GENEL - 15 Mart 2012 Perşembe 16:34

"UZAK DOĞU`DAN KORKACAĞIMIZA AVRUPA`YI KORKUTALIM"

A
A
A
"UZAK DOĞU`DAN KORKACAĞIMIZA AVRUPA`YI KORKUTALIM"

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomik başarısıyla anılan Çin ve Hindistan’da çok ciddi yoksulluk problemi olduğunu belirterek, "Asya’dan gelecek rekabetten şikayet etmek yerine, Avrupa’nın bizden korkmasını sağlayacak stratejiler geliştirmemiz lazım" dedi.
Almira Otel’de Bursa Girişimci İşadamları Derneği (BUGİAD) tarafından düzenlenen ’Dünya ve Türkiye Ekonomisinin Durumu: Riskler ve Fırsatlar’ konulu programda konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bursa’nın artık bir dünya şehri olduğunu belirterek, "Bursa’nın aynı zamanda İstanbul’dan sonra en çok göç alan şehir olduğunu kuşkusuz takip ediyoruz. Türkiye’nin ihracatında çok önemli bir başarıyı Bursa yakaladı. Geçen sene 11,7 milyar dolar ihracatı Bursa kendi başına yakaladı. Sanayisi gurur kaynağı.
Türk otomotiv sektörünün yüzde 70’i Bursa’da faaliyet gösteriyor. Bursa’da tekstil hala öncü bir sektördür. Değişen piyasa şartlarına göre tekstil sektörü de kendini yenileyerek yeni ürünlerle kendini geliştiren bir sektör olmaya devam ediyor. Bir zamanlar Bursa ovası tarımı ile meşhurdu. Şeftali ağaçları kesilip fabrikalar kurulurken eleştiri aldı. Bugün de tarım sektörü Bursa’da önemli bir konumda. 13 OSB’nin olduğu başka şehrimiz parmakla sayılacak kadar az sayıda" diye konuştu.
"AKŞAMDAN SABAHA DEĞİŞEN POLİTİKALAR YAPMADIK"
Türkiye’nin 9,5 yıldır büyüme süreci yaşadığını, uzun süredir Türkiye’ye gelmeyen yabancıların ülkemizi gördüğü zaman hayran kaldığını ifade eden Babacan, "Türkiye bambaşka yer olmuş, diyorlar. Bugünkü Türkiye ile geçmişteki Türkiye’yi karşılaştıranlar, ’Neredeyse iki ayrı ülke’ diyor. Bunda kuşkusuz özel sektörün ve iş dünyasının ayrı katkıları var. Bizim de hükümet olarak yaptığımız en önemli katkı, belki güven ortamını memleketimizde sağlamak ve sağlamlaştırmak. Güven, istikrar, öngörülebilirlik ve
akşamdan sabaha değişmeyen, süreklilik arz eden politikalar yaptık. Bugün öyle bir noktaya geldik ki, ABD’ye bakıyoruz, Avrupa’ya bakıyoruz, bunca zenginliğe ve ekonomik güce rağmen, güven ortamını zedeledikleri için büyük sıkıntı yaşıyorlar. ABD’nin 2012 bütçesi belli değil. Bu bütçenin ne olacağını kimse bilmiyor. Avrupa’da birçok ülkede siyasi liderlik sorunu var. Siyasi karar alma mekanizmaları çalışmıyor. Bir zamanların istikrar birliği olarak görülen AB, bugün sıkıntı çekiyor" dedi.
