GÜNDEM - 28 Ekim 2024 Pazartesi 13:10

Başkan Usta Yunanistan’dan gelen heyet ile bir araya geldi

A
A
A
Başkan Usta Yunanistan’dan gelen heyet ile bir araya geldi

İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, Yunanistan’dan gelen heyet ile İznik Belediyesi’nde bir araya geldi.


Bursa Ortodoks Topluluğu Metropoliti Yuakim Billis, Yunanistan Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi Spiridon Dukakis, Selanik Arkeoloji Müzesi temsilcisi Haris Tsugaris, Okul Müdürleri ve öğretmenlerinden oluşan 105 kişilik heyet İznik Belediyesi Konferans Salonunda Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta ile bir araya geldiler.


Başkan Usta, ziyaretle ilgili yaptığı açıklamada, “İznik’i turizmde hak ettiği yere getireceklerini söyledi. İnsanların artık ulusal ve uluslararası turizmde yeni yerler görmeyi ve öğrenmeyi önemsediğini anlatan Usta, “Tüm bunların yanı sıra İznik Turizmi açısından son derece önem arz eden ve ikili görüşmelerimizin devam ettiği, Hristiyanlığın 1700. yılı olan 2025 yılında Papa, Bartholomeos ve ilgili dini liderlerin ilçemizde gerçekleştireceği programlardır. Yürüttüğümüz bu önemli çalışmada ilk görüşmeyi geçtiğimiz aylarda İznik Belediyemizde Hristiyan aleminin Türkiye’deki ruhani liderleriyle gerçekleştirdik. Bu konuda devletimizin önderliğinde elimizden geleni yapacağımızı kendilerine iletmiş bulunuyoruz.Bu etkinlik İznik’in uluslar arası turizm hareketliliğine önemli derecede katkı sağlayacaktır. İlçemize gerçekleştirdikleri turistik ziyaret için kendilerine teşekkür ediyorum. Bu tür ziyaretlerle ikili ilişkilerimizi güçlendirerek, yerli ve yabancı misafirleri İznik’e çekmeye devam edeceğiz” dedi.


Ziyaret sırasında heyet, İznik’in tarihi ve kültürel mirasını yerinde inceleme fırsatı buldu. İznik’in uluslararası platformda tanıtımı açısından önem taşıyan bu gibi ziyaretlerin turizm hareketliliğine de katkı sağlayacağı vurgulandı.



