EĞİTİM - 11 Eylül 2023 Pazartesi 16:25

Okulun ilk gününde protokolü şaşırtan cevap

A
A
A
Okulun ilk gününde protokolü şaşırtan cevap

Bartın’da 2023-2024 Eğitim ve Öğretim sezonunda 32 bin 800 öğrenci ve 2 bin 500 öğretmen ders başı yaptı. Renkli görüntülerle başlayan programda, "büyüyünce ne olmak istiyorsun" sorusuna bir öğrencinin verdiği cevap hem şaşırttı, hem de güldürdü. Programda depremzede bir bebeğin ise kendisini seven valinin parmağını emmesi davetlileri güldürdü.


Bartın’da yeni öğretim sezonu, Cumhuriyet Meydanı’ndaki çelenk bırakma töreni ile başladı. Alandaki programın ardından Gürgenpınarı İlkokulu’nda gerçekleştirilen sezon açılış töreninde ise renkli görüntüler ortaya çıktı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda şiirler okunarak, halk dansları gösterileri sergilendi. Programda konuşan Milli Eğitim Müdürü Ramazan Aşçı, öğrenci, veli, öğretmen ve idarecilere yeni sezonun hayırlı olmasını dileyerek, "Bugün itibariyle Bartın’da 170 okulumuzda 1868 dersliğimizde 32 bin 800 bin öğrencimiz ve 2 bin 500 öğretmenimizle, eğitim ve öğretime sorunsuz başlamanın mutluluğunu yapıyoruz" dedi.


Bartın Valisi Nurtaç Arslan ise konuşmasında, "En kıymetli varlıklarımız evlatlarımızın, ailelerinden sonra ikinci yuvaları olan okullarına kavuştukları, güzel başlangıçların, yeni umutların ve heyecanların yaşanacağı 2023-2024 eğitim ve öğretim yılının, geleceğimizin teminatı öğrencilerimiz, geleceğe hazırlayan öğrencilerimiz, okul idarecilerimiz, velilerimiz, ülkemiz ve ilimiz için hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.


Vali Nurtaç Arslan, Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz ve Milli Eğitim Müdürü Ramazan Aşçı ile birlikte ilk zili çaldı. İlk derste öğrencileri yalnız bırakmayan protokol üyeleri, adeta çocukluklarına geri döndü. Kitapları inceleyen protokol üyeleri, öğrencilerle sık sık sohbet etti.



Parmak hesabı ile toplama öğretti


Programda Ak Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz ise, tek tek ilgilendiği öğrencilere parmak hesabıyla matematik öğretti. Çarpım tablosunu sorduğu öğrenciden cevap alamaması üzerine parmaklarını göstererek, öğrencilere toplama yapmasını anlattı.



Depremzede bebek valinin parmağını emdi


Kucağında bebeği ile birlikte çocuğunu okula getiren ve depremzede olduğunu belirten bir kadın ise okul koridorunda karşılaştığı Vali Nurtaç arslan’dan destek istedi. Anne ile konuşan Vali Arslan, bir taraftan ise bebeği sevmek istedi. Bu esnada ise bebek, minik elleri ile tuttuğu valinin parmağını ağzına götürerek emmeye başladı. Şaşıran ve duruma sevinen Vali Arslan, yardımcı olacaklarını belirterek, bebeği sevdi.


Emniyet Müdürlüğü polis memurlarının getirdiği not defteri ve anahtarlığı öğrencilere dağıtan protokol üyeleri, "çocuklara büyüyünce ne olmak istiyorsunuz" diyerek, hayallerindeki meslekleri sordu.



Öğrencinin cevabı hem güldürdü hem de şaşırttı


Sınıfta öğrencilerle sohbet eden Garnizon Komutanı Dz.Kd.Alb. Erkan Şahin, arka sırada oturan bir öğrenciye hayalindeki mesleği sorunca şaşırtan bir cevap aldı. Garnizon Komutanın Şahin, öğrencinin "Büyüyünce dondurmacı olmak istiyorum" cevabı üzerine kısa süreli şaşırdı. Bir süre gülen Komutan Şahin, yanına gelen Vali Arslan ile de öğrencinin cevabını paylaştı.


Gülüşmelere neden olan cevap üzerine Vali Arslan ise "Dondurmacı mı? Hedefi biraz yüksek tutsaydın olum. Neyse daha değişir o. Üniversiteye değişene kadar değişir o. Hatta bazen üniversiteye gittikten sonra bile değişiyor" dedi.



