GÜNDEM - 15 Nisan 2024 Pazartesi 09:46

Hababam’ın Hafize anası yerini, öğrencilerin Romanyalı Leyloş ablasına bıraktı

A
A
A
Hababam’ın Hafize anası yerini, öğrencilerin Romanyalı Leyloş ablasına bıraktı

Aslen Romanyalı olan ve uzun yıllardır Bayburt’ta yaşayan Leyla Yavuz, yaklaşık 14 senedir çalıştığı okulda, öğrencilerin gözbebeği oldu. Yavuz’un öğrencilerle kurduğu abla-kardeş ilişkisi ise akıllara Hababam Sınıfı filminin sevilen ’Hafize Ana’ karakterini getiriyor. Yer yer öğrencilerle şakalaşan, yemekhanede, kantinde öğrencilere yardımcı olan ve teneffüs aralarında birlikte sohbet eden Yavuz’u Erdem Beyazıt İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri çok seviyor.


Evlendikten sonra eşi İslam Yavuz vesilesiyle müslüman olan Leyla Yavuz, huzuru hem eşi İslam Yavuz da hem de İslamiyet’te bulduğunu söyledi.


Asıl ismi Lilyana olan Leyla Yavuz, Müslüman olduktan sonra Leyla ismini kullanmaya başladı. Öğrencilerle yakın ilişkiler kuran ve öğrencilerin Leyloş ablası Leyla Yavuz’u her sabah öğrenciler okulda koşarak karşılıyor. Öğrencilerin ’Leyloş’ abla diye hitap ettiği Yavuz, bu durumdan memnun olduğunu vurgulayarak, "Öğrencileri kendi evladımdan hiç ayırt etmiyorum. Ben onların Leyloş ablasıyım, onlar da benim kuzularım. Birbirimizi karşılıklı olarak çok seviyoruz" dedi.


24 yaşına kadar Romanya’da yaşayan Yavuz, o yıllarda tatil yapma için geldiği İstanbul’da eşiyle tanıştı. Eşi İslam Yavuz’la evlendikten sonra Fransa’ya taşınan Yavuz ailesi, çocukları olunca Türkiye’ye kesin dönüş yapma kararı aldılar. Tek bir şartla Türkiye’ye gelmeyi kabul eden Leyla Yavuz’un şartı ise Bayburt’ta yaşamak oldu. Eşinin memleketi Bayburt’u çok sevdiğini, "Bayburt’u, memleketim Romanya’dan daha çok seviyorum, burası benim evim. Okuldaki öğrencilerin hepsi benim evlatlarım" diyerek belirten Yavuz, hem Bayburt’a, hem de çalıştığı okuldaki öğrencilere düşkünlüğünü bu sözlerle ifade etti.


Polis babanın, anaokul öğretmeni annenin çocuğu olan Yavuz, asıl mesleği olan hemşireliği yapmayıp, bir hevesle başladığı okulda uzun yılları geride bıraktı. Sayısızca öğrencinin mezuniyetine tanık olan Yavuz, kimsenin hakkına girmeyeceğini emeklilik yaşı geldiğinde üzülerek de olsa emekli olacağını söyledi.


Yavuz’u, namı diğer Leyloş ablasını çok sevdiğini söyleyen Zeynep Akarsu isimli öğrenci, "Leyla ablayı çok seviyorum, o bizim Leyloşumuz. Kantinden bir şeyler alırken bize hep yardımcı oluyor. O bize çok iyi davranıyor" diyerek konuştu.


Bir diğer öğrenci Meryem Kardeş, ’Okulumuzun annesi’ dediği Yavuz’dan, "Leyla ablayı çok seviyorum, çok iyi bir ablamız. Bize çok yardım ediyor. O bizim annemizden sonraki okulumuzun annesi" sözleriyle bahsetti.



"Huzuru iki İslam’da buldum"


Eşi İslam Yavuz’la evlendikten bir yıl sonra Müslüman olduğunu ve eşi İslam Yavuz sayesinde İslam diniyle tanıştığını kaydeden Yavuz, "İsmim Lilyana, sonradan Müslüman olduktan sonra Leyla ismini kullanmaya başladım. Evlendikten bir yıl sonra Müslüman oldum. İslam’la iki kere tanıştım diyebilirim, eşimin ismi İslam, sonra İslam dinine yönelince 2’inci kez İslam’la tanışmış oldum. Hayatımdan, yaşantımdan, eşimden çok memnunum. Eşimden Allah razı olsun, o benim hayatımı kurtardı. Onun sayesinde Müslüman oldum" şeklinde konuştu.



