- 17 Mart 2022 Perşembe 11:15

Rektör Çitçi’den TÜBİTAK projelerinde görev alan akademisyenlere teşekkür belgesi

A
A
A
Rektör Çitçi’den TÜBİTAK projelerinde görev alan akademisyenlere teşekkür belgesi

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof.

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, TÜBİTAK projelerinde görev alan akademisyenlere teşekkür belgesi takdim etti.


Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, üniversite bünyesinde görev yapan ve TÜBİTAK projesi yürüten ve projelerde görev alan akademisyenlerle değerlendirme toplantısında bir araya geldi. Uluyazı Yerleşkesinde gerçekleşen toplantıda projeler hakkında bilgi alan Rektör Çiftçi, alanında özgün projelerin Çankırı Karatekin Üniversitesi akademisyenleri tarafından yürütülüyor olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Sosyal bilimler alanında da TÜBİTAK desteğiyle yürütülen projelerin olmasının ÇAKÜ için önemli bir kazanım olduğunu vurgulayan Çiftçi, üretmenin ve bunun çıktıya dönmesini görmenin mutluluğunun bir akademisyen için paha biçilemez olduğunu söyledi.


Üretken bir ekiple aynı kurum bünyesinde bulunmanın kendisini de heyecanlandırdığını söyleyen Rektör Çiftçi, “Fen bilimleri alanında ürüne dönüştürülebilir çıktıları hedefleyen projelerimizin olmasının yanında sosyal bilimler alanında önemli projelerimizin olması akademik parametrelerimiz açısından memnuniyet verici. Özellikle sosyal bilimler alanında bizim bilimsel çalışmaları çıktıya dönüştürme ihtiyacımız var. Yürütülen projelerin ilgili alanlarda yeni projelerin ortaya çıkmasına vesile olacağına inancım tamdır. TÜBİTAK projesi üretkenliğin bir göstergesidir. Biz bu projelerin ve üretkenliğinizin devamını arzuluyoruz. İdari görevler zor görevler ve bir akademisyenin bilimsel çalışma performansını da çok etkiliyor. Biz de yönetim olarak bu eksikliğimizi üreten insanların önünü açarak gidermek ve sizlere pozitif ayrımcılıkla destek olmak istiyoruz” dedi.


Üniversitelerin klasik anlayış içerisinde eğitim-öğretim yapma ve bilgiyi üretip yayma görevlerinin olduğunun altını çizen Rektör Çiftçi, “Tabii değişen dünya şartları ve hızına yetişilemeyen küreselleşme içerisinde klasik anlayışın dışına çıkmak zorundasınız. Yenidünya içerisinde siz belli dengeler içerisinde aktif olmak istiyorsanız her alanda güçlü olmak zorundasınız. Ekonomik, siyasi ve sosyal alandaki başarıların tetikleyicisi de yapılan başarılı bilimsel çalışmalardır. Yani sadece eğitim öğretim faaliyeti yapan üniversite hayatının dışında AR-GE çalışmalarına önem veren, toplumun beklentilerini karşılayan, toplumsal katkıyı önceleyen bir anlayış oluşturuldu üniversitelere. Değişen dünya şartlarında üniversiteler de kendilerini farklı şekilde konumlandırmaya başladı. Üniversitelerde artık bir rekabet içerisinde. Bu rekabet üniversiteleri farklı odaklanmalarla bir paradigma değişikliğine yönlendirdi. Çankırı Karatekin Üniversitesi olarak bizde bu paradigma değişikliğini yaşamaktan ve yönetmekten de memnunuz. Projeler ortaya konur, çıktılar alınır ve sonraki projeler için de bir referans elde edilir. Yani önceki proje sonraki projenin mihenk taşı sonraki proje ise bir sonraki projenin temel taşı olacaktır. Biz buna sürekli yenilenme içerisinde devam eden daimi tekamül diyoruz. Bu daimi tekamül içerisinde Çankırı Karatekin Üniversitesi olarak farkındalığımızı ortaya koymak istiyoruz. Eğitim-öğretimi her üniversite belli bir düzeyde yapar. Önemli olan AR-GE çalışmaları yürütüp, projeler üretmek, yeni bilimsel çalışmalar ortaya koymaktır. Bu da iyi bir ekip ve nitelikli insan kaynağı ile mümkün olmaktadır. Biz de işin mutfağında olan ve ekip ruhu ile hareket eden sizleri dinlemek ve desteklemek için bugün bir aradayız. Bilgi üretmek, bilimsel çalışma üretmek bir akademisyen için tutkudur. Biz biliyoruz ki o tutkunun bedelini de hiçbir maddi karşılıkla ödeyemeyiz. İstiyoruz ki yapacağımız manevi motivasyonlar ve sunacağımız maddi desteklerle bu proje kültürünü yaygınlaştıralım ve üreten bir üniversite olalım. Bunu da hep birlikte başaracağız” diye konuştu.