Vali öğrenciyi yanlış anladı


Vali Arslan, başka kim ne olmak istiyor sorusuna ise arka sırada oturan başka bir öğrenci, "asker olmak istiyorum" cevabını verdi. Cevabı yanlış anlayan Vali Arslan, öğrenciye "Einstein mı" diye tekrar sordu. Biraz daha öğrenciye yaklaşan Vali Arslan, çevredekilerin de ikazı üzerine "Asker olmak istiyor, tamam ben de bir Einstein mi çıkacak, ne yapacak diye düşünerek sevindim" diye konuştu. Öğrencinin asker cevabı ise hemen yanında bulunan deniz üniformalı Garnizon Komutanı Erkan Şahin’i gülümsetti.


Vali ve beraberindeki protokol program sonunda ise okul idareci ve öğretmenleri ile toplantı yaparak, eksikleri konusunda bilgi aldı.



Okulun ilk gününde protokolü şaşırtan cevap

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Aksu’da 40 kilometrelik kanalizasyon çalışmasında sona yaklaşıldı Antalya Büyükşehir Belediyesi, Aksu ilçesindeki 40 kilometrelik kanalizasyon altyapı çalışmasında sona yaklaştı. 185 milyon TL yatırım maliyetiyle hayata geçirilen proje tamamlandığında, bölge halkı modern ve çevreci bir altyapıya kavuşacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi, yeni yerleşim alanlarında ve hızla artan nüfus yoğunluğunun yaşandığı bölgelerde altyapı çalışmalarına devam ediyor. ASAT Genel Müdürlüğü ekipleri bu kapsamda Aksu ilçesindeki Altıntaş, Güzeloba ve Ermenek mahallelerinde kanalizasyon çalışması gerçekleştiriyor. Bölgenin altyapı eksikliklerini gidermeye yönelik başlatılan çalışma modern ve çevreci bir kentleşme hedefiyle ilerliyor. 2025’in ilk çeyreğinde tamamlanacak Büyükşehir Belediyesi Kanalizasyon Yapım İşleri Şube Müdürlüğü Kontrol Mühendisi Fatih Şahin, çalışmaların hızla devam ettiğini belirterek, “Aksu ilçesi Altıntaş ve Muratpaşa ilçesi Ermenek mahallelerindeki kollektör ve şebeke hatlarının çalışmalarını 6 ekiple sürdürüyoruz. 40 kilometrelik projenin 30 kilometrelik kısmını tamamladık. Projenin tamamını 2025’in ilk çeyreğinde bitirerek, Lara Atık Su Arıtma Tesislerine bağlayacağız. Böylece Altıntaş ve Ermenek mahalleleri modern bir altyapıya kavuşmuş olacak” dedi. Altıntaş Mahalle Muhtarı Bilal Çelik, projenin önemine dikkat çekerek, “Mahallemizdeki en büyük sorun altyapı eksikliğiydi. Başkanımızla görüşmemizde, Konyaaltı Belediyesi zamanında nasıl hizmet getirdiyseniz, buraya da aynısını istiyoruz dedik. Başkanımız, Konyaaltı’na ne yaptıysam, Aksu’ya bir fazlasını yapacağım demişti” ifadelerini kullandı.
Antalya Yıkımı yılan hikayesine dönen denize sıfır çardaklar yine yıkılamadı Antalya’nın Aksu ilçesinde bulunan ve 5 yıldızlı otellere komşu olan çardakların yıkımı için verilen süre sona erdi. Sabah saatlerinde bölgeye gelen belediye ekipleri ile vatandaşlar arasında küçük çaplı gerginlikler yaşandı. Antalya’nın Aksu ilçesinde deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı olduğu gerekçesi ile Kumköy Sahili’nde bulunan 700 çardak için alınan yıkım kararının ardından çardak sahiplerine verilen süre bugün sona erdi. Sabah saatlerinde yıkım kararını uygulamak üzere çardakların bulunduğu Kumköy sahiline gelen Aksu Belediyesi ekipleri ile vatandaşlar karşı karşıya geldi. Vatandaşlar alana gelen iş makinelerinin önünü araçlarla keserek girişlerine izin vermedi. Belediye yetkilileri ile vatandaşlar arasında çardakların yıkımı konusunda uzun süre tartışma yaşandı. Vatandaşlar ile belediye görevlileri arasında uzun süre yapılan görüşmeler sonucunda sahipsiz çardakların yıkılması, kalanlar için ise süre verilmesi kararlaştırıldı. “Çardaklar bölge halkı için bir gelenek” Çardakların bölge halkı için bir gelenek olduğunu belirten Kumköy Yaşatma Derneği Başkanı Abdullah Kaya, “Burada ileriye dönük mahkeme kararı var. Bölge İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma kararı yetişmediği için inşallah planlı bir şekilde burayı düzelteceğiz. Bir süre verilip daha sonra devam edileceği söylendi. Biz Belediye Başkanı ve Vali Beyle bu konuyu tekrar görüşüp bir netice alacağımıza inanıyorum. Burası Yörük kültürü, burası bir gelenek. Burası halkın denize girebileceği, yaşayabileceği bir yer. Biz istiyoruz ki güzel bir yer olsun. Kumluca gibi olsun, bunu başarırsak daha yaşanabilir bir sahil yapacağız burayı. Biz söz verdik, inşallah başkanımızda bir şekilde buraya bir çözüm bulacak. Şu anda yıkım yapılacak fakat devletimize güveniyoruz. Belediye başkanımız da bize söz verdi, inşallah sözünü tutar” dedi. “Seçimde verdiği sözü tutsun” Bölgede çardağı bulunan vatandaşlardan Ahmet Kabakçı ise Aksu Belediye Başkanı tarafından kendilerine seçim döneminde söz verildiğini belirterek, “Kimsenin eline bir kağıt vermeden 20 gün önce gelip herkesin kapısının önüne asmışlar. Aksu Belediye Başkanı bize yer göstereceğim diyorsa biz buna da kabulüz ama önce şunu yapması gerekiyor. Önce projeyi gösterecek bize, ödemesi varsa biz bunu da kabul ediyoruz. Eğer böyle bir şey yok diyorsa önce otellerin yerini yıkacak. Caretta bölgesiyle, 1. Derece Sit Alanı ilan edildiyse önce otellerin olduğu yeri yıkacak. Buraya kepçeyi getirip ’Ben halkın çardağını yıkacağım’ diyemez. Bunları halkı bildirecek. Aksu Belediyesi’nin 2026’ya kadar çardak yıkılmayacak diye seçim vaadi var. Bunu İsa Başkan bizzat kendisi söyledi. Sonra da ’Kararı ben almadım, valilik aldı’ diyor. Madem kararı valilik aldıysa, önce projeyi öne sür. O zaman çardak halkı çardakları kendi yıkmazsa istediği şekilde yıkabilir. Ama önce verdiği vaadi yerine getirsin” ifadelerini kullandı. “Carettalara halk sahip çıkıyor” Bölgede çardaklarda yaşayan vatandaşın carettalara sahip çıktığının altını çizen Kabakçı, “Projelendirsin, ödeneği varsa ödeneği yapsın. Bunu halk zaten kabul ediyor. Ben buraya yıkıp sonra yer göstereceğim şeklinde bir dünya yok. Bunu halk kabul etmiyor. Halk buraya giremiyor deniliyor. Külliyen yalan. Hadi vatandaş gitsin bir tane beach’in önünde denize girsin. Bunu otel kabul etmez. Ama burada halk her zaman için gelip denizine giriyor. Yeri geliyor suyunu, ihtiyaçlarını bizden istiyor. Atılan çöpleri buradaki halk topluyor, halk buraya sahip çıkıyor. İsa Başkan bize söz verdiyse, caretta bölgesi deniliyorsa burada kimseye izin verilmeyecek. Caretta bölgesine bu halk sahip çıkıyor. Carettalara halk sahip çıkıyor” şeklinde konuştu. Bir başka çardak sahibi Ali Koyun ise, “Burada çifte standart uygulanıyor. Burada bir otele ait olan sahili hem betonarme yaparak hem de yanına baraka yaparak bakanlık izniyle kullanıma başladıklarını ifade ediyorlar. Eğer burası doğal sit alanı, caretta koruma bölgesi ise buranında aynı çardaklar statüsünde olması ya da çardaklara da aynı statü tanınmalı. Yıkılacaksa otele ait olan bölgenin de ruhsatı iptal edilmeli, ilk önce oradan yıkıma başlanmalı, çifte standart uygulanmamalı. Burada 23-24 yıldır yaşayan çardak sahipleri var” dedi. “Benim torunlarımda burada büyüyecek” 58 yaşında olduğunu ve çardaklarda büyüdüğünü söyleyen Saniye Kurt ise, “Ben burada büyüdüm, 58 yaşındayım. Benim torunlarım da burada büyüyecek, apartmanda yaşamayacak, toprağa basacak. Apartmanda yaşayan çocuklar şu anda hastane köşelerinde serum yiyor, ilaç yükleniyor vücutlarına. Her yer betonlaştı, burası kaldı bir tek. Belek, Kadriye, Kundu gitti. Şimdi gözlerini buraya diktiler. Burası mahkemelik, buraya kimse bir şey yapamaz. Belediye başkanları 5 yıl, 10 yıl başkanlık yapıp gidiyorlar. Daha önce niye böyle bir şey yoktu. Biz burada büyüdük. Her yıl biz buraya gelip 4-5 ay burada kalıyoruz. Niye şimdi var. İsa Başkan başa geçerken herkese bir sözü vardı. Halk onun arkasında durduysa o da dursun” ifadelerini kullandı. Belediye ekipleri sahipleri bulunmayan çardakların yıkımını gerçekleştirdikten sonra bölgeden ayrıldı.