"Bayburt benim evim, Bayburt’u memleketimden daha çok seviyorum"


Kendini artık Bayburtlu gördüğünü, yurt dışından Bayburt şartıyla geri döndüğünü söyleyen Yavuz, "Ben kendimi Bayburtlu olarak görüyorum, Bayburtluyum. Bayburt’u gerçekten çok seviyorum. Aslında biz Fransa’dan geldiğimizde her yere gidebilirdik ama ben tek bir şartla Türkiye’ye geldim, Bayburt’ta yaşayacaksak dönelim dedim. Bayburt çok sakin, huzurlu bu yüzden çok seviyorum. Hatta kendi memleketimden daha çok seviyorum" dedi.



"Bana dünyaları verseler işimden vazgeçmem"


14 senedir çalıştığı okulda işini severek yaptığını vurgulayan Yavuz, "13-14 senedir bu okuldayım, bana dünyaları verseler ben okulumu bırakmam, işimi değiştirmem. Hayatım bu okulda, okulumu dahi değiştirmek istemem. Öğrencilerime çok alıştım, onlar benim evlatlarım sayılır. Yıllar önce okulda çalışmak için başvuru yaptığımda başvurumu alan müdür bana, siz bu işi yapabilir misiniz, emin misiniz, temizlik zor olur diye sordu.


Bence helal para olduktan sonra her iş yapılır. Okul benim birinci evim, çünkü burada evimden daha çok zaman geçiriyorum. Öğrenciler beni seviyorlar, beni Hababam Sınıfı filmindeki Hafize Ana’ya benzetiyorlar, öyle görüyorlar. Bazen Leyloş abla diyorlar, bazen kanka diyorlar" ifadelerini kullandı.


Okulun Müdür Başyardımcısı olan Cemalettin Mehmedoğlu, Yavuz’un işini dört dörtlük yaptığını ve herkesin Yavuz’u çok sevdiğini dile getirerek, "Leyla ablayla aşağı yukarı 14 yıldır beraber çalışıyoruz. Leyla abla işe ilk olarak şirketten başladı. Daha sonra çalışkanlığı ve gayretiyle onu kadroya aldık. Kadroya geçtikten sonra okulumuzda gayretleriyle ön plana çıktı. Okulumuzun sevilen simaları arasına girdi. İdarecilerle, öğretmenlerle, diğer personellerle ve öğrencilerle ilişkileri çok iyi. Okulumuzda sevilen bir isimdir, kendisi Romanya’dan gelmiş olmasına rağmen Türk adet, gelenek, göreneklerini hiçbir zaman ihmal etmeden kendi öz yaşantısına devam ediyor. Leyla ablaya gayretinden dolayı çok teşekkür ederiz, emekli olana kadar beraberiz. Emekli olduktan sonra da sağlık, sıhhat içinde yaşamasını rabbimden temenni ediyoruz" sözlerini kullandı.



