindi ezanından sonra Muhammet Yağmur ve Enes Güran ile dışarıda sohbet ettiklerini, sonra Enes ile Muhammet Yağmur’un araçla caminin bulunduğu yere gittiklerini, kendisinin de eve döndüğünü dile getirdi.

Mahkeme başkanının, "Enes’in yüzünde morluk var mıydı, tedirgin miydi, Kolunda ısırık izi var mıydı?" sorusu üzerine Kaya, "Hayır." dedi.

Tanık Hasan Özdel, Çarıklı Mahallesi’nde esnaf olduğunu belirterek, "Saat 16.00 gibi Salim Güran ile tarlada görüştük. Elektrik işleri vardı gidip o işleri yaptık. Orada Mehmet Atasoy ve R.A. vardı. Yaklaşık 15 dakika oturduk, karpuz yedik. Daha sonra elektrik işi olan yere gittik" beyanında bulundu.

Mahkeme başkanı, "Salim’in giydiği kıyafetleri hatırlayıp hatırlamadığı" yönündeki sorusu üzerine Özdel, hatırlamadığını söyledi.

Güran ailesi avukatlarından Onur Akdağ’ın, "Salim Güran ile görüştüğünüzde herhangi bir tedirginliği var mıydı" sorusunu Özdel, "Hayır, her zaman gördüğümüz gibiydi" diyerek yanıtladı.

Duruşmada, tanık olarak dinlenen Abdulsamet Yeşildağ, olay gününe ilişkin şunları söyledi:

"Öğle saatleri gibi Mehmet Şerif Güran bana telefon etti, elektrik işi olduğunu söyledi. Tarlaya gittim, Salim Güran da oradaydı. Karpuz yedik. Arıza için 3 bin liraya anlaştık. 15.45 gibi tarlaya gittik. İşimi yaptıktan sonra 17.30’da ayrıldık."

Mahkeme başkanı, "Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musunuz" sorusuna Yeşildağ, "Hatırlamıyorum” dedi.

Duruşmada, tanık olarak dinlenmesi istenen M.T.K. 15 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle şimdilik dinlenilmesinden vazgeçildi.

Ardından, duruşmada dün tanık olarak Adli Gözlem Odasında dinlenilmek istenen ve ağladığı için ifadesine başvurulamayan Narin’in kardeşi E.G.’nin daha sonra kameraya alınan ifadesi salonda dinletildi.

Rıdvan Kılıç - Zehra Gayretli - Can Özgür

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Volkan Demirel: “Bugün 11-10 gözükse de 14’e-10 oynadık” Bodrum FK Teknik Direktörü Volkan Demirel, Galatasaray maçının ardından yaptığı açıklamada, “Bugün 11-10 gözükse de 4. hakemi saymıyorum. 14’e-10 oynadık. O yüzden Galatasaray takımını tebrik ediyorum. Ben Futbol Federasyonu Başkanımızdan da MYK Başkanımızdan da lütfen futbolu futbolu bilenlerin yönetmesini rica ediyorum” dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Bodrum FK, evinde Galatasaray’a 1-0 mağlup oldu. Maçın ardından Bodrum FK Teknik Direktörü Volkan Demirel, düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Demirel, “,Öncelikle Bodrumspor oyuncularını, arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Giren, çıkan, kadroda olan, tribünde olan herkes bugün inandı. Çok da iyi mücadele etti. Galatasaray’ı tartışmaya veya oynadığı oyunu konuşmaya gerek yok. Çeşitli formasyonlar oynayan hem 3’lü hem 4’lü ki ilk yarı 3’lü çıktılar ve ona rağmen çok pozisyon aldığını söyleyebilirim, Ege atılana kadar. Ege atıldıktan sonra da 10 kişi kaldığımızda dörtlüye döndüler. Ama biz yine 45 ile 55 yani golün geldiği dakikalarda biraz çok gömüldük. Ama eksik kalmamız ve hakikaten yoğun baskıya karşı biraz maruz kaldık ve gol yedik ama ondan sonra yaptığımız değişikliklerle yine pozisyonları bulan, Galatasaray’ın da bulmuş olduğu pozisyonlar var ama bu normal. Bugün 11-10 gözükse de 4. hakemi saymıyorum. 14’e-10 oynadık, o yüzden Galatasaray takımını tebrik ediyorum. 11-10 oynadıkları oyun için tebrik ederim. Hakemleri ayrıca tebrik edeceğim oraya geleceğim. Şimdi her şeyi anlıyorum. Ama benim önümde yan hakemle beraber aynı yere baktığımız yerde topun çıkmasını anlamıyorum. Top çünkü çıkmadı ve Seferi’nin önüne doğru bir top atıldı. Seferi belki pozisyonuna devam ettirecek, ettiremeyecek bilmiyorum. Yaşanmamış bir şey çünkü. Ama burada VAR var, başka bir şey var. Diyoruz ki Türk futbolunda niye oyuncu gelişmiyor? 19 yaşındaki bir çocuk ilk faulde ilk sarı kart, ikinci faulde ikinci sarı kartı yiyor. Ben niyete bakarım, niyet nedir Ege’nin elleri havada açık, ilk pozisyonda zaten ilk faulün de vermiş sarı kartı ama işte futbolun kurallarını bilmek, ortamını hissiyatını hissetmek gerekiyor. Ben Futbol Federasyonu Başkanımızdan da MYK Başkanımızdan da lütfen futbolu futbolu bilenlerin yönetmesini rica ediyorum. Çünkü yazık günah, biz burada emek harcadık. Bu çocuklar burada bugün hiç olmazsa 11-11 mücadele etselerdi yine yenilselerdi. Ben yine tebrik ederdim ama bugün haksız haksız demiyorum kırmızı kartı ama taç pozisyonundaki olay tamamen hakemlerin bugünkü niyetini bana belli etmiştir” diye konuştu.