"AVRUPALI ŞİRKETLER ÜLKELERİNİ ŞİKAYET EDİYOR"
Pek çok Avrupa ülkesinde ciddi bir devlet adamı eksikliği olduğunu ifade eden Babacan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Gerçekten ülkesinin geleceğini düşünen ve uzun vadeli perspektifle hareket eden, kendi siyasi bekasını değil, ülkesinin ve Avrupa’nın uzun vadeli çıkarlarını göstermeye çalışan siyaset adamı çok azaldı. Bu ayrı bir kayıp unsuru. Avrupalı işadamları ile konuştuğumda, ülkelerini şikayet ediyorlar. Diyorlar ki, ’Biz Türkiye’ye ve kendimize bakıyoruz. Burada özel sektör için uğraşan, politikalar üreten devlet anlayışı varken, biz kendi ülkemizde bunu göremiyoruz.’ Geçenlerde AB’nin kurucusu olan bir ülkede
iş dünyasının en önemli örgütünün başkanı, uluslararası toplantıda yanımıza geldi. ’Bizim için bir şey yapabilir misiniz?’ dediler. ’Bizim hükümet üyelerimizle Türkiye’de neler yaptığınız paylaşın. Gerçekten öğrenmeleri gereken çok şeyler görüyoruz’ dediler. Bu bizi sevindirdi. AB için de kaygı verici bir durum. İhracatımızın yüzde 45’ini yaptığımız Avrupa’nın geleceğinin bizi yakından ilgilendirdiğini vurgulamak önemli. ’Ne halleri varsa görsünler’, ’İyi oldu’, ’Bizi uğraştırdılar, şimdi de başlarına böyle
geldi’, ’Oh olsun’ tavrı yanlış. Bütün uluslararası toplantılarda, hepsinde AB ekonomisin daha iyiye doğru gitmesi için görüşlerimizi söyledik. Avrupa’nın yakaladığı demokratik standartlar, her ne kadar bugünlerde ekonomik sıkıntıları olsa da bizim için önemli. AB sürecinde inatla devam etmemizin en önemli sebebi, yüksek demokratik standartlar çerçevesinde bu sürecin bize faydalı olduğuna inanmamızdır. Bunun siyasi reformlarla ve siyasi istikrarla el ele gitmesi gerekiyor. Avrupa, temel hak ve
özgürlüklerinde, yargı sisteminde ileri noktada olsa da ekonomi konusunda yapılması gerekenleri yapmadı. Bir mirasyedilik anlayışı var. ’İstediğimiz kadar borçlanalım, bize bir şey olmaz’ dediler."
Avrupa’da ciddi bir güven kaybı başladığını dile getiren Babacan, "Bugün AB ortalamasında borç stoğu milli gelirin yüzde 90’ı. Bütçe açığı pek çok ülkede yüzde 8-9. Aralarında yapılan anlaşma, her ülke için hedefler gösterip bu bütçe açıklarını yüzde 3’e indirilmesiyle alakalı. Biz geçen sene yüzde 1,4 açıkla yılı tamamladık. Borç stoğu ortalama Avrupa’da yüzde 90’lardayken, geçen seneyi yüzde 30 ile kapatacağız" ifadelerini kullandı.
"BİZİM BANKACILIK SİSTEMİMİZ SAĞLAM"
Avrupa’da birçok banka sıkıntı çekerken Türkiye’de her bankanın bilançosu ve mali bölgesinin sağlam olduğuna işaret eden Babacan, "Pek çok devlet, kendi bankasını kurtarmak için milyarlarca avroluk kaynak aktardı. Biz tek bir bankaya bile destek vermedik çünkü gerek yok. Bizim bankacılık reformu sayesinde, güçlü düzenlemeler ile bankacılık sisteminin problemi yok. Avrupalı ve ABD’li bankalar kendi ülkelerinde sıkıntı çekerken, o bankaların Türkiye kısmı sapasağlam ayakta kaldı. Türkiye’de bizim
kurallarımıza uyuyorlar. Bu kurallar katı kurallar. Dünyadaki genel bankacılık ile düzenlemelerden öte kurallarımız var. İhtiyatlı tutum sayesinde bankacılık sektörü krizde sağlam bünyesini korudu" açıklamasını yaptı.
YENİ ANAYASA VURGUSU
Ekonomi ile siyasetin el ele büyümesi gerektiğinin altını çizen Babacan, "Biz gerOLERİNİ ŞİKAYET EDİYOçek adımlar attık. Temel hak ve özgürlük alanında güzel adımlar attık. Açılımlar gerçekleştirdik. Ancak bu attığımız adımların devam etmesi, tersine çevrilmemesi adına yeni bir anayasa Türkiye için son derece önemli. Geleceğin Türkiye’sine sağlam bir hukuk düzeni sağlayan yeni anayasa şart. İktidar partisi olarak seçimlerden birinci parti olarak ayrılsak da tüm oyların yarısını alsak da yeni anayasayı
değiştirecek çoğunluk yok. Yeni anayasanın farklı siyasi partilerle mutabakat içinde hazırlanması ve yasalaşması gerekiyor. Bunun için de uzlaşma komisyonu kuruldu. Koltuk sayısına bakmadan her parti eşit sayıda üye verdi. Bu bizim için önemlidir. 330 sandalyesi de 30 sandalyesi de olsa aynı şekilde üye verdi. Bu çalışmalar devam ediyor. Bunun en kısa sürede tamamlanmasını, Türkiye’nin hak ettiği yeni bir anayasaya kavuşmasını arzuluyoruz. Bu anayasa tabii kendi başına tüm sorunları çözecek değil" dedi.
