ÇEVRE - 11 Kasım 2024 Pazartesi 15:46

Bandırma’da Marmara Denizi’nin korunması için ’Mar Pina ve Mar Çay’ projeleri kapsamında önemli toplantı

A
A
A
Bandırma’da Marmara Denizi’nin korunması için ’Mar Pina ve Mar Çay’ projeleri kapsamında önemli toplantı

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde gerçekleştirilen bir seminerde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi yetkilileri, Marmara Denizi’nin korunmasına yönelik Mar Pina ve Mar Çay projeleri hakkında sunum ve bilgilendirme yaptı.


Toplantıda, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’ndeki deniz çayırları ve pinaların ekosistem için önemini vurgularken, denizin "akciğerleri" olarak bilinen deniz çayırlarının oksijen üretimindeki kritik rolüne dikkat çekti. Sarı, deniz çayırlarının karbon yutma kapasitesi ve su altındaki yaşam için sağladığı oksijenle birlikte Marmara Denizi’ndeki oksijen seviyesini artırmada büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti.


Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’nde 2021 yılında görülen müsilaj felaketinin etkilerinin sürdüğünü belirterek bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini söyledi. Marmara Denizi’nin kıyı şeridinde yaptıkları araştırmalarda elde ettikleri verilerin yalnızca Türkiye için değil, dünya açısından da büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Sarı, Marmara’da bu değerli ekosistemi korumak için sürdürülebilir projelerin ve bilinçli müdahalelerin şart olduğunu vurguladı.


Prof. Dr. Sarı, "Biz Marpina ve Marçay projeleri kapsamında toplamda 600’den fazla dalış yaptık, değerli katılımcılar. Yani Marmara Denizi’nin İmralı Adası hariç bin 300 kilometrelik kıyı şeridini tamamen taramış olduk. Bu alandaki deniz çayırı alanlarını tespit etmeye çalıştık ve çayırları türlerine göre ayırdık. Her bir istasyonda deniz çayırları çalışmasının ardından, pinalar için ek bir çalışma yürüttük. Pinaların canlı mı yoksa ölü mü olduğunu tespit etmeye çalıştık. Pinaların canlılık durumlarını neden bu kadar dikkatle takip ediyoruz? Çünkü pinalar 2016-2019 yılları arasında Akdeniz’in tümünde, ne yazık ki Marmara Denizi hariç, yok oldu. Pina (Pinna nobilis) fotoğraflarını göreceksiniz çevrede. Pina, iki kabuklu bir canlı olup 50 yıl yaşayabiliyor ve boyu 120 santime kadar çıkabiliyor. Ancak 2016 yılında İspanya sahillerinde başlayan toplu ölümler, 2019 yılına gelindiğinde Çanakkale Boğazı’na kadar ulaştı. Güncel verilere göre, Çanakkale Boğazı ile Cebelitarık Boğazı arasındaki tüm pinalar neredeyse yok oldu; fakat Marmara’dakiler yaşamaya devam ediyor. Bakanlığımızın desteğiyle yürüttüğümüz bu Marpina projesi kapsamında, pinaların canlılık oranlarını belirlemeye çalıştık. Sevinçle belirtmek isterim ki 1300 kilometrelik kıyı şeridinde yaptığımız çalışmalarda 4000’den fazla pina tespit ettik. Bu pinaların yaklaşık %90’ı canlı, yüzde 10’u ise ölüydü. Bu veriler sadece ülkemiz için değil, dünya açısından da heyecan verici sonuçlar" ifadelerini kullandı.



"Marmara Denizi’ni korumak için daha fazla adım atmalıyız"


Prof Dr. Sarı, konuşmasına şöyle devam etti:


"Öte yandan deniz çayırlarına baktığımızda, Marmara Denizi’nde 4 türün yaşadığını görüyoruz. Bu 4 türden biri, Akdeniz’e özgü Posidonia oceanica. Posidonia oceanica, denizin "akciğeri" olarak bilinen bir deniz çayırı türü olup dünyada üzerinde en çok çalışılan türlerden biridir. Daha önce Marmara Denizi’nde bu türün yalnızca 3 bölgede bulunduğu biliniyordu; şimdi ise 10’dan fazla alanda varlığını tespit ettik. Bu durum bizleri oldukça mutlu etti. Diğer türlerle birlikte, Marmara Denizi’nde Posidonia oceanica’nın dağılım alanlarını belirlemiş olduk. Marmara Denizi’nin özel yapısına baktığımızda ise, %80 oranında Cymodocea nodosa türünün baskın olduğunu görüyoruz.


