KÜLTÜR SANAT - 22 Kasım 2024 Cuma 10:48

Çocuklar Troya Müzesi’ni ele geçirdi

A
A
A
Çocuklar Troya Müzesi’ni ele geçirdi

Çanakkale’de, 5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri’nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi’nde “Takeover Day” (Devralma Günü) etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliği çerçevesinde bir gün boyunca 16 çocuk müzeyi devralarak, müzede tur rehberi, gişe görevlisi, güvenlik, karşılama görevlisi, mağaza personeli, sosyal medya yöneticisi, eğitimci, arkeolog olarak çalıştı.


Çanakkale’de, 5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri’nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi farklı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. İlk kez 2010 yılında İngiltere’de ortaya çıkan “Takeover Day” (Devralma Günü) etkinliği bu yıl 2’nci kez Troya Müzesi’nde gerçekleşti. Devralma Günü, müzelerin çocukları normalde yetişkinlerin yaptığı işleri devralmaya davet ettiği gün olarak tanımlanıyor. Bu özel günde müze profesyonellerinin yaptıkları tüm görevleri bir günlüğüne çocuklara devredildi. Müzede ‘Takeover Day’ (Devralma Günü) etkinliği çerçevesinde koleksiyon sorumlusu, güvenlik personeli, rehber, sosyal medya görevlisi, mağaza görevlisi, kafe personeli, müze müdürü, sanat tarihçisi, arkeolog gibi farklı görevlerde toplam 8-12 yaş arası 16 çocuk saat 09.00 ile saat 17.00 arasında Troya Müzesi’nde çalıştılar.


Etkinlikte Troya Müze Müdürü olan Kumkale Ortaokulu Öğrencisi 11 yaşındaki Lisa Meran Polat, “Müzeyi bir günlüğüne biz devraldık. Ben Müze Müdürüyüm. Mağaza çalışanı, restoratör, müdür yardımcısı ve rehber olan çocuklar var. Biz bu etkinlikle beraber bütün çocuklar olarak kendimizi mutlu hissettik. Müzeyi devralmak eğlenceli” dedi.


Müzede rehberlik görevinde bulunan 8 yaşındaki Bulut Asilkan ise, “Müzeyi ele geçirme gününde rehber olarak görev yapıyorum. Şu anda Pers döneminden bir lahitin önünde duruyoruz. Lahitin üzerinde av yapan bir Pars askeri var. Pers askeri köpekleriyle birlikte yaban domuzu avlıyor” diye konuştu.



"Kültür mirası sevgisini aşılamanın temel yollarından bir tanesi"


Etkinlik hakkında konuşan Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, “3’üncü Milli Kültür Şurası’nda müzelerle ilgili çok önemli bir noktaya temas edilmişti. Müzeler sadece saklama ya da sergileme yapılan mekanlar değildir. Aynı zamanda okul dışı öğrenme alanları arasında en kuvvetli mekanlardan birisidir. Dolayısıyla da müzelerin eğitim konusunda yapabilecekleri çok iş var. Bu sebeple geçtiğimiz yıl yeni bir projeye başladık. İngiltere’den, Londra’dan partner ortak bir müze bulduk ve ‘Takeover Day’ uygulamasını geçen sene Kasım ayında başladık. ‘Takeover Day’ ne demek. Çocukların bir günlüğüne müzeyi devraldığı yada ele geçirdiği bir çocuk etkinliği. Öncesinde müze sosyal medyadan açık çağrıya çıkıyor. Çocuklara ‘müzede görev almak ister misiniz, müzede hangi işi yapmak istersiniz bize bir motivasyon mektubu yazın’ diyor ve Türkiye’nin dört bir yanından çocuklar bu sene motivasyon mektuplarını bizlerle paylaştılar. Çocuklardan müze müdürü, kafe sorumlusu, rehber, arkeolog olmak isteyen ve bizimle çalışmak isteyen çocuklarda bu mektupları topladık. Dün müzede yarım günlük bir oryantasyon eğitim yaptık. Çocuklara bu meslekleri tanıttık. Ardından hangi meslekleri yapacaklarını belirledik. Bugün müzede, tüm bu görevleri 8-12 yaş arasındaki çocuklar yapıyor. Çocuklar neden müzeyi devralıyor. Kültür mirası sevgisini aşılamanın temel yollarından bir tanesi. 2’ncisi çocuklara sorumluluk almayı öğreten, onlara özgüven veren bir eğitim uygulaması. Troya Müzesi bunu Türkiye’de yapan ilk kamu müzesi oldu. Bu uygulamada 2’nci yılımız. Çocuklar görevleri yaptıkları süre boyunca mutlular, özgüvenliler. Müzeyi çocuklara devretmekten oldukça mutluyuz” şeklinde konuştu.



