ASAYİŞ - 12 Ekim 2024 Cumartesi 13:13

Jandarma ekipleri 48 saatte 31 aranan şahsı yakaladı

A
A
A
Jandarma ekipleri 48 saatte 31 aranan şahsı yakaladı

Aydın il genelinde jandarma ekipleri tarafından yapılan operasyonlar kapsamında 48 saatte gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında 31 şahıs yakalandı.



Aydın’da jandarma ekipleri vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Aranan şahıslara da göz açtırmayan jandarma ekipleri gerçekleştirdikleri başarılı operasyonlarına her geçen gün yenilerini ekliyor. Edinilen bilgiye göre, Aydın İl Jandarma Komutanlığı JASAT Timleri ve İlçe Jandarma Komutanları tarafından hakkında yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik 10-11 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen operasyonlarında; 0-5 yıl arası hapis cezası ile aranmakta olan 16, 5-10 yıl arası hapis cezası ile aranmakta olan 3, 20 yıl üzeri hapis cezası ile aranmakta olan 2 ve ifadeye yönelik olarak 10 olmak üzere toplamda 31 şahıs kıskıvrak yakalandı. Yakalanan 31 şahıs arasında, narkotik suçlardan 2, kasten öldürme suçundan 1 şahıs, hırsızlık suçundan 2, yağma suçundan 1, fuhuş suçundan 1 ve diğer suçlardan da 24 şahıs bulunduğu öğrenildi.



Jandarma ekipleri 48 saatte 31 aranan şahsı yakaladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sigara artrit riskini artırıyor Sivas Numune Hastanesinde Romatoloji Uzmanı olarak görev yapan Dr. Mehmet Emin Derin, 12 Ekim Dünya Artrit Günü ile dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Artritin eklem iltihabına verilen genel bir isim olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Derin, “Artrit eklemlerde kendisini ağrı, şişlik, kızarıklık ve hareket kısıtlılığı ile belli eder. Doğru tanı ve tedavi edilmezse eklem harabiyetine neden olabilir. Toplumda bilinenin aksine romatizmal hastalıklar ve artritler daha çok 50 yaşından önce görülmektedir. Hangi durumlarda iltihaplı artrit düşünülebilir diye soracak olursak; eklemde sabah katılığı, hareketle azalan ağrı, şişlik gibi özellikler iltihaplı romatizmalarda görülürken iltihaplı olmayan artritte (osteoartrit yani kireçleme) bu durum hareketle ve eklemi kullandıkça artan ağrı şeklindedir. 6 haftadan uzun süren artritlere kronik artrit denilmektedir. Artrite sebep olacak birçok hastalık vardır. 150’den fazla romatizmal hastalık tanımlanmıştır. Eklem tutulum sayısı, yerleri, özellikleri hastalıklara göre değişebilmektedir. Örnek verilecek olursa toplumda en sık görülen iltihaplı artrit sebebi romatoid artrittir. Romatoid artrit en çok el parmak ve bilek eklemlerini tutarken, ülkemizde ve özellikle şehrimizde sık görülen Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) daha çok kalça ve diz gibi büyük eklemleri tutabilmektedir. Romatizmal hastalıklar ön planda eklemi tutmuş olsalar da, deri, böbrek, göz, akciğer gibi birçok organı da etkileyebildiğini unutmamak gerekir. Bu farklılıklar doğru tanı ve tedavi açısından gerekli ve önemlidir. Günümüzde oldukça etkin tedaviler mevcut olup romatizmal hastalıklar kontrol altında tutulabilmektedir” dedi. Sigaranın Romatoid artritin gelişiminde önemli bir etken olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Derin, “Romatizmaların net sebebi belli değildir. Genetik ve çevresel faktörler olarak söyleyebiliriz. Elimizde değiştirilebilen en önemli çevresel etken sigaradır. Sigaranın romatoid artrit gelişimine sebep olduğu bilinmektedir. Ayrıca sık gündeme gelen kaplıca tedavisi de aktif iltihaplı dönemde önerilmemektedir. Doğru tanı, doğru ve eksiksiz tedavi için romatoloji polikliniklerimiz halkımızın hizmetindedir. Tüm halkımıza sağlıklı ve artritsiz bir yaşam diliyorum” dedi.
