EĞİTİM - 30 Ekim 2024 Çarşamba 09:47

Rektör Uzun, “Yeşil Yakalılar” programına konuk oldu

A
A
A
Rektör Uzun, “Yeşil Yakalılar” programına konuk oldu

Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Tarım Orman Ekranı “Yeşil Yakalılar” programına konuk olarak üniversitenin vizyon projelerinden bahsetti.


Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Tarım ve Orman Bakanlığının yayın organı Tarım Orman Ekranı’nda yayınlanan “Yeşil Yakalılar” programına konuk olarak gündeme dair soruları cevapladı. Başarılı sunucu İsmail Yolcu’nun sunduğu programda tarım ve ormancılık alanlarında BARÜ’de yapılan çalışmalara değinen Rektör Uzun, hedeflerinin bulundukları yerden başlayarak Türkiye’nin gelişimine değer katmak olduğunu söyledi.


“Yeşil yakalılar çağına giriş yapmış bulunmaktayız”


Konuşmasına programın ilk konuğu olmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan Rektör Uzun, “Artık firmalar ‘yeşil yakalı’ yani, çevre sorunlarının giderek arttığı ve bununla paralel hızla büyüyen sürdürülebilir üretim/enerji sektörlerinin kendi içerisinde uzmanlık gerektiren istihdamına yatırım yapıyor. Yapılan iş sürdürülebilir üretime katkı sağlıyorsa, enerji ve doğal kaynaklardan tasarruf ediyorsa, yenilenebilir enerji kullanıyorsa, çevre ve hava kirliliğine yol açmıyorsa, biyo-çeşitliliği koruyorsa ’yeşil işler’ tanımına giriyor. Sürdürülebilir dünya ve aslında sürdürülebilir kaynaklar için çalışan kişiler de programın ismi gibi ‘Yeşil Yakalı’ oluyor. Tabii Bartın Üniversitesinin de aralarında bulunduğu eğitim kurumları da yeni kariyer hedefleri doğrultusunda gençleri bu yeni mesleklere hazırlıyor. Bu noktada bu programa katılıyor olmaktan oldukça mutluyum. Böyle bir programın yapılmasında liderlik ettiği için Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı başta olmak üzere Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanı Sayın Dr. Bülent Kahraman Çolakoğlu’na ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.


“Bulunduğumuz yerden başlayarak yarınlarımıza değer katıyoruz”


Rektör Uzun, BARÜ’nün bölgesel kalkınma odaklı çalışmalarıyla ilgili sorulan soruya da cevap vererek hedeflerinin daha iyiye ulaşma noktasında iş birliği içerisinde hareket etmek olduğunu ifade etti.


Rektör Uzun, “Bölgemizin kalkınması ve rekabet gücü açısından önemli fırsatlardan yararlanılması, yenilik ve girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla birtakım çalışmalar yürütüyoruz. Sadece bilgiyi aktaran değil aynı zamanda ‘üreten bir üniversite’ olarak bölgemizi, şehrimizi ve öğrencilerimizi her noktada destekliyoruz. Meslek Yüksekokulumuzda ‘Organik Tarım’ programımız, bölgemiz çiftçisine, üreticisine yönelik eğitimlerimiz devam ediyor. Ayrıca Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanlığında uygulanan Gelecek Araştırmaları Derneğinin başvuru sahibi Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı, Bartın Üniversitesi, Bartın Bilim Eğitim Derneği eş başvuru sahibi, Bartın İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün iştirakleriyle desteklenmeye hak kazanan ‘Feed the Future’ akıllı sera sistemleri projemiz ile eğitime açık olan her yaştan bireyleri daha iyiye ulaşmaları için teşvik ediyoruz” şeklinde konuştu.


