ÇEVRE - 02 Temmuz 2024 Salı 09:59

Diyarbakır Tarım Konseyi İcra Kurulundan anız yangınlarına ilişkin açıklama

A
A
A
Diyarbakır Tarım Konseyi İcra Kurulundan anız yangınlarına ilişkin açıklama

Yaz aylarında hububat hasadından sonra yakılan anız yangınlarına ilişkin Diyarbakır Tarım Konseyi İcra Kurulu tarafında yapılan açıklamada, “Anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, maalesef, her yıl can kaybına ve milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır” denildi.


Diyarbakır Tarım Konseyi İcra Kurulu, yaptığı yazılı açıklamada, hava sıcaklıkların yüksek olduğu yerlerde yakılan her ateşin kontrol dışına çıkma riskinin yüksek olduğunu belirterek, yangınların, etraftaki yanıcı maddelerin ısıya maruz kalarak tutuşması sayesinde hızlı yayıldığını belirtti. Açıklamada “Anızın yakılması sırasında toprak yüzeyi 50 ile 750 derece arasında ısınmakta ve bu ısıyla toprak üstünde ve altında yaşayan canlılar yanmakta, yakılan anızlar sonucu havaya salınan karbon monoksit ve diğer zararlı gazlarla hava kirliliğini artırmakta, ekosistem tahrip olmakta, topraktaki organik madde miktarı azalmakta ve mikrobiyolojik aktivite gerilemektedir. Özellikle topraktaki Karbon (C) ve Azot ( N) dengesi yok olmakta, toprağın su tutma kapasitesi azalmakta ve tarlalar verimsizleşmektedir. Bu tarlaların verimliliğini artırmak için daha yüksek maliyetli verim artırıcı girdiler/gübre daha fazla kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalarda; anız yakılması ile topraktaki küçük canlıların, mikro organizmaların yüzde 70’inin zarar gördüğü bunun da verimi düşürdüğü tespit edilmiştir. Tarımsal üretim sonucunda biçilmiş olan tahılların toprakta kalan kök ve sap artıkları parçalanarak toprağa karıştırılması toprağı organik madde bakımında zenginleştirdiği ortaya konulmuştur. Bu sebeple modern tarım tekniğinde anızı parçalamak ve toprağa karıştırmak en iyi yöntemdir” denildi.


