SAĞLIK - 10 Ağustos 2024 Cumartesi 13:22

2 aylık Ömer bebeğin tedavi gördüğü hastane kabusu oldu

A
A
A

Diyarbakır’da Özel Bower Hastanesi’nde tedavi gören 2 aylık prematüre Ömer bebeğin iddiaya göre, doktorların ihmalkarlığı nedeniyle sol baş ve işaret parmağında sakatlık oluştu. Durumu CİMER’e ve Sağlık Bakanlığı’na şikayet eden aile, hastane yönetimi tarafından kapı dışarı edildiklerini iddia etti.

Olay, Diyarbakır’da Özel Bower Hospital Hastanesi’nde meydana geldi. 12 Haziran 2024 tarihinde Diyarbakır Kadın Hastalıkları Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde prematüre bebek olarak dünyaya gelen Ömer Hattap Oral, solunum sıkıntısı ve akciğer problemi nedeniyle aynı gün içerisinde kentteki özel hastaneye sevk edildi. Burada tedavisini yürüten doktorlar, ilerleyen günlerde bebeğin sol el parmaklarında küçük yaraların oluştuğunu fark etti. İddiaya göre, durumu önemsemeyen doktorlar daha sonra yaranın büyüdüğünü fark etti ve durumu aileye "Kalıcı veya geçici bir sakatlık" diyerek bildirdi.

Aile, durumu Sağlık Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikayet etti. Çınar ilçesine bağlı kırsal Özgider Mahallesi’nde ikamet eden aile, bir müddet hastanede misafir edildiklerini ancak hastanenin, "Bebeğimizin ailesi, hastanemizin tüm iyi niyetli yaklaşımlarına rağmen maddi beklentilerle hukuki olarak şikayetçi olma yolunu tercih edeceğini belirtti" gerekçesiyle 8 Ağustos tarihinde kendilerini kapı dışarı ettiğini ileri sürdü.

2 aylık Ömer bebeğin tedavi gördüğü hastane kabusu oldu

Olayı anlatan Ömer Hattap’ın babası Mahmut Oral (30), "12.06.2024 tarihinde eşim Hayat Oral tarafından Diyarbakır Kadın Hastalıkları Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde sezaryen doğum gerçekleşti. Orada erkek çocuğumuz dünyaya geldi. Prematüre olarak dünyaya gelen çocuğum, orada yoğun bakım ünitesinde yer olmadığı için Özel Bower Hospital Hastanesi’ne sevk edildi. Bana sadece her gün anne sütü getirilmesi gerektiği söylendi. Ben de haftanın her günü anne sütü getiriyordum. 5-6 gün sonra bize çocuğumun sol parmaklarında enfeksiyondan kaynaklı yara oluştuğunu söylediler. Çocuğum yaklaşık 40 gün yoğun bakım ünitesinde kaldı. Çocuk doktoruyla görüştüğümüzde kalıcı veya geçici bir sakatlık olduğu söylendi. Yaklaşık 20 gündür fizik tedavi görüyor çocuğum. Bizi bu halde taburcu ediyorlar. Benim maddi imkanım olmadığı için her gün Çınar’a bağlı kırsal mahalleden gidip gelemiyorum" ifadelerine yer verdi.

Ailenin hukuki sürecini üstlenen Diyarbakır Barosu’na kayıtlı Avukat Mehmet Taşkıran ise, hastanede tedavi gören bebeğin 5. gününde sol elinin baş ve işaret parmağında bir şişlik olduğu görüldüğünü, yetkililerin durumu pek dikkate almadığını söyledi.

2 aylık Ömer bebeğin tedavi gördüğü hastane kabusu oldu

Konuşmanın devamında Avukat Taşkıran, şunları kaydetti:

"6. günde söz konusu bölgede morlukların olduğu görülüyor. 7. günde de ekimozların olduğu görülüyor. Ancak hastanede enfeksiyon kaptığı hususunda herhangi bir şüpheye kapılmıyorlar. Daha sonrasında hastanın enfeksiyon kaptığı ve durumu geç fark ettikleri anlaşılıyor. Hastanedeki görevlilerin konuyu ihmal ettikleri kabul ediliyor ve tedavisine başlanılıyor. Ancak tedavi sonuç vermiyor. Daha sonra kültürfizik tedavisine başlanıyor. Bu tedavi bir ay kadar devam ediyor. Bir ayın sonunda hastane yönetimi hastanın her gün orada yatışıyla ilgili, masraflarla ilgili külfet getirdiğinden kaynaklı olarak hastayı taburcu ediyorlar. Ve hastayı her gün kendi evinden hastaneye getirmek koşuluyla. Ancak hastane doktorları çocuğun tedavisinin hastanede kalıp öyle devam etmesi görüşündeyken idare, ekonomik zorlukları baz alarak hastayı taburcu etti. Mağdur edilen çiftimiz Çınar ilçesi kırsalında oturuyor. Her gün köyden Çınar’a, Çınar’dan Diyarbakır’a gelmek çok zor oluyor. Bu imkan da yok. Bu konuyla ilgili olarak hastane yönetimi tüm tedaviyi üstlendiğini söylemişti. Daha sonra ise bebek, her gün köyden şehre getirilip öyle tedaviye devam edilmesi şartıyla zorla taburcu edildi."

Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden Taşkıran, "Ama süreç uzun sürecek. Çünkü önce bebeğin tedavisinin sağlanması gerekiyor. Tedavisi sağlandıktan sonra kati rapor, daha sonra davalar açılır. Eğer müvekkilimin çocuğu iyileşmezse veya bir sakatlık oranı oluşursa, tabi ki maddi manevi tazminat davamızı da açacağız. Ayrıca görevliler hakkında kusurları varsa suç duyurusunda bulunacağız" diye konuştu.

2 aylık Ömer bebeğin tedavi gördüğü hastane kabusu oldu

Hastane yönetimi bahse konu olaya karşılık yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:

"Habere konu olan bebeğimiz, geçtiğimiz haziran ayında solunum sıkıntısı, prematüre doğum ve kanında mikrop olma şüphesiyle hastanemiz Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesine başvurdu. Bebek ne yazık ki hayati tehlike ile karşı karşıyaydı ve birçok yeni doğan yoğun bakım ünitesince kabul edilmemişti. Titiz bir tedavi planıyla bebeğimizin hayata tutunması başarıldı. Tedavi süreci devam ederken bebeğimizin elinde şişlik ve enfeksiyon gelişti. Gelişen bu tıbbi komplikasyon ile ilgili yoğun bakım ünitemizde gerekli tedaviler yapıldı. Daha sonrasındaki tedavi sürecini de tümüyle hastanemiz üstlendi. Yürütülen fizik tedavi sürecinde bebeğin elinde iyileşme yönünde ciddi bir ilerleme kaydedildi. Bebeğimizin ailesi, hastanemizin tüm iyi niyetli yaklaşımlarına rağmen maddi beklentilerle hukuki olarak şikayetçi olma yolunu tercih edeceğini belirtti. Hastanemizde gelişen ve gelişebilecek tüm tıbbi komplikasyonlarda hasta ve çözüm odaklı bir yaklaşımımız olduğunu saygıyla belirtiriz."

Muhammet Hüseyin İçli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şişli’de polis aracı kaldırımda yürüyen iki kadına çarptı: Kadınlardan biri hayatını kaybetti İstanbul Şişli’de geri manevra yapan polis memuru kaldırımda yürüyen iki kadına çarptı. Ağır yaralanan kadın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, diğer yaralının tedavisinin sürdüğü öğrenildi. Edinilen bilgiye göre kaza, Şişli Büyükdere Caddesi’nde bulunan bir AVM’nin önünde saat 08.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, cadde üzerinde geri manevra yapan 1 yıllık kadın polis memuru G.U, aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda yürüyen Ayşegül Tufan (24) ile Ergül Kaya (43) isimli iki kadına çarptı. Ergül Kaya ağır şekilde yaralanırken, Ayşegül Tufan’ın ise hafif şekilde yaralandığı öğrenildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekibi sevk edildi. 2 yaralı olay yerindeki ilk müdahalelerinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ergül Kaya yapılan tüm müdahalelere rağmen kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Kazayı yapan polis memurunun gözaltına alındığı, ailenin şikayetçi olduğu öğrenildi. Öte yandan Ergül Kaya’nın memleketi Çankırı’da toprağa verileceği öğrenildi. Hayatını kaybeden Ergül Kaya’nın yakını Dursun Kaya, "Cevahir’in önünde polis arabası geri gelirken, iki kadına çarptı. Biri benim baldızım olur. Hayatını kaybetti. Diğer kadın ağır yaralıymış. Yoğun bakımdaymış. Duvara sıkıştırmış. Gözaltında dediler. Takip ediyoruz" dedi.
Muğla Muğla Büyükşehir’den yangından etkilenen arıcılara destek Menteşe ilçesi Çatakbağyaka ve Sarnıç Mahalleleri arası Sivri Dağı mevkiinde 7 Eylül’de öğle saatlerinde başlayan ve soğutma çalışmalarının devam ettiği yangında yaklaşık 600 hektar alan zarar gördü. Arıcıların yoğun olarak kovanlarını bıraktığı bölgede çıkan yangına Büyükşehir Belediyesi 179 personel 54 araçla müdahale etti. Yangında orman örtüsü yanında üreticilerin arı kovanları da büyük zarar gördü. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın talimatı ile soğutma çalışmaları devam ederken yangın bölgesine giden Büyükşehir ekipleri 710 arı kovanının yangında zarar gördüğünü tespit etti. Geçim kaynağı arıcılık ve bal olan üreticiler için hemen devreye giren Büyükşehir Belediyesi çıtalı kovan ve arıcılık ekipmanı desteği vererek üreticilerin zararını bir nebze olsa azaltmayı hedefliyor. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras dünyanın ve Türkiye’nin en önemli çam balı üretim merkezi olan Muğla’da yangınlardan etkilenen üreticilere destek olacaklarını söyledi ve bu tür yangınların yaşanmaması için tüm vatandaşları daha dikkatli olmaya davet etti. Başkan Aras; orman varlığı ile Türkiye’nin en şanslı illerinden biri olan Muğla’da yaşanan orman yangınlarında ağaçları ve canlı yaşamının olumsuz etkilendiğini, aynı zamanda ekmeğini bu ormanların nimetlerinden çıkaran üreticilerin de bu yangınlarda kovanlarını, arılarını kaybettiğini söyledi. Başkan Aras, yangınlardan etkilenen arıcılara kovan ve arıcılık malzemesi desteği sağlayacaklarını belirterek, yangın sonrası sahada olan Muğla Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin gerekli incelemeleri yaparak üreticiler ile görüşerek hasar tespit çalışması yaptıklarını ifade etti.