EĞİTİM - 06 Eylül 2019 Cuma 15:34

’17. IEEE Türkiye Öğrenci ve Genç Profesyoneller Kongresi’ Edremit’te düzenlendi

A
A
A
’17. IEEE Türkiye Öğrenci ve Genç Profesyoneller Kongresi’ Edremit’te düzenlendi

Dünyanın en büyük teknik organizasyonu “17.

Dünyanın en büyük teknik organizasyonu “17. IEEE Türkiye Öğrenci ve Genç Profesyoneller Kongresi” isimli uluslararası kongre, Balıkesir Üniversitesi Edremit Meslek Yüksek Okulu’nun ev sahipliğinde düzenlendi.


Sakarya Üniversitesi ev sahipliğinde geçtiğimiz yıl 16.’sı gerçekleşen kongrede yapılan seçimle Balıkesir Üniversitesi, 17. IEEE Türkiye Öğrenci ve Genç Profesyoneller Kongresi’nin ev sahibi olmaya hak kazanmıştı. Bu çerçevede Balıkesir’de düzenlenen 4 günlük düzenlenen etkinlik kapsamında Dünya’nın ve Türkiye’nin dört bir yanından 48 farklı üniversiteden, alanında uzman akademisyenlerden, sektörün önde gelenlerinden, IEEE ve IEEE Türkiye yöneticileri olmak üzere toplamda 300’ ü aşkın kişi katıldı. 47’si Balıkesir Üniversitesi öğrencisinden oluşan koordinasyon ekibi olmak üzere Balıkesir dışından katılım sağlayan 260’ı aşkın katılımcı Edremit Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde ağırlandı.


Üniversitelere verilen kontenjan dahilinde sadece IEEE üyelerinin katılabildiği etkinlikte, IEEE Türkiye seçimleri, çeşitli teknik çalıştaylar (workshop), mühendislik alanında ar-ge çalışmaları, seminerler, tez yarışması ve sunumlar gerçekleşti. Teknik çalıştaylardan bahsetmek gerekirse katılımcılar eş zamanlı olarak; güneş enerjisi ile çalışan araç; bireysel arduino mikrodenetleyici kartı; nabız ölçer sensör projeleri gerçekleştirilirken bir grup da yapay zeka ve bulut teknolojileri hakkında projelerini gerçekleştirdi.


IEEE Balıkesir Üniversitesi Öğrenci Topluluğu’nun Akademik Danışmanlığını yürüten Dr. Öğr. Üyesi Sayın Sabri BİCAKCI, Topluluk Başkanı Sayın Merve Bayır ve Etkinlik Eş Koordinatörleri Sayın Hilal Güneş & Artun Taha Su önderliğinde 47 kişilik bir ekiple birlikte Balıkesir‘de düzenlenen dev etkinliğin çalışmaları Temmuz 2018’ den bu yana devam ettiği öğrenildi. Etkinliğin platin sponsorluğunu Edremit Belediyesi ve uniKuni, altın sponsorluğunu ise Balıkesir Üniversitesi, BUBYO Uygulama Oteli ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi üstlendi. Bu kurumların yanı sıra gümüş, bronz, destek ve ürün sponsoru kategorilerinde toplam 30’u aşkın kurumun desteğinin bulunduğu ifade edildi.


Balıkesir dışından gelen 250 kişinin misafir edildiği etkinlikte; dünyanın önde gelen ilk 100 bilim insanından biri olan Prof. Dr. Derviş Karaboğa; NATO, IBM, AB gibi önde gelen kurumlarda çalışmış elektrik elektronik mühendisi Eray Altılı; IEEE’ nin tıp ve mühendislik alanında çalışmalar sürdüren EMBS alanında üst düzey yönetici ve ABD merkezli bir biyoloji şirketinin kurucusu Dr. Colin Brenan; IEEE Türkiye Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Tunçer Baykaş ve Dr. Öğr. Üyesi Göktürk Poyrazoğlu; Bulut Makine Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sabit Bulut; EkoRE CEO’ su H. Serhan Süzer, Pazarlama Direktörü Simay Akar; IoT Türkiye kurucusu Can Güleren; Extra Loyalty Solutions kurucuları Levent Eryiğit ve İrem Tüzünalper; IEEE Genç Profesyoneller Başkanı Ayhan Epik; Genç TESİD Yürütme Kurulu Başkanı Tugay Aktaş; sosyal konuk olarak da yazar Canan Duman konuşmacı olarak katıldı.