Toplantıya katılan akademisyenler, özellikle şehirdeki eğitim kurumlarıyla işbirliği halinde olmak ve yükseköğretim öncesi gençleri araştırma alanlarına yönlendirmenin yanı sıra onlarda araştırma isteğini de geliştirmek için okullarda bilim söyleşileri formatında eğitim seminerleri düzenlenmesinin faydalı olacağını ifade etti. Konuşmasının ardından proje ekibinin taleplerini ve yeni proje çalışmalarını da dinleyen Rektör Çiftçi, akademisyenlere teşekkür belgelerini takdim etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: ’’Kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz’’ Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ’’Afet yönetiminde, teknolojilerin yaygın olarak kullanımı, günümüzün en önemli gelişmelerinden biridir. Erken uyarı sistemleri, robotik ve insansız keşif araçları (İHA), mobil enerji tedariği teknolojileri ve yapay zekâ destekli afet lojistiği gibi yenilikçi çözümler, afet öncesinde ve sonrasında etkili müdahale imkânı sağlayarak can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu ihtiyacı gözeterek, kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz’’ dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Dijital Teknolojiler İş Konseyi tarafından hazırlanan Afet Teknolojileri Raporu’nun lansmanına katıldı. Yılmaz, afet yönetiminde kullanılacak teknolojilere değinirken, bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Türkiye’nin, tarih boyunca deprem, sel, orman yangınları ve heyelanlarla defalarca sınandığını belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ’’Ülkemiz, afetlerin etkilerine açık coğrafi ve jeolojik özellikle sebebiyle büyük can ve mal kayıplarına da maalesef tanıklık etmiştir. Marmara Depremi’nden geçen yıl yaşadığımız büyük deprem felaketine, Antalya, Kastamonu ve Karadeniz’de yaşanan sellere kadar, bu acı deneyimler bize Türkiye’nin doğal afetlerle mücadelesinde güçlü ve hazırlıklı olması gerektiğini her defasında hatırlatmıştır. Türkiye’nin topografik özelliklerinin yanı sıra küresel iklim değişikliği, Türkiye’deki orman yangınlarının ve ani sel baskınlarının sıklığını artırmaktadır. Bu gerçekler ışığında, afetlere karşı daha dirençli bir Türkiye için, önlem almamız ve afet yönetiminde teknolojik yeniliklerden faydalanmamız önemlidir. Doğal afetlerin kaçınılmaz olduğu bu coğrafyada, toplumu bilinçlendirmek ve afetlerin etkilerini en aza indirecek stratejiler geliştirmek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu konuda elini taşın altına koyarak afetlerle mücadelede teknolojinin kullanımını inceleyen ve stratejiler öneren DEİK’e çabaları için teşekkür ediyorum’’ dedi. ’’Kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz’’ Afet yönetiminde teknolojiye vurgu yapan Yılmaz, ’’Afet yönetiminde, teknolojilerin yaygın olarak kullanımı, günümüzün en önemli gelişmelerinden biridir. Erken uyarı sistemleri, robotik ve insansız keşif araçları (İHA), mobil enerji tedariği teknolojileri ve yapay zekâ destekli afet lojistiği gibi yenilikçi çözümler, afet öncesinde ve sonrasında etkili müdahale imkânı sağlayarak can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu ihtiyacı gözeterek, kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz. Bu kapsamda en çok önem verdiğimiz projelerden biri Ulusal Yapay Zeka Stratejimizde ve 12. Kalkınma Planında yer alan Kamu Veri Alanı projesidir. Bu proje, yapay zekâ ve veri analitiği teknolojileriyle destekleniyor ve afet yönetimi açısından devrim niteliğinde bir yapı oluşturuyor. Böylece afet öncesi alınacak önlemlerden, afet sonrası yapılacak iyileştirme çalışmalarına kadar her aşamada daha verimli ve hızlı kararlar alabileceğiz. Hedefimiz, bu