SAĞLIK - 04 Ağustos 2024 Pazar 10:54

İl Sağlık Müdürü Sarıkaya: "Hamile kadınlar yazın günde 12-15 bardak su içilmelidir"

A
A
A
İl Sağlık Müdürü Sarıkaya: "Hamile kadınlar yazın günde 12-15 bardak su içilmelidir"

Hamile kadınların yaz mevsiminde beslenmede dikkat etmesi gereken hususlarla ilgili bilgi veren Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, "Her gün 12-15 bardak su içilmelidir. Gazlı içeceklerin sıcak havalarda serinlettiğine inanılsa da tansiyonu yükseltici etki yapabilir, bu yüzden ev yapımı komposto suları, limonata tercihi daha doğru olacaktır" dedi.


Yaz mevsiminde artan sıcaklıklar özellikle hamile kadınlarında sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Yaz mevsiminde hamilele kadınların su tüketimi ve beslenme tercihleri, vücutlarının korunmasında büyük önem taşıyor. Çay, kahve gibi kafein içeren gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten uzmanlar, doğal ürünlerin tüketiminin önemine dikkat çekiyor. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya da hamile bireylerin yaz mevsiminde dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili bilgilendirmede bulundu. Hamile kadınların taze besinleri tercih etmeleri gerektiğini belirten Dr. Sarıkaya, ambalajlı besinlerin son kullanma tarihi ve içeriğine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.



“Yemeklerden bir saat öncesi ve bir saat sonrasına kadar çay ve kahve içilmemelidir”


Hamile bireylerin her gün 12 ila 15 bardak su içmesi gerektiğini belirten Dr. Sarıkaya, “Hamilelikte aşermenin hormonal etkiler sonucu gerçekleştiği bilinmektedir. Bu nedenle her çektiği yiyecek değil, vücut için gerekli olanlar ölçülü şekilde tüketilmelidir. Hamilelik boyunca her ay 1-1.5 kilogram olmak üzere, toplam 7-14 kilogram alacak şekilde ağırlık artışı kontrol edilmelidir. Yaz günlerinin süresi nedeniyle uzun süre aç kalınmamalı, günde 6-8 öğün olacak şekilde yemek düzeni belirlenmelidir. Sıvı ihtiyacı hamilelikte artar, yaz aylarında ise artmış olan sıvı ihtiyacının daha da fazlalaştığı bilinmektedir. Bunu karşılamak için daha fazla su veya süt, ayran, yaz meyveleri tüketerek veya taze sıkılmış meyve suları içerek sıvı alımı arttırılmalıdır. Her gün 12-15 bardak su içilmelidir. Gazlı içeceklerin sıcak havalarda serinlettiğine inanılsa da tansiyonu yükseltici etki yapabilir, bu yüzden ev yapımı komposto suları, limonata tercihi daha doğru olacaktır. Doğal maden suyu ise günde 1 şişeden fazla içilmemelidir. Çay ve kahve tüketimi en aza indirilmelidir. Yemeklerden bir saat önce ve bir saat sonrasına kadar çay ve kahve içilmemelidir. Tüketilen yiyeceklerin doğal kaynaklardan elde edilmesi önemlidir. Günlük tüketilen süt, yumurta, meyve sebzelerin gıda katkı maddeleri, tarım ilaçları açısından güvenilir olması gerekir. Tarım ürünlerindeki zararlı olabilecek kalıntıları uzaklaştırmak için, besinler, özellikle sebze ve meyveler tüketilmeden önce çok iyi yıkanmalıdır” dedi.



