ASAYİŞ - 07 Nisan 2025 Pazartesi 13:47

Aç kalan kurtlar 22 kurbanlık kuzuyu telef etti

A
A
A
Aç kalan kurtlar 22 kurbanlık kuzuyu telef etti

Denizli’de aç kalınca dağdan köye inen kurtlar, köyde çobanlık yapan ailenin kurbanda satmak için beslediği 22 kuzuyu telef etti. Kurtlardan kaçan 4 küçükbaş hayvan ise kayboldu.



Olay, Denizli’nin Çameli ilçesine bağlı Gürsu Mahallesi’nde meydana geldi. Yiyecek bulamadıkları için gece yarısından sonra dağdan köye inen kurtlar, küçükbaş hayvan yetiştiricisi Okan Yılmaz’ın ağılına girdi. Kurban Bayramında satılmak için beslenen 26 tane kuzudan 22’sini telef eden kurtlar, gürültüyü duyan ailenin ağıla gelmesi sonucu kaçarak uzaklaştı. Ağıla giren kurtlardan korkan diğer 4 hayvan ise kaçtıkları ormanlık alanda kayboldu.



Kurbanlık olarak beslediği 26 kuzusundan 22’sinin kurtlar tarafından telef edildiği ve 4 hayvanın da kaçarak kaybolduğu belirten yetiştirici Okan Yılmaz, 600 bin TL’ye yakın zararın olduğunu söyledi. Başka birisinde hayvanlarına zarar gelmeden bu konuda bir önlem alınmasını isteyen Yılmaz, "Dağdan inen kurtlar 22 tane hayvanımızı telef etti. Kurban Bayramında satmak için beslediğimiz hayvanlardı. Hayvanlarımın tümü telef oldu. Mahallemizde bu olay neredeyse her hafta başımıza geliyor. Kurtlar dağdan köye inip ahırlarımıza girip hayvanlarımızı öldürüyor. Canımızı yakıyor. Her gece bugün kimin ahırına kurt girecek, kimin hayvanlarını öldürecek diye düşünüyoruz. Bizler yetkilerin bu konuda önlem almasını istiyoruz. Bu olayın bir şekilde çözüme ulaşmasını istiyoruz. Kurtlar dağdaki domuzları yemiyor, bizim hayvanlarımıza zarar veriyor. Bu mahallede herkes hayvancılık yapıyor, başka kimsenin canı yanmadan bu duruma çözüm bulmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.