Babacan, yeni anayasanın hukuk sisteminin temeli olduğuna işaret ederek, "Bunun hemen yanında ve ötesinde yargı reformu ihtiyacı var. Hızlı karar veren, öngörülebilir kararlar alan ve herkesin, ’Ben Türk yargısına güveniyorum’ diyebileceği bir sistem arzu ediyoruz. Bu konudaki çabalarımız devam edecek" şeklinde konuştu.
"2023 HEDEFİNE ULAŞMAK İÇİN EĞİTİME AĞIRLIK VERMELİYİZ"
Ekonominin geleceği konusunda ana belirleyici unsurun eğitim olduğunu kaydeden Babacan, "Şu anda bizim 25 yaş üstü vatandaşlarımızın okulda geçirdiği yıl sayısı 6 buçuk. 6. sınıfı bitirip 7. sınıfı tamamlayamadan yarıda bırakan var. Yani orta 2’den terk. Bizim bu seviye ile dünyanın ilk 10 ülkesi olmamız mümkün değil. Çocuklarımız mutlaka daha uzun süre okulda kalmalı. Daha uzun yıllarını okulda geçirmeleri gerekiyor. Bunun için de zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarıyoruz. 12 yıl derken, eğitim sisteminde
belli esneklik olması gerekiyor. Yeni sistem her 4 yılda bir alternatifler, seçenekler oluşturuyor. Çocuklar ve ailelerin isteğine göre tercihler ortaya çıkarıyor. Dünyada şartlar hızlı gelişiyor. Bugün çok geçerli olan bir meslek, 10 sene sonra geçerliliğini yitiriyor. 10 sene sonra şu meslek iyi olacak, diyemiyoruz. Ömür boyu eğitim kavramını yerleştirmek istiyoruz. Her yaştan insanın her zaman eğitim alacağı bir ortamı oluşturmamız lazım. Mesleki eğitim bu yüzden çok önemli. Hayatın belli dönemlerinde
branş değiştirmek, meslek değiştirmek her zaman mümkün olmalı" açıklamalarında bulundu.
"Bizim doğalgazımız yok. Petrolümüz, ihtiyacımızın 10’da biri bile değil" diyen Babacan, Türkiye’nin en büyük zenginliğinin insan gücü olduğuna işaret ederek, "Dünyada şartlar çok hızlı değişiyor. Dengeler hızla değişiyor. Bizim Çin’den, Hindistan’dan, Asya’dan belki bir rekabet şikayetimiz var. Peki Türkiye ne yapmalı? Türkiye, milli geliri yükselen ve gelir dağılımında hızla düzelen bir ülke. Zengin ile fakir arasındaki uçurum artarken, Türkiye’de bu uçurum kapanıyor. Gelir dağılımı gittikçe düzeliyor.
Yoksulluk hızlı bir şekilde azalıyor. Bugün ekonomik başarısıyla anılan ülkelere, Çin, Hindistan ve Brezilya’ya bakın, hepsinde çok ciddi yoksulluk sorunu var. Zengini çoğalıyor. Yoksulu da artıyor. Sadece iş gücü ucuz olduğu için iş yapabilen firmaların mutlaka gelecek için strateji değişikliği yapması gerek. 2023 çok uzak değil. Sayılı gün çabuk geçiyor. Asya’dan gelecek rekabetlerden şikayet etmek yerine, Asya’dan korkacağımıza, İtalya ve Fransa’nın bizden korkmasını sağlayacak stratejiler yapmak lazım.
