SPOR - 19 Mayıs 2024 Pazar 13:00

Ardahan’da 19 Mayıs coşkuyla kutlandı

A
A
A
Ardahan’da 19 Mayıs coşkuyla kutlandı

Ardahan’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, coşkuyla kutlandı.


Karagöl Mahallesindeki 80. Yıl Cumhuriyet Stadındaki kutlamalara Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, 25. Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Cihanoğlu, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.


Ardahan Gençlik ve Spor İl Müdürü Ramazan Demir, günün anlam ve önemini beliren konuşmasını gerçekleştirdi. Demir, konuşmasında, ’’Bugün ulusumuzun kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dava ve silah arkadaşlarıyla birlikte yedi düzel düşmanın Türk topraklarına saldırışına masum ve temiz kalpli Anadolu insanının yıllar süren gözyaşına dur demek için çıktığı mukaddes deniz yolculuğunu tamamlayarak Anadolu topraklarına bastığı umutların yeşerdiği gündür. 19 Mayıs kurtuluş meşalesinin yakıldığı gün olarak; genciyle, yaşlısıyla, kadını erkeğiyle vatan müdafaası için tek yürek olabilmeyi başarmış kahraman Türk milletinin yeniden şahlanışının başlangıç günüdür. Tarih boyu esir düşmemiş, mertlikten taviz vermemiş, sadece barış için savaşan kahraman Türk’ün zulme baş kaldırışının ve Anadolu’nun yeniden vatan olma adıdır" dedi.


Konuşmanın ardından Ardahan Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü jimnastik, judo ve güreş sporcuları bir gösteri gerçekleştirdi. Halk oyunları gösterisinin ardından Gençlik Haftası kapsamında düzenlenen sportif müsabakalarda dereceye giren sporculara madalyaları verildi.