Başkan Usta Yunanistan’dan gelen heyet ile bir araya geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin Şehir Tiyatrosu ’Misafir’ oyununu sahneledi Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığına bağlı Şehir Tiyatrosunun 24. Sanat Sezonu dolu dolu geçmeye devam ederken, yeni sezonda ‘Misafir’ adlı oyun sahnelendi. Mezitli Belediyesi Kültür Merkezinde sahnelenen ‘Misafir’ oyununu, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hamit Mert Avcı, Genel Sekreteri Olcay Tok, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü, Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger, Antalya Devlet Tiyatrosu Sanatçısı ve aynı zamanda oyunun yönetmeni Alpay Aksum ile çok sayıda Mersinli tiyatrosever izledi. Bilgesu Erenus tarafından kaleme alınan ‘Misafir’ adlı tiyatro eserinin yönetmenliğini Antalya Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Alpay Aksum üstlendi. Genel Sanat Yönetmenliğini Ozan Erdönmez’in yaptığı oyunda; dekor ve kostüm tasarımını Zehra Alev Tol, ışık tasarımını Barış Arslan, müziklerini Gürkan Çakıcı ve koreografisini Meray Kartal yaparken, oyunun dramaturgu Taner Çelik oldu. “Sanat, Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili de bize farklı bakış açıları katan önemli bir husus” Başkan Vekili Hamit Mert Avcı, tiyatro gösterimi sonrasında yaptığı konuşmada; sanatseverlere kendileri ile birlikte bu oyunu izledikleri için teşekkür ederek, “Başkanımız Vahap Seçer’in insan sevgisi, hepinizin malumu. Bu insan sevgisinin doğal bir sonucu olarak elbette sanat sevgisi de ortada. Sanat; sadece bizim bu izlediğimiz oyun değil. Akabinde günümüz Türkiye sorunlarıyla ilgili de bize farklı bakış açıları katan önemli bir husus. Şahsen ben oyuna gelirken oyunun bu derece manevi bir derinliği olacağını tahmin etmemiştim. Bununla ayrı bir mutluluk, ayrı bir şaşkınlık ve belediyemiz adına da ayrı bir gurur duydum” dedi. “Hepimizin kalbine dokunan olağanüstü bir oyun izledik” Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü, Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger de çok duygulu, gururlu ve onurlu olduğunu ifade ederek, “Hepimizin kalbine dokunan olağanüstü bir oyun izledik. Çok kıymetli bir sanat insanı ile çalışma, tanışma ve bir araya gelip buluşma fırsatı yakaladık. Bunun öncülüğünü yapan başta Genel Sanat Yönetmenimiz Ozan Erdönmez olmak üzere, sahne önünde ve arkasındaki tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Karşınızda bir sanat ordusu var. Bu ordu daha da büyüyecek, gelişecek, herkesin kalbine dokunacak ve büyük başarılar elde edecek. Bunun mimarı da elbette Başkanımız Vahap Seçer’dir” diye konuştu. “1 ay içinde 3 adet oyunumuzun prömiyerini peş peşe gerçekleştirdik” Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Ozan Erdönmez, bu sezonun Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun 24. Sanat Sezonu olduğundan bahsederek, “Bir ay içinde Kuş Öpücüğü, İki Bavul ve Misafir olmak üzere 3 adet oyunumuzun prömiyerini peş peşe gerçekleştirdik. Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ailesi olarak, tiyatro hizmetini en iyi şekilde gerçekleştirmek için gece gündüz çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. “Önemli olan bu ruhu unutmamak ve devamını sağlamaktır” ‘Misafir’ isimli oyunu yöneten Antalya Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Alpay Aksum, oyun sonunda yaptığı konuşmada, Mersin’de olduğu için duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Yeni bir ekiple tanıştım. Onlar Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun kahramanları. Tiyatro, insana insanı insanla insanca anlatma sanatıdır” dedi.