Aç kalan kurtlar 22 kurbanlık kuzuyu telef etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nden aile yılına yakışır proje Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, "Aile Yılı" kapsamında dar gelirli vatandaşlara yönelik büyük bir sosyal konut projesini hayata geçireceklerini açıkladı. Başkan Tahmazoğlu, 3 bin dar gelirli ailenin ev sahibi olacağının müjdesini verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesinin ardından aile kurumunu destekleyen birçok projeye imza atan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, bu kapsamda ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar için önemli bir adım atıyor. Daha önce Serinevler’de ve Mavikent’te 5 bin sosyal konut yaparak dar gelirli aileleri ev sahibi yapan Başkan Mehmet Tahmazoğlu, 3 bin dar gelirli aileyi daha ev sahibi yapacağının müjdesini verdi. "3 bin aile daha ev sahibi olacak" Başkan Mehmet Tahmazoğlu, dar gelirli aileleri ev sahibi yapmak için çalıştıklarını belirterek, "Şahinbey Belediyesi olarak ilçemizdeki konut ihtiyacını karşılamak için Güneyşehir’de 3 bin sosyal konut projesini başlatıyoruz. Uygun şartlarla vatandaşlarımızı ev sahibi yapmayı hedefliyoruz. Şahinbey Belediyesi olarak bu zaman kadar 9 bin 800 konut yaptık. Bunların 5 bin tanesi dar gelirli vatandaşlarımıza yapılmış sosyal konutlar. Daha sonra Serinevler’de 210 tane konut yaptık ve bu 210 konutun da 100 tanesini yetim ailelere verdik. Yine Mavikent’te yetim ailelerimiz için 100 tane deprem konutu yaptık. Mavikent Mahallemiz de bizim dönemimizde kurduğumuz bir mahalle ve burada vatandaşlarımız kira öde gibi ev sahibi oluyorlar" dedi. "Aile bizim en güçlü yanımız" Başkan Tahmazoğlu, Aile Yılı’nda önemli projeler yapıldığını ifade ederek, "Aile, toplumun temel taşıdır. Bizler de Aile Yılı kapsamında vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştıracak, onları ekonomik anlamda rahatlatacak projelere ağırlık veriyoruz. Bu kapsamda dar gelirli 3 bin ailemize konut kazandıracak büyük bir projeyi başlatıyoruz. Bu sadece bir barınma projesi değil, aynı zamanda sosyal adaleti destekleyen bir dayanışma hamlesidir" diye konuştu.
Ankara Öksüt Madencilik’ten iş sağlığı ve güvenliğinde yapay zekâ destekli uygulamalar Öksüt Madencilik, yapay zekâ ve dijital dönüşüm teknolojilerini iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarına entegre ediyor. Madencilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliği (İSG), en öncelikli konular arasında yer alıyor. Son yıllarda teknolojik yenilikler sayesinde İSG uygulamalarında önemli gelişmeler kaydedildi. Bu gelişmeler sayesinde, çalışma ortamları daha güvenli hale gelirken operasyonel verimlilik de arttı. Kayseri’nin Develi ilçesinde altın madeni işleten Öksüt Madencilik, ileri teknoloji kullanımıyla iş sağlığı ve güvenliği risklerini en aza indirmeyi hedefliyor. Yapılan açıklamaya göre, madencilikte yapay zekâ temelli teknolojiler, özellikle veri analitiği, bakım planlaması, iş güvenliği ve risk öngörüsü alanlarında etkin bir şekilde kullanılıyor. Veri analitiği araçları, üretim süreçlerindeki verimlilik ve güvenlik risklerinin analiz edilmesini sağlarken; kamera sistemleri ve sensörler sahadaki kritik riskleri otomatik olarak tespit edebiliyor. Bu teknolojiler, yalnızca verimliliği artırmakla kalmıyor, potansiyel kazaların da henüz oluşmadan önlenmesine olanak tanıyor. "Yapay zeka iş güvenliği süreçlerimizi güçlendiriyor" İş sağlığı, güvenliği ve çevre korumayı madencilik anlayışlarının merkezine aldıklarını söyleyen Öksüt Madencilik Ülke Müdürü David Bickford, " ’İşte Güvenlik, Evde Güvenlik’ eğitim programımızla, çalışanlarımıza yalnızca iş hayatında değil, sosyal yaşamlarında da güvenlik kültürünü benimsetmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda kapsamlı eğitim programları sunuyoruz" dedi. Yapay zekâ ve dijital teknolojilerin sorumlu madencilik hedeflerine ulaşmada önemli birer destekçi olduğunu belirten Bickford, "Yapay zekâ ve dijital dönüşüm, iş güvenliği süreçlerinde riskleri azaltmamıza ve kazaları önlememize imkân tanıyor. Bu da çalışanlarımızın güvenliği için kritik bir adım" diye belirtti. "Sistem bir uygunsuzluk tespit ettiğinde müdahale ekibini anında uyarıyor" Sistemin bir uygunsuzluk algıladığında müdahale ekibini anında uyardığını kaydeden Bickford, bu proaktif yaklaşımın hızlı müdahale ile kazaların önlenmesini sağladığını vurguladı. Ayrıca, sahadan sensörler ve IoT (The Internet of Things- Nesnelerin İnterneti) teknolojisi aracılığıyla topladıkları verileri yapay zekâ ile analiz ettiklerini belirten David Bickford, bu analizler sayesinde, yüksek risk taşıyan bölgelerin risk haritalarını çıkararak gerekli önlemleri alabildiklerini aktardı. Bickford, veri odaklı risk haritaları oluşturan yapay zeka tabanlı risk tespit sistemi ile tehlikeleri anlık olarak tespit ettiklerini ve riskli bölgelerde proaktif güvenlik önlemleri alabildiklerini bildirdi. Türkiye’deki altın üretiminin yüzde 19’u Öksüt’ten Madencilik faaliyetleri hakkında da bilgi veren Bickford, mevcut cevher ile Öksüt’teki madenin 4 yıl daha çalışmaya devam edeceğini belirterek, başta Kayseri ve Orta Anadolu olmak üzere, farklı bölgelerde yeni cevher arayışlarını da aktif şekilde sürdürdüklerini belirtti. Şirketin ekonomik katkılarına da değinen Bickford şu bilgileri paylaştı: "2024 yılında şirketimiz, bölge ekonomisine 60 milyon dolar katkı sağladı. Toplam altın üretimimiz 6,2 tona ulaştı; bu da Türkiye’nin toplam altın üretiminin yaklaşık yüzde 19’una karşılık geliyor. Altın madenciliği operasyonumuz, yüzde 80’i Kayseri ve Develi bölgesinden olmak üzere yaklaşık 1400 kişiye istihdam sağlıyor." Türkiye’de EBRD’den kredi alan ilk altın madeni Şirketin yalnızca ekonomik değil, sosyal açıdan da bölgeye katkı sunduğunu belirten Bicford, "2014-2024 yılları arasında, ağırlıklı olarak eğitim ve sağlık alanlarında olmak üzere yaklaşık 258 milyon TL tutarında sosyal sorumluluk projesine yatırım yaptık. Öne çıkan projelerimizden biri de Develi’de kadınların üretime ve ekonomik hayata katılımını artırmak amacıyla kurduğumuz kadın kooperatifi oldu. Türkiye’de Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) kredi sağlamayı başaran ilk altın madeni olduk. Bu sayede, Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme (ÇSED) süreçlerinin sosyal boyutunu daha proje başlangıcında entegre ettik ve uygulamaya koyduk" şeklinde konuştu. "İzin süreçlerinin hızlandırılması sektör için çok önemli" Türkiye’de altın üretiminin düşüş eğiliminde olduğunu ve 2024 yılında toplam 32,2 ton üretim yapıldığını aktaran Bickford, altın ithalatının Türkiye’nin cari açığının yaklaşık yüzde 57’sini oluşturduğunu hatırlattı. Bickford, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’de rezerv keşfinden üretime geçiş süreci ortalama 10 yıl sürüyor ve verilen 700 madencilik ruhsatından yalnızca 2’si madene dönüşebiliyor. Yeni bir madencilik sahasının faaliyete geçebilmesi için 17 farklı kurumdan onay alınması gerekiyor. Bakanlığın izin süreçlerini hızlandırmaya yönelik reform hazırlığında olduğunu biliyoruz. Bu reformların hayata geçirilmesi, madencilik sektörüne önemli ve olumlu bir katkı sağlayacaktır."