Katılımcılar, örnek misafir perverliklerinden dolayı Balıkesir Üniversitesi başta olmak üzere Edremit Yüksek Okulu ve tüm emeği geçen yetkililere teşekkür ettiler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyin pili, psikolojik hastalıklar ve epilepsi için de umut vaat ediyor İstanbul Atlas Üniversitesi’nde "Bir Beyin Düşünür, Dünya Değişir" sloganıyla gerçekleşecek Beyin Farkındalık Haftası başladı. Açılış konferansında beyin pili teknolojisinin günümüzde sağladığı imkanlar ve geleceği ele alındı. Her yıl mart ayının ikinci haftasında kutlanan Beyin Farkındalık Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikler, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak’ın "Beyin Stimülasyonunda Güncel Durum ve Gelecek" başlıklı konferansıyla başladı. "İnsan ömrü uzadıkça Alzheimer ve Parkinson görülme sıklığı artıyor" İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, Beyin Farkındalık Haftası’yla ilgili bilgi vererek "Bilim ve teknolojideki bunca gelişmeye rağmen beynimiz hâlâ büyük oranda gizemini koruyan bir organ. Yine bilinen bir gerçek ki kalp rahatsızlıkları ve kanser gibi hastalıklarda tedavi süreçlerinde çok yol alındı, bununla bağlantılı olarak ortalama yaş ömrü arttı. Ancak bu uzayan ömür, artan yaşla beraber görmüş olduğumuz Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların görülme sıklığını da artırıyor. Bu anlamda son 20-25 yıldır Beyin Farkındalık Haftası ismiyle beyin sağlığı ve hastalıkları hakkında toplumsal farkındalığın oluşması adına birtakım etkinlikler düzenleniyor. Bizler de Atlas Üniversitesi olarak hafta boyunca sürecek etkinlikler planladık" dedi. Prof. Dr. Kocabıçak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beyin Farkındalık Haftası, Parkinson ve Alzheimer benzeri hastalıkların görülme sıklığı arttığı ve yakın gelecekte bu hastalıkların tedavisine daha fazla ihtiyaç duyulacağı için bu konudaki farkındalığın yaygınlaştırılması ve bu alanda yapılabilecek çalışmaların bilim insanları tarafından tartışılması amacıyla düzenlenen bir hafta. Bu hafta içerisinde üniversitemiz akademisyenlerinin beyni çeşitli yönleriyle ele alan konferansları olacak. Burada amaç, beyin farkındalığını artırmak ve beyin sağlığını geliştirici yöntemleri halka duyurmak." "Uygun hastada kullanımı olumlu sonuç veriyor" Beyin stimülasyonu yani beyin pilinin şu anda birçok hastalığın tedavisinde umut olduğunu ve gelecekte birçok hastalık için de tedavi olanağı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, "Derin beyin stimülasyonu, halk arasındaki adıyla beyin pili, özellikle Parkinson hastalığında etkin bir tedavi yöntemi. Yakın gelecekte başka diğer hastalıklara da umut vaat edecek çözümler sunacağı öngörülüyor. Parkinson hastalığı dışında diğer hareket bozukluklarında da beyin pili tedavisini sıklıkla kullanıyoruz. Esansiyel tremor olarak bilinen, dedelerimizde, anneannelerimizde sık görülen el titremelerinde de sıklıkla tercih ediyoruz. Distoni dediğimiz, kasılmalarla gelen bir hastalık var ki onda da etkililiğini klinik olarak gözlemlemekteyiz. Son yıllarda bazı psikiyatrik hastalıklarda da tercih edilmektedir. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) dediğimiz takıntı hastalığında, Tourette Sendromu dediğimiz tik hastalığında ya da ağır depresyonda bu tedavi uygun hastalar için kullanıma girmiş vaziyette. Epilepside de benzer bir şekilde, Avrupa ve ABD’de sıkça tercih edilmektedir. Son çalışmalar derin beyin stimülasyonunun obezite, yeme bozuklukları, bağımlılıklar, Alzheimer hastalığı ve otizm gibi hastalıklarda da kullanılabileceğini göstermektedir" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, "Derin beyin stimülasyonu tıp dünyasında sınırları zorlayan bir teknoloji olarak beyin biliminde yeni bir çağın kapısını aralamaktadır." diyerek sözlerini tamamladı. İstanbul Atlas Üniversitesi’ndeki etkinlik, konferanslar, film gösterimleri ve atölye çalışmaları ile 14 Mart Cuma gününe kadar devam edecek.
