ASAYİŞ - 12 Şubat 2025 Çarşamba 13:46

Antalya’da yangın faciası: Acılı babanın sözleri yürek burktu

A
A
A
00:00
00:00
HD

Antalya’da 5 katlı binanın deposunda çıkan yangında içeride mahsur kalan 65 yaşındaki şahıs hayatını kaybetti. Acılı babanın "Depoda var mı yok mu bilmiyorum. Var mı yok mu öğrenelim" sözleri yürek burktu.

Olay, Muratpaşa ilçesi Etiler Mahallesi 842. Sokak’ta bulunan Şenyuva Kooperatifi D Blok’un deposunda meydana geldi. Apartmanı saran yoğun dumanı fark eden bina sakinleri, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Yangın ihbarının ardından olay yerine ambulans, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangını kontrol altına alan ekipler, deponun içerisinde Mehmet Akçabelen’in (65) cansız bedeniyle karşılaştı. Bunun üzerine olay yerine Olay Yeri İnceleme ekipleri ve savcı sevk edildi. Akçabelen’in cansız bedeni, olay yerindeki incelemelerin ardından cenaze aracı ile Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Apartmanın 3. katında ailesiyle birlikte yaşayan Mehmet Akçabelen’in ara sıra apartman deposuna inerek vakit geçirdiği öğrenildi. Ailesi Akçabelen’in yangın sırasında depoda olmadığını umut ederek saatlerce haber bekledi. Acılı babanın "Depoda var mı yok mu bilmiyorum. Var mı yok mu öğrenelim" sözleri yürek burkarken, kardeşleri "İçeride var mı?" diye emniyet güçlerine defalarca sordu. Akçabelen’in deponun içerisinde cansız bedeninin bulunmasının ardından aile yasa boğuldu.

Antalya’da yangın faciası: Acılı babanın sözleri yürek burktu

"Kapıyı açınca alevler yükseldi"

Apartmanın arkasında iş yeri bulunan Nuri Aytekin, "Koku geliyordu, kokuya çıktık baktık. Sonra bir baktım yangın var. Yangını söndüreyim dedim, söndüremedim. Kapıyı açınca daha fazla alevlendi, sonrasında itfaiyeyi çağırdık" dedi. Yangının çıkış nedeni araştırılırken, Mehmet Akçabelen’in hiç evlenmediği ve bekar olduğu belirtildi. Olayla ilgili incelemeler sürüyor.

