ASAYİŞ - 17 Ekim 2024 Perşembe 10:22

Enişte dehşetinin cezası belli oldu

A
A
A
Enişte dehşetinin cezası belli oldu

Bolu’da miras meselesi sebebiyle çıkan tartışmada kayınbiraderini ve oğlunu ağır yaralayan, bir yeğeninin de ölümüne sebep olan enişte, müebbet hapis ve 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı.


Olay, 15 Aralık 2023’de Bolu İzzet Baysal Küçük Sanayi Sitesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, aralarında alacak verecek meselesi yüzünden husumet bulunan Kenan Ünen ile kayınbiraderi Ekrem Üreten tartışmaya başladı. Tartışmaya ikilinin oğulları Taner Ünen, Erhan Üreten ile Ersan Üreten de dahil oldu. Araçta bekleyen Kenan Ünen, yanında bulunan pompalı tüfekle baba ve oğullarına ateş etti. Kurşunların isabet ettiği 3 kişi kanlar içinde yere yığıldı. Tüfekten saçılan saçmalardan biri de oto yıkamacıda çalışan M.O.G.’ye isabet etti.



Hayatını kaybetti


Olayda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Erhan Üreten, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 2 kişinin ağır yaralanmasına ve Erhan Üreten’in ölümüne neden olan Kenan Ünen hakkında, "Basit yaralama", "Mala zarar verme", "Silahla tehdit", "Tasarlayarak öldürme" ve "Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" suçlarından dava açıldı. Tutuklu sanık Kenan Ünen’in 90 yıla kadar hapsi istendi.



Tasarlayarak adam öldürme suçundan ceza verilmesi istendi


Bolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki karar duruşmasında, Ekrem Üreten ile ailenin avukatları, tutuklu sanık Kenan Ünen, tutuksuz yargılanan oğlu Taner Ünen ve avukatları hazır bulundu. Üreten ailesinin avukatı, tutuklu yargılanan Kenan Ünen ve tutuksuz yargılanan oğlu Taner Ünen’e tasarlayarak adam öldürme suçundan ceza verilmesi gerektiğini ifade etti.



Mahkeme kararını verdi


Mahkeme heyeti tarafından tutuklu yargılanan sanık Kenan Ünen’in kişiyi kasten öldürmek suçundan müebbet hapis ve 2 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 22 yıl hapsine karar verildi.