Ardahan’da 19 Mayıs coşkuyla kutlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TESK Başkanı Palandöken, “BAĞ-KUR’lunun emekli ve sağlık primleri ayrılmalı” Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Bağ-kur’lu esnaf ve sanatkarların emekli ve sağlık primlerinin ayrılması gerektiğinin altını çizerek, “Esnafın bu mağduriyetinin giderilmesi için hem zaman daralıyor hem de bu uygulama insanları rahatsız ediyor” dedi. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken esnaf ve sanatkarların Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki norm birliğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Palandöken, prim gün sayısını doldurarak emeklilik için yaşı bekleyen esnaf ve sanatkarların sadece sağlık primi ödemesi gerektiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki norm birliği halen uygulanmıyor. Artık yılsonu geldi. Esnafın beklentisi, 7 bin 200 iş gününü dolduranların emekli edilip aylığa bağlanması yönünde. Ancak bu yapılmıyor. En azından sosyal güvenlik primi kaldırılıp sadece sağlık primiyle devam edilmesi sağlanmalıdır. Bunun maliyeti, en düşük basamaktaki bir esnaf için 6 bin 900, yani 7 bin bin gününü doldurmuş bir kişi için Sosyal Güvenlik Kurumu’nda esas alınan norm birliği, emekli sandığı, SSK ve Bağ-Kur’luların eşit ücret ve eşit hizmet süresine sahip olmasıdır. Ancak yılsonunda sağlıktan yararlanma imkânı da ortadan kalkacak. Zaten esnaf, ilaçlarını alamıyor; sadece muayene olabilme imkânı var” açıklamasında bulundu. “Prim gününü doldurup yaşı bekleyenlere kolaylık sağlanmalı” Bağ-kur’lu esnaf ve sanatkarların emekli ve sağlık primlerinin ayrılması gerektiğinin altını çizen Palandöken, “Esnafın bu mağduriyetinin giderilmesi için hem zaman daralıyor hem de bu uygulama insanları rahatsız ediyor. Artık Bağ-Kur’lunun beklentisi şu, ‘Ben 7.200 prim gününü doldurdum. Bundan sonra neden prim ödeyeyim? Emekliliği hak ettim.’ Bu hakların verilmesi ile ilgili taleplerimizi dile getiriyoruz. Ancak, bildiğiniz üzere 2024’ün de sonuna geldik. Esnafın beklentisi, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki eşitlik sağlanarak bu sıkıntıların ortadan kaldırılmasıdır. Zaten hem enflasyon, hem kiralar hem de yüksek maliyetler, girdilerdeki astronomik fiyat artışları insanları bunaltıyor. Bu nedenle, sosyal güvenlikte 7 bin 200 prim gününün gerçekleşmesi ve bundan sonraki süreçte sadece sağlık sigortası primi yatırılması, insanların bir nebze nefes almasına yardımcı olacaktır” diye konuştu. “Vatandaşın haklı talebi yerine getirilmeli” Başta esnaf ve sanatkarlar olmak üzere tüm kesimlerin haklı talebinin yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Palandöken, “Bu konudaki beklenti, tahmin ediyorum ki bu dönemde mutlaka karşılanmalı ve insanların haklı talepleri yerine getirilmelidir. En uzun çalışan, en az maaş alan ve sosyal eşitlik açısından da haksızlığa uğrayan kesimler için, kurumlar arası farklılıklardan kaynaklanan boşlukların doldurulması gereklidir. Yani esnaf, zanaatkâr, çiftçi, Bağ-Kur’lu ve hizmet üreten bütün kesimlerin 7 bin 200 prim gününe tabi olması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum” şeklinde konuştu.
Kayseri Tüketiciler Birliği’nden Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ’kira zammı’ tepkisi Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün vakıf evlerine yeni yıl için yüzde 900 zam yapmasına tepki göstererek; "Yüzde 900 zam yapmak kesinlikle mahkemelerde kabul görmez” dedi. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından vakıf evlerine yüzde 900 oranında zam yapıldığını söyleyen Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, yetkililerden vatandaşın yaşayacağı sıkıntıyı bitirme noktasında uyarı beklediklerini dile getirerek, “Türkiye’de son yıllarda fiyat istikrarında bir bozulma var. Sürekli zamlarla karşılaşıyoruz. Aynı ürünü aynı fiyata alamıyoruz. Fakat bu sıralamayı yaptığımızda konut, barınma ihtiyacı en önde geliyor. Fakat kiralardaki artışları da son zamanlarda yaşıyoruz. Maaşların yetişmediği ve asgari ücretin dahi geçtiği kiralarla karşı karşıyayız. Çok küçük bir Anadolu şehrinde neredeyse asgari ücreti buldu. Piyasanın bu başıboşluktan istifade etmesini anlıyoruz. Fakat devlete yakışan bu fırsatçılığın önüne geçmesi ve hatta piyasayı konsolide etmesidir. Piyasayı düzenlemesi gereken devlet eğer piyasayı çığırından çıkartırsa ki son zamanlarda devletin Vakıflar Genel Müdürlüğü ile elinde 10 binlerce dairesi olup, piyasayı yönlendirebilecek bir gücü varken tam tersi kendisi özel sektörün ya da kişilerin kira fiyatlarını artırışına destek verirse, onlarla yarışa girerse bu devlete yakışmaz. Bu ne sosyal devlet anlayışına ne de vakıf kültürüne uymaz. Devlet sosyaldir ve karı düşünmez. O zaman biz Anayasa’dan sosyal devlet ibaresini çıkartıp, tüccar devlet ibaresini mi yazalım. Vakıflara yakışan, kirayı aşağıya çekebilecek bir şekilde milimize etmektir. Fakat 2025 yılı için vakıflarda oturan kiracılardan duyduk ki kiralara yüzde 900 zam yapılmış. Bu neyi tetikler? Bu kimin işine yarar? Yani hükümetin politikası eğer ki buysa vakıflar doğruyu yapıyor. Fakat hükümetin politikası fiyatları istikrarda tutmak ve aşağı çekmekse burada bir liyakatsizlik oluşuyor. Biz yetkililerden vatandaşın yaşayacağı bu sıkıntıyı bitirmesi noktasında uyarının gelmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “Yüzde 900’lük zam mahkemede kabul görmez” Bu yıl itibariyle açıklanan kira artışının yüzde 65-70 bandında olduğunu belirten Şahin, yüzde 900’lük zammın mahkemeler tarafından kabul göremeyeceğini ifade ederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Vakıf evlerine yeni kiracı olmuş vatandaşlarımız, kiraların çok astronomik olduğu noktasında mahkemelere itiraz edebilirler. Mahkemelerin vereceği karar geçerlidir. Çünkü bu sene itibariyle kira artışı yüzde 65-70 bandında açıklandı. Fakat yüzde 900 zam yapmak kesinlikle mahkemelerde kabul görmez. Vatandaşlar haklarını arayabilirler. Fakat şöyle bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyoruz. Kiracı ve ev sahibi mahkemelik olduğunda huzur bozuluyor. İlişkiler düzgün devam etmiyor. Vakıflarda da bu durum çok farklı olmayacak. En ufak bir kira gecikmesinde bile onu fırsat bilerek, hemen tahliyesini sağlayacaklar. Bu anlamda da sıkıntılı. Bu olayı yukarıdan halledilmesi gerekiyor. Vatandaşında tabi ki böyle bir hukuki hakkı var.”
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: "Temel amacımız enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürmek" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Temel amacımız enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneli rakamlara düşürmek, fiyat istikrarını sağlamak, istikrarlı bir ortamda büyümek ve gelirimizi adaletli bir şekilde dağıtmaktır. Enflasyonla mücadele ederken geçici bazı zorluklar yaşayabilirsiniz. Ama enflasyonu düşürmeden öngörülebilirlik sağlayamazsınız, belirsizlikleri azaltamazsınız, enflasyonunu oluşturduğu sisli ortamdan faydalanıp fırsatçılık yapanlara tam anlamıyla engel olamazsınız" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul’da düzenlenen ticaret fuarına katıldı. "Vizyonumuz bütün dünya; Türkiye Yüzyılı’nı ticaret yüzyılı yapacağız" Fuarın açılışında konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat ihracatçıların her zaman yanında olduklarını belirterek, "Vizyonumuz bütün dünya. Türkiye Yüzyılı’nı ticaret yüzyılı yapacağız. Geldiğimiz nokta çok şükür 22 yıl önce kimsenin hayal edemeyeceği bir nokta. Bunu dışarıdan çok iyi görüyorlar ve takdir ediyorlar. Altyapısı ve üstyapısı il tamamen yenilenmiş, büyük bir üretim ve tedarik merkezi haline gelmiş, limanları ile lojistik merkezleri ile havalimanları ile tüm dünyaya ulaşmayı başarmış, Gümrük birliğini başarı ile yürüten bir ülke konumdayız. Afrika bize çok uzak bir kıta gibi algınırdı. Afrika Antalya’dan 45 dakika mesafede hava yoluyla. Bizim Afrika ticaretimiz 5 milyar dolardan 37 milyar dolara çıkmış durumda. Yatırımlar müteahhitlik hizmetleri büyük atılımlar sağladı. İslam dünyası ile ilişkilerimiz de ilerliyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Filistin’e