Deniz çayırları, oksijen üretimi açısından hayati önem taşır. Dünya yüzeyinin 4’te 3’ü sularla kaplı, kalan kısmı karadır. Karalar tamamen ormanlarla kaplı olsa bile, ürettikleri oksijen yetmezdi. Aldığımız her iki nefesten biri denizden gelir ve bu oksijenin büyük kısmı deniz çayırları tarafından üretilir. Marmara Denizi’ne odaklanmamızın sebebi de 2021 yılında yaşadığımız müsilaj felaketidir. Müsilaj, yüzeyde görünmekle birlikte uzun süredir deniz tabanında varlığını sürdürmekte ve çözünmüş oksijeni tüketmektedir. Geçen yıl Marvan projesi kapsamında, İstanbul Adaları çevresindeki bir örneklemede 1 ton balık yakaladık ve bunun %95’i köpek balığı ve vatozdu. Müsilaj yüzünden derinlerdeki oksijen tükenince hayvanlar mecburen sığ sulara geldi.


Deniz çayırları Marmara’da ekstra önem taşıyor çünkü oksijen sorunu yaşayan bir deniz. Deniz çayırları, tropik ormanlardan daha fazla karbon yutar ve oksijen üretir. 1 metrekarelik bir deniz çayırı alanı, günde 10 litreden fazla oksijen üretir. Marpina ve Marçay projeleri kapsamında elde ettiğimiz sonuçlar, Marmara Denizi ekosisteminin iyileştirilmesi açısından çok değerli. Ancak Marmara Denizi’ni korumak için daha fazla adım atmalıyız. 2021 yılındaki müsilaj felaketi ne yazık ki tekrar gündeme geldi ve 23 Ekim’de Erdek Körfezi’nde yeniden müsilaj oluştu. Marmara Denizi’ne çok dikkatle yaklaşmamız, atık yükünü azaltmamız gerekiyor. Deniz pinaları burada önemli bir rol oynuyor çünkü bir pina, saatte 6 litre, günde ise yaklaşık 150 litre deniz suyunu filtre ediyor. Filtrelenen bu su, bizim kirlettiğimiz deniz suyudur. Marmara Denizi genelinde yaptığımız çalışmalarda, ortalama olarak 100 metrekarelik kıyı bölgesinde 12 adet pina tespit ettik. Çanakkale-Kemer gibi bazı bölgelerde ise bu sayı 100 metrekarede 122’yi bulabiliyor. Bu proje kapsamında, Pinna nobilis’in daha çok Güney Marmara’da; Atrina fragilis’in ise daha çok Kuzey Marmara’da yaşadığını belirledik. Bu türlerin yanı sıra birçok insan etkisine bağlı tehdit gözlemledik; bu tehditleri bugünkü ve yarınki oturumlarımızda konuşacağız. Marçayır projesi bu toplantıyla sona erse de Marmara Denizi’ndeki deniz çayırları üzerine yapılacak çalışmaların başındayız ve bu konuda devam etmemiz gerekiyor. Pina projemiz ise gelecek yıl da sürecek, toplu ölümlere yol açan patojenleri izlemeye devam edeceğiz. Projenin yürütülmesinde emeği geçen herkese, özellikle de destek veren yöneticilerimize teşekkür ederiz."