Çocuklar Troya Müzesi’ni ele geçirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sıla bebek davasında iddianame hazırlandı, sanıklar ağır ceza mahkemesinde yargılanacak Tekirdağ’da “cinsel istismar” ve “şiddet” sonucu hayatını kaybeden Sıla bebeğin ölümüne ilişkin iddianame hazırlandı. Dosyada gizlilik kararı devam ederken, Avukat Ahmet Berksoy Sıla bebeğin sanık sıfatıyla yargılanacak olan annesinin geçtiğimiz günlerde kaldığı cezaevinde bileklerine kesici aletle zarar verdiğini söyledi. Tekirdağ’da “cinsel istismar” ve “şiddet” sonucu kaldırıldığı hastanede 30 gün boyunca yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybeden 2 yaşındaki Sıla bebeğin davasına ilişkin iddianame hazırlandı. Teyze Elif A.’nın avukatı Ahmet Berksoy, “Malkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yapmış olduğu soruşturma kapsamında fezleke düzenlendi. Fezleke kapsamında da iddianame hazırlandı. Dosyanın tüm şüphelileri artık ağır ceza mahkemesinde sanık sıfatıyla yargılanacak. Sıla bebek yoğun bakım ünitesinde uzun bir süre yaşam mücadelesi verdi ve bunun sonucunda da hayatını kaybetti. Bu durumu üzülerek ifade ediyorum” dedi. Teyze ve dede adına bu süreci yakından takip ettiklerini ifade eden Berksoy, “Elif Akyüz teyzenin nisan ayında açmış olduğu bir dava vardı, Sıla bebek ve ablası A.S.Y. bebek için vasilik temsilciğini almak adına. Önümüzdeki ay aile mahkemesinde Sıla bebeğin ve A.S.Y’nin velayetleri için karar verilecek. Halihazırda A. bebeğin velayeti geçici süreli de olsa teyze ve dedeye verilmiş durumda. Dosyadaki tutukluluk durumu anne ve 2 suça sürüklenen çocuk (SSÇ) için devam ediyor. Aynı zamanda diğer yaşı büyük fail adına da devam etmekte” diye konuştu. Avukat Berksoy, Sıla bebeğin tutuklu bulunan annesinin geçtiğimiz haftalarda başka bir hükümlü aracılığıyla kendisine ulaştığını ifade ederek, “’Çocuğumun vefatından dolayı bir travma yaşıyorum’ dedi. Aynı zamanda sonradan haberimiz oldu, cezaevi içerisinde kendisini bir yaralama kastıyla hayati tehlike yönünde bir girişimi olmuş. Kollarına ve bileklerine kesici bir iğne ile zarar vermek suretiyle girişimi olmuş. Ardından Marmara Ceza İnfaz Kurumunda tek kişilik bir hücrede kalacağı şekilde gözetim altına alındı. 15 günde bir kanunen yakınlarına ulaşabiliyor. Teyzeler her ne kadar kendisinden uzak kalmaya çalışsalar da cezaevi müdürlüğü durumunun kötü olduğunu ifade ederek, bir kereliğine mahsus olmak üzere kıyafet yardımında bulundular. Konuyla alakalı içeriden başka bir mahkum aracılığı ile bana bir ziyaret talebi oldu. Kendisinin konuyla ilgili söylemek istedikleri, ifade etmek istediği hususlar olduğunu söyleyerek ziyaret etmemi istedi. Ben tabii ki bu ziyareti kabul etmedim” açıklamasında bulundu. Annenin Sıla bebeğin ölümündeki ihmaller zincirinde büyük payı olduğunun altını çizen Avukat Ahmet Berksoy, şunları söyledi: “Biz Sıla bebeğin hayatını kaybetmesine sebebiyet veren kişilerin başında annenin ciddi manada silsile yoluyla tekrara dayalı olarak ihmaller zinciri olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple kendisinin bu taleplerini reddettik. Kendisi ailesine bir mektup vasıtasıyla dosyaya ilişkin bazı dokümanları bize gönderdi. Konuyla ilgili bazı hususlara dair ‘Bilmiyorum, hatırlamıyorum’ diyerekten konuyla alakalı çok açık ve net bir biçimde suçu ve suçluyu kayırıcı, suç delillerini gizleyici tavır ve düşüncelerinin olduğunu, buna ilişkin eylemlerinin de vuku bulduğunu gözlemleyebiliyoruz. Soruşturma kapsamında vefat eden bir çocuğumuz var. Biz mağdur aile vekili olarak dosyaya katılma talebinde bulunduk dede ve iki teyze adına. Fakat bu çocuğun biyolojik