İzmir Murat Övüç’e ’3 kuruşluk’ tazminat davası Sosyal medya fenomeni Murat Övüç, sosyal medya platformunda hakaret ve tehdit ettiği suçlamasıyla çıktığı mahkeme tarafından cezaya çarptırıldı. Hakaret ve tehdide uğradığı iddiasıyla konuyu yargıya taşıyan işletmeci, Övüç’e ayrıca ’3 kuruşluk’ manevi tazminat davası açacak. İstanbul’da bir eğlence mekanını işleten V.A. (36), Instagram üzerinden sosyal medya fenomeni Murat Övüç’ün bir paylaşımına eleştiride bulunan bir paylaşım yaptı. Bunun üzerine ise Murat Övüç’ün kendisine "Seni elbet bir yerde göreceğim, elimden kim alacak seni bakalım" diye tehdit savurduğu, "Hadsiz, domez, aç köpek, ayakçı" diyerek de hakarette bulunduğunu iddia eden V.A., İzmir Barosu avukatlarından Alperen Cihan Çetinkaya aracılığıyla suç duyurusunda bulundu. Montaj diyerek suçlamayı kabul etmedi Yapılan suç duyurusunun ardından İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi’nde konuyla ilgili duruşma gerçekleşti. Murat Övüç mahkemedeki savunmasında yazışma örneklerinin montaj olduğunu söyleyerek, "Üzerime atılan suçlamayı kabul etmiyorum, iddianamede belirtilen yazışmayı ben yapmadım, bu sözler bana ait değil" dedi. Davacı V.A. ise telefonundaki yazışmaların orijinal halini mahkeme başkanına sunarak tehdit ve hakaret mesajlarını gösterdi. ’3 kuruşluk’ manevi tazminat davası açacaklar Mahkeme tarafından hakaret ve tehditten adli para cezasına çarptırılan Murat Övüç hakkında, Avukat Alperen Cihan Çetinkaya ’3 kuruşluk’ manevi tazminat davası açacaklarını söyledi. Çetinkaya, "Müvekkilim İstanbul’da bir işletmeci ve simaen de Murat Övüç isimli kişiyle tanışıyorlar. Murat Övüç’ün paylaşımlarından dolayı bunun toplumsal ahlaka uygun olmadığını düşünerek bir paylaşım gerçekleştiriyor. Bunun üzerine de Murat Övüç, Instagram üzerinden kendisine ’Hadsiz domez, aç köpek’ şeklinde hakaret ve tehdide varan söylemlerde bulunuyor. Bunun üzerine de biz şikayetçi olduk. Şikayetçi olduktan sonra mahkeme aşamasında Murat Övüç bu yazıların montaj olduğunu iddia etti. Ancak tabii ki bizim elimizde olan dijital materyalleri sunarak bu durumun doğru olduğunu kanıtladık. Burada tabii en önemli ayrıntılardan bir tanesi ’domez’ kelimesinin aslında bir mahkeme kararına konu olması ve hakaret içerikli sayılması anlamında bir ilk olduğunu ve hakaret literatürüne girmiş olduğunu söyleyebiliriz. Ben de bu kelimeyi araştırdım ve kelimenin LGBT bireylerinin kendi aralarında ağır hakaret şeklinde kullandığı bir kelime olduğunu öğrendik. Nitekim mahkeme de sanırım bu görüşteydi ve buna yönelik bir ceza verdi. Bu cezayı verdikten sonra da biz şahsa karşı 3 kuruşluk bir manevi tazminat davası açtık. Çünkü buradaki asıl amacımız kazanç değil. Instagram üzerinden özellikle ismini ve konumunu kullanarak, rahatlıkla bir insana hakaret etmek veya tehdit etmenin o kadar da ucuz olmadığını göstermek için 3 kuruşluk manevi tazminat davası açtık" dedi.
Şanlıurfa İrfan gazetesi, 101. yılını kutluyor Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla aynı yıl yayın hayatına başlayan İrfan Gazetesi, 101. yaşını kutluyor. Bugüne kadar kesintisiz yayınını sürdüren gazete, yalnızca Siverek’te değil, Türk basın tarihinde de önemli bir yer tutuyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, bölgedeki gazetecilik ihtiyacını fark eden Bayar ailesinin ferdi, Mehmet Siret Bayar tarafından kurulan İrfan Gazetesi, başlangıçta haftalık yayımlanıyordu. Ancak kısa sürede bölgedeki en önemli haber kaynağı haline geldi. Gazete, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki sosyal, kültürel ve siyasi gelişmeleri halkla buluşturdu. Atatürk’ten yardım ve seri baskıya geçiş Gazetenin tarihinde dönüm noktalarından biri, İrfan Gazetesi’nin daha verimli bir şekilde basılabilmesi için Atatürk’ten yardım talep etmesiyle yaşandı. Dönemin teknolojik zorlukları ve matbaanın yetersizliği nedeniyle Bayar, Cumhuriyet’in destekçisi Mustafa Kemal Atatürk’ten bir baskı makinesi talebinde bulundu. İlk başta olumsuz bir yanıt alsa da, bir hafta sonra Atatürk tarafından müjdeli bir haber gelir. Mustafa Kemal, talepleri kabul eder ve gerekli makine, malzeme ve maddi destek gönderilmesi için talimat verir. Bu yardım, gazetenin tarihinde bir dönüm noktası olur. Arapça ve Osmanlıca baskılardan Türkçe baskıya geçiş yapılır ve gazete günlük yayına başlar. O günden bugüne kadar Cumhuriyet çizgisinden sapmadan yayın hayatına devam eden İrfan Gazetesi, bölgesindeki en önemli iletişim aracı haline gelir. "İrfan, Siverek’in ve siverekliler’in gazetesidir" İrfan Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Mehmet Göyüç, gazeteciliğe 7 yaşında Diyarbakır’da gazete dağıtımcısı olarak başladığını belirterek, "1953-54 yıllarında abimle birlikte Siverek’e geldik ve burada Siverek’in Sesi gazetesini çıkardık. 