projeyi 2025 yılına kadar tamamlayıp tüm kamu kurumlarını bu sisteme dâhil etmek’’ şeklinde konuştu. ’’Coğrafi Bilgi Sistemleri afet yönetimimizin ayrılmaz bir parçası haline geldi’’ Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: ’’Coğrafi Bilgi Sistemleri afet yönetimimizin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Tam 631 katmanlı coğrafi veriyi kapsayan Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi, depremden sele, yangından heyelana kadar her türlü afet senaryosunda, bu verileri tüm ilgili kurumlarla anlık olarak paylaşılıyor. Böylece olaylara hızlı ve koordineli bir şekilde müdahale edilebiliyoruz. Bir diğer önemli adımımız ise CBS Tabanlı Hasar Tahmin ve Karar Destek Analizi Sistemi. Bu proje, olası bir afette nerede ne tür hasarlar meydana gelebileceğini, hangi bölgelerde risklerin daha yüksek olduğunu önceden analiz ederek bizlere önemli uyarılar sunacak. ARAS - Afet Risk Azaltma Sistemi ile heyelan, kaya düşmesi ve çığ gibi risklerin önceden haritalandırılması sağlanıyor ve olası tehlikelere karşı tedbirler alınıyor. Bu sistem, diğer tehlike haritalarıyla entegre edilerek, afetlerin etkilerini en aza indirmek için kullanılmaktadır’’ diye konuştu. ’’AFAD’ın takibinde bulunan 1187 deprem gözlem istasyonundan alınan veriler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde paylaşılarak afet yönetiminde kritik bir veri kaynağı oluşturuyor’’ AFAD’ın kullandığı teknolojiler hakkında bilgi veren Yılmaz, ’’AFAD’ın, Deprem Ön Hasar Tahmin ve Kayıp Sistemi (AFAD-RED), Deprem Parametre ve Analiz Sistemi (DEKAS), Türkiye İvme Veri Tabanı ve Analiz Sistemi (TADAS) ve Deprem Bilgi Sistemi (DEMEBİS) gibi tamamen yerli ve milli yazılımlarla deprem izleme ve değerlendirme süreçlerini geliştirmesi ise önemli bir başarıdır. Bunların yanında, akıllı şehir altyapılarını da afet yönetimimize entegre ediyoruz. Bulut Kent Bilgi Sistemi, afet sonrası hızlı değerlendirme yapmamıza ve kentlerdeki hasar tespit çalışmalarını daha kolay koordine etmemize olanak tanıyor. AFAD’ın takibinde bulunan 1187 deprem gözlem istasyonundan alınan veriler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde paylaşılarak afet yönetiminde kritik bir veri kaynağı oluşturuyor. Bununla birlikte, afet ve acil durum tehlike haberlerini en kısa sürede halkımıza ulaştırmak amacıyla, AFAD tarafından Haber Alma ve Yayma Sistemi (HAY) geliştirildi. Böylece mobil bildirimler, siren uyarıları, sosyal medya mesajları ve SMS bildirimleri üzerinden hızlı uyarı yapılabiliyor. Bu teknolojik altyapılarla birlikte, AFAD’ın envanterinde bulunan 98 insansız hava aracı (İHA) gece görüş, haritalama ve uzaktan algılama gibi ileri teknolojilerle donatılmış durumda. Kayıp arama, heyelan ve kaya düşmesi gibi riskli durumların takibi bu İHA’larla etkin bir şekilde yapılabiliyor’’ ifadelerini kullandı. ’’81 ilimizde Kesintisiz Güvenli Haberleşme Sistemi’ni devreye aldık’’ ’’Afet anında iletişim ve koordinasyonu kesintisiz bir şekilde sürdürebilmek için 81 ilimizde Kesintisiz Güvenli Haberleşme Sistemi’ni devreye aldık’’ diyen Yılmaz, ’’Özellikle Türksat 5A, 5B ve yakında devreye alınacak olan Türksat 6A uydusu ile afet anında kesintisiz iletişimi sağlamak için güçlü bir altyapı kuruyoruz. Bu uydular, hem veri aktarımında hem de televizyon ve radyo yayınlarında önemli bir rol üstlenerek afet sonrası iletişimde yaşanacak aksaklıkları ortadan kaldıracak. Özellikle mobil baz istasyonları ve uydu üzerinden çalışan acil iletişim sistemleri ile afet anında iletişimin kesintisiz devam etmesi sağlanıyor. Örneğin, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman gibi illerimize gönderilen 36 adet