YEREL HABERLER - 02 Kasım 2016 Çarşamba 14:36

Kaliteli eğitim için rehberlik servisi uyarısı

A
A
A
Kaliteli eğitim için rehberlik servisi uyarısı

Psikolojik Danışman Muhammed Soner, öğrencilerin okullarda bulunan psikolojik danışmanlardan yararlanmaları halinde, alacakları eğitimin kalitesinin artacağını ifade etti.
Okullardaki eğitim anlayışının geliştiğini vurgulayan Psikolojik Danışman Muhammed Soner, okullardaki rehberlik servislerinin de bu anlamda önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Soner, "Hemen her alanda olduğu gibi günümüzde eğitim alanında da önemli gelişmelerin olduğunu söylemek gerekir. Günümüzde, okullarda öğrencilere “flash bellek” gibi bakılarak “bilgi deposu” haline getirilmeye çalışılmamakta, öğrencilerin düşünen ve çok yönlü gelişim sağlayan bireyler olmaları için gayret sarf edildiği görülmektedir. Eğitim alanındaki bu pozitif ilerleme eğitim politikalarımıza da yansımaktadır. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) hizmetleri, eğitimi tamamlayıcı bir hizmettir. Bu hizmet bağlamında öğrencilerin bireysel farklılıklarına duyarlı bir eğitimin çok yönlü olarak sunulması hedeflenir. Buna öğrenci merkezli bir eğitim anlayışı da denilebilir. Hatta biraz daha açacak olursak, okul rehberlik servisi aracılığıyla sunulan hizmetler sayesinde öğrencinin kendini daha sağlıklı algılayabilmesine, duygularını anlamlandırabilmesine, ilgi ve yeteneklerini fark etmesine yardımcı olunur. Öğrenci karşılaşacağı durumları ve fırsatları analiz etme, bu fırsat ve durumlar karşısında gerçekçi ve sağlıklı tercihlerde bulunabilme olanağı yakalar. Rehberlik hizmetleri bu bağlamda değerlendirildiğinde, genel anlamda okullarda alınan eğitimlerin hem tamamlayıcısı hem de işlevsel hale gelmesine yardımcı olur. Öyle ki psikolojik danışman ve rehberlik mezunu olan, MEB okullarında rehber öğretmen unvanıyla rehberlik servislerinde hizmet veren uzmanlar, öğrencinin okula alışmasından tutun da öğrencinin en uygun mesleği edinerek ömür boyu saadet içinde yaşamasına vesile olacak kararlar almasına kadar, etkin bir hizmet üretmektedir" dedi.
"Veliler rehberlik hizmetlerinin farkında olmalı"
PDR hizmetlerinin öğrencinin potansiyel yeteneklerini ortaya çıkarabilmesi, beceriler kazanması ve tüm bunları geliştirebilmesi için hayati öneme sahip olduğunu belirten Soner, öte yandan PDR hizmetleri için, her ne kadar bir psikolojik danışmanın varlığının zaruri olduğu görülse de yalnızca bir psikolojik danışmanla yürütülebilecek hizmet olmadığını söyledi. Soner, "PDR hizmetleri gerekli durumlarda öğrencinin eğitiminden sorumlu diğer öğretmen, personel ve aile ile iş birliği içerisinde yürütülmesi gerekir. Bu nedenle çocukları için “çok zeki, yetenekli, ahlaklı ama” diye başladıkları cümlelerini olumsuz bir cümle olarak tamamlamamak adına, veliler de rehberlik hizmetinin öneminin farkında olmalılar ve işbirliğine açık olmalıdırlar. PDR hizmetleri açısından bir diğer önemli nokta ise öğrenciler tarafından rehberlik hizmetlerinin öneminin bilinmesidir. Öğrenciler eğitim alanında veya mesleki konularda okul rehberlik servislerine başvurabileceği gibi aynı zamanda kişisel ve sosyal gelişimleri açısından da psikolojik danışmanlara başvurabilirler. Öğrenciler genel anlamda gönüllülük esasına dayanan rehberlik hizmetlerinden çekinmeden yararlanmalıdırlar. Çünkü psikolojik danışmanların en çok hassas oldukları noktalardan birisinin de gizlilik ilkesi olduğunu bilmelidirler. Önceki dönemlerde “problemi olan öğrencinin gitmesi gereken yer” olarak yanlış anlaşılan rehberlik servisleri, aslında problemden çok “öğrencinin gelişimi için gerekli ve gerçekçi adımlar” atmak için öğrenciye yardımcı olacak bir hizmet sağlamaktadır. Bu bağlamda