ASAYİŞ - 17 Ekim 2024 Perşembe 10:18

‘Havyar zannettim’ dedi, 22 yıl hapis cezası aldı

A
A
A
‘Havyar zannettim’ dedi, 22 yıl hapis cezası aldı

Bolu’da geçtiğimiz şubat ayında aracının lastiğinden çıkan 6 kilo 150 gram metamfetamin maddesi ile yakalanan şahıs karar duruşmasında, aracına başka kişiler tarafından paketli halde konulan uyuşturucu maddelerin havyar olduğunu zannettiğini söyledi. Mahkeme heyeti tarafından sanığa 22 yıl hapis cezası ve 60 bin lira para cezası verildi.


Olay, 18 şubat tarihinde meydana geldi. Bolu İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü kent genelinde uyuşturucuya yönelik denetimler gerçekleştirdi. Ekipler tarafından yapılan denetimlerde şüpheli olarak değerlendirilen bir otomobil durduruldu. Durdurulan otomobilde narkotik köpeği destekli aramalar yapıldı. Yapılan aramada narkotik köpeği aracın sol alt lastiğine tepki verdi. Polis ekipleri aracın lastiklerini sökerek, içine gizlenmiş şekilde 6 kilo 150 gram metamfetamin ele geçirdi. Olayla ilgili İran uyruklu Mohammaadrasoil Rashıdı isimli şahıs gözaltına alındı. Mohammaadrasoil Rashıdı, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan tutuklandı.


Sanık Mohammaadrasoil Rashıdı hakkında ‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak’ suçundan dava açıldı. Rashıdı’nın davası Bolu 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.


“Yakalandığım araçla Türkiye’ye ilk defa giriş yaptım”


Olaydan iki gün önce İran’dan Türkiye’ye giriş yaptığını dile getiren Rashıdı,“16 Şubat’ta İran’dan Türkiye’ye eşim ve iki çocuğum ile beraber geldik. İran ülkesinde kamyonculuk yaparak geçimimi sağlıyorum. Yakalandığım araçla Türkiye’ye ilk defa giriş yaptım. Daha önce İran’dan Rauf isimli arkadaşım ile birlikte İstanbul’daki Mila isimli İran vatandaşı şahsı ziyaret için gelmiştik. Bildiğim kadarıyla Mila isimli şahıs uyuşturucu madde sattığını duymuştum. Mila’nın İstanbul’da üç farklı ikamet adresi olduğunu biliyorum. Mila ile İstanbul’da buluştuğumuzda bana ticaret yaptığını kamyon alarak aracında şoförlük yapabileceğimi, İstanbul ilinden aldıkları kıyafetleri İran ülkesindeki Ahvaz şehrine götüreceğini oradan da kendisinin istediği ürünleri İstanbul’a getireceğini söyledi. Bende teklifini kabul ettim” ifadelerini kullandı.


“Ben havyarın pahalı olduğunu düşündüğüm için kendilerinden şüphelenmedim”


Metamfetamin maddesinin havyar olduğunu zannettiğini sandığını ifade eden Rashıdı, “Yakalanmadan önce Mila ile görüştüğümde bana sözleşme yapmak için İstanbul’a gelmem gerektiğini söyledi. Bende bundan dolayı sözleşme yapmak amacıyla Türkiye’ye giriş yaptım. Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra Rauf’un kullanmış olduğu cep telefonu üzerinden Rauf ve Mila ile görüştüm. İkisi bana Türkiye sınırını geçtikten sonra İstanbul’a getirilmek üzere aracıma havyar yükleneceğini yolda çevirme olursa Türk polisinin para cezası yazabileceğini eğer ceza yazılırsa parayı kendilerinin ödeyeceğini söylediler. Türkiye’de bir kamyondan tanımadığım şahıslar tarafından aracımın lastiklerine havyar olarak zannettiğim uyuşturucu maddeleri yüklediler. Bu iş için bana Rauf ve Mila 100 bin TL teklif etmişlerdi. Ben havyarın pahalı olduğunu düşündüğüm için kendilerinden şüphelenmedim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” diye konuştu.