Hababam’ın Hafize anası yerini, öğrencilerin Romanyalı Leyloş ablasına bıraktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kendilerinden önce fiyatları koştu, safkan 30 taydan sadece 3’ü satıldı Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği (TYAYSD) ile Safkan İngiliz Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği’nin (SİAYSD) ilk kez ortak olarak düzenlediği 2024 Sonbahar İdmanda Elit 2 Yaşlı Safkan İngiliz Tay Satışı Etkinliği’nde satışa çıkarılan 30 taydan 3 safkan İngiliz tayı yeni sahiplerine kavuştu. Yarış camiasının heyecanla beklediği 2024 Sonbahar İdmanda Elit 2 Yaşlı Safkan İngiliz Tay Satışı Etkinliği Veliefendi Padok Alanı’nda gerçekleşti. Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği’nin (TYAYSD) ve Safkan İngiliz Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği (SİAYSD) iş birliği ile düzenlenen etkinlikte, açık artırmaya katılan 30 safkan İngiliz tayından 3 tanesi yeni sahibine kavuştu. Beklenenin altında kalan açık arttırmada toplam 3 tay 9.5 milyon TL’ye satıldı. “At camiası için önemli bir organizasyon” Açık arttırma öncesi atlara ve atlı sporlara ilgisi ile bilenen oyuncu Emre Karayel, “Tay satışları at camiası için sektörün dönmesi ve ilerlemesi adına çok önemli. Tabii ki her sene buraya olan katılımın artması da bizi mutlu ediyor. Burada sadece bireysel at satışları değil, sendika at satışları da gerçekleşiyor. At sahibi olmak isteyenler 10 kişi-20 kişi birden ortak bir at alabiliyorlar. Bir safkan ata sahip olmak ayrıcalıktır. Benim de birçok atım var. Hatta burada sahada koşan atım da bulunuyor. Bu gün satılan bir tayım bulunmuyor. Uygun bir durum olursa bu gün belki bir tay alabilirim” ifadelerini kullandı. 3 safkan İngiliz tayı yeni sahiplerine kavuştu Açık artırmada 32 numara ile etkinliğe katılan North Pasha 4.5 milyon TL ile organizasyonun en yüksek satış bedeliyle yeni sahibine kavuştu. 7 numara ile etkinliğe katılan Vermithrax 4 milyon TL ve 29 numara ile etkinliğe katılan The Snake Pit 1 milyon TL satış bedeliyle satıldı. “7.5 milyon TL’lik rekor teklif kabul edilmedi” Açık artırmanın dikkat çeken anlarından biri de 34 numara ile etkinliğe katılan Perfect Sunset’in 7.5 milyon TL ile en yüksek teklif almasıydı. Ancak, teklif muhammen bedelin altında kaldığı için satış gerçekleşmedi. Bu durum, Türkiye’deki İngiliz Safkan Tay Satışı organizasyonları arasında en yüksek teklif olarak kayıtlara geçti.
İstanbul Uğur Kılıç: "Hedefimiz Türk bayrağını hentbolda olimpiyatlarda dalgalandırmak" Türkiye Hentbol Federasyonu’nda yeni başkanlık seçimi 27 Eylül Cuma günü Ankara’da yapılacak. Mevcut başkan Uğur Kılıç da seçimde yeniden aday oldu. Kılıç, geçmiş dönemde neler yaptıkları ve projeleri hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Sporcu sayısında artış olduğunu ifade eden Uğur Kılıç, "Sporcu sayımızda geldiğimizde 7 bin 560 olan sporcu sayımız şu an 23 bin 666. Bu bizim çok önemli. Kulüplerdeki lisanslı sporcu sayısı 48 yıllık federasyon tarihinin hiç ulaşmadığı bir sayı. Altyapı takımlarımızda hem kızlar, hem erkekler B kategorisinde mücadele ediyordu. Bugün baktığımızda kızlar B klasmanında Avrupa ikincisi oldu, A klasmana yükseldi. Erkekler B klasmanda Avrupa 3.’sü oldu A klasmana yükseldi. A Milli Kadın Takımımız, ilk defa Avrupa Şampiyonası finallerine katılmaya hak kazandı. Kasım ayında bu şampiyonaya katılacağız ve bu tarihte ilk. 2026’ya ev sahipliği yapacak. Bu bir başarı hikayesi olacak. Ülkemizde çok fazla uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptık. 2026 Avrupa Şampiyonası da Türkiye’de ilk defa yapılacak. 