“Taze besinler tercih edilmelidir”


Ambalajlı besinlerin son kullanma tarihi ve içeriğine dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Yiyecekleri su dolu bir kapta 5-10 dakika bekletmek, bu işlemi birkaç kez tekrarlamak ve sonra çeşme altında bol suda yıkamak gerekir. Her gün en az 2 su bardağı kadar süt veya yoğurt tüketilmelidir. Bununla birlikte 2 dilim kadar peynir veya 1-2 kaşık çökelek tüketmeleri de yararlı olacaktır. Çiğ süt ve bundan yapılan peynirler zararlı mikropları içerdiğinden pastörize süt ve bu sütlerden yapılan peynirler tercih edilmelidir. Hamile bireyler normal dönemde yediklerine ek olarak bir adet yumurta veya yumurta kadar et, tavuk, balık tüketmelidir. Bu besinler tüketilemiyorsa kuru baklagil yemekleri, mercimekli veya nohutlu çorbaların, salataların tüketilmesine özen gösterilmelidir. Bu grup kansızlık sorununa karşı da etkili bir tüketim seçeneğidir. Fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagillerin yanında, C vitamini açısından zengin bol limonlu salata, taze soğan veya taze meyve tüketilmelidir. Vitaminler açısından zengin olan taze sebze ve meyveler her öğünde düzenli olarak tüketilmelidir. Satın alırken taze besinler tercih edilmelidir. Sebze ve kuru baklagillerin haşlama sularının dökülmesi, vitamin ve mineral kayıplarına neden olacağı için haşlama ve pişirme suları dökülmemelidir. Yemeklerde sıvı yağlar tercih edilmelidir. Gün içinde zeytinyağı tüketmeye özen gösterilmelidir. Bununla birlikte kızartma ve kavurma yöntemlerinden kaçınılmalıdır. Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Böylelikle bebek, guatr hastalığı ve zeka geriliğinden korunmuş olur. İyotlu tuz, koyu renkli cam kavanozda saklanılmalı, ışıktan, güneşten ve nemli ortamlardan korunmalıdır. Böylelikle iyodun kayba uğraması engellenmiş olur. Yüksek tansiyon (hipertansiyon) varsa yemekler tuzsuz veya az tuzlu pişirilmelidir. Aşırı tuzlu besinler tüketilmemelidir. Ambalajlı besinlerin son kullanma tarihi ve içeriğine dikkat edilmelidir. İçeriği bilinmeyen besinler hamilelik süresince tüketilmemelidir. Bütün hamile kadınlar, D vitamini ihtiyacını karşılamak için günde 10-15 dakika süreyle güneşe çıkmalıdırlar. Yazın saat 11.00-17.00 saatleri dışında yarım saat-45 dakikalık yürüyüşlere çıkılabilir” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsunspor, Avrupa kupalarına katılamama haberlerini yalanladı Trendyol Süper Lig ekiplerinden Samsunspor, lig sıralamasında hak kazansa dahi önümüzdeki sezon UEFA müsabakalarına katılamama riski olduğu yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Samsunspor, hakkında çıkan “UEFA’ya 15 Ocak’ta ibraz etmesi gereken belgeleri sunamadığı ve lig sıralamasında hak kazansa dahi önümüzdeki sezon UEFA müsabakalarına katılamama riski olduğu” yönünde çıkan haberler sonrasında açıklama yaptı. Kulüpten yapılan resmi açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bugün bazı basın organlarında, kulübümüzün “UEFA’ya 15 Ocak’ta ibraz etmesi gereken belgeleri sunamadığı ve lig sıralamasında hak kazansa dahi önümüzdeki sezon UEFA müsabakalarına katılamama riski olduğu yönünde haberler yayımlanmıştır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına belirtmek isteriz ki, kulübümüzün UEFA’ya 15 Ocak raporlama döneminde herhangi bir belge ibraz etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca, borç durumundan kaynaklanan herhangi bir sportif yaptırımla karşılaşma riskimiz de söz konusu değildir. Camia ve taraftarlarımızdan ricamız, bu tür asılsız ve gerçeği yansıtmayan haberlere itibar etmemeleri, yalnızca kulübümüzün resmi açıklamalarını dikkate almalarıdır.” Şu an ligde 3. sırada bulunan Karadeniz temsilcisi, sezonu ilk 5 sıra içerisinde bitirirse, Türkiye’yi Avrupa liglerinde temsil etme hakkı elde edecek.