Antalya’da yangın faciası: Acılı babanın sözleri yürek burktu

Begüm Aksoy - Fırat Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Türk-İş Başkanı Atalay, madencilerle yerin 600 metre altında oruç açtı Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TTK Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında yerin 600 metre altında madencilerle birlikte iftar yaptı. Türk-İş Başkanı Atalay, her yıl madencilerle iftar yapmaya özen gösterdiklerini belirterek, enerji işçileri, çöp toplayıcılar ve karayolu işçileriyle de yılbaşlarında birlikte olduklarını ifade etti. Çayırhan, Nallıhan ve Beypazarı bölgelerinde yapılan özelleştirmeleri eleştiren Atalay, bu bölgelerde yaşayan 180 bin kişinin yaşam alanlarının yok edilmemesi gerektiğini belirtti. Atalay, Doruk Madencilik’te çalışan bin 70 işçinin Aralık ayından beri maaş alamadığını vurgulayarak, "Bu arkadaşlarımız 4 aydır maaşlarını almıyor. Ramazan bitiyor, bayrama giriyoruz ama hala çözüm yok. Özelleştirme, bu ülkeye hiçbir zaman hayır getirmedi" dedi. "Ramazan’ın bugün 21. günü. Zonguldak, Armutçuk’tayız. Uzun Mehmet’in kömürü bulduğu bölgede bu akşam yerin 600 metre altında arkadaşlarımızla iftar açtık. Uzun yıllardır aşağı yukarı her sene madencilerle beraber Ramazan’ın zaman zaman bir akşamı, iki akşamı beraber iftar yapıyoruz. Her yılbaşı gecesi 13 senedir enerji işçisinin yanında, çöp toplayan kardeşlerimizin yanında, karayolcuların yanında yılbaşı geceleri de beraber olma gayret sarf ediyoruz" dedi. "Vergi düzenlemesi şart" diyen Atalay, şöyle devam etti: "2 ay bizim ücretimizi vergiye kesiyorlar. Vergiyle ilgili bir düzenleme yapmadılar. Burada binlerce işçi, en azından bu sene 1200’e yakın burada işçi emekli oldu. Onların yerine işçiye ihtiyaç var. Bu can güvenden ilgili, işçimizin çalışma bölümüyle ilgili bu savunma sanayinde de var, karayollarında da var, demiryollarında da var, enerjiye de var, madende de var. Yani bu sendikalar ne yapar? Sendikalar bu meseleyi ülke gündemine taşır. Bu meselelerle ilgili panel yapar, seminer yapar. 20 Ekim’de Ankara’da 150 bin üzerinde arkadaşımızla beraber miting yaptık. Dilimizin döndüğünü anlatmaya gayret ettik. Haklı talebimize hala bir cevap veremediler. Onun için bir an evvel bu bölgede yer üstündeki çalışan arkadaşlarımızın ücretle ilgili sıkıntı var. Şu anda bu emekli maaşı düşecek diye aşağı yukarı 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu. Bunlar öyle teknik eleman ki savunma sanayinde top yapıyor, tüfek yapıyor. Dışarıdan hemen okulu bitiren bir arkadaşımızı alıp gel bu topu tüfeğe yap dediğin zaman yapamazsın, yapamazlar. Yahut enerjide, iletişimde, ulaşımda, şu anda bazı yerlerde kar temizlemesi var. Bizim arkadaşlarımız o yolun nerede ağaç var, nerede viraj var, nerede uçurum var biliyorlar. Dışarıdan asgari ücretlilerden buraya bir işçi aldığın zaman buraya öğrenene kadar 5 sene geçer. İş kazaları olmaya devam eder ama biz bunları kime anlatıyoruz? Ülkeyi yönetenlere anlatıyoruz. Diyorlar ki bu ülkenin ekonomik politikası var ama sosyal politikası yok. İkisini beraber götürmek mecburiyetindesiniz. İşçinin haklı makul talebine kulak versinler." "Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız" Gündemdeki konuların işçilerin sorunlarını gölgede bıraktığını ifade eden Atalay, İstanbul’daki gözaltılara değindi. Atalay, "Bizim yaşadığımız bu ülke öyle bir zor coğrafyada beraber yaşıyoruz ki her gün gündem değişiyor. Gündem değiştiği zaman bu işçinin, emeklinin, dar ve sabit gelinin problemleri öteleniyor. Gündem ne şimdi? 2-3 gündür gündem İstanbul’daki belediyedeki tutuklamalarla ilgili. Biz ilkesel olarak Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmak durumunda. Şayet bir haksızlığa uğradığı zaman gene hukuktan çare bulmak durumundayız. Ben her yerde ifade ediyorum. Yani karar vermeden insanları suçlamanın bir anlamı yok. Ama kırmayı dökmeyi de Türk-İş hiç o işin içinde olmadı. Hepsi hukuk kuralları içerisinde oldu. Kim koyacaksa kırmadan, dökmeden, şiddet dilini koymadan tepki koysun" ifadelerine yer verdi. "Biz işçinin, emeklinin arka bahçesiyiz" Türk-İş olarak her zaman işçilerin hakkını savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Atalay, taşeron işçilerin kadro beklediğini, kadro beklentilerinin biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayarak, "Onun için Türk-İş dökmeden kırmadan alanlarda, mitinglerde en yoğun şekilde derdini anlatmaya gayret sarf etti. Biz hiçbir partinin arka bahçesiyiz. Biz bu ülkenin arka bahçesiyiz. Biz çalışanın arka bahçesiyiz. İşçinin arka bahçesiyiz. Emeklinin arka bahçesiyiz, memurun arka bahçesiyiz. Onun için nerede bir haksızlık varsa onun karşısında durmaya devam ederiz" şeklinde konuştu.