Manisa Memur-Sen aile yapısı ve özgürlükler için imza kampanyası başlattı Memur-Sen aile yapısının korunması ve kılık kıyafet özgürlüğünün anayasal güvence altına alınması için tüm topluma çağrıda bulunarak 81 ilde imza kampanyası başlattı. Manisa’da da imza kampanyasını başlatan Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi Ahmet Yasav, açtıkları stantta tüm vatandaşları imzalarını atmaya ve kampanyayı desteklemeye davet ettiklerini belirterek, kampanyaya www.imza.memursen.org.tr adresinden de katılınabileceğini söyledi. Memur Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Yasav Memur Sen Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte sendika binasında basın açıklaması düzenleyerek başlattıkları imza kampanyasını duyurdu. Yasav, "Malumunuz olduğu üzere iyi yetiştirilmiş bir nesil geleceğimizin teminatıdır. İyi yetişmiş bir neslin en önemli şartı ise iyi aileye sahip olmaktır. Aile, toplumun temel direği ve değerlerin taşıyıcısıdır. Geleceğimizi inşa etmek için güçlü bir aile yapısına sahip olmamız gerekmektedir. Ailenin zayıfladığı bir ortamda ne kültürümüzü koruyabiliriz ne de millet olarak ayakta kalabiliriz ne de sağlam bir gelecekten bahsedebiliriz. Ne yazık ki aile yapımız bu günlerde, küresel sapkın ideolojilerin büyük tehdidi altındadır. Aile yapımızı hedefleyen uluslararası lobiler, birtakım sapkın anormallikleri özgürlük olarak sunmakta, sosyal medya, moda, dizi ve film sektörleri üzerinden aileyi zayıflatan kültürel operasyonlar yürütmektedir. Bazı medya kuruluşları ve sivil toplum örgütleri de bu sapkınlıkları çıkarları doğrultusunda pazarlayarak lobilere destek olmaktadırlar. Bunların yanı sıra işsizlik, şiddet, bağımlılık gibi toplumsal sıkıntılar da ailemizi tehdit eden diğer unsurlardandır. Bazı televizyon kanallarının gündüz kuşaklarındaki programlara ise ayrı bir başlık açılması gerekir. Aile yapısını tehdit eden, genel ahlak yapısına kasteden bu programlar reyting uğruna insan onurunu ve haysiyetini hiçe saymaktadır. Yapılan yayınlarla en mahremi bile faş etmekten geri durmayan, aile yapısının yanında hukuk sistemine de zarar veren bu programlar kendilerini kimi zaman, polis, hâkim, savcı yerine koyarak pervasızlıkta sınır tanımamaktadır. RTÜK’ü bir an önce harekete geçerek bu tür programların tamamını yayından kaldırmasını talep ediyor, Aile Yılında bunun elzemliğini hepinizin takdirlerine sunuyoruz." dedi. "Aileyi korumak toplumsal bir sorumluluk" Aileyi korumanın sadece bireysel bir mesele olmadığını, toplumsal ve kültürel bir sorumluluk olduğunun altını çizen Yasav, "Aileyi savunmak, değerlerimizi yaşatmak ve nesillerimize aktarmak için zorunluluktur. Bu sebeple, Anayasa’nın 41. maddesine, ‘Aile, kadın ve erkekten oluşur. Aile ilişkisinin temeli evliliktir’ cümlesinin eklenerek anayasal güvence verilmesi talebimizdir. Aile kurumunun sapkın ideolojilere karşı korunmasını ve ailenin tanımının, kadın, erkek ve çocuklardan oluşan bir yapı olarak kabul edilmesini istiyoruz. Ayrıca, kadınlarımızın başörtüsü nedeniyle ayrımcılığa uğramaması için başörtüsü özgürlüğünün anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Anayasa’nın 24. maddesinde gereken düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Ailemizi korumak ve başörtüsü özgürlüğünü güvence altına almak için Gazi Meclisimizi biran önce harekete geçmeye çağırıyoruz. Memur-Sen olarak, aileyi korumak ve başörtüsü özgürlüğünün güvence altına alınması için başlattığımız imza kampanyasıyla diyoruz ki ‘Anayasa değişsin, Aile korunsun.’ Yarınlarımızın korunması ve güvence altına alınabilmesi için bugünden harekete geçmeye ve kampanyamıza tüm halkımızı destek olmaya çağırıyoruz. Memur-Sen Genel Merkezimizin öncülüğünde tüm illerde kurulan stantlarımız kıymetli halkımızın duyarlılığına matuftur. Biz de ilimizde standımızla tüm vatandaşlarımızı imzalarını atmaya ve kampanyayı desteklemeye davet ediyoruz. Kampanyamıza www.imza.memursen.org.tr adresinden katılabilirsiniz. ‘Anayasa değişsin, aile korunsun’ sloganımızı bir kez daha hatırlatmak istiyorum. ‘Aileye Değer’ diyerek üstlendiğimiz bu kıymetli çalışmaya destek verdiğiniz için çok teşekkür ederiz." ifadelerini kullanarak imza kampanyasını Manisa’da da başlattı.