tüm öğrencilerimizin okullarındaki rehberlik servislerini tanımalarını ve burada görev yapan rehber öğretmenleri ile irtibat halinde olmalarını kesinlikle tavsiye ediyorum" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı yapıldı Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, muhtemel bir çığ olayına karşı ilgili kurumların katılımı ile ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü koordinesinde İl Jandarma Komutanlığı, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, TPAO Bölge Müdürlüğü, Meteoroloji İl Müdürlüğü, Türk Telekom İl Müdürlüğü, Şırnak Belediye Başkanlığı, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü temsilcileri ile muhtemel bir çığ afetine karşı hazırlıklı olmak ve müdahale çalışmaları kapsamında gerekli tedbirleri eksiksiz almak üzere Şırnak Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Alpaslan başkanlığında ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Deprem ülkesi olan Türkiye’de çığ afetleri de çok sayıda vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açıyor. 71 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 28 olay, 20 ölü, 6 yaralı olarak kayıt altına alındı. Türkiye’de en fazla ölümlü çığ afeti 1992 yılında merkeze bağlı Görmeç köyünde yaşandı ve 85 kişi vefat etti. Ayrıca 1992 yılında Beytüşşebap ilçesine bağlı Boğazören köyünde 36 vatandaş, Çığlıca köyünde 1992 yılında 15 vatandaş, Beşağaç köyünde 3 vatandaş çığ afeti nedeniyle hayatını kaybetti. "1992 yılında Şırnak’ın Görmeç köyünde çığ nedeniyle 85 kişi hayatını kaybetmiştir" Şırnak’ta muhtemel bir çığ afetine karşı Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü olarak her türlü hazırlığın içerisinde olduklarını ifade eden AFAD Şırnak İl Müdürü Muzaffer İşlek, "Doğa ve insan kaynaklı afetler, hem insanların hayatlarını derinden etkilemekte hem de büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Türkiye’de tektonik, topoğrafik ve iklimsel yapısının etkisiyle doğa kaynaklı afetlerle sık sık karşılaşılabiliyor. Depremler bakımından yüksek riskli bir coğrafyada bulunan ülkemizde, heyelan, sel-taşkın, kaya düşmesi ve çığ afetleri de bölgesel ve mevsimsel bazda yaşanabilmektedir. Afetleri yoğun yaşayan ülkemizin iklim değişikliğinin etkilerini, yakın gelecekte daha da fazla hissedeceği değerlendirilmektedir. Türkiye’de 71 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 28 olayın yaşandığı 20 kişinin ölümü ve 6 kişinin yaralanması ile kayıt altına alınmıştır. Türkiye’de çığ afetlerinde en ölümlü çığ olay 1992 yılında Şırnak’ın Görmeç köyünde yaşanmış ve 85 kişi hayatını kaybetmiştir. Ayrıca 1992 yılında Beytüşşebap ilçemize bağlı Boğazören köyünde 36 vatandaş, Çığlıca köyünde 1992 yılında 15 vatandaş, Beşağaç köyünde 3 vatandaş çığ afeti nedeniyle hayatını kaybetmiştir" dedi. Geçmişte yaşanan bu olaylara karşı hazırlıklı olmak için "çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri" adı altında bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirdiklerini belirten İşlek, "Bu toplantıdaki amacımız depremlere hazırlıklı olduğumuz gibi çığ afetlerine karşı da hazırlıklı olmak ve olası bir olaya karşı da alınması gereken tedbirleri zamanında almaktır. Çığ öncesinde çığ riskine karşı nasıl hazırlanacağınızı ve korunacağınızı öğrenebileceğiniz eğitim programlarına katılın. İlk yardım gibi tamamlayıcı eğitimleri de alın. Yeni yerleşim yeri olarak çığ riski taşıyan bölgeleri seçmeyin. Mevcut yapılarınızı sigortalatın. Çığ tehlikesinin artmasını engellemek için, yamaçlardaki ağaçları, bitki örtüsünü ve ormanları koruyun. Kar yağan aylarda hava ve yol durumu raporlarını dikkatlice izleyin. Aile Afet Planınızı hazırlarken çığ riskini göz önünde bulundurun" diye konuştu.