2025 yılında hem kadınlar, hem erkeklerde Plaj Şampiyonası’nı Alanya’da yapacağız. Bunlar Avrupa ve Dünya Hentbol Federasyonu ile yapmış olduğumuz sinerjinin bir sonucu olarak ülkemize kazandırdığımız organizasyonlar. Sponsorluk sayımızı arttırdık, önemli gelirler elde ettik. Bu gelirlerimizi altyapılara aktardık. 6-7 farklı milli takım kategorisinde sporcularımız çalışabiliyor. Çok yoğun, uyumlu, şeffaf, hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla 3 yılı geçirdik. Önümüzdeki süreçte de projelerimizde başarılı olacağımıza inanıyoruz" diye konuştu. "Trabzonspor ile görüştük, Fenerbahçe ve Galatasaray için projeler hazırladık" Kulüp yapılamalarıyla ilgili çalışmalarının olacağını aktaran Başkan Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Liglerimizde daha rekabetçi bir ortamın sağlanabilmesi için büyük futbol kulüplerinin, önemli özel veya kamu, kurum kulüplerinin hentbola yatırım sağlamak üzere çalışmalar yaptık. Mesela Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan ile iki kere hentbol takımı kurulmasıyla görüşme yapma şansımız oldu. Hem Fenerbahçe hem Galatasaray için projeler hazırladık. Önceden İstanbul’da bir hentbol salonumuz yoktu. Takımlarımız kurulsa dahi hentbol oynayabilecekleri, antrenman yapabilecekleri yoktu. Geçen yıl itibarıyla Haldun Alagaş Spor Salonu, tamamen hentbola tahsis edilmiş durumda. Güçlü kulüplerimiz olursa daha güçlü bir federasyon daha rekabetçi bir lig olur. Milli takım havuzunda hazır sporcular. Türkiye bir spor ülkesi. Hentbol, Avrupa’da çok popüler durumda. Türkiye’de de hak ettiği popülerliği bulması için kulüplerle ilgili çalışmaları yapacağız." "2028 yılındaki hedefimiz 100 bin sporcuya ulaşmak" Altyapılarda sporculara yatırım yapan kulüplere ve antrenörlere özel çalışmaların olacağını dile getiren Uğur Kılıç, “Yol ve harcırahlarıyla ilgili destekler yapacağız. Bakanlığımız, Türkiye Şampiyonası’nda ilk 3’e giren altyapı kulüplerimizin sporcuların maaş veriyor. Bu çok büyük bir hizmet. Biz de federasyon olarak dereceye giren kulüplerimizin kendilerine ve antrenörlerine ödül vereceğiz. Altyapıdaki sayımızı 3 yılda 3 kat arttırdık. 2028 yılındaki hedefimiz 100 bin sporcuya ulaşmak. Sponsor sayılarımızı 1’den 11’e çıkardık. 2028’e yılına kadar gelirlerimizi arttıracağız. Hentbolu sevdirmek için çok farklı projeler hayata geçiyoruz. Kral Şakir de bunlardan biri. Geçtiğimiz önemli çalışmalar yaptık. İlk çizgi film yayınlandı, ‘Kral Şakir Hentbol Oynuyor’. İkinci çizgi film de vizyona girecek. Önümüzdeki dönemlerde okullarda, hem Milli Eğitim Bakanlığımız hem de Gençlik ve Spor Bakanlığımızla birlikte ‘Kral Şakir ile Hentbol Öğreniyoruz’ projesiyle 200 bin öğrenciye hentbol oynatmak istiyoruz. Hentbol oynamak isteyen çocuklara ulaşılabilir olmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. "Hedefimiz Türk bayrağını hentbolda olimpiyatlarda dalgalandırmak" Avrupa Hentbol Federasyonu ve Dünya Hentbol Federasyonu yönetim kurulu ve diğer kurullarında yer almak istediklerini söyleyen Uğur Kılıç, “Ülkemizi orada temsil etmek istiyoruz. Sahadaki en önemli ve başarımız inşallah Los Angeles 2028 Olimpiyatları olacak. Olimpiyata gidebilmek için kendi kıtanızdaki son şampiyonadaki alacağınız dereceler çok önemli. Olimpiyatlara 12 takım katılıyor. Olimpiyatlarda Avrupa çok güçlü. Bizim kendi ülkemizdeki şampiyonada 8, 9, 10. olabilmemiz halinde bile biz olimpiyat kotası oynayabilme şansı yakalayacağız. Kadın Milli Takımımız ile hedefimiz artık olimpiyat. Türk bayrağını hentbol sporuyla birlikte olimpiyatlarda dalgalandırmak en büyük hedefimiz olacak. Erkek Milli Takımı ile ilgili 2026 ve 2027 yıllarında Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nın finallerine katılmayla ilgili çalışmalarımız devam edeceğiz" dedi. "Aklımızda iki farklı spor lisesi var" Hentbol Spor Lisesi ile ilgili bakanlıkla görüşme halinde olduklarını sözlerine