babası Burhan Kabak, resmi nikahlı eşi Ümit Ali Yeniçeri olduğu için katılma taleplerimiz umarım mahkeme tarafından kabul edilir. Çünkü dede ve her iki teyze bu süreç içerisinde 2 yaşındaki torunlarını, bebeklerini toprağa verdiler. Halihazırda üzüntülerini, kederlerinin atlatabilmiş değiller. Umarım sayın mahkeme tarafından bizim taleplerimiz de müspet sonuç verir. Suçluların en üst sınırdan cezalandırılmaları için elimizden gelen her türlü hukuki mücadeleyi vereceğiz.” Geçtiğimiz ağustos ayında annesi Bakiye Y. tarafından Malkara Devlet Hastanesi’ne getirilen Sıla bebeğin vücudunda bulunan morluklar nedeniyle darp iddiası ile başlayan soruşturmada, 2 yaşındaki bebeğin fiziksel şiddet ve cinsel istismara uğradığı tespit edilmişti. 30 gün boyunca yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Sıla bebek, 7 Ekim tarihinde hayatını kaybetmişti.
Bursa Osmangazi Belediyesi’nden Hasan Ali Yücel sempozyumu Osmangazi Belediyesi, ‘yılın aydını’ olarak seçtiği Hasan Ali Yücel anısına ‘Cumhuriyet Eğitim Kültür ve Sanatta Hasan Ali Yücel’den Günümüze İletiler Sempozyumu’ düzenledi. Birbirinden değerli akademisyenlerin, gazetecilerin ve geçmiş dönem milletvekillerinin konuşmacı olarak yer aldığı sempozyumda, Hasan Ali Yücel, bütün yönleriyle ele alındı. Osmangazi Belediyesi, 2024 yılını adadığı Hasan Ali Yücel anısına düzenlediği etkinliklere bir yenisini daha ekledi. Yıl boyunca gerçekleştirdiği birbirinden önemli etkinlikler ve adına açtığı kütüphane ile Milli Eğitim eski Bakanı ve Köy Enstitüleri’nin kurucusu Hasan Ali Yücel daha yaygın biçimde tanınmasını sağlayan Osmangazi Belediyesi, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde düzenlediği sempozyum ile Hasan Ali Yücel’i bütün yönleriyle ele aldı. Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde gerçekleştirilen Hasan Ali Yücel’den Günümüze İletiler Sempozyumu, Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği Bursa Şubesi Hasan Ali Yücel Mandolin Orkestrası’nın müzik programı ile başladı. Şef Dilek Sevültekin Görgülü yönetimindeki orkestra tarafından seslendirilen eserler katılımcılar tarafından ilgiyle dinlenirken, orkestra üyelerinin yaptığı zeybek dansı da beğeni topladı. “Hasan Ali Yücel bizlere rehber oldu” Birbirinden değerli akademisyenler, gazeteciler ve geçmiş dönem milletvekillerinin konuşmacı olarak yer aldığı Cumhuriyet Eğitim Kültür ve Sanatta Hasan Ali Yücel’den Günümüze İletiler Sempozyumu’nun açılış konuşmasını Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir yaptı. Hasan Ali Yücel, yalnızca bir eğitimci ve kültür insanı değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in modernleşme yolunda gösterdiği kararlı adımlarla bizlere her zaman rehber olmuştur, diyerek sözlerine başlayan Esendemir, “Bugün, onun mirasını yaşatmak, bu topraklarda eğitim ve kültür alanındaki devrimci çalışmalarını hatırlamak, bizlere büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluğu yerine getirebilmek adına çok önemli adımlar attık. İlk olarak, Hasan Ali Yücel adına bir kütüphane açtık. Bu kütüphane, onun eğitimdeki katkılarını simgeleyen bir mekan olmanın ötesinde, gençlerimize okumayı, düşünmeyi ve öğrenmeyi aşılamak için bir merkez olacaktır” diye konuştu. “O’nun mirasını yücelterek, geleceğin aydınlık yollarını inşa edeceğiz” Hasan Ali Yücel’in kültürel mirasını pekiştirmek amacıyla söyleşi düzenlediklerini, çeşitli sergiler ile O’nun sanat ve kültür anlayışını bugüne taşıdıklarını belirten Esendemir, “Ancak en gurur verici anlarımızdan biri, öykü yarışmamıza gösterilen ilgi oldu. 7 farklı ülkeden ve ülkemizden 500’ün üzerinde katılımcı başvurdu. Bu katılım, Hasan