GÜNDEM - 19 Kasım 2024 Salı 09:58

Mezarlık yeri davasında mahkemenin kararı belli oldu

A
A
A
Mezarlık yeri davasında mahkemenin kararı belli oldu

Aydın’ın Efeler ilçesi Kuyulu Mahallesinde Şehir Hastanesinin karşısında yeni mezarlık alanı ile ilgili Efeler İlçe Hıfzıssıhha Kurul Kararının iptaline ilişkin davada karar verildi.



Yaklaşık 2 yıl önce açılan davada Kuyulu Mahallesindeki mezarlık alanı ile ilgili 2024 Yılının Nisan Ayında alınan bilirkişi raporunda mezarlık yerinin mezarlığa uygun olmadığı vurgulanmıştı. Kasım ayında duruşması olan davada mahkeme dava dilekçesinde vurgulanan hususlar çerçevesinde alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğini vurgulayarak Efeler İlçe Umumi Hıfzısıhha Kurul Kararının iptaline itiraz yolu açık olmak üzere karar verdi.



Davacıların avukatı Cennet Ceyda Boğa Yıldız konu ile ilgili şunları söyledi;


"Yaklaşık 2 yıl önce açmış olduğumuz davada, söz konusu alanın mezarlığa uygun olmadığını, konu ile ilgili yönetmeliğe aykırı hareket edildiğini vurgulamıştık. Bilindiği gibi tarım arazileri mutlak olarak korunmalıdır. Tarım arazisi niteliğinde olan dava konusu taşınmazın da bu anlamıyla korunması gerektiği, su birikintisi oluşturabilme riskinin olduğu bu durumun da çevre sağlığını olumsuz etkileyebileceği vurgulanan davada Şehir Hastanesinin karşısında oluşturulan mezarlık alanının hastanede tedavi gören kişilerin manevi yapısını da sarsacağı belirtilmiştir. Bilindiği gibi Mezarlık Alanları ile İlgili Mezarlık Yerlerinin İnşası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkındaki Yönetmelikte, Mezarlık Yeri seçimlerinin kriterleri üzerinde durulmuş, ölümden define kadarki usul ve işlemlerin ne olacağı vurgulanmıştır. Somut olayda ise , bu kriterler gerçekleşmemiş ve Defin İşlemleri konusunda mezarlık yerinde bulunması gereken iç plan oluşturulmadan definler gerçekleştirilmiştir. Netice olarak açtığımız ve yakından takip ettiğimiz bu dava dosyamızda mahkeme iptal davasına konu ettiğimiz Efeler İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurul Kararının iptaline karar vermiştir. Böylelikle taşınmazın mezarlığa uygun olmadığı mahkemece de ortaya konulmuş oldu ve gerekçeli iddialarımız hukuk zemininde de bir karşılık buldu" dedi.



Karar mahalle sakinlerini sevindirirken, söz konusu alanda daha önceden defnedilen kişilerin ailelerini ise endişelendirdi. İptal kararının gereği yerine getirilir ise mezarların akıbetini ne olacağı merak konusu oldu.