Bandırma’da Marmara Denizi’nin korunması için ’Mar Pina ve Mar Çay’ projeleri kapsamında önemli toplantı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan Doğan: “İndirimli SAMKART’tan bütün öğretmenlerimiz faydalanabilecek” Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak öğretmenlere özel indirimli ulaşım müjdesini açıkladı. Başkan Doğan, “Öğretmenlik mesleğinin kıymetinin bilinciyle daha önce sadece devlet okullarındaki öğretmenlerimize sağlanan indirimli ulaşım imkanını bütün öğretmenlerimiz için geçerli hale getiriyoruz. Aynı zamanda Öğretmenler Günü’nde tüm tesislerimizde öğretmenlerimize yüzde 24 indirim imkanı sağlıyoruz” dedi. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, öğretmenlik mesleğinin önemine vurgu yaparak, öğretmenlerin toplumu şekillendirdiğini vurguladı. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayan Başkan Doğan, daha önce sadece devlet okullarındaki öğretmenlere sağlanan indirimli SAMKART imkanının bundan sonra bütün öğretmenler için geçerli olacağını açıkladı. Ayrıca 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde belediyeye ait tüm tesislerde öğretmenlere yüzde 24 indirim sağlanacağını belirtti. “İndirimli SAMKART’tan bütün öğretmenlerimiz faydalanabilecek” Öğretmenlerin eğitimdeki rolüne dikkat çeken Başkan Doğan, "Bizler bu kıymetli mesleği icra eden öğretmenlerimizi ne kadar değerli gördüğümüzü her fırsatta dile getiriyoruz. Bu nedenle öğretmenlerimizin yaşamlarını kolaylaştırmak adına bir adım daha atarak daha önce sadece devlet okullarında görev yapan öğretmenlerimize sağlanan indirimli ulaşım imkanını, sözleşmeli ve özel okullarda çalışan öğretmenlerimiz için de geçerli kılıyoruz. Öğretmenlerimiz sadece sınıflarda değil hayatın her alanında evlatlarımıza rehberlik ediyor. Bu özel gün vesilesiyle öğretmenlerimize Öğretmenler Günü’nde tüm belediye tesislerimizde yüzde 24 indirim imkanı sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin eğitime yönelik atacağı yeni adımlarının devam edeceğini belirten Başkan Doğan, tüm öğretmenlere teşekkür ederek, "Öğretmenlerimiz geleceğimizi şekillendiren en önemli bireyler. Bizler de onlara olan minnettarlığımızı her fırsatta dile getirmeye devam edeceğiz. Bu vesile ile Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere görevi başında şehit düşen ve ebediyete irtihal etmiş tüm öğretmenlerimizi rahmet ve saygı ile anıyor; bu kıymetli görevi en içten duygularla yerine getiren değerli öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum” diye konuştu.
Ankara Hititlerden kalma Gölpınar Hitit Barajı dünya mirası sulama yapıları listesine alındı M.Ö. 13. yüzyılda Anadolu topraklarını suyla buluşturan ve yöre çiftçisinin halen tarımsal sulama için kullandığı baraj, uluslararası sulama ve drenaj komisyonu tarafından Dünya Mirası Sulama Yapıları (WHIS) ödülüne layık görüldü. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çorum ili sınırları içerisindeki Alaca Höyük antik şehrinde yer alan Gölpınar Hitit Barajı’nın, Uluslararası Sulama ve Drenaj Komisyonu tarafından WHIS ödülüne layık görülerek bununla ilgili listeye alındığını bildirdi. Yumaklı, merkezi Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de bulunan, Türkiye’nin de içinde yer aldığı 11 kurucu üye ile 1950 yılında faaliyetlerine başlayan Uluslararası Sulama ve Drenaj Komisyonunun (ICID) halihazırda 110 üyesi ile sürdürülebilir tarımsal su yönetimini teşvik etmek amacıyla sulama, drenaj ve taşkın yönetimi alanında çalışmalar yürüttüğünü aktardı. Bakanlığa bağlı DSİ Genel Müdürlüğünün ICID’ye 1960 yılında kurumsal üye (Türk Milli Komitesi-TUCID) olduğunu belirten Yumaklı, ICID tarafından belirli periyotlarda, tarımda suyun verimli kullanımını desteklemek, sulama alanındaki yenilikçi çalışmaları dünya su gündemine taşımak ve bu konudaki araştırmaları teşvik etmek amacıyla çeşitli kategorilerde ödüller verildiğini dile getirdi. Bu ödüllerden birinin de 2014 yılından itibaren, 100 yıldan daha eski ve faal durumda bulunan sulama yapılarının tanınması amacıyla verilen Dünya Mirası Sulama Yapıları (WHIS) ödülü olduğunu vurgulayan Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bakanlığımıza bağlı DSİ Genel Müdürlüğümüz, WHIS Ödülü kategorisine 2024 yılında Gölpınar Hitit Barajı ile adaylık başvurusu yapmıştır. 