SAĞLIK - 02 Ağustos 2024 Cuma 17:32

İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya, Zübeyde Hanım Aile Sağlığı Merkezi’nde incelemelerde bulundu

A
A
A
İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya, Zübeyde Hanım Aile Sağlığı Merkezi’nde incelemelerde bulundu

Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, Zübeyde Hanım Aile Sağlığı Merkezi’nde incelemelerde bulundu. Dr. Sarıkaya, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak ve daha iyi hizmet sunmak amacıyla yürütülen çalışmaları yerinde değerlendirdi.


İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, şehir genelindeki sağlık çalışanlarıyla buluşarak, taleplerini ve isteklerini dinlemeye devam ediyor. Bu kapsamda, Zübeyde Hanım Aile Sağlığı Merkezi’ni ziyaret eden Dr. Sarıkaya, sağlık personeliyle bir araya geldi. Ziyaret sırasında aile hekimliği, çocuk ve kadın sağlığı, aşı uygulamaları, laboratuvar hizmetleri, kronik hastalık takibi, sağlık eğitimi ve danışmanlık hizmetleri gibi alanlarda yapılan çalışmaları inceledi.


Dr. Sarıkaya, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak için atılacak adımlar hakkında personelle fikir alışverişinde bulundu. Ayrıca, personelin taleplerini dinleyerek, gösterdikleri gayret ve özverili çalışmaları için teşekkür etti. Sağlık hizmetlerinin daha da iyileştirilmesi adına yeni stratejilerin belirlenmesi ve mevcut hizmet standartlarının yükseltilmesi amacıyla görüşmeler gerçekleştirildi.


Ziyaretin ardından Dr. Sarıkaya, sağlık çalışanlarının motivasyonunu artırmak ve hizmet kalitesini yükseltmek için bu tür ziyaretlerin devam edeceğini belirtti.



İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya, Zübeyde Hanım Aile Sağlığı Merkezi’nde incelemelerde bulundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana İSO Başkanı Bahçıvan: "Merkez Bankası, elindeki silahlarla Türkiye’nin itibarını yükseltmeye çalışıyor" İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, Merkez Bankasının faiz politikasını çok fazla zorlamamak gerektiğini belirterek, "Cephedeki en büyük silahımız. Merkez Bankası, elindeki silahlarla Türkiye’nin itibarını yükseltmeye çalışıyor" dedi. Bahçıvan, "Geçmişin maliyetini çok çabuk unutuyoruz ve dersleri ihmal ediyoruz. Tedavi sürecine yönelik geçen yıl OVP açıklanmıştı. Oradaki hedeflerin bazılarında daha iyiyiz, bazılarında daha uzağız. En uzak olanı; enflasyon tahmini. Enflasyon direniyor. İstenilen ölçüde düşmüyor. Düşmesi noktasında en güçlü mücadele yeri olan Merkez Bankası, kendine ait silahlarla ve ekonomi bilimi çerçevesinde güven vererek bunu gerçekleştiriyor. Kasım ayı İSO Meclis toplantımıza Merkez Bankası Başkanı gelecek. Zaten dönem dönem reel sektör ile ilgili bilgileri paylaşıyoruz" dedi. Özellikle Avrupa pazarının iyi analiz edilmesi gerektiğini belirten Bahçıvan, "Avrupa’da şartlar nereye gidiyor, Çin’deki durum, ABD’nin yeni dönemi nasıl olacak, gelişen teknolojideki dev rekabet nasıl olacak ve Türkiye nasıl konumlanacak gibi diğer çok önemli konu başlıklarını doğru değerlendiremiyoruz. Özellikle en büyük pazarımız, ortağımız Avrupa’yı çok iyi takip etmeliyiz. AB pazarı maalesef iyi gitmiyor. AB’deki gelişmeler kendi sorunlarımız kadar önemli. Almanya’yı, Fransa’yı ve Euro’yu çok iyi takip etmek lazım" dedi. Bahçıvan, asgari ücrete yapılacak artışla ilgili ise "Prensip olarak ne bir tahmin ne de bir değerlendirmede bulunuyoruz. Ancak iki tarafın da empatisinin yüksek olması gerekiyor. Çalışanlarımız en önemli ortağımız. Onların bir hayatı ve yaşamı var. Diğer taraftan işgücünün rekabette oluşturacağı değerler var. Asgari ücretin işgücünün kalıcı ve istikrarlı olması ama aynı zamanda maliyetlerde de rekabet edilebilmesi açısından mutabık olmak lazım. Üzerinden konuşulacak bir bu konu" dedi. Bahçıvan şöyle konuştu: "Merkez Bankasının faiz politikasını çok fazla zorlamamak lazım. Cephedeki en büyük silahımız. Merkez Bankası, elindeki silahlarla Türkiye’nin itibarını yükseltmeye çalışıyor. Ücretlerde de özellikle son iki, üç yıldır düzeltilemeyen, çalışanın enflasyon muhasebesi olarak da adlandırdığımız bu vergi bandının mutlaka yeni bir endeksle yukarıya çekilmesi lazım. Eski dönemlerde çalışan maaşlarından 8., 9., 10. aydan sonra başlayan kesintiler, şimdi artık neredeyse yılın 2., 3.ayında kesilmeye başlıyor. En azından o bandın biraz yukarı çekilmesi, çalışanlarımızın yılın daha geç dönemlerinde bir kesintiyle karşılaşmasına vesile olacak. Bir-iki haftaya kadar onunla ilgili bir ümit verici bir durum var" dedi. Eğitim politikasının tüm sektörlerde kendini hissettiren bir konu başlığı olduğunu kaydeden Bahçıvan, "Ara elemanda olan sıkıntı, giderek, yüksek katma değer üretecek yönetici, beyaz yaka sınıfında da kendini çok daha farklı boyutta gösteriyor. Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinin en önemli planlaması olarak adlandırılacak, geniş katılımla hazırlanacak, önümüzdeki 25-30 yılının nasıl bir gelecek planı olacak, o yapının içinde hangi iş kolunun neye ihtiyacı olacak ve bunların içi nasıl doldurulacak, anaokuldan yüksek eğitime kadar ele alınması gereken güçlü bir planlamaya ihtiyaç var" dedi. AB, ABD ve Uzak Doğu pazarı ekseninde sanayiciyi bekleyen tehlikeler Bahçıvan, AB, ABD ve Uzak Doğu pazarı ekseninde sanayiciyi bekleyen tehlikelere dikkat çekerek, "Avrupa’nın kısa vadede zorlanacağı çok açık ve net gözüküyor ki bunun tabii sosyolojik boyutları nereye gidebilir, siyasi boyutları nereye gidebilir, AB süreci bu konuda nasıl etkilenir. Bunların her biri önümüzdeki ayların temel stres konuları olacak. Yıllardan beri kendini AB’ye entegre eden, yabancı ortaklarını oradan alan bir Türkiye için bu denklem son derece önemli. İSO olarak Stratejik Dönüşüm Merkezi adı altında bir birim oluşturuyoruz. Bütün bu konuları daha güçlü değerlendirebileceğimiz, sanayinin Think Tank’i olacak bir birim. Asya ve ABD tarafındaki fırsatları, yabancı sermayeyi takip etmek gerekiyor. Çin ile yaptığımız iş birlikleri önemli, artırılması gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde Hindistan. Çünkü iş birlikleri olmadan stratejik boyutta pazarlar olarak bakmak kolay değil. ABD pazarında Trump döneminin daha olumlu olmasını umuyoruz. Ancak bazı konularda ne kadar içine kapanacağını, gümrük duvarlarını nasıl yükselteceğini henüz bilmiyoruz. Korumacı refleksler artacak. Dünya giderek liberal yapıdan kapalı bir döneme doğru gidiyor. Onun için iç sorunlardan çıkıp, bunları değerlendirmek lazım. Artık yüksek teknoloji ve katma değerli konulara çok daha fazla odaklanmamız gerekiyor" dedi. "Çin’le işçilik, enerji, ham maddede eş değer fiyatlara gelindi" İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz da, "Dünya nüfusunun üçte ikisi Asya Pasifik’te yer alıyor. Yılbaşında uzun süre Çin’de bulundum. Ücret ve ham madde fiyatları üzerinden araştırmalar yaptım. Birçok fiyatın Türkiye ile eş değer noktaya geldiğini görüyoruz. Bu tablo, 2000’li yılların başında böyle değildi. Bu sefer beni umutlandırdı. Çünkü işçilik, enerji, ham maddede eş değer fiyatlara gelindi. Orada devlet yatırımları, 30 yıl, 40 yıl vadelerle fonlayabiliyor. Bu avantajı bizim iş insanlarımıza sağlarsak, 2025 yılında enflasyon sorunundan kurtulabiliriz. Doğru politikalarla, dünya nüfusunun üçte ikisinin bulunduğu pazarlara mal satma durumumuz söz konusu. Hindistan için aynı şeyi söyleyemiyorum, iyi organize olamayan bir ülke" diye konuştu.