İzmir İzmir’de kumpirden zehirlenme iddiasına tutuklama İzmir’in Buca ilçesinde kumpir yedikten sonra hastaneye kaldırılan ve hayatını kaybeden kişinin ölümüne ilişkin gözaltına alınan işletme sahibi tutuklandı. Olay, 28 Aralık günü Buca ilçesi Forbes Caddesi’nde bulunan bir kumpircide meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, işletmeden kumpir yedikten sonra fenalaşan Bahar Zeyrek, annesi Servet Polat ve 11 yaşındaki oğlu Gökhan Zeyrek, aynı gün kusma ve ishal şikayetiyle gittikleri Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tedavilerinin ardından evlerine döndü. Olayıdan 2 gün sonra anne Servet Polat evin tuvaletinde ölü bulundu. Aile ise işletmeden şikayetçi oldu. Salmonella virüsü bulundu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Servet Polat’ın ailesinin şikayeti üzerine soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında yürütülen çalışmalarda, işletme sahibi N.D’nin iş yerinde kumpir yiyen başka kişilerin de zehirlenme belirtileri göstererek hastanelere başvuruda bulundukları belirlendi. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve olay yeri inceleme ekiplerince, işletmede yiyecek hazırlanmasında kullanılan malzemelerden alınan numune örneklerindeki ilk incelemede salmonella virüsü bulunduğu öğrenildi. Tutuklandı Olayla ilgili soruşturma kapsamında iş yeri sahibi N. D., emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece, taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan tutuklandı.
Ankara Bakan Fidan: "İstihbarat paylaşımına, operasyonel işbirliğiyle muhakkak ihtiyaç var" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki silahlı terör örgütleri ile mücadelede iş birliğine dikkati çekerek, “İstihbarat paylaşımına, operasyonel işbirliğiyle muhakkak ihtiyaç var” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye’deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile bakanlıkta düzenledikleri ortak basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 3+3 formatında gerçekleşen görüşmede uzun bir çalışma toplantısı gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Fidan, Suriye’de savunmadan, güvenlikten, terörle mücadeleden, tarım, sağlık, enerji, ulaştırma gibi birçok alanda atılması gereken adımların olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleriyle oluşturan bir koordinasyon mekanizmasının olduğunu hatırlatan Fidan, iç hazırlıkların yapıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Hem uluslararası aktörlerle görüşüyoruz hem değerli meslektaşım ve ekibiyle. Tabii kendilerinin daha şurada bir aydan biraz fazla oldu Suriye’nin yeni devletinin kendisini yeniden inşa etmesi, özellikle bürokratik organları ve uluslararası muhataplık düzeyine çıkması biraz zaman alacak. Biz bu sürede aşamalı olarak yani en basitinden en karmaşığına kadar yapılabilecek konuları uygun zaman diliminde yapmak konusunda irade beyanında bulunduk, kendileri de bu konuyu memnuniyetle kabul ettiler. Şu anda Türkiye’nin gerek kamu kurumlarıyla gerek özel kurumlarıyla STK’larla hem dayanışma hem yardım hem de ticaret konuları neyi gerektiriyorsa bu konudaki iş birliği devam edecek. Tabii ki her şey mükemmel olmayacak. İlk etapta dediğim gibi büyük bir yıkımla karşı baş başa kalmış bir devlet var. Milyonlarca insan yerinden edilmiş durumda, onların geri dönmesiyle başlayacak bir ekonomik hayat, bir sosyal hayat var. Bunların zaman içerisinde inşallah hayata geçmesini umuyoruz. Önemli olan tekrar