Konya Konya Büyükşehir Belediyesi’nden çiftçiye sumak fidanı desteği Konya Büyükşehir Belediyesi, çiftçiye ve üreticiye yönelik fidan ve fide desteğini çeşitlendirerek sürdürüyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, kırsal kalkınmanın sağlanmasına katkıda bulunmak için tarımsal desteklemeleri ve bu alandaki çalışmaları titizlikle yürüttüklerini söyledi. Kırsaldaki en önemli önceliklerinin vatandaşların yaşadıkları bölgelerde refah seviyesini artırmak olduğunu vurgulayan Başkan Altay, “Hemşehrilerimizin yaşadıkları bölgelerde refah seviyesini artırmak için 31 ilçemizdeki çiftçilerimize farklı destekler sağlıyoruz. Bu kapsamda Konya genelinde başvuru yapan çiftçilerimize yüzde 75 destekle sumak fidanı desteğinde bulunduk. Büyükşehir Belediyesi olarak inşallah çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. “Hem su tasarrufu sağlayıp hem de birim alandan yüksek gelir elde edecek ürünlerimizin desteklemelerine devam edeceğiz” Başkan Altay, sumağın su kısıtı olan ve eğimli bölgelerde yetiştirilebilen, ekonomik alanda önemli gelir sağlayan, tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği kapsamında değerlendirilen kıymetli bir bitki olduğunu belirterek, “Büyükşehir Belediyesi olarak katma değeri yüksek tarımsal ürünlerin üretilmesi konusunda çiftçimize sağlanan destekleri çeşitlendiriyoruz. Bu kapsamda dağıtımı gerçekleştirilen sumak fidanımız da bölgemiz için önem taşıyor. İnşallah ilimizde hem su tasarrufu sağlayıp hem de birim alandan yüksek gelir elde edecek ürünlerimizin desteklemelerine devam edeceğiz. Konyalı çiftçilerimize her alanda desteklerimiz artarak devam edecek” şeklinde konuştu. Taşkent’teki fidan dağıtım programında konuşan Taşkent Belediye Başkanı Mehmet Acar ise, destekleri dolayısıyla Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a teşekkür etti. Projeden çok memnun olduklarını ifade eden çiftçiler de sağlanan desteklerden dolayı Başkan Altay’a teşekkürlerini iletti. Su tasarrufu sağlayan şifalı bitki: “Sumak” Sumağın az su isteyen, bakımı zahmetsiz bir bitki olduğuna dikkati çeken çiftçiler, Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınmayı sağlama adına sürdürdüğü tarımsal desteklemelerin çok kıymetli olduğunu vurguladı. Çok yıllık bir bitki olan ve dünyada doğadan en fazla toplandığı ülkelerden biri Türkiye’de en çok kullanılan baharatlardan sumak, şifası kadar lezzetiyle de çokça tercih ediliyor. Orman içindeki kayalık alanlarda, güneş alan kireçli topraklarda iyi yetişen ve su isteği az olan sumak, meyvelerinin güzel görünümünden dolayı peyzaj düzenlemesinde de kullanılıyor. Deri, ipek ve yün boyama ile hayvan yemi olarak kullanılan, kurak dönemlerde canlılığını koruyabilen sumak, kendi boyundan daha uzun ve güçlü kazık kök sistemiyle erozyon mücadelesinde de büyük önem taşıyor.
Antalya Tarım girdi maliyetleri son dört yılın en düşük seviyesinde Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, eylül ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’nin (Tarım-GFE) aylık ve yıllık olarak 2020 yılından bu yana en düşük seviyesinde olduğunu söyledi. Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı eylül ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni değerlendirdi. Çandır, eylül ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerine bakıldığında tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylıkta yüzde 1.58 ve yıllıkta ise yüzde 29.71’lik artış olduğunu belirtti. Çandır, tohumda aylık yüzde 6.10, enerjide yüzde eksi 1.84, gübrede yüzde 2.14, ilaçta yüzde 0.94, veteriner hizmetlerinde yüzde 2.70, yemde yüzde 2.22 ve diğer kalemlerde ise yüzde 1.96’lık değişimlere dikkat çekerken, yıllıkta ise tohumda yüzde 58.03, enerjide yüzde 19.80, gübrede yüzde 8.64, ilaçta yüzde 22.89, veteriner hizmetlerinde yüzde 74.12, yemde yüzde 28.10 ve diğer kalemlerde ise yüzde 66.23’lük artış olduğunu kaydetti. Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 2.87, yıllık yüzde 45.28’lik artış ilan edildiğini belirten Çandır, şu değerlendirmede bulundu: “Eylül ayında Tarım-GFE alt kalemlerindeki değişimler, yılbaşından bu yana derece derece düşüş eğilimi gösterirken, eylül ayında bu düşüş hız kazanmıştır. Bu düşüşte en ciddi olan, enerji kalemindeki aylık yüzde eksi 1.84’lük düşüş olmuştur. Yıllıkta ise uzun bir aradan sonra ilk defa tek haneye düşen gübre kalemi dikkat çekmiştir. Yıllık yüzde 8.64’lük enflasyonla ilk tek haneli kalem olma özelliği ortaya çıkmıştır. Çoğu kalemde manşet enflasyonun altında rakamlar ilan edilirken, veterinerlik kaleminin yüzde 74.12’lik ve diğer kaleminin yüzde 66.23’lük enflasyonları yüksek seyredişleri ile dikkat çekmiştir.” “Üreticinin tek maliyeti girdi kalemleri değil” TÜİK’in açıkladığı eylül ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin aylık yüzde 2 ile 10 yıllık eylül ortalamasının 1.72 üzerinde ilan edildiğini kaydeden Çandır, yıllıkta yüzde 31.09 ile 10 yıllık ortalamanın 25.07 üzerinde açıklandığına dikkat çekti. Çandır, “Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim, genel olarak üretici aleyhine seyretmiştir. Ancak mayıs, haziran ve eylül aylarında bu aleyhte eğilim yerini üretici lehine çevirmiştir. Yıllık girdi maliyetleri artışı ise nispi olarak üretici fiyatları artışının yüzde 30 altında seyretmiştir. Üretici, eylül ayında aylıkta lehte bir durum yaşarken yıllıkta ciddi zarar etmeye devam etmiştir. Esasen hem aylıkta hem de yıllıkta üretici fiyatlarının nispi olarak tarımsal girdi fiyatlarından ciddi bir yükseklikte seyretmesi sürdürülebilirlik bakımından önem taşımaktadır. Çünkü üreticinin tek maliyet grubu girdi kalemleri değil en az onun kadar da diğer maliyetleri söz konusudur” değerlendirmesinde bulundu. Yurtiçi ve yurtdışı üretici enflasyonlarının tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini vurgulayan Ali Çandır, yurtdışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin eylülde aylık yüzde 2.25 ve yıllıkta yüzde 32.35 arttığını, yurtiçi üretici enflasyonu Yİ-FE’nin de aylık yüzde 1.37, yıllık yüzde 33.09 ilan edildiğini kaydetti. Çandır, üretici düzeyindeki gıda kaleminin aylık yüzde 1.76, yıllık ise yüzde 43.96 arttığını belirterek, “Bu durum, eylül ayında tarıma dayalı imalat sanayiindeki enflasyonun tarımdan daha yüksek seyrettiğini göstermektedir” dedi. Eylül ayında üretici kesimdeki bu enflasyonlara karşılık tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 2.97, yıllık yüzde 49.38 arttığını kaydeden Ali Çandır, “Son 10 yıllık eylül ayı ortalamalarının aylıkta yüzde 1.43 ve yıllıkta ise yüzde 16.84 olduğu hatırlanırsa manşet enflasyonların hala ne kadar yüksek seyrettiği daha iyi anlaşılır” dedi. Çandır, tüketici tarafındaki gıda enflasyonunun eylül ayında aylık yüzde 2.48, yıllık yüzde 43.72 ilan edildiğini belirterek, “İşlenmemiş gıda enflasyonu eylülde aylık yüzde 3.54 ve yıllık yüzde 43.34 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde 3.17 ve yıllık 32.79 artış olarak ilan edilmişti. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı enflasyonun üzerinde bir tüketici enflasyonu olduğunu göstermeye devam etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.