İstanbul Su şişesinde 30 TL’den sahte alkol İstanbul’da çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği sahte alkolün satışının yapıldığı Türkmen Lokantası görüntülendi. Aynı mahallede esnaflık yapan Müslüm Öziç, "Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış. Evden bayağı bir malzeme çıktı kendilerini polis aldı götürdü. Kendi yörelerine ait yemekler satıyorlardı lokanta gibi kimse şüphelenmedi bu durumdan. Gelenlerde hep yabancı uyruklu şahıslardı gıda ve içecek satıyorlardı" dedi. İstanbul’da sahte alkol kullanan 65 kişi zehirlendi. Zehirlenen şahıslardan 43 hastanın tedavisi devam ederken 19 kişi ise yaşamını yitirdi. Başakşehir Ziya Gökalp Mahallesi’nde bulunan vatandaşların Türkmen Lokantası diye adlandırdığı işletmede satışın yapıldığı tespit edildi. Polis ekipleri adrese operasyon düzenledi. Çok sayıda malzeme ele geçirilirken işletme yetkilisi olduğu öğrenilen 2 kişide gözaltına alındı. “Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış.” Aynı mahallede esnaflık yapan Müslüm Öziç isimli vatandaş yaşanılan durumla alakalı, “Ben burada esnafım karşı esnaf arkadaşlarımız burası Türkmen Lokantası diye geçiyor. Burada ekmek üretiyorlardı. Sahte alkol ve yasaklı madde satıyorlarmış. Polis buraya baskın verene kadar bizde bilmiyorduk böyle bir satış yapıldığını. Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış. Evden bayağı bir malzeme çıktı kendilerini polis aldı götürdü. Kendi yörelerine ait yemekler satıyorlardı lokanta gibi kimse şüphelenmedi bu durumdan. Gelenlerde hep yabancı uyruklu şahıslardı gıda ve içecek satıyorlardı.” Şeklinde konuştu. (BT-ZA-
İzmir Aliağa’dan doğu illerindeki öğrencilere bisiklet Aliağa Cumhuriyet İlkokulu’nun hayata geçirdiği "Velespitim Pırıl Pırıl" projesi kapsamında, Iğdır, Ardahan ve Kars’taki öğrencilere toplam 42 adet bisiklet hediye edildi. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün "İyilik Gönüllüleri" projesi kapsamında başlatılan "Velespitim Pırıl Pırıl" Kasım ayı projesi, Aliağa Cumhuriyet İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin duyarlılığı sayesinde hayata geçirildi. Proje kapsamında, Iğdır Tuzluca Eğrekdere İlkokulu, Ardahan Göle Tahtakıran İlkokulu ve Kars Alçılı İlkokulu’nda eğitim gören öğrencilere toplam 42 adet bisiklet hediye edildi. Bisikletler, çocukların hayallerine ulaşmalarına vesile oldu. Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "Bu bisikletler, çocuklarımızın hayallerine yol arkadaşlığı yapacak, kimi köy yollarında rüzgarla yarışacak, kimi bir arkadaşını ziyaret etmek için pedal çevirecek. Ancak en önemlisi bu bisikletler onlara umut ve mutluluk getirecek." ifadeleri kullanıldı. Bisikletlerine kavuşan öğrenciler, sosyal medyada "Aliağa Cumhuriyet İlkokulu’na teşekkür ederiz" yazılı görseller paylaşarak mutluluklarını dile getirdi. Proje, Aliağalı iş insanlarının ve Kafkas Üniversitesi Öğretim Görevlisi Üstüner Baki’nin destekleriyle gerçekleştirildi. Projenin hayata geçmesinde destek veren tüm veliler, Aliağalı iş insanları ve bisikletlerin ulaşım ve teslimatında büyük katkıları olan Kafkas Üniversitesi Öğretim Görevlisi Üstüner Baki’ye teşekkür edildi.