1966 yılında İrfan Gazetesi’ne geçtik. O günden bugüne kadar bu gazetenin sorumluluğunu taşıyorum. İrfan Gazetesi, yalnızca benim değil, Siverek halkının malıdır. Bu gazete, Cumhuriyetle yaşıyor ve 101 yaşında. Amacım, 201 yaşına ulaşması için gereken sahiplenmeyi görmek. Bu gazetenin, gençler, aydınlar, halk ve özellikle Kültür Bakanlığı tarafından sahiplenilmesini istiyorum. Biz bu gazetenin kapatılmasını istemiyoruz" dedi. Gazetenin baş yazarı Şükrü Dolaş ise 1989 yılında İrfan Gazetesi ile gazeteciliğe başladığını belirterek, "O dönemde taş baskıyla basılıyordu. Kurucuları, Cumhuriyet yanlısı bir grup aydın olarak halkına hizmet vermek amacıyla bir araya gelip İrfan Gazetesi’ni kurdular. Atatürk, gazetenin taleplerine kulak vererek gerekli baskı makinesi ve malzemeyi gönderdi. O günden bu yana gazete Cumhuriyetçi çizgisinden asla sapmadı" şeklinde konuştu. Dolaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı’na seslenerek, İrfan Gazetesi’nin 101. yıl dönümünün layıkıyla kutlanmasını istedi. Dolaş, "Bir gazetecilik kuruluşunun 101. yaşını kutlamak, yalnızca bir pasta kesmekten ibaret olmamalıdır. İrfan Gazetesi’nin 101. yılını, en azından büyük bir kutlama ile onurlandırmalıyız. Bu kadar vatansever bir gazetenin yaşatılması için hâlâ geç kalınmış değil" diye konuştu.
Çankırı Dünya KOAH Günü’nde yerin 150 metre altında şifa aradılar Çankırı’da hayata geçirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, Dünya KOAH Günü’nde KOAH ve astım hastalarına umut oldu. Türkiye’nin dört bir yanından gelen KOAH ve astım hastaları, Hititler’den kalan ve yerin 150 metre altında bulunan tuz mağarasında sağlıklarına kavuştu. Çankırı’da, Çankırı Valiliği ile çeşitli kurumların işbirliği ile gerçekleştirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, ‘Dünya KOAH Günü’nde KOAH ve astım hastalarına umut oldu. Hititler döneminden kalan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH ve astım hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştirildi. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde, hastaların 15 gün boyunca günde 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları sağlandı. Tuzla şifa bularak hayata tutunan hastalar tuz gastronomisiyle de Çankırı’nın yöresel yemeği olan tuzda kuzu ve tavuk yemeğini tattılar. Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalar, Dünya KOAH Günü’nde sağlık problemlerinin azaldığı ve rahat bir nefes aldıkları için çok mutlu olduklarını belirtti. “Buraya gelmeden önce 1’inci kata çıkamıyordum. Şimdi ise, 4’üncü kata çıkabiliyorum” Tedavisinin ardından kolaylıkla merdiven çıkabildiğini söyleyen Hasan Hüseyin Barışkan, “Projeye Ankara’dan katılıyorum. Buraya bir tavsiye üzerine geldim. Bugün tedavimin son günü. Buraya gelmeden önce 1’inci kata çıkamıyordum. Şimdi ise, 4’üncü kata çıkabiliyorum. Bu mağaranın faydasını gördüm. Dünya KOAH Günü’nde burada bulunduğum için mutluyum. KOAH hastalarına bu mağarayı tavsiye ediyorum” dedi. “Ben kurtuldum” Çareyi tuz mağarasında bulduğunu ifade eden Sedat Çetinkaya, “Projeye Kocaeli’nden katılıyorum. KOAH hastasıyım. Nefes darlığım var. Gitmediğim doktor kalmadı. En sonunda bu mağarayı duydum ve geldim. Tedavimin 7’inci gününde rahat nefes alamaya başladım. Rahatlıkla balgam çıkartabiliyorum, burnum ve genzim açıldı, artık tıkanmıyorum. Ben kurtuldum” diye konuştu. “Dünya KOAH Günü’nde burada tedavi olduğum için çok mutluyum” Tuz mağarasını KOAH ve astım hastalarına tavsiye eden Necati Bozkurt, “5-6 senedir bu KOAH hastalığını çekiyorum. Bu mağarada tedavi oldum ve iyileşme sürecimde ilerlemeler var. Bu mağaranın tüm hastalara faydalı olacağını düşünüyorum. Dünya KOAH Günü’nde burada tedavi olduğum için çok mutluyum” şeklinde konuştu. “Tuzun nasıl sağlıkta faydası varsa, tuzda kuzu ve tavuğunda faydası vardır” Çankırı tuzunun yemekte de sağlıklı olduğunu söyleyen yemek ustası Servet Sevindim, “Dünya KOAH Günü amacıyla yer altı tuz şehrine KOAH ve astım tedavisi için Türkiye’nin her yerinden gelen hastalarımıza Çankırı’nın yöresel lezzeti olan tuzda kuzu ve tuzda tavuk yaptık. Tuzun nasıl sağlıkta faydası varsa, tuzda kuzu ve tavuğunda faydası vardır. İnce ve kalın tuzla etin tamamını kapatarak 7 saatte yavaş yavaş pişiriyoruz. Hiçbir katkı yoktur. Burası tuzun başkenti, sağlıyla ve lezzetleriyle, tuza dair olan her şey Çankırı’da” ifadelerini kullandı.