Nevşehir DEAŞ operasyonunda tutuklanan 5 kişi beraat etti Nevşehir İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Nevşehir merkezli 3 ilde yapılan eş zamanlı DEAŞ operasyonunda gözaltına altına alınarak tutuklanan 5 şüpheli beraat etti. Beraat eden Serdar Gedik, “Yaşantımızdan dolayı şikâyet edildik. DEAŞ terör örgütüne üyelik gerekçesiyle tutuklandık. 4 ay sonra beraat ettik” dedi. Geçtiğimiz yıl Nevşehir İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Nevşehir, Kayseri ve İstanbul’da silahlı terör örgütü DEAŞ’a yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyon sonrasında Nevşehir’den 2, İstanbul’dan 1 ve Kayseri’den 10 şüpheli olmak üzere toplam 13 şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştı. Nevşehir İl Jandarma Komutanlığında işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 13 şüpheliden 8’i adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken 5 şüpheli ise sevk edildiği adli makamlarca tutuklanmıştı. Avanos ilçesine bağlı Akarca köyünde yaşayan ve eşi ile birlikte 4 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat eden Serdar Gedik, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Ben, ailem ve arkadaşlarım İslami yaşayan kişileriz. Bize soru sorulduğu zaman bildiğimiz kadarıyla da Kur’an ve sünnet üzerine cevap veren insanlarız. Nasıl olduysa bizi şikâyet etmişler. Hiçbir suçumuz olmamasına rağmen gözaltına alındık ve tutuklandık. Yaklaşık 4 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat aldık” şeklinde konuştu. DEAŞ’ı Müslüman olmayan bir grup olarak gördüklerini söyleyen Gedik, "Biz onların Müslüman olmadığına inanıyoruz. Böyle birileriyle de herhangi bir bağımızın olması da mümkün değil. Bizim yaşantımızı gösterdiler. Sosyal medyadaki videolarımızı gösterdiler. Videolarımızda da IŞİD ile alakalı hiçbir şey yok. Aksine bazı videolarımızda IŞİD’i Müslüman olarak görmediğimizi söylediğimiz videolarımız da var. Mahkemede kendimizi anlattık ve beraat aldık” dedi.
Kastamonu Kastamonu yamaç paraşütü tutkunlarının ilgi odağı haline gelecek Kastamonu, sağlanan destekler sayesinde yamaç paraşütü tutkunlarının önemli turizm destinasyonlarından biri haline geliyor. Bu çerçevede Kastamonu’da açılan turistik yamaç paraşütü kursuna yoğun talep oldu. Kastamonu’da turizmin geliştirilmesi, rekabetin artırılması, destinasyon altyapısının iyileştirilmesi ve turizm unsurları deneyiminin geliştirilmesi amacıyla Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) 2024 Yılı Destinasyon Geliştirme Teknik Destek Programı çerçevesinde sağlanan destekle, Yamaç Paraşütü Eğitim Destinasyonu Projesi başlatıldı. Türk Hava Kurumu Kastamonu Şubesinin hazırladığı projeye KUZKA tarafından sağlanan destekle, 15 kişiye P1 ve P2 düzeyinde yamaç paraşütü eğitimi veriliyor. İlk olarak yamaç paraşütü teorik eğitimlerini tamamlayan kursiyerler, ardından Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde Tekkekayası mevkisinde uzman eğitmenler gözetiminde 14 gün boyunca yamaç paraşütü uçuşu gerçekleştirecek. Eğitim programı sonunda tüm katılımcılara P1 ve P2 düzeyinde sertifika verilecek. Yamaç paraşütü projesi ile Kastamonu destinasyonunun turizmde tanınırlığının artırılması ve havacılık sporları arasında en popüler branşlardan birisi olan yamaç paraşütünün geliştirilmesi hedefleniyor. “İlimizde turizm çeşitliliğini artırabilmek ve bu turistik hareketliliği diğer ilçelerimize de yayabilmek amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüyoruz” Proje ile ilgili konuşan KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, “Kastamonu, son dönemlerde doğa turizminde ilgi odağı haline gelmeye başladı. 2019 yılından itibaren doğa turizmi alanlarımızda altyapı ve üstyapının iyileştirilmesine yönelik çeşitli projeler yürüttük ve burada destinasyon bütünlüğü oluştu. Bu sayede son yıllarda bölgemiz yoğun bir ziyaretçi almaya başladı. İlimizde turizm çeşitliliğini artırabilmek ve bu turistik hareketliliği diğer ilçelerimize de yayabilmek amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. 