Ankara Türk Eğitim-Sen’den ’her nöbet için ücret ödensin’ talebi Türk Eğitim-Sen, öğretmenlere her nöbet için ücret ödenmesi talebinde bulundu. Türk Eğitim-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, "Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul ve kurumlarda görev yapan öğretmenlere nöbet görevi verilmekte, haftalık tutulan nöbet sayısı okul yönetimleri tarafından belirlenmekte, öğretmenlere verilecek nöbet sayısında üst sınır bulunmamakta olup, ücret olarak ise sadece bir nöbet görevi için üç saat ek ders ücreti ödenmekte, birden fazla tutulan nöbet görevleri için ise ek ders ücreti ödenmemektedir. Ayrıca hafta sonları açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında da öğretmenlere nöbet görevi verilmekte olup, bu görevler için de ek ders ücreti ödenmemektedir. Diğer taraftan ücretli olarak çalışan öğretmenlere de nöbet görevi verilmekte olup, ücretli öğretmenler de bu görevleri karşılığında ücret alamamaktadır. Diğer bir ifadeyle birden fazla tutulan nöbetler, ücretli öğretmenlerin tuttuğu nöbetler ve destekleme yetiştirme kurslarında tutulan nöbetler için ücret ödenmeyerek öğretmenler angarya olarak çalıştırılmakta, ücret verilmeyerek mağdur edilmektedirler" ifadelerine yer verildi. Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: "Öte yandan devlet; çalışanlarının haklarını korumak, çalışanlarının hak ettiği ücreti ödemek zorundadır. Yukarıda bahsettiğimiz nöbet görevini yerine getiren öğretmenlere yapılacak olan ödeme de Bakanlığın bütçesine ekonomik anlamda çok da fazla yük getirmeyecektir. Bu nedenle öğretmenlerimizin yerine getirdikleri her bir nöbet görevine karşılık hak ettikleri ücretlerinin ödenmesi ve nöbet görevi noktasında öğretmenlerimizin teşvik edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, nöbet görevini yerine getirmeyen öğretmenler hakkında disiplin soruşturması açılarak ceza veriliyor ise; yani öğretmenler nöbet tutmaya zorlanıyor ise bu durumda her türlü nöbet görevine karşılık ücret ödenmesi hak ve adalet gereğidir. Devlet kurumları her türlü şart altında angaryadan kaçınmalı, çalışanlarının hak ettiği ücretleri gecikmeksizin ödemelidir." Açıklamada, "Bakanlığa bağlı okul ve kurumlarda görev yapan öğretmenlere haftada birden fazla nöbet görevi verilmesi durumunda her bir nöbet görevine karşılık ek ders ücreti ödenmesi, hafta sonlarında açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında öğretmenlere nöbet görevi verilmesi durumunda bu görevlere ek ders ücreti ödenmesi, ücretli öğretmenlere de nöbet görevi verilmesi durumunda bu görevlere karşılık ek ders ücreti ödenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar ek ders ücreti ödenmesi hak ve adalet gereğidir" denildi.