GÜNDEM - 22 Eylül 2024 Pazar 10:37

Hem imamlık yaptı hem ayakkabı tamir etti

A
A
A
Hem imamlık yaptı hem ayakkabı tamir etti

İmam olarak gittiği Bilecek’te ayakkabı tamirciliğine de başlayan Süleyman Öner, emekli olduğunda ise açtığı dükkanda kazancını sağlamaya devam ediyor. 45 yıldır yaptığı mesleğin bittiğini belirten Öner, ayakkabı tamirciliğini kimsenin devam ettirme gibi bir derdinin olmadığını söyledi.


Yıllar önce imam olarak gittiği Bilecik’te ayakkabı tamircisi olmadığını gören 75 yaşındaki Süleyman Öner, imamlığın yanı sıra ayakkabı tamiri de yapmaya karar verdi. Hem imamlık yapan, hem de ayakkabı tamir etmeye çalışan Öner, aradan geçen zamanın ardından Bursa’ya tayini çıktı. Burada da hem imamlık, hem de el sanatını icra eden Öner, kısa bir süre sonra ise emekli oldu. İmamlık görevinden emekli olan Öner, Bursa’da bulunan 2 metrekarelik dükkanında ise ayakkabı tamiri yapmaya devam ediyor.


Bursa’nın İznik ilçesinde dünyaya geldiğini, 2 yıl sonra ise İmamlık görevi için Bilecik’e tayini çıktığını belirten Öner, "Orada ek bir işe ihtiyacım vardı. İlk başta kitap evi açmak istedim. Ama çevremdekiler tavsiye etmedi. Namaz çıkışı cemaatten biri, sökülen mestini Bilecik’te tamir ettirecek bir yer bulamadığını, mecburen çevre illere gitmek zorunda olduğunu söyledi. Bunun üzerine eniştemden de aşina olduğum ayakkabı tamir dükkanı açmaya karar verdi. Dükkan açmak için önce eniştesinin yanına giderek iyice işleri öğrendim. Açtığım dükkanla uzun yıllar Bilecek’te vatandaşlara hizmet ettim. Bilecik’te görevim bittikten sonra Bursa Şehreküstü Camii’ne atandım. Aslında burada ayakkabı tamirciliğine devam etmeyecekti. Ama kızları İstanbul’da üniversite okuduğu için mesleğime devam etme kararı aldım. İmamlık görevinden emekli olduktan sonra da ayakkabı tamirciliğine devam ediyorum. Yaklaşık 45 yıldır ayakkabı tamirciliği yapıyorum" dedi.


Ayakkabıların pahalı ucuz fark etmeksizin belli bir süreden sonra tamire ihtiyacı olduğunu aktaran Öner, “İnsanlar yeni ayakkabısını pahalı da alsa ucuz da alsa sonunda benim yanıma geliyor. Bu ayakkabılar sonuçta elden çıkma değiller, makine yapımı ayakkabılar o yüzden yaklaşık bir ayda bana gelmek zorunda kalıyor. Pahalı olursa vurma yapıyor ucuz olursa yırtılma yapıyor” diye konuştu.


Yıllar geçtikçe imkanların çoğaldığını ve malzemelere erişilebilirliğin artsa da yeteneğin ayakkabı tamirciliğinde önemli olduğunu söyleyen Süleyman Öner, “İlk başladığım zaman biraz zordu, malzemelere kolay kolay erişemiyorduk. Şimdi yeni teknikler var, ilaçlara ulaşabiliyoruz. Erişimimiz daha kolay oldu ama kullanabilene kolay kullanamayan için yine zor. Benim yeteneğim de var herkes el işlerinde başarılı olamaz. Mesela burada da benim yaptığım işi kimse yapamıyor çünkü ben ayakkabının her yerine girer çıkarım” şeklinde konuştu.