Anızın yakılması sonucu toprak verimliliğinin düştüğü ve üretim maliyetini artırdığının bilimsel olarak tespit edildiği belirtilen açıklamada, “Yasak olmasına rağmen halen devam eden anız yakmanın civardaki yerleşim yerlerine, biçilmemiş ürünlere ve özellikle ormanlara, koruluk ve ağaçlık bölgelere telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir. Tedbir olarak; hububat hasadı sırasında biçim mümkün olduğu kadar alçaktan yaptırılmalıdır. Hububat hasadı yapıldıktan sonra kalan anız (sap samandan) ya parçalanarak toprağa karıştırılmalı veya balyala haline getirilerek hayvan yemi ve ahırlarda altlık olarak kullanılmalıdır. Özelikle sap ve samanlar sanayide kağıt ve karton yapımında kullanılabildiği için bu sanayinin gelişmesi teşvik edilmelidir. Bu nedenden dolayı bölgemizde hububat hasadı sürecinde çiftçilerin yanı sıra ilgili kurum ve kuruluşların da gerekli duyarlılığı göstermesi ve tedbir almaları gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Kayısının dalından 115’den fazla ülkeye ihracat ‘Güneşin altın yumurtası’ olarak bilinen Malatya kayısısında hasat devam ediyor. Bin bir emekle dalından toplanan kayısılar, meşakkatli sürecin ardından tüm dünyanın damağını tatlandırmak için ihracata hazırlanıyor. Dünya kuru kayısı üretiminde liderliği elinde bulunduran Malatya’da geçtiğimiz hafta başlayan hasat dönemi, bunaltıcı sıcak havaya rağmen sürüyor. AB coğrafi işaret belgesi ile kayısının dalından 115’den fazla ülkeye ihracat serüveni ile üreticiler yıl boyunca baktıkları ağaçlardaki meyveleri gerek teknolojinin nimetlerini kullanarak gerekse insan gücü ile topluyor. Mevsimlik işçilerin çalıştığı bahçelerde toplanan kayısılar, ilk olarak kükürtlü islim damına konulduktan sonra sergene çıkarılarak güneşte kurumaya alınıyor. Bir bölümü natürel, bir bölümü ise işlenmiş olarak hazır hale getirilen kayısılar daha sonra pazarda satışa çıkıyor. Bu sezon kuru kayısıda rekolte 107 bin 517 bin ton olarak tahmin edilirken Malatya, Türkiye kayısı üretim alanının yüzde 62, yaş kayısı üretiminin yüzde 38, Türkiye kuru kayısı üretiminin yüzde 90, dünya kuru kayısı üretiminin ise yaklaşık yüzde 55’ini karşılıyor. Kentte yaklaşık olarak 40 bin aile geçimini kayısı üretimi yaparak sağlarken kayısıdan ortalama olarak yıllık 450-500 milyon dolar üzerinde gelir sağlanıyor. Türkiye ve dünyada bir marka olan Malatya kayısısının ekolojik özelliklerinden dolayı renk, tat, koku, aroma ve kuru madde bakımından dünyanın en kaliteli kayısısı olduğu biliniyor.
Sakarya Uzmanı uyardı aşırı sıcaklarda bunlara dikkat Uzm. Dr. Selin Tunalı Çokluk, son dönemde hava sıcaklıklarındaki aşırı artışın çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Çokluk, mide kramplarına sebep olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemesi konusunda da uyardı. Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkan Yardımcısı Uzm. Dr. Selin Tunalı Çokluk, artan sıcaklık ve nem oranının, vücut ısısını dengede tutmaya yarayan terleme döngüsünde olumsuz etkilere yol açtığını belirtti. Çokluk, özellikle yaşlılar, bebekler, aşırı kilolular, gebeler ve kronik hastalığı olan kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Gün içerisinde 10.00 ila 16.00 saatlerin arasının sıcaklığın yükseldiğini belirten Uzm. Dr. Çokluk, bu saatlerde mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmaması gerektiğini dile getirdi. “Açık renkli, hafif ve bol kumaşlardan yapılan giysiler giyilmeli” Güneş altında çalışanların korunmasız kalmamaya ve güneşe direk maruz kalmamaya özen göstererek, aşırı hareketlerden kaçınmasının önemli olduğunu ifade den Çokluk, aşırı sıcaklara karşı korunma önlemlerini anlattı. Çokluk, “Dışarıda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler giyilmeli; şapka ile güneş gözlüğü kullanılmalı. Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde (10.00-16.00) denize girilmemeli ve güneşlenilmemeli. Diğer saatlerde denize girerken koruyucu krem, şapka ve gözlük kullanılmalı. Yoğun fiziksel aktivite ve spor sabah ve akşam saatlerinde yapılmalı, her saatlik spor için 2-4 bardak sıvı alınmalıdır. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, günde en az iki kez sıcak çarpması yönünden izlenmeli, bebekler ise daha sık izlenmelidir. Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda bırakılmamalıdır. Kapalı alanlar iyi havalandırılmalı, güneş gören pencereler gölgelendirilmelidir. Sık sık duş alınmalı; duş imkanı mümkün değilse ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalıdır” dedi. “12-14 su bardağı sıvı tüketilmeli” Sıcak havalarda beslenme önerilerinde de bulunan Uzm. Dr. Selin Tunalı Çokluk, terleme ile artan sıvı ve mineral kaybını önlemek için daha fazla sıvı alınması gerektiğinin altını çizdi. Susuzluk hissi olmasa bile günde en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) sıvı tüketilmesinin önemine değinen Çokluk, beslenme önerileri için ise, “Sıvı alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışı sıvı alımında kahve, çay ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Sıvı alımı kısıtlanmışsa veya idrar söktürücü ilaç kullanılıyorsa doktora danışılmalıdır. Kafein, alkol ve fazla şeker içeren içecekler tüketilmemelidir. Kahvaltıda az yağlı peynir, zeytin ve taze sebzeler tercih edilmeli, kafeinli içecekler yerine süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu çayı içilmelidir. Yağlı ve kızartılmış yiyeceklerden kaçınılmalı, yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalı ve sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir. Mide kramplarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir” ifadelerine yer verdi. Uzm. Dr. Selin Tunalı Çokluk, sıcak havalarda alınacak bu önlemlerle sağlığın korunabileceğini belirterek, vatandaşların bu uyarılara dikkat etmeleri ve gerektiğinde sağlık kuruluşlarına başvurmayı ihmal etmemelerini kaydetti.