ekleyen Kılıç, "Bizim aklımızda iki farklı spor lisesi var, Anadolu’da ve büyükşehirler. Özellikle Ankara’da yer almasını çok istiyoruz. Bu çok önemli. Elit sporcuların eğitimleriyle ilgili de çalışmalar yapmamız önemli ve değerli. İnşallah bunu hayata geçireceğiz. Önümüzdeki projelerimizden biri" şeklinde konuştu. "Milli takımlarda elde edilecek başarılar ve rol model sporcularımızla popüler hale getireceğiz" Türkiye’de hentbola ilgiyi artırmak için neler yapılacağının sorulması üzerine ise Uğur Kılıç, "Avrupa’da hentbol, futboldan sonra ikinci branş. Olimpiyatlardaki seyirci rekorları 28-29 bin civarındaydı. Diğer salon branşlarıyla karşılaştırdığınızda belki de iki kat seyirci. Hentbol ürün olarak baktığımız zaman seyir zevki yüksek, her anı heyecan dolu bir spor. Biz bütün faaliyetlere Avrupa’dan yarışarak gidiyoruz. Orada birbirinden güçlü 40 ülke var. Burada yukarıya çıkmamız lazım. Milli takımımızdaki başarıyı yavaş yavaş arttırarak, seyircisi olan camia kulüplerimizin hentbola yatırımlarını sağlayarak bu seyirci sayılarını arttırmak istiyoruz. Seyreden bir daha kopmuyor. Hentbol topuyla ilgili sihirli top kavramım var. O topa dokunan da seyreden de hentboldan kolay kolay kurtulmuyor. Son dönemde televizyonda bolce hentbol maçları oluyor. Milli takımlarda elde edilecek başarılar ve sonucunda oluşacak rol model sporcularımızla hentbol çok daha popüler hale getireceğiz" cevabını verdi. Oğuzhan Ort - Mehmet Ekrem Ceylan - Samet Yalçın
Gümüşhane Tomara Şelalesi, Avrupa Spor Haftası etkinliklerine ev sahipliği yaptı Avrupa Spor Haftası kapsamında Gümüşhane’de gerçekleştirilen etkinliklerin açılışı, bölgenin en etkileyici doğal güzelliklerinden biri olan Tomara Şelalesi’nde yapıldı. Fitness kursiyerleri ve antrenörler, cam seyir terası üzerinde spor yaparak sağlıklı yaşamın önemine dikkat çekti. Tüm Avrupa’da aynı anda kutlanan ve 30 Eylül’e kadar sürecek olan Avrupa Spor Haftası’nın açılışı Gümüşhane’de bölgenin en etkileyici doğal güzelliklerinden birisi olan Tomara Şelalesi’nde yapıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Herkes İçin Spor Federasyonu İl Temsilciliği’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği etkinlikte, Türkiye’de turizm otoriteleri tarafından ziyaret edilmesi tavsiye edilen 10 şelaleden birisi olan Tomara Şelalesi’nde fitness kurslarına katılan 10 kadın ve antrenörler cam seyir terası üzerinde spor etkinliği gerçekleştirdi. "Herkes İçin Spor ve Sağlık Günleri" temasıyla Türkiye’nin 81 ilinde eşzamanlı olarak başlayan Avrupa Spor Haftası etkinlikleri her yıl 23-30 Eylül tarihleri arasında "Aktif ol" sloganıyla Avrupa çapında kutlanıyor. Kentin en önemli turizm destinasyonlarından biri olan Şiran ilçesindeki Tomara Şelalesi, 40 ayrı noktadan yaklaşık 15 metre yükseklikten dökülen berrak suyu, kuş cıvıltıları ve doğanın eşsiz güzelliğiyle etkinliğe ev sahipliği yaptı. Türkiye’de turizm otoriteleri tarafından ziyaret edilmesi tavsiye edilen 10 şelaleden biri olan Tomara Şelalesi’nde gerçekleştirilen bu etkinlikle hem spor yaparak sağlıklı yaşam vurgusu yapıldı hem de Gümüşhane’nin tanıtımına katkı sağladı. Sporun 7’den 70’e herkes için alışkanlık olması gerekliliğinden hareketle yoğun bir programla kutlanacak olan etkinliklerin ilkine katılan Gümüşhane Üniversitesi BESYO antrenörlük son sınıf öğrencisi, milli güreşçi Irmak Tutku Şahin, "Avrupa Spor Haftası kutlamaları kapsamında Tomara Şelalesi’ne spor etkinliği yapmaya geldik. Huzur verici bir hava var. Sesi huzur veren bir ortam. Buradan herkesi spora davet ediyorum" diye konuştu. Fitness antrenörü Burcu Turhan ise "Avrupa Spor Haftası nedeniyle Tomara Şelalesi’nde sporcularımla birlikte bu güzel havanın, bol oksijenli havanın tadını çıkardık" dedi.