Bu mesleğe talep olmasına rağmen insanların beğenmediği için yapmadığını belirten ayakkabı tamircisi, “Ben 1993’ten beri Bursa’daki bu dükkanımda çalışıyorum. Burada tanındığım için yaz kış işim oluyor. Ben bu mesleği seviyorum sevmesem yapmam zaten. Dükkanı devretmek için internete koydum ama beş aydır ses seda yok. Ben 75 yaşıma girdim devretmek istiyorum ama usta yok bu işleri yapacak. Bilecik’te yanımda 2 kayınçom vardı onları yetiştirdim ve 1 kişi daha yetiştirdim. Bilecik’te 3 tane çırak yetiştirebildim ama Bursa’da yetiştiremedim. İnsanlar her yere basılan ayakkabıyı elime alıp tamir mi edeceğim diyerek bu işi kendilerine yakıştıramıyorlar” ifadelerini kullandı.



Hem imamlık yaptı hem ayakkabı tamir etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da 400 yıllık düğmeli evler ayağa kaldırılıyor Antalya’nın İbradı ilçesi Ormana ve Ürünlü mahallerinde turistlerin ilgi odağı olan tarihi "düğmeli evler" restore edilerek turizme kazandırılıyor. Mimari tarzından dolayı "düğmeli evler" olarak adlandırılan tarihi evlerin aslına uygun restore edilme çalışmaları sürüyor. Bu asırlık yapılar ustalar tarafından kanaviçe işler gibi işleniyor. Antalya’nın tarih dolu ilçesi İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü Mahallesi’nde bulunan 300-400 yıllık düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik” kapsamında desteklediği proje kapsamında aslına uygun restore ediliyor. Bu yıl İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü Mahallelerinde ikişer tane olmak üzere toplam 6 adet düğmeli ev restore edilecek. Bu evler için ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından toplam 7 milyon 400 bin lira hibe desteği verilecek. “Tarihi doku korunarak yapılıyor” Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik kapsamında Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün denetiminde gerçekleşen hummalı çalışmalar, tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyonları ortaya çıkarıyor. Bu projeler, sadece tarih severleri değil, aynı zamanda bölge turizmine de katkı sağlayacak şekilde tasarlanıyor. “Düğmeli evlerin özel konumu ve dünya mirası” Düğmeli evler, Antalya’nın İbradı ve Akseki ilçelerinde özel bir mimariye sahiptir. Sedir katran ağacından yapılan iskeletleri ve birbirine kenetlenen ahşaplarıyla düğmeli evler, dünyada sadece bu bölgede bulunuyor. “Bilimsel incelemeler Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden” Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin akademik çalışmalarına göre, düğmeli evlerin bu bölgede eşsiz olduğu tespit edilmiştir. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Akın Akyol, geleneksel düğmeli evlerin en önemli özelliğinin maharetli bir şekilde seçilmiş ve ustaca uygulanmış olan yapısal malzemeleri olduğunu söyledi. Akyol, “Bizim gördüğümüz yapılar taşlardan, harçlardan, kiremitlerden ve ihtişamlı ahşaplardan oluşuyorlar. İbradı’nın Ormana Mahallesi ve Akseki önemli bir kimliğe sahip. Literatürlerde “Düğmeli Evler” dediğiniz bir grup da bu yörelerde korunarak zamanımıza ulaşabilmiş durumda” dedi. “Literatürlerde görülmemiş. Dünyada düğmeli evler sadece bu bölgede” Düğmeli evlerin bu çerçevede ele alınması ve yapısal malzemelerinin detaylı bir şekilde incelenmesinin literatürlerde görülmediğine dikkat çeken Akyol, “Tüm dünyada düğmeli evlerin sadece Akseki ve İbradı bölgesinde bulunduğunu söyleyen