2024 yılında Destinasyon Geliştirme Teknik Destek Programımızı ilan ettik. Bu programın amacı turizmi geliştirmek, daha rekabetçi hale getirmek ve turistik deneyimleri daha üst seviyelere çıkarabilmek. Bu program kapsamında da Türk Hava Kurumu Kastamonu Şubesiyle proje başlattık. Bu projemizde 15 kursiyerimize P1 ve P2 seviyelerinde yamaç paraşütü eğitimleri veriliyor. Devamında da uzmanlarla birlikte 14 günlük uçuşlarını gerçekleştirerek P2 seviyesinde sertifikasyona sahip olacaklar. Bu eğitimlerimiz Devrekani’de gerçekleştiriyoruz. Bu alanımız eğitim uçuşlarımız için uygun bir alan. Diğer taraftan daha farklı noktalarımızda bulunuyor. Buralarda profesyonel uçuşları ve uluslararası yarışmalara da ev sahipliği yapabilecek alanlarımız mevcut. Bu proje sayesinde aslında bu eğitimlerin Kastamonu’da düzenlenebilmesi imkanı oluştu. Daha öncesinde farklı illere giderek bu eğitimleri almaları gerekiyordu kursiyerlerin. Diğer taraftan da yamaç paraşütünü Kastamonu’da geliştirmiş oluyoruz. Bu sayede hem yeni bir turizm alanı oluşturmuş oluyoruz hem de Kastamonu’nun tanıtımına ve bilinirliğine katkı sağlayacak bir projeyi de yürütmüş oluyoruz” dedi. “Toplam 15 kişiye yamaç paraşütü eğitimi veriyoruz” Türk Hava Kurumu Kastamonu Şube Başkanı Ahmet Şirin ise, “THK olarak Kastamonu’ya P1 ve P2 seviyesinde yamaç paraşütünü getirebilir miyiz diye çalışmalara başlamıştık. KUZKA’nın teknik destek programı kapsamında destinasyon geliştirme çalışmalarına proje başvurusu yaptık. Projemiz kabul edildi. Bugün itibariyle 13 gencimiz, 2 yetişkinimiz olmak üzere toplam 15 kişiye yamaç paraşütü eğitimi veriyoruz. Buradaki amacımız Devrekani’de Tekkekayası mevkisinde her yıl P1 ve P2 seviyesinde eğitimlerin verilebilirliği haline getirmek. Yerelde havacılık sporlarına ilgi duyanlara bu eğitimleri sağlayabilmek istiyoruz. Pınarbaşı ve İnebolu ilçelerimizde P4 ve P5 seviyesinde uçuş yerlerimiz bulunuyor. Devrekani’de aldıkları eğitimlerle yetişecek olan gençlerimiz kendilerini havacılık sporlarında eğitmeye ve geliştirmeye devam etmeleri durumunda sonraki yıllarda P4 ve P5 seviyesinde uluslararası yarışmalara katılacak düzeyde gelişim sağlayıp ülkemizi temsil etme noktasına geleceklerdi. Bizler de böylelikle bir misyonumuzu daha tamamlamış olacağız” diye konuştu. “Buradaki eğitimlerden sonra yamaç paraşütü lisansımı yükseltmeyi düşünüyorum” Karabük’ten Kastamonu’ya gelerek yamaç paraşütü eğitimi alan Ahmet İzmir de, “Yamaç paraşütü eğitimini kulüp vasıtasıyla öğrendim. Düzenlenen toplantılarda anlatılanlardan ilgi duyup Kastamonu’daki eğitimlere katılmak isteğinde bulundum. İki gün boyunca teorik eğitimler aldık. Sonrasında yazılı sınav oldu, bu sınavdan geçtik. Bugün de uçuş eğitimlerimizi yapıyoruz. Daha sonrasında da yamaç paraşütü lisansımı yükseltmeyi düşünüyorum. Devrekani’de iki gün boyunca yer çalışması yaptık. Paraşüt ile birlikte koşu çalışmalarımız oldu. Bugün de toplamda 7 ila 10 uçuş yaparak pilot lisansımızı almaya istiyoruz” şeklinde konuştu. “Devrekani, eğitim tepesi olarak diğer eğitim tepeleriyle kıyasladığımızda çok uygun bir yer” Sakarya’dan Kastamonu’ya eğitim vermeye gelen Mert Kaan Saraç ise, “Devrekani, eğitim tepesi olarak çok yüksek ve rüzgarlı bir yer değil. Diğer eğitim tepeleriyle kıyasladığımızda çok uygun bir yer. Başlangıç eğitimlerinde zaten amacımız kalkış ve iniş eğitimlerini vermek. Burada da kursiyerlere kalkış ve inişleri öğretme açısından hızlı bir sirkülasyonla kurslarında hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlıyoruz. İlerleyen süreçte burası bir eğitim alanı haline getirilebilir. Burada küçük düzenlemeler yapılarak kalkış ve iniş için bu tepe hizmet verebilir” ifadelerini kullandı.
