EKONOMİ - 31 Mart 2023 Cuma 18:17

BUYSAD Başkanı Dönmez: "Gıdada maliyet değil, ahlak enflasyonu var"

A
A
A
BUYSAD Başkanı Dönmez: "Gıdada maliyet değil, ahlak enflasyonu var"

Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, başta gıda olmak üzere et ve süt ürünleri ile sebze ve meyve fiyatlarının arttığını belirterek “Maalesef her yıl ramazan ayında maliyet enflasyonu değil, ahlak enflasyonu yaşıyoruz” dedi.

Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, başta gıda olmak üzere et ve süt ürünleri ile sebze ve meyve fiyatlarının arttığını belirterek “Maalesef her yıl ramazan ayında maliyet enflasyonu değil, ahlak enflasyonu yaşıyoruz” dedi.



BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Başkanı Hüseyin Bozdağ ve Genel Sekreter Yasa Çeliktaş’ı Bursa’da ağırladı. BUYSAD yöneticilerinin de katıldığı iftar yemeğinde, endüstriyel yemek sektörünün deprem bölgesine yönelik faaliyetleri, pazar gücü, ramazan ayındaki et, gıda, meyve ve sebzedeki fiyat artışları değerlendirildi. BUYSAD Başkanı Dönmez, ramazan ayıyla birlikte et ve süt ürünleri ile gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek, bazı kesimlerin her yıl ramazan ayı öncesinde başlayıp ay boyunca fırsatçılık yaptıklarını söyledi.



Gıda fiyatlarındaki artışın maliyetle ilgilisi olmadığını kaydeden Dönmez, şu görüşlere yer verdi:


“Türkiye’de her ramazan öncesi ve ramazan ayı boyunca maalesef gıda fiyatları fırsatçılar tarafından yükseltiliyor. Girdi maliyetlerinde, enerji maliyetlerinde herhangi bir değişiklik yokken fiyatların artırılması, fırsatçılıktan başka bir şey değil. Et fiyatları artışı, maliyete ve şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarlarının kapatılmasına bağlansa da, hem et, hem gıdadaki fiyatların yükselmesinde ramazan fırsatçılarının etkisi daha fazla. Şap hastalığı üç ay önce Irak’ta görülmüştü. Şuanda Türkiye’de birçok hayvan pazarı kapalı durumdadır. Çiğ et fiyatları yılbaşından bu yana yüzde 64 arttı. Endüstriyel yemek sektöründe maliyetin yüzde 20’sini çiğ et oluşturuyor. Etteki artış sektörümüzü de zor duruma soktu. Bu durum artık maliyet enflasyonu ile değil, ancak ahlak enflasyonu ile açıklanabilir. Yaşanan maliyet artışını ne yazık ki sektör olarak sırtlamak durumunda bırakılıyoruz.”



Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün en önemli sorununun istihdam olacağını vurguladı. Üretim aşamalarında yeni teknolojilerin kullanılması gerektiğini dile getiren Dönmez, “İş gücü açığımızı kapatmak için, kaliteli, hijyen ve sanitasyona uygun üretim için, teknolojiyi kullanmak zorundayız ”diye konuştu.



YESİDEF Başkanı Hüseyin Bozdağ da, endüstriyel yemek sektörünün deprem felaketine karşı hızlı bir reaksiyon gösterdiğini söyledi. 11 ili kapsayan ve 12 milyona yakın insanı doğrudan etkileyen deprem felaketinin hemen akabinde Türkiye genelinde hızla organize olduklarını söyledi. AFAD’la işbirliği içinde seyyar mutfaklar kurarak deprem bölgesine ulaştırdıklarını bildiren Bozdağ, “Bu süreçte BUYSAD’ın da büyük desteğini gördük. Yolların hasar görmesi nedeniyle ulaşım çok zordu. Ancak, bu sorunu da kuryeler aracılığı ile çözerek, depremden etkilenen kardeşlerimize yemek sunma imkânı bulduk” dedi.