Akyol, malzeme olarak araştırıldığında duvarlarda, tavanlarda, cumbalarda hangi ağaç seçimi tercih edildiğinin kendileri için önemli olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: "Düğmeli evlere baktığımız zaman onları gösteren ağaçlar. Fakat burada yapım sisteminde taşlar, ağaçların belli bir hatıl genişliği, yapının üç kata kadar ulaşan yapım sistemlerine ait bilgi ve tecrübeyi ustalar zamanında öğrenmişler biliyorlar ve uygulamışlar. Yapacağımız bilimsel çalışmalar ile düğmeli evlerin teknik yönden de tarihini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz” “Düğmeli evlere yeniden hayat veriyor” Bölgede restorasyon işi yapan Selami Bayram Bozkurt, restorasyon mesleğini çocuk yaşta babasından öğrendiğini ve 30 yıldır bu işi yaptığını, özellikle düğmeli evlerin restorasyon işini yatığını ve restorasyon mesleğinin babasından kalma olduğunu söyledi. Dedesi ve babasının restorasyon ustası olduğunu ve kendisinin 3. Kuşak usta olduğunu anlatan Bozkurt, “Kendim babadan kalma restorasyon ustasıyım. 3. Kuşak restorasyon ustasıyım. İşimiz eski evleri yeniye döndürebilmek, canlandırabilmek ve bir 200-300 yıl daha gidebilmesini sağlamaktır. Bu evler yaklaşık 200-300 yıllık evler. İbradı merkezde 29, Ormana mahallesinde bulunan 300 düğmeli evden 49 ve Ürünlü Mahellesinde ise 29 tane tescilli düğmeli evler bulunmaktadır. Buradaki düğmeli evlerin en düşüğü 200 yıl civarında olup, restorasyonu yapılan evler Kültür ve Turizm Bakanlığının hibe desteği ile yapılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı evlerin durumuna ve metre karesine göre bir milyon 750 bin liradan başlayıp, 2 milyon 500 bin liraya kadar hibe desteği çıkıyor. Denetimlerini bire bir yapmaktadır. Oldukça hassas bir restorasyon yapılıyor” diye konuştu. “Kanaviçe işler gibi işliyoruz” Restorasyon çok zor bir iş olduğunu dikkat çeken Bozkurt, “Restorasyon gerçekten kolay bir iş değil. Çok ince detayları var. Yeri gelince bir yılda bitiyor, bezen iki yılı buluyor. Zaten eleman bulamıyoruz. Bu mesleklere heves eden de yok. Ben 3. Kuşağım. Dedemden babamdan gelen bir meslek. Ben sadece ağaç işlerini hassas bir şekilde restore ediyorum. Bunları yaparken huzurlu ve mutlu oluyorum. Bu Osmanlı mimarisi evleri hassas şekilde kanaviçe işler gibi işliyoruz. Kültür Bakanlığımızın bu yapmış olduğu hibe desteği çalışmalar ile tarihimiz kültürümüz ayakta kalıyor. Her yıl ayrılan bütçeler ile tarihimiz yeniden canlanıyor. Bizde mutlu oluyoruz” dedi. “En önemlisi çatı” Düğmeli evlerin çökmeye başlamasının en önemli nedeninin çatı olduğunu dikkat çeken restorasyon ustası Bozkurt, “Düğmeli evlerin çökmesinin en önemli sorununun başında çatı gelmektedir. Çatı evin temel direğidir. Çünkü çatısı sağlam olmazsa, kırılan kiremitlerin yerine yenisini koymazsan çatı su almaya başlar. Su alırsa çökmeye başlar. En önemli şey çatıdır. Çatıdan su almadığı müddet ev 300 değil 500 yıl ve daha fazla ayakta kalır” diye konuştu. “Ata mirası düğmeli evi restore ettiriyor” Ormana Mahallesinde babasından miras kalan düğmeli evininin restorasyonunu yaptıran İhsan Tolay, “Ormana mahallesinde rahmetli babamdan miras kalan düğmeli evin restorasyon işlerine Kültür ve Turizm Bakanlığının hibe desteği ile başladım. Buradan Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a çok teşekkür ediyorum. Köyümüzün düğmeli evleri ve kültürü ile çok yakından ilgileniyor. Şu