EĞİTİM - 24 Mart 2021 Çarşamba 13:32

Acar: "Yasin Kuruçay yalnız değildir, linç edilmesine izin vermeyeceğiz"

A
A
A
Acar: "Yasin Kuruçay yalnız değildir, linç edilmesine izin vermeyeceğiz"

Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, "Halkının değerlerine düşmanlık etmeyi modernlik sanan bu güruhun Yasinlerimizi harcamasına asla müsaade etmeyeceğiz, sonuna kadar hocamızın yanında duracağız" dedi.

Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, "Halkının değerlerine düşmanlık etmeyi modernlik sanan bu güruhun Yasinlerimizi harcamasına asla müsaade etmeyeceğiz, sonuna kadar hocamızın yanında duracağız" dedi.


"Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından sonra konu kamuoyunda tartışılmış, her kişi ya da kurum kendi değerlendirmesine göre fikir ve kanaatini ifade etmiştir. Bu, herkesin kişisel özgürlükler bağlamında en doğal hakkıdır" diyen Şube Başkanı Ramazan Acar, "Bursa’da eğitimciler arasında muteber bir yeri olan, eğitimciliği takdir edilen üyemiz Yasin Kuruçay da ülkemizin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle ilgili kanaatini paylaşmıştır. Ne hikmetse, azgın bir ideolojinin kör temsilcileri kendilerine hak gördükleri fikir hürriyetini kendileri dışında hiç kimseye reva görmemektedir. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirmekte, kutuplaştırmadan medet ummakta, kendi ideolojisini diğer insanlara dayatarak sosyal medya ortamında itibar suikastına girişmektedir. Millî ve manevî olan her şeye şaşı bakan, yabancı mihrakların sözcülüğüne soyunan, halkının değerlerine düşmanlık etmeyi modernlik sanan bu güruhun Yasinlerimizi harcamasına asla müsaade etmeyeceğiz, sonuna kadar hocamızın yanında duracağız" diye konuştu.


Acar, "Bize göre İstanbul Sözleşmesi, kadına ve aile içi şiddete karşı tedbirler içerdiği için önemli, ama bunu yaparken aileyi gözetmeyen, eş cinselliğe hukukî dayanak olan; dini, geleneği, kültürü kriminalleştiren ve bunların kökünü kazıma hedefini açıkça ifade eden yönleriyle Türkiye’nin toplumsal değerleriyle çatışan bir metindir. Sözleşme, ülkelerin millî iradesine saygısız bir şekilde tam anlamıyla bir dayatma metni olarak kaleme alınmıştır. Bunun yanı sıra, Türkiye açısından, şiddetin önlenmesi konusunda hem yetersiz olması, hem de toplumsal desteğe sahip olmaması sebebiyle etkisiz kalmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye bakımından feshedilmesinin isabetli bir adım olduğunu bir defa daha ifade etmiş olalım. Kaldı ki aile yapısını bozduğu gerekçesiyle sözleşmeyi imzalamayan ve onaylamayan birçok ülke bulunmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetin önlenmesinde alternatifsiz ve vazgeçilemez bir anlaşma gibi gösterilmesinden ve küresel bir sorun olan şiddete karşı kendi medeniyet değerlerimizin olağan şüpheli hâle getirilmesinden anlıyoruz ki malum çevrelerin amacı üzüm yemek değildir" dedi.


İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olanların kadına şiddeti onaylayanlar olarak yaftalanmasının bir toplum mühendisliği projesini akla getirdiğini belirten Acar, "Bir insan, hem İstanbul Sözleşmesi’ne, hem de kadına şiddete karşı olamaz mı? Kadına şiddeti önlemek için farklı bir çözüm teklif edemez mi? Kaldı ki bu sözleşmenin yürürlükte olduğu süreler göstermiştir ki, kadına şiddet azalmamış, hatta artmıştır. İsimsiz birkaç eski öğrenci, ne hikmetse İstanbul Sözleşmesi paylaşımından hemen sonra dört beş yıl önce mezun oldukları okuldaki rehber öğretmenin kendilerine yaptıkları psikolojik şiddeti hatırlamışlardır. Üstelik maruz kaldıklarını ifade ettikleri psikolojik şiddete rahmet okutacak olanı kendileri yaparak. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi hakkında memnuniyetini ifade eden paylaşımları sonrası Yasin Kuruçay hocamız bir grup tarafından örgütlü linç kampanyasına tabi tutulmuştur. İfade özgürlüğü kapsamında, başkalarına hakaret etmeden düşüncelerini paylaşan Yasin hocamıza saldıranlar; İslam, Müslümanlar ve Eğitim-Bir-Sen söz konusu olduğunda her türlü pespâyeliği sergileyenler, kara çalanlar, iftira atanlar şunu bilmelidir ki, sosyal medyada başlatılan itibarsızlaştırma kampanyasına sessiz kalmayacağız. Asılsız iddialarla hedef gösterilerek yapılmak istenen linç girişimine izin vermeyeceğiz. Yasin Kuruçay yalnız değildir. Hocamızın yanındayız. ‘Hepimiz Yasin Kuruçay’ız" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Dolandırıcıların yeni tuzağı pes dedirtti: Sahte araç ilanlarıyla 5 milyon liralık vurgun Çorum merkezli İstanbul ve Hatay’da polis ekiplerince düzenlenen eş zamanlı operasyonda, piyasa değerinin altında sahte araç ilanları vererek 37 ilde 405 kişiden kapora alan 3 kişi yakalandı. Dolandırıcıların bu yöntemle yaklaşık 5 milyon lira vurgun yaptığı tespit edildi. Çorum İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, İstanbul ve Hatay’da nitelikli dolandırıcılık yapan şahıslara yönelik eş zamanlı operasyon gerçekleştirdi. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinesinde yürütülen operasyonda, şüphelilerin kendilerine ait olmayan araçları ilan sitelerinde piyasa değerinin çok altında satışa sunarak dolandırıcılık yaptıkları tespit edildi. Polis ekipleri, yaklaşık 3 ay süren teknik ve fiziki takip sonucu İstanbul ve Hatay’da ikamet eden şüphelilerin adreslerini belirledi. Adreslere düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda, 3 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı ve Çorum’a getirildi. Yapılan incelemelerde, şüphelilerin 37 farklı ilde toplam 405 dolandırıcılık olayına karıştıkları ve mağdurlardan kapora adı altında yaklaşık 5 milyon liralık vurgun yaptıkları belirlendi. Polis ekiplerinin titiz çalışmaları sayesinde dolandırıcıların 2 milyon liralık ek bir vurgun yapmaları da engellendi. Gözaltına alınan şüphelilerin, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilecekleri öğrenildi.