3 bin 324 yıllık baraj, ICID tarafından Sidney-Avustralya’da düzenlenen 75. Uluslararası Yönetim Kurulu Toplantısı’nda, TUCID’in WHIS ödülünü alarak Dünya Mirası Sulama Yapıları Listesi’nde yer almaya hak kazandığı ilan edilmiştir. Tarih öncesi çağlardan bu yana Anadolu topraklarımızı suyla buluşturan ve ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak DSİ Genel Müdürlüğümüz tarafından rehabilite edilen tesisimizin böylesine önemli bir ödüle layık görülmesi ülkemiz adına mutluluk vericidir. Geçen yıl da Van ilimizin sınırları içinde yer alan 2 bin 800 yıllık Şamran Kanalı Dünya Mirası Sulama Yapıları Listesine girmeye hak kazanmıştı. Böylece ülkemizden Dünya Mirası Sulama Yapıları Listesine giren eser sayımız ikiye yükseldi. İnşallah önümüzdeki süreçte ülkemizde yer alan diğer tarihi sulama yapılarımızın da listede yerini alması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” Bakan Yumaklı, halen su stresi yaşayan bir ülke olarak su kaynaklarının daha akılcı, etkin ve sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesi için hayata geçirdikleri eylem planlarını kararlılıkla uyguladıklarının altını çizerek “Bu bağlamda, geçmişten bizlere miras kalan tarihi değere sahip su yapılarımızın korunup gelecek kuşaklara aktarılması için büyük gayret gösteriyoruz. Bu çabalarımızın bir karşılığı olan bu ödülün ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, katkısı olanlara teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bayburt Vali Eldivan: “Öğretmenlik, gücünü sevgiden alan, dünyanın en kutsal ve en saygın mesleğidir” Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlayarak, “Öğretmenlik, gücünü sevgiden alan, dünyanın en kutsal ve en saygın mesleğidir” dedi. Vali Eldivan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yayımladığı kutlama mesajında şu ifadelere yer verdi: “24 Kasım Öğretmenler Günü’nün, tüm öğretmenlerimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini diliyor ve yürekten kutluyorum. Öğretmenlik, gücünü sevgiden alan, dünyanın en kutsal ve en saygın mesleğidir. Bu onurlu mesleğin malzemesi insandır. Bulunduğu her ortamda mum misali kendi yanarak etrafını aydınlatan öğretmenlerimiz, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı ve gençlerimizi, çağımızın gereklerine ve ihtiyaçlarına göre, milli ve manevi değerlerimizi benimseyerek özümsemiş bir şekilde yetiştiren, kutlu görevin yılmaz temsilcileridir. Başımızın tacı olan öğretmenlerimiz, vatanın her karış toprağında ifa ettikleri kutsal görevleriyle her türlü takdiri hak etmektedirler. İnsana yapılan her yatırımın, insanın yetişmesine verilen her emeğin çok kutsal olduğu bilinciyle cesaretini ve özgüvenini hiçbir zaman yitirmeyen, eğitmeyi ve öğretmeyi bir ideal olarak benimseyen tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Değerli öğretmenlerimiz; Sevgili evlatlarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlama idealinden hiçbir zaman taviz vermediğinizden ve yetiştirdiğiniz her çocuğumuza bu bilinçle yaklaştığınızdan, tutuşturduğunuz eğitim meşalesi ile dün ve bugün olduğu gibi, yarın da geleceğin mimarı olmaya devam edeceksiniz. Saçtığınız ilim ışığıyla okuyan, araştıran, donanımlı ve özgüvenli bireyler olarak yetişen genç kuşaklarımız; Hiç şüphesiz daha müreffeh bir Türkiye’nin temeli ve teminatı olacaklardır. Bu doğrultuda bizler de çocuklarımızın, ülkemizin ihtiyacı olan eğitimli insan gücü özelliklerine uygun olarak yetiştirilmesinde tüm öğretmenlerimizin yanındayız. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete irtihal etmiş öğretmenlerimizi rahmet ve saygı ile anıyor, emekli ve görevinin başında bulunan değerli öğretmenlerimize ve ailelerine selamlarımı iletiyorum.”