Mezarlık yeri davasında mahkemenin kararı belli oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Gölde cesedi bulunan Medine’nin ölümünde ’ihmal’ iddiası Adana’da çalıştığı iş yerinin sahibine ‘Ben artık yokum’ mesajı attıktan 2 gün sonra Seyhan Baraj Gölü’nde cansız bedeni bulunan 15 yaşındaki kızın ailesi, kızlarının hiçbir sorunu olmadığını belirterek, “Deniz bisikleti kiralayan şahıs nasıl 15 yaşındaki bir kız çocuğuna deniz bisikleti kiralar. Burada bir ihmal var, şikayetçiyiz” dedi. Edinilen bilgiye göre, 15 yaşındaki Medine Gezer, merkez Seyhan ilçesi Gürpınar Mahallesi’nde çalıştığı tekstil atölyesinden öğle saatlerinde ‘Yürüyüş yapacağım’ diyerek çıktı. Ardından Çukurova ilçesi Adnan Menderes Bulvarı’na giden Medine, burada deniz bisikleti kiralayıp Seyhan Baraj Gölü’ne açıldı. Daha sonra çalıştığı iş yerinin sahibine ‘Ben artık yokum’ mesajı ve 3 saniyelik gölden görüntü atan Medine, daha sonra suya atladı. Genç kızın suda çırpındığını görenler durumu polise bildirdi. Su Altı Grup Amirliği’ne bağlı ekipler, 2 gün boyunca gölde arama çalışması yaptı ancak sonuç alamadı. Cumartesi günü sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ekipler yeniden arama çalışması başlattı ve kısa süre sonra Medine Gezer’in cansız bedenini buldu. Medine’nin cansız bedeni Adana Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından Küçükoba Mezarlığı’nda gözyaşları arasında toprağa verildi. Ailesi, 15 yaşındaki Medine’nin kabrinin üzerine gelinlik bıraktı. “Benim canım yandı, başka annelerin yanmasın” İhlas Haber Ajansı’na konuşan anne Feride Gezer (34), kızının hiçbir problemi olmadığını söyleyerek, “Benim kızımın hiçbir sorunu yoktu. Neden böyle bir şey yaptı bir türlü anlamadık. Ancak biz deniz bisikletini kiralayan şahıstan şikayetçiyiz. O şahıs, 15 yaşındaki bir kız çocuğuna nasıl deniz bisikleti kiralar. Burada bir ihmal var, şikayetçiyiz. Benim canım yandı, başka annelerin canı yanmasın” dedi. “İhmal var, çözülsün” Baba Hüseyin Gezer ise kızının ölümünün ardından acı çektiğini söyleyerek, “Ben kızıma bugüne kadar hiçbir şey söylemedim. Neden böyle oldu bilmiyorum. Ancak ben de eşimin söylediği gibi deniz bisikleti kiralayan şahıstan şikayetçiyim. Bir ihmal var ve çözülmesini istiyoruz” diye konuştu.
Eskişehir Gırtlak kanseri hayattan koparmadı Eskişehir’de yaşayan 63 yaşındaki Saadettin Küçükçolak, gırtlak kanseri olduktan sonra hayattan kopmadığını belirtirken katıldığı koroda türküler söyleyerek hastalığını unuttuğunu ifade etti. Emekli vatandaş Saadettin Küçükçolak’a 2014 yılında ses kısıklığı şikayetiyle gittiği hastanede gırtlak kanseri teşhisi konuldu. Teşhisten 1 yıl sonra ameliyat olan ve 4 yıl boyunca konuşamayan Küçükçolak, insanlar ile aylarca cebinde taşıdığı defter ve kalem aracılığıyla iletişim kurdu. Yaşadığı zor dönemlerin ardından bir operasyonla kendisine takılan ses protezi sayesinde tekrardan konuşmaya başlayan Küçükçolak, bağlamacı olarak girdiği koroda hayata tutundu. Geçtiğimiz sene çıktığı konserde de türküler söyleyerek izleyenlerin büyük beğenisini kazanan Küçükçolak, şimdi ise önümüzdeki aylarda yapılacak diğer organizasyonlar için hazırlık yapıyor. "Ameliyat sonrası 4 sene hiç konuşamadım, cebimde kağıtla geziyordum" Başından geçenleri anlatan Saadettin Küçükçolak, "Ben 2014 yılında ses kısıklığı şikayetiyle hastaneye gittim. Sonra gırtlak kanseri teşhisi konuldu. 2015 yılında ameliyat oldum. Ameliyat sonrası 4 sene hiç konuşamadım, cebimde kağıtla geziyordum. Derdimi anlatamıyordum, çok zordu. Ondan sonra ufak bir operasyonla ses protezi takıldı ama güzel konuşmaya başladım. O gün bugündür böyle konuşuyorum" dedi. "Geçen sene konsere çıktım, türkü söyledim" Yaklaşık 2 yıl önce bağlamacı olarak koroya girdiğini belirten Küçükçolak, "Hocamla beraber çalışırken sağ olsun, benim söylememi istedi. Ufak ufak söyledim, beni konsere çıkaracağını söyledi. Geçen sene konsere çıktım, türkü söyledim. Hala böyle devam ediyoruz. Zorlanmıyorum, çok rahatım. Ben çok sigara içiyordum, günde 2 paket bitiriyordum. Hastalığımın temeli buydu. Teşhis için geç kalmışız ancak ameliyattan sonra bıraktım, hiç sigara içmedim. Keşke daha önce bıraksaymışım. Buradaki arkadaşlarımla haftanın 4-5 günü çalışıyoruz, birlikte konsere hazırlanıyoruz. Ocak ayında