“İklim değişikliğine uyum ve dayanımı artırmak için gayret gösteriyoruz”


İklim değişikliğine uyum ve dayanımın artırılmasının dünyanın öncelikli konularından biri olduğunu da hatırlatan Rektör Uzun, “İklim değişikliğine karşı mücadeleden ziyade uyum ve dayanım noktasında önemli çalışmalar yapıyoruz. Avrupa Birliği IPA II Çerçeve Anlaşması kapsamında finanse edilen bir projeyle Bartın’da taşkın ve su kıtlığı risklerinin azaltılmasına yönelik gayret gösteriyoruz. Adım adım ilerlettiğimiz stratejilerimizle örnek uygulamaları hayata geçiriyoruz. Burada bizlere olan güveni ve teşvikleri için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a ve paydaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerine yer verdi.


“Cumhurbaşkanımızdan aldığımız ödül bizleri gelecek adına daha da motive etti”


Ayrıca Rektör Uzun, İsmail Yolcu’nun Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından BARÜ’ye verilen ‘Yerel Kalkınmaya Katkı Ödülü’ne değinmesiyle ilgili “Bu ödülü, eğitime ve bilime verilen önemin en anlamlı göstergesi olarak görüyoruz” dedi.


Rektör Uzun, stratejik hedef ve öncelikler doğrultusunda çalışmalarına yön verdiklerini de kaydederek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:


“Tarım, hayvancılık ve doğal yaşamın iç içe geçtiği alanlarda, yabani hayvanların tarım ürünlerine, evcil hayvanlara ve hatta insanlara zarar vermesi sık karşılaşılan bir sorundur. Bu sorunun çözümünde, yabani hayvan savar elektrikli çit sistemleri önemli bir rol oynamaktadır. Bu sistemler, tarımsal verimliliği artırırken, doğal yaşamı da korumaya yardımcı olur. İşte bu düşünceyi ürüne dönüştürmek ödülü beraberinde getirdi. Yarınlara olan yürüyüşümüzde yaptığı liderlikle önümüzü açan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunuyorum. Kuruluşumuzdan bu yana yanımızda olarak destekleri ile güç veren Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca daima daha iyiye ulaşmamız noktasında teşvik eden YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a ve YÖK üyelerimize teşekkür ediyorum. Şehrimizin kurum ve kuruluşları arasındaki yüksek uyum ve iş birliğinin yanı sıra ve mevcut ekosistemin oluşturulmasındaki katkıları için Bartın Valimiz Dr. Sayın Nurtaç Arslan’a, yakın ilgileri için milletvekilimiz Sayın Yusuf Ziya Aldatmaz ile kamu kurum ve kuruluşlardan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca tüm bileşenlerimizi motive edeceğine inandığım proje dolayısıyla yerel kalkınma özelinde önemli kazanımlar sağlayan Doç. Dr. Sayın Ersin Alaybeyoğlu, TEKNO-MAR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İlker Köklü ve KOSGEB İl Müdürümüz Sayın Gökhan Akdağoğlu başta olmak üzere emeği geçenlere de teşekkür ediyorum. Ülkemizin yarınları için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz.”


Canlı bağlantılarla “Akıllı Elektronik Çit” projesi anlatıldı. “Yeşil Yakalılar” programına “Akıllı Elektronik Çit” projesinin danışmanı BARÜ Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu ile TEKNO-MAR Yönetim Kurulu Başkanı İlker Köklü de katılarak soruları cevapladı.


Aleybeyoğlu, projenin fikir aşamasından üretim aşamasına kadar süreçten bahsederek “2018 yılında başlayan çalışmalarımız, katma değeri yüksek ürüne ardından da önemli bir ödüle dönüştüğü için çok mutluyum” dedi.


Sektörel olarak 2012 yılından bu yana önemli çalışmalar yaptıklarının altını çizen Köklü ise “Başlangıçta yurt dışından gelen ürünlerle sektörün ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorduk. 2014 yılında yerli olarak bir ürün geliştirmeye çalıştık. Yeterli olamadığımız noktada Sayın Rektörümüzün de destekleriyle Bartın Üniversitesi devreye girdi. KOSGEB’den aldığımız destekle birlikte projeyi başarıyla tamamladık. Şimdi ürettiğimiz sistem yurt dışındaki muadillerinden çok daha iyi bir sistem” diye konuştu.