“Yakın coğrafyamızda büyük bir pazar var”


YESİDEF Başkanı Bozdağ, konuşmasında endüstriyel sektörün geliştirilmesine yönelik görüşlerini dile getirirken, müşteri odaklı ve hizmet ihracatına odaklanılmasını istedi. Bozdağ, yakın coğrafyada 3 milyar kişilik bir pazarın söz konusu olduğuna değinerek, Türk firmaları olarak bu pazarda etkin olabileceklerini, bunun için yeterli organizasyon altyapının bulunduğunu sözlerine ekledi.


İftar yemeği sonunda BUSAD Başkanı Dönmez, YESİDEF Başkanı Hüseyin Bozdağ ve Genel Sekreter Yasa Çeliktaş’a günün anısına birer plaket takdim etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Havalimanı’nda kaçak altın operasyonu: 16 kilo altına el konuldu İstanbul Havalimanı’nda yapılan operasyonda, Türkiye’ye kaçak sokulmaya çalışılan 16 kilo altın ele geçirildi. Kendini ‘avukat’ olarak tanıtan bir şüpheliyle ortak hareket ettikleri ileri sürülen biri kadın 2 güvenlik görevlisinin, ülkeye soktukları 1 kilogram altın karşılığında 1000 dolar aldığını tespit etti. Güvenlik kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube ekipleri, analiz ve istihbari çalışmalar doğrultusunda bir altın kaçakçılığı şebekesini ortaya çıkardı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde İstanbul Havalimanı’nda yaşanan altın kaçakçılığının önlenmesi ve şüphelilerin yakalanması için 8 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından operasyon için düğmeye basıldı. Emniyet ekipleri, illegal yollarla Türkiye’ye kaçak altın sokmaya çalışan şebekenin, özel güvenlik görevlileri ve kuryeleri kullanarak izlediği yol haritasını ve suça ortak olan şüphelileri tek tek belirledi. Kaçakçılık polisi, iddiaya göre kendini ‘avukat’ olarak gösteren bir kişiyle ortak hareket eden havalimanında 2 güvenlik personelinin, yurda illegal yollarla soktukları 1 kilogram altın karşılığında 1000 dolar para aldığını saptadı. - Buluşma ve takas havalimanı tuvaletinde Biri kadın 2 özel güvenlik görevlisi şüpheliye, altınla birlikte uçaktan inen söz konusu kişinin irtibat bilgilerini bu sözde avukatın verdiği belirlendi. Yapılan çalışmanın devamında, yurt dışından gelen söz konusu kişiyle havalimanının uluslararası bölgesindeki buluşma yerleri olan tuvaletlerde bir araya gelen 2 zanlının, kaçak altınları teslim aldıkları anlaşıldı. Polis ekipleri, 2 şüphelinin daha sonra giysilerinin içine sakladıkları ve vücutlarına sararak gizledikleri altınları kendilerine “aile” süsü vererek havalimanı dışında bekleyen kuryelere teslim ettiklerini, bu yolla da altınların sözde avukat olan kişiye ulaştırıldığını belirledi. Yurda sokulan altınların sonrasında da Azerbaycan uyruklu bir iş insanına elden teslim edildiği saptandı. Şebekeye yönelik sürdürülen çalışmaların ardından şüphelilerce ülkeye kaçak altın getirileceği bilgisini alan İstanbul Polisi, operasyon için düğmeye bastı. Kaçakçılık ekipleri, piyasa değeri 50 milyon liraya ulaşan 16 kilo altını yurt dışından getiren kişiden teslim alan biri kasın 2 özel güvenlik görevlisini, İstanbul Havalimanı Şube Müdürlüğü birimlerince düzenledikleri ortak operasyonla yakalayarak gözaltına aldı. Soruşturmanın devamında, kendilerine “aile” görüntüsü katarak kuryelik yapan 4 şüpheli ile yine kendini avukat olarak gösteren şebeke üyesini de yakaladı. Soruşturma çerçevesinde hakkında yakalama kararı bulunan Azerbaycan kökenli