Mobil Evrensel Römork Baz İstasyonu sayesinde, halkımızın iletişimi sağlandı ve koordinasyon çok daha etkin hale getirildi. Bu teknolojilerin her biri, insan hayatını koruma mücadelesinde zamanla yarıştığımız anlarda umut ışığı olur’’ açıklamasında bulundu. Yılmaz, ’’DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi tarafından hazırlanan ‘Afet Teknolojileri Raporu’, önemli bir rehber niteliğindedir. Özellikle erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, yüksek risk taşıyan bölgelerde merkezi uyarı sistemlerinin kurulması ve bu sistemlerin yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT) gibi ileri teknolojilerle desteklenmesi gibi öneriler mevcut çalışmalara katkı sağlayabilir’’ dedi. ’’Afetlere dayanıklı şehirler oluşturmak için akıllı yeni nesil altyapıların kullanılmasını önemsiyoruz’’ Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Yenilenebilir enerji teknolojileri ve akıllı şebekeler ile afet sonrası enerji ihtiyacını karşılayacak çözüm önerilerini önemli bulduğumu ifade etmek isterim. Ayrıca, uydu tabanlı haberleşme sistemleri ve mobil baz istasyonlarıyla iletişim altyapısının güçlendirilmesi raporda belirtildiği gibi hayatidir. İlgili kurumlarımızın rapordan faydalanacağına inanıyorum. Kamu ve özel sektör arasındaki işbirliği, afet yönetimi alanında etkili çözümler geliştirmek için kaçınılmazdır. Teknoloji transferi, kaynak paylaşımı ve bilgi birikimi, afet anında daha hızlı ve verimli müdahaleyi mümkün kılar. Özel sektörün yenilikçi teknolojileri, kamu kurumlarının operasyonel kapasitesi ile birleştiğinde afetlerin etkileri minimize edilir. Bu anlamda özel sektörümüzü afet öncesi ve sonrası süreçlerde kritik fayda sağlayacak teknolojilere yatırım yapmaya davet ediyorum.’’
Denizli Tedavi edilmeyen grip ciddi hastalıklara dönüşebiliyor DENİZLİ (İHA) – Denizli Özel Egekent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Bilge, halk arasında çok ciddiye alınmayan grip hastalığının, tedavi edilmediğinde ciddi hastalıklara yol açabileceğini belirtti. Özel Egekent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Bilge, hava değişimiyle grip vakalarının hızla arttığına ve özellikle bazı risk gruplarında hastalığın ağır seyredebileceğine dikkat çekti. Grip hastalığının, çoğu zaman halk arasında ciddiye alınmayan ancak tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir hastalık olduğunu ifade eden Uz. Dr. Bilge, “Tedavi edilmeyen grip, zatürre ve menenjit gibi ölümcül hastalıklara dönüşebilir. Özellikle çocuklar ve yaşlılar, gebeler, obez kişiler, kronik solunum hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde grip oldukça ağır seyredebiliyor. Grip hastalığının tedavisi vardır. Belirtilerin başladığı ilk andan itibaren doktor kontrolünde başlanılacak tedaviyle hastalığın süresini belirgin şekilde kısaltabilir ve belirtilerin hafif geçmesini sağlayabilirsiniz” dedi. Dinlenmek önemli Gribe yakalananların yapması gerekenlerle ilgili olarak ta bilgi veren Uz. Dr. Ahmet Bilge, evde dinlenmenin hem hızlı toparlanmayı sağlayacağını hem de hastalığın bulaşmasını önleyeceğini söyledi. Dr. Bilge, hastalara şu tavsiyelerde bulundu: “Belirtiler başladığı an, hatta 1 gün önce bulaştırıcılık başlar. Belirtiler olduğu sürece bulaştırıcılık devam eder. Hastalık süresince fazla miktarda sıvı tüketilmeli. Bu sıvının yalnızca su olması da gerekli değildir. C vitamininden zengin portakal suyu, ıhlamur, ada çayı, limonlu çay içebilirsiniz. C vitamini vücudun savunma sistemini güçlendirdiğinden özellikle turunçgiller olmak üzere meyve tüketilmeli. Koyu yeşil yapraklı taze sebzeleri sıkça tüketmeniz de vücut direncinizi artıracaktır”