Program, BARÜ’nün eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve sosyal sorumluluk alanında yaptığı çalışmalara da değinilmesinin ardından son buldu.



Rektör Uzun, “Yeşil Yakalılar” programına konuk oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Kadına yönelik şiddete siyah gelinlikle dikkat çektiler İzmir Moda Tasarımcıları Derneği, kadına yönelik şiddete dikkat çekerek toplumsal farkındalık oluşturma amacıyla, IF Wedding Fashion İzmir Fuarı kapsamında siyah gelinlik tasarladı. “Kadınların varlığına kasteden bir zihniyet insanlığın yüz karasıdır” mesajıyla sergilenen tasarım, fuar ziyaretçilerinden de ilgi gördü. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından organize edilen ve Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir Fuarı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde dikkat çeken bir sergiye ev sahipliği yaptı. Fuarın destekçileri arasında yer alan ve Gelinlik Tasarım Yarışması’nda genç tasarımcılara mentörlük yapan İzmir Moda Tasarımcıları Derneği, üyelerinin tasarımları ile gelinlik, damatlık ve abiye kıyafetlerin yer aldığı bir sergi düzenledi. Serginin en dikkat çekici parçası ise kadına yönelik şiddeti ve toplumdaki şiddeti kınamak, dikkat çekmek amacıyla tasarlanan siyah gelinlik oldu. Şiddeti kendi dilimizle kınadık Dernek Başkanı Esin Özyiğit, “Dünyanın birçok ülkesinden ziyaretçinin yer aldığı, modanın ve zarafetin simgesi haline gelen bu fuarda; kadına, çocuğa, hayvana aslında kısaca insanın insana uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddete dikkat çekmek amacıyla bu fikir ortaya çıktı. Şiddete karşı kendi dilimizce imgesel bir form oluşturmak istedik. Ziyaretçilerin de ilgisiyle karşılandı. Geçmiş yıllarda Gelinlik Tasarım Yarışması’nda birincilik ve derece alan dernek üyelerimiz Taner Tabaklı ve Ezgi Mahir tarafından hayata geçirildi” dedi. Mağdur kadınların sesi oldular Taner Tabaklı ve Ezgi Mahir, “Tasarımımızın, geleneksel gelinlik anlayışını tersine çevirerek, şiddet mağduru kadınların sesi olmasını amaçladık. Normalde saflık ve masumiyeti simgeleyen beyaz gelinliklerin aksine, siyah gelinlik, şiddetin ve kadına yönelik olumsuz tutumların karanlık yüzünü temsil ediyor. Tasarımda, modern teknikler kullanılarak farklı bir estetik oluşturuldu; üst kısmında dikiş olmadan mumyalama ve sıvama tekniği, etek kısmında ise 50 metre kumaş kullanıldı. Modayı yalnızca güzellik ve estetikle ilişkilendirmek yerine, toplumsal sorunlara duyarlı bir araç haline getirmeyi amaçladık. Kadına yönelik şiddet, dünyanın her yerinde karşımıza çıkan bir sorun ve bu projeyle bu sorunun ciddiyetini vurgulamak istedik. Bu tasarım, toplumun her kesiminde kadına şiddetle mücadele etme bilincini artırmayı hedefliyor” diye konuştu.
Samsun ‘Kadına şiddetin sebebi özgüven eksikliği’ Özgüven eksikliği olan kişilerin daha sık şiddete başvurduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, “Kimlerin şiddet uyguladığı veya neden şiddete başvurulduğu sorularının cevabı değişken olsa da ortak noktada buluşulmaktadır. Başta gelen sebep, özgüven eksikliklerinin ve yetersizlik duygularının hissedilmesinin ardından kişinin bunları kabul edememesi ve bununla birlikte duygu durumunu ifade edebilecek iletişim becerisine sahip olmaması, kişiyi fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamaya itmektedir” dedi. Geçtiğimiz günlerde Samsun’da yaşanan kadına şiddet olayı nedeniyle şiddet konusunda bilgilendirmede bulunan Liv Hospital Samsun Psikoloji Kliniği’nden Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, özgüven eksikliği olan kişilerin kadınlara karşı şiddete başvurduğunu söyledi. Toplumda uygulanan şiddet oranının yüksek olduğunu belirten Uzm. Klnk. Psk. Enise Öziç, “Kadına şiddet defalarca yaşadığımız ve kınadığımız bir toplum sorunudur. Geçtiğimiz günlerde de Samsun’da yaşanan bir kadına şiddet olayıyla karşı karşıya kaldık. Görüntüleri izlerken hepimiz aynı acıyı hissettik ve bunlara şahit olan bir çocuğun korkusunu, çaresizliğini birlikte yaşadık. Kadına/insana yönelik her türlü şiddet kabul edilebilir değildir. Bu sorun hem toplumsal hem de bireysel bir sorumluluk gerektirmektedir. Üzülmek normal ancak şiddetin engellenmesi adına yeterli değildir ve daha fazlasını yapmamız gerekmektedir” ifadelerini kullandı. “Şiddet psikiyatrik bir sorundur” Şiddet uygulama davranışının ya da öfke kontrolsüzlüğünün psikiyatrik ve psikolojik bir sorun olduğunun altını çizen Öziç, “Şiddet bir sorun çözme yöntemi değildir. Toplumda şiddet uygulayan insanların geçmiş yaşamlarında şiddete maruz kalma oranlarını yüksek görüyoruz. Aynı zamanda empati yeteneği olmayan, terk edilme toleransı düşük olan, patolojik kıskançlığa sahip kişilerin şiddet uyguladığını görüyoruz. Alkol ve madde bağımlılığını da bunun nedenleri arasında sayabiliriz. Şiddet, sadece fiziksel olarak uygulanmamaktadır. Psikolojik baskı, aşağılama, hor görme, azarlama gibi davranışlar da kadınlara uygulanan şiddet biçimleri arasındadır ve psikolojik şiddet olarak adlandırılmaktadır. Psikolojik şiddetin zararları da fiziksel şiddet kadar yüksektir. Örneğin bir kadının kocasından aldığı fiziksel darbın kadında hissettirdiği duygu ile kocası tarafından aşağılandığında ya da azarlandığında hissettiği duygu benzer travmatik etkileri oluşturmaktadır” diye konuştu. “Çaresizlik öfkeye dönüşüyor” Özgüven eksikliği olan kişilerin şiddete başvurduğunu ifade eden Öziç, “Kimlerin şiddet uyguladığı veya neden şiddete başvurulduğu sorularının cevabı değişken olsa da ortak noktada buluşulmaktadır. Başta gelen özgüven eksikliklerinin ve yetersizlik duygularının hissedilmesinin ardından kişinin bunları kabul edememesi ve bununla birlikte duygu durumunu ifade edebilecek iletişim becerisine sahip olmaması, kişiyi fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamaya itmektedir. Aynı zamanda yetişkinler açısından bakıldığında ekonomik sorunlar, iş ile ilgili problemler, sağlık sorunları ve kaldırılamayan sorumluluklar kişinin çaresizlik hissetmesine neden olmaktadır. Hissedilen bu çaresizlik ise öfkeye dönüşerek karşı tarafa yansımakta, bazen fiziksel, bazen de psikolojik şiddet olarak ortaya çıkabilmektedir. Kadınlar sadece erkekler tarafından değil, kadınlar tarafından da evde, işte, toplumda çeşitli şekillerde şiddete maruz kalmaktadır. Kadının kadına uyguladığı şiddet en üzücü travmalardandır” şeklinde konuştu. “Şiddete başvuranlar duygu durumunu gözden geçirmeli” Şiddete eğilimli olan kişilerin duygularını gözden geçirmeleri gerektiğinin altını çizen Psikolog Öziç, şunları söyledi: “Şiddet uygulayan kişi aslında ‘ben kendimi aciz hissediyorum’ ya