İtalyan sanayiinin yapıp da bizim yapmadığımız ne var? Alman sanayiine bakın. Bazı ürünlerde kapasite ve kalite problemi olabilir. Biraz destekle bunlar da düzelir. Türkiye’nin geleceği, ucuz iş gücü ile Asya rekabeti değil, kaliteli iş gücü ile Avrupa ile yarışmaktır. Biz daha çok çalışacağız. Onlar eski birikimlerden yesinler. Artık yönümüz Avrupa. İş dünyamızın da yoğun bir şekilde korkmadan Avrupa’ya bakmasını istiyoruz. Ekmek de o tarafta. Türk iş dünyasının Avrupa için ciddi rakip haline gelmesi
lazım" dedi.
YENİ ANAYASA ÇAĞRISI
BUGİAD Başkanı Ali Fuat Er ise, Türkiye’de son 10 yılda atılan doğru adımlarla gurur duyduklarını belirterek, "Sadece ekonomi ile değil, yaşanan problemlerle de ilgileniyoruz. Atılan adımları daha anlamlı kılacak, şirketlerin kurumsallaşması gibi demokratikleşme adımlarının da kurumsallaşmasını istiyoruz. Sizden yeni bir anayasa istiyoruz. Ekonomik olarak en fazla zarar gördüğümüz dönemler darbe dönemleri oldu. Bu dönemler, cadı kazanlarının kaynadığı dönemlerdir. Bu anayasa Türkiye’ye yetmemektedir"
ifadelerini kullandı.
Vali Şahabettin Harput da Türkiye’nin 2023 hedefine füze gibi kilitlendiğini belirterek, "Bu hedefe giden yolda tüketilen her nefes, tarih önünde unutulmayacaktır. Biz şanlı mirasın sahipleriyiz. Bu topraklar 6 asır dünyaya adaletle hükmetti" dedi.
Programın sonunda Babacan, Bursa Valiliği ile Almira Otel arasındaki sıcak su protokolü gereği yapılan törene katıldı. Babacan, Almira Otel Genel Müdürü Ersin Yazıcı ile birlikte vanayı açarak sıcak su akışını başlattı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Başkan Akın direksiyona geçti, yeni otobüsleri tanıttı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi üniversite öğrencilerinin yoğun olarak kullandığı hatlardaki yeni otobüslerini tanıttı. Yüksek yolcu kapasitesine sahip otobüsün tanıtımını yapan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, direksiyona geçerek test sürüşü yaptı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Toplu Taşıma A.Ş. (BTT), kentte eğitim gören öğrencilerin yoğun olarak ulaşımını sağladığı 22K- Kurtdereli- Kampüs ve 10- Bandırma Merkez Duraklar- Fakülte Hastane güzergahlarındaki duraklarda bekleme sürelerini ve araç içi yoğunlukları azaltmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Çevreci yatırımlarla şehir içi trafik yoğunluğunu azaltarak, ulaşım konforunu artırmayı hedefleyen belediye, 25 metre uzunluğundaki yüksek yolcu kapasitesine sahip yeni araçları tanıttı. Teknolojik donanımı yenilenmiş ve toplam 282 yolcu kapasitesine sahip aracın direksiyonuna geçen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Tren Garı-Çağış Kampüs güzergahını kullanarak test sürüşünü gerçekleştirdi. Test sürüşü esnasında duraklardan yolcu indirip yolcu alan Akın’ı sürücü koltuğunda gören öğrenciler ise ilk etapta şaşırdıklarını ifade ederken bu hattın devreye girmesiyle ulaşım sorunlarının ortadan kalkacağını söyledi. Ulaşım bir hak Test sürüşü esnasında açıklamalarda bulunan Akın, Balıkesir’in her şeyin en güzelini hak ettiğini belirtirken hem üniversite güzergahında hem de Körfez hattında metrobüs tipi araçlara ihtiyaç olduğunu söyledi. Balıkesir’in dönüştüğünü ve değiştiğini ifade eden Akın, kentte yaşayanların hayat standartlarını da yükselttiklerini söyledi. Başkan Akın konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ulaşım bir hak. Biz de bunu en üst seviyeye taşımak için çalışmalar yapıyoruz. Şimdi elektrikli ve normal otobüslerimiz gelecek. Körfez Bölgesi’nde hem de üniversite güzergahında öğrencilerimize bir kolaylık sağlamak için metrobüsümüzü test ediyoruz. Hem bu bölge için hem de Edremit bölgesi için. Güney Marmara için de çalışmamız var. Bunu da neticelendireceğiz.” dedi. Rektör Oğurlu’ya ziyaret Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, test sürüşünün ardından Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu’yu makamında ziyaret etti. Başkan Akın’ı kapıda karşılayan Oğurlu, yeni hattın hayata geçmesiyle öğrencilerin kent merkezine ulaşımını da rahatlatacağını söyledi.