İstanbul Beyin pili, psikolojik hastalıklar ve epilepsi için de umut vaat ediyor İstanbul Atlas Üniversitesi’nde "Bir Beyin Düşünür, Dünya Değişir" sloganıyla gerçekleşecek Beyin Farkındalık Haftası başladı. Açılış konferansında beyin pili teknolojisinin günümüzde sağladığı imkanlar ve geleceği ele alındı. Her yıl mart ayının ikinci haftasında kutlanan Beyin Farkındalık Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikler, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak’ın "Beyin Stimülasyonunda Güncel Durum ve Gelecek" başlıklı konferansıyla başladı. "İnsan ömrü uzadıkça Alzheimer ve Parkinson görülme sıklığı artıyor" İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, Beyin Farkındalık Haftası’yla ilgili bilgi vererek "Bilim ve teknolojideki bunca gelişmeye rağmen beynimiz hâlâ büyük oranda gizemini koruyan bir organ. Yine bilinen bir gerçek ki kalp rahatsızlıkları ve kanser gibi hastalıklarda tedavi süreçlerinde çok yol alındı, bununla bağlantılı olarak ortalama yaş ömrü arttı. Ancak bu uzayan ömür, artan yaşla beraber görmüş olduğumuz Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların görülme sıklığını da artırıyor. Bu anlamda son 20-25 yıldır Beyin Farkındalık Haftası ismiyle beyin sağlığı ve hastalıkları hakkında toplumsal farkındalığın oluşması adına birtakım etkinlikler düzenleniyor. Bizler de Atlas Üniversitesi olarak hafta boyunca sürecek etkinlikler planladık" dedi. Prof. Dr. Kocabıçak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beyin Farkındalık Haftası, Parkinson ve Alzheimer benzeri hastalıkların görülme sıklığı arttığı ve yakın gelecekte bu hastalıkların tedavisine daha fazla ihtiyaç duyulacağı için bu konudaki farkındalığın yaygınlaştırılması ve bu alanda yapılabilecek çalışmaların bilim insanları tarafından tartışılması amacıyla düzenlenen bir hafta. Bu hafta içerisinde üniversitemiz akademisyenlerinin beyni çeşitli yönleriyle ele alan konferansları olacak. Burada amaç, beyin farkındalığını artırmak ve beyin sağlığını geliştirici yöntemleri halka duyurmak." "Uygun hastada kullanımı olumlu sonuç veriyor" Beyin stimülasyonu yani beyin pilinin şu anda birçok hastalığın tedavisinde umut olduğunu ve gelecekte birçok hastalık için de tedavi olanağı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, "Derin beyin stimülasyonu, halk arasındaki adıyla beyin pili, özellikle Parkinson hastalığında etkin bir tedavi yöntemi. Yakın gelecekte başka diğer hastalıklara da umut vaat edecek çözümler sunacağı öngörülüyor. Parkinson hastalığı dışında diğer hareket bozukluklarında da beyin pili tedavisini sıklıkla kullanıyoruz. Esansiyel tremor olarak bilinen, dedelerimizde, anneannelerimizde sık görülen el titremelerinde de sıklıkla tercih ediyoruz. Distoni dediğimiz, kasılmalarla gelen bir hastalık var ki onda da etkililiğini klinik olarak gözlemlemekteyiz. Son yıllarda bazı psikiyatrik hastalıklarda da tercih edilmektedir. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) dediğimiz takıntı hastalığında, Tourette Sendromu dediğimiz tik hastalığında ya da ağır depresyonda bu tedavi uygun hastalar için kullanıma girmiş vaziyette. Epilepside de benzer bir şekilde, Avrupa ve ABD’de sıkça tercih edilmektedir. Son çalışmalar derin beyin stimülasyonunun obezite, yeme bozuklukları, bağımlılıklar, Alzheimer hastalığı ve otizm gibi hastalıklarda da kullanılabileceğini göstermektedir" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, "Derin beyin stimülasyonu tıp dünyasında sınırları zorlayan bir teknoloji olarak beyin biliminde yeni bir çağın kapısını aralamaktadır." diyerek sözlerini tamamladı. İstanbul Atlas Üniversitesi’ndeki etkinlik, konferanslar, film gösterimleri ve atölye çalışmaları ile 14 Mart Cuma gününe kadar devam edecek.