konserimiz olacak. Ayrıca 14 Aralık’ta da bir konserimiz var, herkesi bekleriz" ifadelerini kullandı. "Müzik sayesinde hayata tutundum" Kendisi gibi gırtlak kanserine yakalanan vatandaşlara da seslenen Küçükçolak, şöyle devam etti: "Bu hastalık herkeste olabilir. Böyle etkinlikler insanı yaşatıyor, daha çok hayata bağlıyor. Bakın benim konuşmam da gayet güzel. Onun için etkinlikler ve arkadaş ortamı çok önemli ama kesinlikle sigara içmeyin. Ben çocukluğumdan beri bağlama çalıyorum. Bağlama benim hayatım gibi. 7 yaşında başladım, 8-9 yaşımdayken çok güzel çalıyordum. O gün bugündür de çalıyorum ama bu hastalıktan sonra daha çok bağlandım. Müzik sayesinde hayata tutundum diyelim."
Çankırı Kumda değil, tuzda pişen Türk kahvesi Çankırı’nın meşhur kaya tuzunda pişen Türk kahvesi müşterilerden yoğun ilgi görüyor. Çankırı’da bir işletmeci, kumda pişen Türk kahvesine ilin meşhur kaya tuzu ile rakip oldu. Tuzda pişen kahve, lezzetiyle müşterilerinden ilgi görüyor. Hititler’den kalan ve yerin 150 metre altından çıkartılan tuz mağarasından elde edilen kaya tuzlarının üzerinde kavrulan Türk kahvesi, kentte büyük beğeni topladı. 350 dereceye kadar ısıtılan kum ve tuz karışımında pişirilen kahveyi içen vatandaşlar, yapılan kahvenin makine veya ateşte pişmesinden çok daha farklı olduğunu belirtti. “Tuzda pişmesi, ateşte pişmesine göre tadını çok değiştiriyor” Tuzda kahvenin müşterilerden yoğun ilgi gördüğünü söyleyen işletmeci Ahmet Uçar, “6 ay önce Çankırı’ya böyle bir işletme açtık, açtığımıza da çok memnunuz. Yerimiz tarihi bir yapıda olması da ilgi çekiyor. Burada tuzda kahve yapıyoruz. ‘Yer Altı Tuz Şehri’ diye adlandırılan tuz mağarasından çıkan kaya tuzları ile kahveyi pişiriyoruz. Öncelikle kumu ve tuzu 350 derecede ısıtıyoruz. Ardından cezvemizi tuz ile kumun içine gömerek yavaş yavaş köpürene kadar pişiriyoruz. Tuzda pişmesi, ateşte pişmesine göre tadını çok değiştiriyor. Kahvenin tadı hafif ve lezzetli oluyor. Kaya tuzuyla pişen kahve daha güzel oluyor. Müşterilerimiz de bu durumdan çok memnun. Her gün bu şekilde kahve yapıyoruz” dedi. “Herkesin denemesini tavsiye ediyorum” Tuzda pişen kahvenin daha güzel olduğunu ifade eden Sümeyye Satılmış ise, “Tuzda pişen kahveyi çok beğendim. Makine de ya da ateşte piştiğinde yapay bir tat geliyor. Ama tuzda pişen kahve daha güzel oluyor. Bu kahvenin astım hastalarına da iyi geldiğini duydum. İyileştirici bir özelliğinin olduğunu da düşünüyorum. Herkesin denemesini tavsiye ediyorum” dedi.
Düzce Kütüphane kendi enerjisini kendisi üretecek Düzce Üniversitesi, fiziksel ve altyapı yatırımlarına devam ederken yeni kütüphane binasının öğrencilerine en kısa sürede hizmet vermesi için inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Kütüphane binası güneş enerjisi panelleri sayesinde kendi enerjisini kendi üretecek. Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, yeni kütüphane binasında inşaat çalışmalarının yeniden başladığını belirterek gelecek eğitim-öğretim döneminin başında kütüphane binasının hizmete açılmasının planlandığını sözlerine ekledi. Kütüphane binası inşaatının projesinden bugün gelinen noktaya kadar emeği geçenlere teşekkür eden Rektör Sözbir, yeni kütüphanenin hayırlı olmasını temenni etti. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Karagöz’ün yaptığı dua sonrasında Rektör Sözbir ve Düzce Üniversitesi mensupları bina inşaatını yeniden başlatan butonlara basarak çalışmaları başlattı. 13 bin 500 metrekarelik yeni kütüphane binası, modern görünümü, teknolojik imkanlara sahip altyapısı ve oldukça konforlu alanlarıyla Düzce Üniversitesi öğrencilerinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde inşa ediliyor. Basılı yayınlar salonu, genel okuma salonu, toplantı salonu, grup çalışma odası, bilgisayar salonu, etüt salonu gibi hizmet alanlarının yanı sıra dijitalleştirme, baskı merkezi, ciltleme, kataloglama, süreli yayın deposu, basılı yayın deposu ve idari ofisler gibi daha birçok kullanım alanı bulunacak yeni kütüphane binası, çocukları da unutmayarak özel çocuk kütüphanesini de hizmete sunacak. Binada yer alması planlanan güneş enerjisi panelleri sayesinde büyük oranda kendi elektriğini üretecek olan Düzce Üniversitesi’nin yeni kütüphanesi, teknolojik altyapısıyla bilgiyi öğrencilerle buluşturacak.