İstanbul İstanbul için kurumlar kış hazırlıklarını tamamladı İstanbul’da kış tedbirleri değerlendirme toplantısı Vali Davut Gül başkanlığında, ilgili kurum temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantıda İstanbul’daki kış hazırlıkları ve beklenen kar yağışıyla ilgili alınan tedbirler değerlendirildi. İstanbul’da, kış hazırlıkları toplantısı Vali Davut Gül başkanlığında yapıldı. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ndeki (AFAD) toplantıya Vali Gül’ün yanı sıra, vali yardımcıları, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Yusuf Kenan Topcu, Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanı Tuğamiral Serkan Tezel, bölge ve il müdürleri ve ilgili kurumların temsilcileri katıldı. Toplantıda değerlendirmelerde bulunan Vali Gül, "Bütün kurumlarımız kar hazırlıklarını tamamladı. Vatandaşlarımızın hayatını olumsuz etkileyen kar ve buzla mücadelede, afet öncesi, sırası ve sonrasında yapmamız gereken işler var. Öncesinde ise hemşehrilerimize ve kurumlarımıza düşen görevler var. Vatandaşlarımız hava durumu duyurularını ve ikazları dikkate alsınlar. Mecbur olmadıkça kar yağdığında araçları ile trafiğe çıkmasınlar, araçla dışarı çıkma konusunda kendilerini sorgulamalarında fayda var. Kurumlardaki aksaklık diğerini de etkiliyor. Hep birlikte aynı anda hareket edeceğiz. İstanbul’umuzun genelinde 1 Aralık itibariyle kış lastiği kullanımı zorunlu. Toplu taşımanın kar yağdığında kullanılması, karla mücadelemizi rahatlatacaktır. Dışarıda kalan evsiz vatandaşlarımızı, 112’ye gelen taleplerle müsait otellerde misafir ediyoruz. Çatı ve bina çökmelerine karşı, ağaçların devrilmesine karşı dikkat ederek önlem alacağız. Kar yağışı olduğunda yola çıkacak tır ve kamyonları karda şehirler arası yolculuğa çıkarmayacağız ve belirlenen tesislerde misafir edeceğiz. İnşallah, İstanbul’umuzun daha iyi bir şekilde karla mücadele etmesi için elimizden geleni yapacağız. Hepinize çalışmaları için teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından karla mücadelede alınacak tedbirlerle ilgili, müdürlükler birer sunum gerçekleştirdi. Yapılan sunumlar sonucunda, afet teknik destek ve ikmal grubu, 13 bin 998 personel, 3 bin 12 araç ve iş makinesi ile, afet ulaşım altyapı grubu karayolları 1. bölge müdürlüğünce, bin 135 personel, 32 tuz deposu ve 96 bin 600 ton tuz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce, 11 bin 906 personel, 3 bin 365 kar küreme ve tuzlama aracı, 254 bin 444,41 ton tuz kapasitesi, 106 adet tuz ikmal noktası ile Afet Güvenlik ve Trafik Grubu, 13 bin 78 personel ve 3 bin 790 Araç ve iş makinesi ile, il emniyet müdürlüğünde, 2 bin 346 personel ve 109 acil geçiş noktasında, Afet Enerji Grubu ise 3 bin 469 personel ve 457 araç ile, Devlet Su İşleri’nde 1 Greyder ve 1 Yükleyici, Orman Bölge Müdürlüğü’nde 4 Greyder, 4 Operatör ile, Afet Tarım, Orman, Gıda, Su, Hayvancılık Grubu, 200 personel ve 50 araç ile, Afet Arama Kurtarma Çalışma Grubu, turuncu uyarıda 21 noktada, kırmızı uyarıda 35 noktada, Afet Beslenme Grubu, 300 personel ve 117 araç ile olumsuz hava koşullarında hizmet sağlayacak.