da ‘özgüven sorunu yaşıyorum’ demektedir. Uyguladığı beden dilinin ifadesi budur. Ancak gizlemek istediği duygularını bu şekilde daha çok açığa çıkarmaktadır ve bununla da kalmayarak bir başka kişinin de hayatını travmatik hale getirmektedir. Şiddet gören kadınların birçoğunda sebebi belirlenemeyen fiziksel ağrılar, mide sorunları gibi fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra depresyon, panik atak gibi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Bir başka kadının eşimiz olsa dahi hayatını travmatize etme hakkına asla sahip değiliz. Bu yüzden şiddete eğilimli olan kişilerin mutlaka duygularını gözden geçirmeleri, hissettikleri duyguları kabullenerek sağlıklı çözüm yolları aramaları ve duygularını sağlıklı şekilde ifade etme yollarını öğrenmeleri gerekmektedir. Kadına uygulanan hiçbir şiddet hissedilen olumsuz duyguyu ortadan kaldırmamaktadır. Ancak o duygunun kabullenilmesi ve çözümlenmeye çalışılması, kişinin hem kendisi hem de çevresi için sağlıklı yaşamı mümkün kılmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Samsun’da yaşanan kadına şiddet olayının son olması ve kadınların hiçbir şekilde şiddet görmemesini dileriz.”
Manisa Yunusemre’de şiddetle mücadele seminerleri verildi Yunusemre Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla toplumsal farkındalığı artırmak için çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenledi. Bu kapsamda 5 gün boyunca ilçenin farklı noktalarında kadınlara ve erkeklere yönelik şiddetle mücadele, iletişim ve toplumsal cinsiyet eşitliği temalarında bilinçlendirme seminerleri gerçekleştirildi. Yunusemre Belediyesi, Yunusemre Kent Konseyi ve Manisa Barosu el ele verdi, Yunusemre’de Kadına Şiddete Karşı Mücadele ve İletişim Semineri düzenledi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla düzenlenen seminerler ilçedeki kadın dayanışma ve eğitim merkezleri ile kıraathanelerde gerçekleştirildi. Düzenlenen eğitimlerde İl Emniyet Asayiş Şube Müdürlüğü Aile İçi Şiddet Birimi Personelleri tarafından KADES uygulaması ve şiddet anında yapılabilecekler anlatıldı. Hafsa Sultan, Yenimahalle, Muradiye, Akgedik, Mareşal Fevzi Çakmak Kadın Dayanışma ve Eğitim Merkezi’nde eğitim gören kursiyerlere Yunusemre Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü Sosyal Hizmet Uzmanları tarafından Vaka Örnekleri Grup Çalışması, Yunusemre Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü Personeli Sosyolog Meltem Erdinç tarafından Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Manisa Barosu’na bağlı Kadın ve Çocuk Komisyonu Avukatları tarafından da Şiddete Karşı Mücadelede Hukuki Rehberlik konularında bilgi verildi. Erkeklere de eğitimler düzenlendi Yunusemre Belediyesi, şiddetin yalnızca kadınlara yönelik bilinçlendirme ile önlenemeyeceği anlayışıyla erkeklere yönelik eğitimler de düzenledi. Hafsa Sultan Mahallesi Çınarlı Kahve, Yenimahalle Baran Kıraathanesi, Muradiye Piyangocular Kıraathanesi, Akgedik Yunuskent Kıraathanesi ve Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesi Yılmaz Kıraathanesi’nde Yunusemre Belediyesi Sağlık Hizmetleri Merkezi Psikoloğu Zahid Abalı tarafından Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Manisa Barosu’na bağlı Kadın ve Çocuk Komisyonu Avukatları tarafından Şiddete Karşı Mücadelede Hukuki Rehberlik anlatıldı.