altını çiziyorum, bizim bıkmadan usanmadan bu hedefe doğru sistemli bir şekilde, profesyonel bir şekilde çalışmamız. Terörle mücadele konusunu da güvenlik konusunu da tabiatıyla konuştuk. DEAŞ konusu, PKK konusu, YPG konusu. Özellikle DEAŞ ile mücadele konusunda neler yapılması gerekiyor, o konuda kendileriyle görüş alışverişinde bulunduk. İstihbarat paylaşımına, operasyonel işbirliğiyle muhakkak ihtiyaç var. YPG konusu özellikle kendilerinin çok yakından ilgilendiği bir husus, o konuda da görüşlerimizi karşılıklı paylaştık." "Türkiye olarak ateşkes sürecine olabildiğince destek verdik" İsrail ile Hamas arasında ateşkes sağlandığına dair haberlere ilişkin, Türkiye olarak ateşkes sürecine destek verildiğini dile getiren Bakan Fidan, "Türkiye olarak ateşkes sürecine olabildiğince destek verdik. Çünkü oradaki soykırımın, zulmün, açlığın, sefaletin, imkansızlığın, yıkımın bir an önce durması gerekiyor. Bu sadece bir insanlık dramı suçu değil, aynı zamanda bölgemizin tamamını ateşe atan bir olay. Bunun durması tabii ki önemli bir adım ve bundan sonra yaraların sarılması gerekiyor. İnsani yardımların bir an önce başlaması, yerinden edilmiş ve şu anda köşelere sıkıştırılmış 2 milyona yakın insanın yıkılmış da olsa evlerine, arazilerine dönmesi gerekiyor. Bunların gece gündüz devam eden hava saldırılarından artık emin olması gerekiyor. Katliamın durması gerekiyor. Bu konuda atılacak her türlü adımı, Türkiye olarak biz destekliyoruz" dedi. “Dünya daha belirsiz, daha güce dayalı, daha kuralsız bir hale döndü” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başından beri özellikle olayın insani boyutunun altını çizdiğini hatırlatan Fidan, "Bu, tabii ki belli güçler tarafından sürekli ertelendi, ötelendi. Çünkü anlı şanlı birçok uluslararası aktörün esas itibarıyla yaptığı birçok diplomatik faaliyetin gerçekte İsrail’in operasyonlarına zaman kazandırmak olduğunu bütün uluslararası toplum gördü. Ne oldu? 50 bine yakın insan çoğunluğu kadın ve çocuk katledildi. İnsanlığın onuru çiğnendi, uluslararası sistem öldüğünü ve defnedildiğini ilan etti. Batılıların yıllardır biriktirdikleri ne kadar meşruluk, ahlaki üstünlük, erdem gibi alanlar varsa hepsi yerle bir oldu. Dünya daha belirsiz, daha güce dayalı, daha kuralsız bir hale döndü. Sadece İsrail askeri hedeflerine ulaşabilsin diye" ifadelerine yer verdi. “Bu denklemden çıkmanın tek yolu iki devletli çözüm” İsrail’in Suriye’nin toprak bütünlüğünü de tehdit ettiğini aktaran Fidan, "İsrail yayılmacılığı bu haliyle herkese tehdit teşkil etmekte. Kendi güvenliğini sağlamak için birçok ülkeyi güvensiz kılıyor. Yıllardır da bu durum böyle. Bu denklemden çıkmanın, herkesi güvenli ve huzurlu yapmanın tek yolu, eğer kabul edilirse iki devletli çözüm ve herkesin belli bir sınıra razı olması. Dolayısıyla bu noktadaki çabalarımız devam edecek. İnşallah önümüzdeki dakikalar içerisinde resmi olarak ateşkes ilan edilir, biz de yeni bir iyi haber almış oluruz" diye konuştu. “Suriye hiçbir şekilde özellikle komşu ülkemize tehdit teşkil etmemelidir” Suriye’de bulunan farklı silahlı grupların faaliyetlerine son verdirmeyi amaçladıklarını belirten Şeybani de, “Biz Suriye’yi kurtardıktan sonra bu varlıkların olmasına gerek yok. Biz her zaman olduğu gibi şunu taahhüt ediyoruz, Suriye hiçbir şekilde özellikle komşu ülkemize tehdit teşkil etmemelidir. Demokratik Suriye Güçleri de Suriye’nin kuzey doğusunda yer almaktadır. Biz istiyoruz ki bölgenin tekrardan merkezi hükümet egemenliği altına girmesi ve Arap kimliğinin iade edilmesi için çalışmaktayız. Merkezi Şam yönetiminin tüm ülkede hakim olmasını istiyoruz” dedi.