Mahkeme heyeti tarafından Rashıdı’nın, 22 yıl hapis cezası ve 60 bin lira para cezası almasına karar verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Kahverengi kokarcada kışlak uyarısı: "Öldürmezsek 400 böcek olarak geri dönecek" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İslam Saruhan, "Kahverengi kokarca şu anda kendi ayağıyla kışlaklara geliyor. Buradan canlı çıkan her canlı bize sezonda 300-400 tane böcek olarak geri dönecek. Kışlaklardaki böcekleri yok ederek bundan birkaç yıl içinde kurtulacağımızı umut ediyoruz" dedi. İstilacı bir tür olan ve özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere yüzlerce bitki türüne büyük zarar veren “kahverengi kokarca” havaların soğumasıyla kışlaklara, insanların yaşadıkları evlere çekiliyor. Bu durumda insanlara böceği gördükleri yerde imha etmeleri gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. İslam Saruhan, "Kahverengi kokarca şu anda kendi ayağıyla kışlaklara geliyor. Yapacağımız en iyi mücadele yöntemi, oralarda bunun yok edilmesidir. Bunu nasıl yaparız? Kimyasal ilaç kullananlar var ama kimyasal ilaçtan ziyade oradakileri bir elektrik süpürgesi ile toplayarak imha etmek gerekiyor. En iyi mücadele yöntemi budur. Buradan çıkan her canlı bize sezonda 300-400 tane böcek olarak geri dönecektir. Ne kadar öldürürsek o kadar karlı olacaktır. Kokarca ile şu an yapılabilecek en iyi mücadele yöntemi kışlaklarda toplanarak imha edilmesidir. Bu böcek sezonda mayıs ayının ortalarına doğru fındığa geçmektedir. O dönemde de kimyasal mücadelesini yapmak bizim için önemlidir. Kimyasal mücadelesinden sonra böcek haziran ayında yumurta döneminde olduğu için, yumurta döneminde herhangi bir kimyasal kullanmıyoruz. Hatta o dönemde samuray arısı devlet tarafından salınıyor. Hem o arıların bu kokarca yumurtasını yemesi hem de ilaçtan zarar görmemesi için kesinlikle kimyasal mücadele yapmayalım. Haziran ayında böceğin popülasyonuna göre ikinci ve üçüncü ilaçlamayı yapalım. Kışlaklardaki böcekleri yok ederek bundan birkaç yıl içinde kurtulacağımızı umut ediyoruz" diye konuştu. "Bu sene fındıkta yüzde 20 zarara neden oldu" Kokarcanın bu sene fındıkta yüzde 20 zarara neden olduğunu belirten İslam Saruhan şunları söyledi: "Kokarcanın böyle bir zarar yapacağını biz ön görüyorduk. Girdiği ülkelerde ilk 5 yılda çok hafif ilerleyerek sonra birden yüksek popülasyona geçerek ciddi kayıplara sebep oluyor. Şu anda yapılan bir bilimsel çalışma yok ama tahminlerimize, eldeki verilere göre kokarcanın bu sene fındıkta yüzde 20 civarında bir zarara neden olduğunu tahmin edebiliyoruz."
Samsun Temizlik malzemelerinde doğru bilinen yanlışlar Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erbil Ağar, "Bir temizlik ürününün köpürmesi veya köpürmemesi, kıvamlı olması ya da sulu olması o ürünün kalitesi ile ilişkisi yoktur. ’Daha fazla köpürünce daha fazla temizleniyor’ düşüncesi halk arasında bir önyargıdır. Öyle bir şey söz konusu değildir” dedi. Temizlik yapan vatandaşlar kullandıkları malzemelerin köpürünce daha fazla temizlendiği düşüncesine kapılıyor. Alanında uzman kişiler ise bu durumun ürünün kalitesiyle hiçbir ilişkisinin olmadığını söyledi. Temizlik ürünlerinin kullanımında doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Erbil Ağar, “Bir ürünün köpürmesi veya köpürmemesi, kıvamlı olması ya da sulu olmasının o ürünün kalitesi ile ilişkisi yoktur. İçerisinde eğer Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) belirlediği aktif madde söz konusu ise bunun köpürmesi veya köpürmemesi hiçbir şey değiştirmez. Köpürmesini istemediğimiz bazı temizlik ürünleri de söz konusudur. Bunlar bulaşık deterjanı, çamaşır deterjanlarıdır. Bunlar deterjan grubuna giriyor. Çamaşır veya bulaşık makinesinde kullanılan deterjanlarda hiçbir zaman köpürme istenmez. Köpük sonradan yavaş yavaş söndüğü için kalıntı bırakır. Bazı ürünlerde köpürme istenir. Örneğin yağ çözücülerde köpürme istenir. Uzun süre yağın üstünde köpük kalır. Kaldıkça da etkinliğini artırır. Yağı daha iyi çözer. Sıvı olarak kullanılan el sabunu ya da bulaşık deterjanının içerisine kıvam verici olarak tuzlar kullanılır. Bu tuzların çok olması yani numunenin kıvamlı olması bunun çok kaliteli olduğu anlamını taşımıyor. Önemli olan içerisinde aktif madde miktarıdır. Sonradan kıvam verilir. Hatta bazı ürünlere istenildiği kadar tuz katılarak kıvam verilir. Bazı ürünlerde de köpük kesiciler kullanılarak köpürmesi engellenir. Daha fazla köpürünce daha fazla temizleniyor düşüncesi halk arasında bir önyargıdır. Öyle bir şey söz konusu değildir” diye konuştu.