Enişte dehşetinin cezası belli oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Kahverengi kokarcada kışlak uyarısı: "Öldürmezsek 400 böcek olarak geri dönecek" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İslam Saruhan, "Kahverengi kokarca şu anda kendi ayağıyla kışlaklara geliyor. Buradan canlı çıkan her canlı bize sezonda 300-400 tane böcek olarak geri dönecek. Kışlaklardaki böcekleri yok ederek bundan birkaç yıl içinde kurtulacağımızı umut ediyoruz" dedi. İstilacı bir tür olan ve özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere yüzlerce bitki türüne büyük zarar veren “kahverengi kokarca” havaların soğumasıyla kışlaklara, insanların yaşadıkları evlere çekiliyor. Bu durumda insanlara böceği gördükleri yerde imha etmeleri gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. İslam Saruhan, "Kahverengi kokarca şu anda kendi ayağıyla kışlaklara geliyor. Yapacağımız en iyi mücadele yöntemi, oralarda bunun yok edilmesidir. Bunu nasıl yaparız? Kimyasal ilaç kullananlar var ama kimyasal ilaçtan ziyade oradakileri bir elektrik süpürgesi ile toplayarak imha etmek gerekiyor. En iyi mücadele yöntemi budur. Buradan çıkan her canlı bize sezonda 300-400 tane böcek olarak geri dönecektir. Ne kadar öldürürsek o kadar karlı olacaktır. Kokarca ile şu an yapılabilecek en iyi mücadele yöntemi kışlaklarda toplanarak imha edilmesidir. Bu böcek sezonda mayıs ayının ortalarına doğru fındığa geçmektedir. O dönemde de kimyasal mücadelesini yapmak bizim için önemlidir. Kimyasal mücadelesinden sonra böcek haziran ayında yumurta döneminde olduğu için, yumurta döneminde herhangi bir kimyasal kullanmıyoruz. Hatta o dönemde samuray arısı devlet tarafından salınıyor. Hem o arıların bu kokarca yumurtasını yemesi hem de ilaçtan zarar görmemesi için kesinlikle kimyasal mücadele yapmayalım. Haziran ayında böceğin popülasyonuna göre ikinci ve üçüncü ilaçlamayı yapalım. Kışlaklardaki böcekleri yok ederek bundan birkaç yıl içinde kurtulacağımızı umut ediyoruz" diye konuştu. "Bu sene fındıkta yüzde 20 zarara neden oldu" Kokarcanın bu sene fındıkta yüzde 20 zarara neden olduğunu belirten İslam Saruhan şunları söyledi: "Kokarcanın böyle bir zarar yapacağını biz ön görüyorduk. Girdiği ülkelerde ilk 5 yılda çok hafif ilerleyerek sonra birden yüksek popülasyona geçerek ciddi kayıplara sebep oluyor. Şu anda yapılan bir bilimsel çalışma yok ama tahminlerimize, eldeki verilere göre kokarcanın bu sene fındıkta yüzde 20 civarında bir zarara neden olduğunu tahmin edebiliyoruz."
Samsun Temizlik malzemelerinde doğru bilinen yanlışlar Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erbil Ağar, "Bir temizlik ürününün köpürmesi veya köpürmemesi, kıvamlı olması ya da sulu olması o ürünün kalitesi ile ilişkisi yoktur. ’Daha fazla köpürünce daha fazla temizleniyor’ düşüncesi halk arasında bir önyargıdır. Öyle bir şey söz konusu değildir” dedi. Temizlik yapan vatandaşlar kullandıkları malzemelerin köpürünce daha fazla temizlendiği düşüncesine kapılıyor. Alanında uzman kişiler ise bu durumun ürünün kalitesiyle hiçbir ilişkisinin olmadığını söyledi. Temizlik ürünlerinin kullanımında doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Erbil Ağar, “Bir ürünün köpürmesi veya köpürmemesi, kıvamlı olması ya da sulu olmasının o ürünün kalitesi ile ilişkisi yoktur. İçerisinde eğer Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) belirlediği aktif madde söz konusu ise bunun köpürmesi veya köpürmemesi hiçbir şey değiştirmez. Köpürmesini istemediğimiz bazı temizlik ürünleri de söz konusudur. Bunlar bulaşık deterjanı, çamaşır deterjanlarıdır. Bunlar deterjan grubuna giriyor. Çamaşır veya bulaşık makinesinde kullanılan deterjanlarda hiçbir zaman köpürme istenmez. Köpük sonradan yavaş yavaş söndüğü için kalıntı bırakır. Bazı ürünlerde köpürme istenir. Örneğin yağ çözücülerde köpürme istenir. Uzun süre yağın üstünde köpük kalır. Kaldıkça da etkinliğini artırır. Yağı daha iyi çözer. Sıvı olarak kullanılan el sabunu ya da bulaşık deterjanının içerisine kıvam verici olarak tuzlar kullanılır. Bu tuzların çok olması yani numunenin kıvamlı olması bunun çok kaliteli olduğu anlamını taşımıyor. Önemli olan içerisinde aktif madde miktarıdır. Sonradan kıvam verilir. Hatta bazı ürünlere istenildiği kadar tuz katılarak kıvam verilir. Bazı ürünlerde de köpük kesiciler kullanılarak köpürmesi engellenir. Daha fazla köpürünce daha fazla temizleniyor düşüncesi halk arasında bir önyargıdır. Öyle bir şey söz konusu değildir” diye konuştu.