İzmir HÜDA PAR’dan "Filistin soykırımına katılanlar vatandaşlıktan çıkarılsın" tasarısına destek arayışı Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu, Hem Türk hem İsrail vatandaşı olan bazı kişilerin Filistin’e yönelik yapılan saldırılara katıldığını belirterek, "Bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılmasını istiyoruz. Meclis’e yasa teklifi hazırladık ve şu anda 158’inci sırada yasalaşması için beklenmekte" dedi. Tanrıkulu, İsrail’e yönelik ise ’ekonomik boykotla darbe vuralım’ mesajı verdi. HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu, HÜDA PAR İzmir İl Başkanı Veysi Yumlu ve İl Başkan Yardımcısı Mehmet Tayyip Duran ile birlikte, İzmir’de basın kuruluşlarını ziyaret etti. Tanrıkulu ve beraberindeki heyet, savaşmak için İsrail’e giden Yahudi Türk vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması ve İsrail’e destek veren ürünlere boykot yapmak adına kamuoyu oluşturma hedeflerinden bahsetti. "Yasa teklifi sunduk" Filistin’de Siyonist terör rejimi tarafından bir soykırım uygulandığını vurgulayan Tanrıkulu, "Ülkemizden de sosyal medyada takip ettiğimiz kadarıyla, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de İsrail devleti vatandaşı olan kişilerin gidip soykırıma katıldıklarını, oradaki bebekleri, kadınları, sivilleri katlettiklerini gördük. Bunun önüne geçmek için HÜDA PAR olarak geçen yıl Aralık ayında bir yasa teklifi hazırladık ve mecliste sunduk. Meclis de görüşülmesini uygun gördü ve şu anda 158’inci sırada yasalaşması için beklenmekte" ifadelerine yer verdi. "Vatandaşlıktan çıkarılsın, malları kadın ve gençlik fonuna aktarılsın" Soykırıma katılmış olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kişilerin tespit edilmesi, yargılanması ve yargılanma neticesinde ceza aldılarsa vatandaşlıktan çıkarılmasını, yurt dışındalar ise mallarının müsadere edilmesini istediklerini anlatan Tanrıkulu, şunları kaydetti: "Vatandaşlıktan çıkarılan kişilerin mallarının, kadın ve gençlik fonuna aktarılması talebinde bulunuyoruz. Böyle bir katliama destek verenlerin hem dünya kamuoyu önünde hem de İslami açıdan mahkum edildiklerini biz biliyoruz. Bu büyük bir adım olacaktır. Hem Türkiye açısından hem de oradaki mazlumlar arasında psikolojik bir sevince neden olacaktır. Siyonist terör rejiminin ülkemizle ilgili planlarını da akamete uğratacaktır. Biz buna inanıyoruz." "Destek verilmesini istiyoruz" Siyonist terör rejiminin yaptığı bu katliam ve soykırıma karşı olduğunu söyleyen bütün siyasilerin ve milletvekillerinin, bu yasa tekliflerine destek vermesini ve bir an önce yasalaşmasını istediklerini söyleyen Tanrıkulu, "Bu sebeple kamuoyu ve toplumsal bir destek oluşması için ziyaretlerimizi gerçekleştiriyoruz" dedi. "Yerel ürünlerimizi kullanalım" İlk dönemlerde ekonomik boyutu basite alanlar olduğundan bahseden Tanrıkulu, sözlerine şöyle devam etti: "’Siz bir ürün almamakla kime zarar vereceksiniz’ diyerek yapılan boykotu küçümsediler. Biz parti olarak, diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Türkiye’nin birçok yerinde tespit edilen İsrail’in malları ve İsrail’e direkt destek veren firmaları tespit ettik. Bunu kamuoyuyla paylaştık ve bir yıl içerisinde yapılan boykot çalışmaları neticesinde, firmaların ekonomik olarak ciddi zarar ettiklerini gördük. İnsani bir görevimiz olarak mutlaka İsrail’e destek veren ürünlerin alıcısı olmayalım. Onları boykot edelim. Onların muadili olan yerel ürünlerimizi kullanalım. Yerelde bize zararı dokunmayan veya maddi ve manevi olarak sermayesi ülkede kalan yerel üreticileri destekleyelim. Bizim yerel üreticileri desteklememiz ülke ekonomisini de güçlendirecektir." "Ekonomik boykotla darbe vuralım" Filistin’e yönelik yapılan saldırılarda İsrail’e ekonomik olarak katkı sunulmaması önerisinde bulunan Tanrıkulu, "Siyonist terör rejiminin bu savaşı sürdürebilmesi için, bu tür işletmelerin kendilerine vermiş olduğu maddi destekle bu savaşı devam ettiriyorlar. Onlara ekonomik boykotla darbe vuralım" diye konuştu.