Ali Yücel’in ilham verici mirasının ne denli derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ve en önemli anlardan biri olarak, Hasan Ali Yücel’in doğum günü olan 17 Aralık’ta ödül törenimizi gerçekleştireceğiz. O ödüller, yalnızca birer madalya ya da plaket değil, aynı zamanda Hasan Ali Yücel’in azimle savunduğu değerlerin birer hatırlatıcısı olacaktır. Bugün burada başlattığımız bu anlamlı etkinliklerin, eğitimdeki yenilikçi ve yeni fikirlerin filizlenmesine, kültürün ve sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamasını diliyorum. Hep birlikte, Hasan Ali Yücel’in mirasını daha da yücelterek, geleceğin aydınlık yollarını inşa edeceğiz” dedi. “Bu aydınlık yolda hep birlikteyiz” Devrimin ‘Düşünce ve Eylen Öncüsü’ olarak Hasan Ali Yücel oturumu öncesi konuşan, Doç Dr. Betül Batır, “Atatürk’ün izinde Atatürkçülüğü benimsemiş, anlamış ve özümsemiş bir eğitimci, öğretmen, fikir insanı, entelektüel Hasan Ali Yücel. Hasan Ali Yücel adına ve anısına Cumhuriyet, eğitim, kültür, sanat ve edebiyat alanlarında günümüze uzanan bilgilerin konuşulacağı bir sempozyum düzenleme fırsatını bizlere sunan Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a teşekkür ediyorum. Davetimizi kabul etme teveccühünde bulunan bilgi birikimlerini paylaşmak üzere Bursa’mıza gelen, sempozyuma bildirileriyle destek verecek tüm kıymetli bilim insanlarına ve hocalarıma da teşekkürlerimi sunuyorum. Bu aydınlık yolda hep birlikte olmaktan mutluyuz. Akıl, kalem, yazı, kitap ve aydınlık birlikteliğimiz daim olsun” ifadelerini kullandı. Açılış oturumu öncesi konuşma yapan isimlerden biri olan Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş da, YKKD olarak yaptıkları faaliyetleri anlattığı slayt gösterisi eşliğinde yaptığı konuşmada, “Osmangazi Belediyesi, Hasan Ali Yücel’i yılın aydını olarak seçmiş. Hasan Ali Yücel’i daha iyi anlamak, ne kadar önemli bir şahsiyet olduğunu anlatmak ve ne kadar değerli olduğunu göstermek adına çok isabetli bir karar olmuş” dedi. Konferansın önemli konuklarından biri olan Hasan Ali Yücel’in torunu Prof. Dr. Güzel Yücel Gıer ise, “Hasan Ali Yücel’i yılın aydını olarak seçtikleri için Osmangazi Belediyesi’ne çok teşekkür ederim. Hasan Ali Yücel etkinliklerine, adını verdikleri kütüphaneyi hizmete açarak başlamaları, ardından fotoğraf sergisi ve sempozyum gibi etkinlikler düzenlemeleri çok değerli. Hasan Ali Yücel’in amacı, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kültür reformunu, Anadolu’da Rönesans’ı başlatmaktı. Dünya’daki başka yaşamları ve kültürleri tanıyarak ancak kendimizi tanıyabiliriz. Bugün düzenlediğimiz sempozyumda Hasan Ali Yücel’in eğitime, edebiyata ve sanata dair bakışını değerlendireceğiz” diye konuştu. Rahatsızlığından dolayı konferansa katılamayan Hasan Ali Yücel’in bir diğer torunu Ali Eronat da gönderdiği videolu mesajda, düzenlenen konferansın kendileri için önemini ifade ederek Osmangazi Belediyesi’ne teşekkürlerini sundu. Cumhuriyet Eğitim Kültür ve Sanatta Hasan Ali Yücel’den Günümüze İletiler Sempozyumu, Hasan Ali Yücel’in Düşünce ve Kültür Anlayışından Günümüze İletiler, Hasan Ali Yücel’in Eğitime Bakışından Günümüze İletiler, Hasan Ali Yücel’in Edebiyat ve Sanata Bakışından Günümüze İletiler, Hasan Ali Yücel’den Günümüze Eğitim ve Kültür Dünyasına Dair Tartışmalar, konu başlıklarında dört oturum olarak gerçekleştirildi. Sempozyuma katlan akademisyenler, gazeteciler ve geçmiş dönem milletvekilleri, katıldıkları oturumdaki konu başlığı doğrultusundaki düşüncelerini açıklayarak, Hasan Ali Yücel’i bütün yönleriyle ele aldı. Sempozyum sonunda tüm katılımcılara teşekkür belgesi takdim edildi.