an restorasyonuna başladığım babamdan kalan düğmeli ev rahmetli babam ihsan Tolay tarafından bizzat kendisi yaptırmış. Babam düğmeli ev ustasıydı. Ormana ’da bir çok düğmeli evin yapımını gerçekleştirmiştir. Marangozluk işlerine varıncaya kadar bir eve hayat veren kişilerden bir tanesiydi. Köyde babamın yapmış olduğu birçok evde el izleri vardır. Turizm Bakanlığından ev için 1 milyon 200 bin lira hibe desteği verildi. Bu süreç bir buçuk, 2 yıl kadar sürdü. Şu anda evin restorasyon işlemlerine çatıdan başlayarak hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Yaklaşık 2, 2 buçuk ay içinde tamamlayacağız” dedi. “Düğmeli Evlerin yıkılmasının nedeni mirasçılar” Düğmeli evlerin yıkılmasının sebebinin mirasçılar arasında anlaşmazlıklar olduğunu dikkat çeken İhsan Tolay, “Ormana ‘da bulunan birçok düğmeli evlerin asıl sahipleri vefat etmiştir. Mirasçılar anlaşamadığı için düğmeli evlerin bazıları anlaşmazlıktan dolayı atıl durumda kalıyor. Bu evlerde çatıdan su almaya başladığında yıkılmaya mahkum ediliyor. Bun için atıl kalan evleri de ayağa kaldırmak için Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleri ile Ormana’da ciddi anlamda çaba sarf ediyoruz. Bunlardan öncülerinden bir tanesi benim. Burada Devletimizin, Kültür ve Turizm Bakanlığının bize vermiş olduğu desteklerinden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Böylece asırlık tarihi düğmeli evlerimiz ayakta kalacak ve gelecek nesillere taşınacak” şeklinde konuştu.
Trabzon işitme engelli kayıp şahsın ayakkabısından başka bir ize rastlanmadı Trabzon’un Sürmene ilçesinde sele kapılarak kaybolduğu düşünülen işitme engelli şahsı arama çalışmaları sürüyor. Kayıp kişinin bulunması için arama-kurtarma ekiplerinin seferber olurken, kayıp şahsın oğlu arama çalışmalarında babasından gelecek umutlu haberi bekliyor. Kayıp şahsın oğlu Murat Demir, menfezde babasının ayakkabısının bulunduğunu söyledi. Trabzon’da önceki gün etkili olan şiddetli yağışlardan en çok etkilenen mahallerden biri olan Sürmene ilçesindeki Çavuşlu mahallesinde sel sularına kapılarak kaybolduğu düşünülen Ali Kemal Demir’i (65) arama çalışmaları sürüyor. Karadan ve denizden yürütülen arama çalışmalarında menfezden denize sürüklenebileceği tahmin edilen Demir için, balık adamlar suyun içerisini didik didik arıyor. Denizde yaklaşık 2 metreyi bulan çamur nedeniyle güçlükle sürdürülen arama çalışmalarında polis, jandarma, sahil güvenlik, itfaiye ve AFAD ekiplerince drone destekli çalışmalar sürürken, kayıp Ali Kemal Demir’in oğlu Murat Demir babasından gelecek umutlu haberi bekliyor. “Menfezin içerisinde ayakkabısını bulduk” Karada aranabilecek her yerin tarandığını, tek çarelerinin deniz kaldığını belirten Murat Demir, “Babamı karada aranabilecek her yerde arandı. Bizde aradık. Arama kurtarma da aradı. Tek çaremiz deniz kaldı. Dalgıçlar arıyor. İnşallah bulunur. Evden çıktığı saat namaz saatleri ile uyuşmuyor. Evden saat 17.00-17.30 arası çıkıyor. Çıktıktan sonra haber alamıyoruz. Sadece evden çıktığı biliyoruz. Gören, duyan hiç kimse yok. İlk günün gece saatlerinde menfezin içerisinde ayakkabısını bulduk. Onun haricinde bir iz yok. Menfezin içi didik didik arandı. Her yere bakıldı hiçbir şey yok. Burada sel her sene oluyor ama bu şekilde değildi. Çok az oluyordu. Bu sefer ki çok fenaydı. Suyun seviyesi 3 metreyi buldu. İlk defa böyle bir şey oldu” ifadelerini kullandı.