iş insanının da yurt dışında olduğu, bununla ilgili yakalama çalışmalarının sürdüğü belirtildi. Gözaltına alınıp emniyette sorguya alınan şüpheliler, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne götürüldü. Mahkemeye çıkarılan 7 şüpheli, “altın kaçakçılığı” suçundan tutuklandığı öğrenildi. Diğer taraftan emniyet ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda, altın kaçakçılığıyla soruşturmasında tutuklanan özel güvenlik görevlisi kadının, cezaevine girdikten üç gün sonra babası aracılığıyla Esenyurt ilçesinden 4 milyon liraya daire satın altığı saptandı. Savcılık, suçtan elde edildiği değerlendirilen parayla alınan eve de el koyduğu öğrenildi.
Bursa Başkan Yılmaz: "Kentsel dönüşüm projeleri iklim dostu bir gelecek için önemli" Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) 29. Taraflar Konferansı’na (COP29) katılan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, "Gerçekleştirdiğimiz kentsel dönüşüm çalışmalarında konut stoklarımızın yalnızca deprem dirençli değil aynı zamanda iklim dirençli olmasını da önemsiyoruz” diye konuştu. COP29 kapsamında düzenlenen "İklim Eylemine Öncülük Eden Şehirler" oturumu, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Türkiye Pavilyonu’nda gerçekleştirildi. Yerel yönetimlerin küresel iklim eylemindeki stratejik rolüne ışık tutan panelde Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Kentsel Dönüşüm ve İklim Değişikliğine Uyum” üzerine konuştu. İklimlendirme, yağmur suyu toplama ve peyzaj sulama, yaya ulaşımının desteklenmesi, alt yapı geliştirme ve ısınma sistemleri, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve dönüşüm projelerine katılımcılık üzerine sunum gerçekleştiren Başkan Oktay Yılmaz, Yıldırım’da gerçekleştirdikleri model kentsel dönüşüm çalışmalarından bahsetti. Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla iklim değişikliği ile mücadelede atılması gereken kritik adımları ele alan Başkan Oktay Yılmaz, “Kentsel dönüşüm projeleri sadece yapısal yenilenme değil aynı zamanda sürdürülebilir ve iklim dostu bir gelecek için önemli bir fırsattır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en fazla kentler etkilenmektedir. Kentsel dönüşüm faaliyetleriyle, iklim değişikliğiyle mücadele eylemlerinin karşılıklı ilişkilerinin çok yönlü olduğunu bilinmelidir. Kentsel dönüşüm çalışmalarının iklim değişikliği ile mücadelede önemli fırsatlar sunmaktadır. Gerçekleştirdiğimiz kentsel dönüşüm çalışmalarında konut stoklarımızın yalnızca deprem dirençli değil aynı zamanda iklim dirençli olmasını da önemsiyoruz” dedi. Azerbaycan programı kapsamında Yıldırım’ın kardeş belediyesi olan Hırdalan Belediyesi’ni ziyaret eden Başkan Oktay Yılmaz, Hırdalan Belediye Başkanı Orhan Musayev ve Bakü Vali Yardımcısı Fuat Cebraliyov ile buluştu. Kentler arasında dayanışmayı güçlendirmek, tecrübe paylaşımını artırmak ve yeni iş birliği imkânlarını değerlendirmek adına sağlanan görüşmede gerçekleştirilecek çalışmalar gündeme alındı. İki devlet tek millet anlayışıyla yerel yönetimlerde de deneyim alışverişinde bulunmayı ve iş birliğini geliştirmeyi amaçladıklarını ifade eden Başkan Oktay Yılmaz, “Gerçekleştirdiğimiz tecrübe paylaşımlarıyla çok verimli ve faydalı bir program geçirdik. Hemşehrilerimize en iyi hizmeti sunabilmek için iş birliklerimiz ve gönüldaşlığımız devam edecek” diye konuştu.