Kayseri Başkan Palancıoğlu’nun yeşil projesi: “Melikgazi’de fidan değil: ağaç dikiyoruz” Melikgazi Belediyesi, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında “Melikgazi’de fidan değil: ağaç dikiyoruz” isimli etkinliği gerçekleştirdi. Yeşilyurt Mahallesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte çınar, süs eriği, ıhlamur, leylandi, mavi servi, ladin gibi çeşitlerden oluşan 180 adet ağaç toprakla buluştu. “Bizim dönemimiz çınar ağaçlarının en çok dikildiği dönem olacak” Melikgazi’ye kazandırdığı rekor sayıda park ve yeşil alan sayısına yenilerini ekleyerek devam eden Başkan Palancıoğlu, binlerce ağacı toprakla buluşturmaya devam edip ilçeye nefes aldıracaklarını belirterek şunları ifade etti: “11 Kasım 2019 yılı saat 11.11 hedef alınarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Milli Ağaçlandırma Günü olarak ilan edildi. O günden bu yana bir seferberlik halinde ağaç dikiliyor. Biz bu seferberliği önceden görmüş olmalıyız ki; “Fidan değil; ağaç dikiyoruz!" temasıyla binlerce ağacı toprakla buluşturduk; buluşturmaya devam edeceğiz. Cennet gibi ülkemizde su var, toprak var; ama maalesef ağaç dikme konusunda istediğimiz seviyeye gelemiyoruz. Çınar ağaçlarını çok seviyorum. Bizim dönemimiz Melikgazi’de çınar ağaçlarının en çok dikildiği dönem olacak. Ağaçları korumamız lazım. Her yere ağaç dikmemiz lazım. Hakikaten bu seferberlik çok doğru. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyoruz. Bu bir vesile oldu. Korona döneminde “80 günde 80 park” diyerek tam 400 bin metrekare alanı sadece 80 günde park haline getirerek rekor kırdık. Park sayımız 250’yi geçti. Yeşilyurt Mahallemize kazandırdığımız, bugün etkinliğimizi gerçekleştirdiğimiz parkımız 6500 metrekare alanda yer alıyor ve buraya 180 adet ağaç dikeceğiz. Mesai arkadaşlarımız bugünün sembolü olsun diye bu sayıyı 1111’e tamamlayacaklar inşallah. Özenli çalışmaları için hepsine teşekkür ediyorum. “Melikgazi’ye fidan değil; ağaç dikiyoruz.” diyerek 10-15 yıl kadar zaman kazandırmış oluyoruz. Cenab-ı Allah birlik ve beraberlik içerisinde bu cennet gibi ülkeyi hep birlikte güzelleştirmeyi nasip eylesin.”
Bursa Mudanya Belediyesi zeytin üreticisinin yanında Zeytin hasadı yapan üreticileri tarlada ziyaret eden Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç,her zaman çiftçinin yanında olacaklarını belirterek, “Üreticinin zeytinini tarlada bırakmayacağız” dedi. Mudanya’da zeytin hasadının başlamasıyla birlikte üreticiyi tarlada ziyaret eden Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç hasat çalışmalarına katıldı. Açıklanan fiyatların beklentinin altında kaldığının altını çizen Deniz Dalgıç, “Mudanya Belediyesi olarak şuan piyasayı gözlemliyoruz. Eğer rakamlar aşağıya giderse üreticimize destek olmak, zeytinini biraz daha yüksek fiyattan satabilmesi için belediye olaraksatın almaya gidebiliriz. Ayrıca yağ üretimi, zeytinin yağhanelere teslimi konusunda da desteğimiz olabilir” dedi. Çiftçinin her aşamada yanında olduklarını vurgulayan Dalgıç, şöyle konuştu: “Aslında bizim temel hedeflerimiz arasında Mudanya’nın bir zeytin ve zeytinyağı markasını oluşturmak yer alıyor. Bu anlamda belki bu yıl bir fırsat olabilir. Bu sezon hasat ve üretim yüksek ancak fiyatlar düşük. Hem fiyat regülasyonuna yardımcı olmak hem de kendi markamızı zeytin ve zeytinyağımızı piyasaya sürüp tüketiciyle buluşturmak düşüncemiz var. Piyasayı izliyor ve gözlüyoruz. Hasat daha çok yeni. Eğer olumsuz bir durum olursa, çiftçimizin zeytinini tarlada bırakmayız.” Zeytinin markalaşması ve pazarlanması konusunda işbirlikleri için de adımlar attıklarını vurgulayan Dalgıç, “Yerel üretim kooperatifleri ile ortaklıklar kurmak ve bu ortaklıklarımızı genişletmek istiyoruz. Markalaşma, marka üretimi ve yurt içi ile yurt dışına pazarlanması konusunda da işbirliklerimiz devam edecek. Birazda cesarete ihtiyacımız var. Şimdilik biz lokomotif olarak çekiyoruz. Ama yakın zamanda üreticimiz bizim önümüzde lokomotif olup onlar bizi sürükleyecekler. Biz onlarla her yola çıkarız.” dedi. Tirilye tipi zeytin ile ilgili yaptıkları coğrafi işaret başvurusunun sürecinin devam ettiğini de dile getiren Dalgıç, “Markalaşma yolunda çok önemli bir adım. Tüketiciler genellikle Tirilye tipi zeytinin peşindedir. Bizde bunu bir kez daha belgeleyip, piyasada böyle var olmasını sağlamak istiyoruz” dedi. Mudanya’nın “üç karası” olarak bilinen üzüm, kara incir ve zeytinin önemine dikkat çeken Dalgıç, “Bu ürünlerden elde edilecek verim ve gelirler Mudanya’nın kalkınması, halkımızın daha mutlu ve refah içinde yaşaması için çok önemli. Mudanya’nın zeytini çok özeldir. Bize göre zeytinin başkenti Mudanya’dır. Dünyanın en güzel sofralık zeytini de Mudanya ve Tirilye’de yetişir. Hasadımız hayırlı olsun. Tüm üreticimize bolluk ve bereket getirmesini diliyorum” diye konuştu.