desteğinin süreceğinin altını çizen Bolat, “Filistin’in her zaman yanında yer aldık, yer almaya da devam edeceğiz. Siyasi alanda uluslararası diplomaside, hukukta, insani yardımlarda ve İsrail’in saldırılarını durdurup ateşkes sağlamak için ihracat ve ithalatı 2 Mayıs’tan itibaren durdurma eylememiz var. Dünyada tek kalsak bile Filistin’in yanında yer almaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. "Enflasyonu düşürmek en temel önceliğimiz" Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise orta vadeli programı kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceklerini vurguladı. Enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmeyi hedeflediklerini söyleyen Yılmaz, “Orta vadeli programımızın özünü yüksek enflasyonu düşürmek oluşturuyor. Temel amacımız enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneli rakamlara düşürmek, fiyat istikrarını sağlamak, istikrarlı bir ortamda büyümek ve gelirimizi adaletli bir şekilde dağıtmaktır. Enflasyon büyüme açısından da gelir dağılımı bakımından da zararlı etkileri hem ülkemizde hem tüm dünyada kanıtlanmış bir meseledir. Enflasyonla mücadele ederken geçici bazı zorluklar yaşayabilirsiniz. Büyüme açısından ve diğer birtakım açılardan. Ama şunu unutmayalım enflasyonu düşürmeden öngörülebilirlik sağlayamazsınız. Enflasyonu düşürmeden belirsizlikleri azaltamazsınız, enflasyonunu oluşturduğu sisli ortamdan faydalanıp fırsatçılık yapanlara tam anlamıyla engel olamazsınız. Dolayısıyla enflasyonu düşürmek en temel önceliğimiz. Enflasyonu düşüreceğiz ki sürdürülebilir sağlıklı uzun vadeli büyüme sağlansın. Kısa vadede her şer tartışılabilir. Türkiye’nin en yüksek büyüme oranlarına ulaştığı dönemler enflasyonun düşük olduğu dönemlerdir. Bu gerçeği hepimizin görmesi lazım. Kısa vadeli popülist birtakım hareketlenmeler sürdürülebilir bir büyüme anlamına gelmiyor. Geçmişe bakın enflasyonu düşürdüğümüz dönem büyümeyi arttırdığımız, gelir dağılımını iyileştirdiğimiz bir dönemdir. Başka bir yol aramamızın anlamı yok. Enflasyonu düşüreceğiz büyümemizi sağlıklı bir temelde geliştireceğiz. Büyümenin nimetlerini elbette bütün toplumsal kesimlere yayacağız. Gerek kobiler, gerek bölgesel kalkınma, kadınlar gençler bütün bunları sürece dahil eden, kapsayıcı büyüme dediğimiz anlayışla gelir dağılımını ve fırsat eşitliğini aklımızdan çıkarmadan politikalarımızı uyguluyoruz” diye konuştu. Orta vadeli planın para politikaları, maliye politikaları ve yapısal dönüşümlerden oluşan 3 saç ayağının bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, “Maliye politikamız depreme rağmen oldukça dikkatli bir şekilde yönetiliyor. Geçen sene yıl ortalarına gittiğiniz zaman bütçe açıklarının yüzde 10’a gideceğine dair söylemlerinin olduğu bir dönemdeydik. Ama yıl sonunda bütçe açığımızı biz 5.2 ile tamamladık. Bu yılı da inşallah 5’in biraz altında tamamlayacağız. Depremin etkisin çıkarırsanız geçen yılki bütçe açığından, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,6 sadece. Bu maliye politikasının ne kadar dikkatli yürütüldüğünün bir ifadesi. Bu yıl da yine deprem yükümüz yüksek. Geçen yıl ve bu yılı bugünkü fiyatlarla ifade edecek olursak. Geçen yıl 1 trilyona yakın, bu sene 1 trilyon üzerinde bir tahakkuk var merkezi yönetim bütçesinde. İkisini toplayıp bugünkü parasal değerlerle ifade edecek olursak. 2.5 trilyon Türk lirası civarında deprem rehabilitasyon harcaması var Türkiye’nin. İşin güzel tarafı şu. Bu harcamalar geçici dönemsel harcamalar ve yatırım niteliğinde harcamalar. Aynı zamanda ülkenin geleceğine dönük harcamalar. Bunlar bir süre sonra azalacak. Gelecek yıldan itibaren bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3’lere gelmesini bekliyoruz. Burada oluşacak mali alanımızı reel sektörümüzün güçlenmesi ve sosyal refah için değerlendirmeye kararlıyız. Biz sağlıklı bir bütçe ile gideceğiz ama burada oluşacak imkanları da üretimi, istihdamı, ihracatı desteklemek için değerlendirmeyi düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu. "Doğurganlık hızımız Fransa’nın altına düştü. Ciddi anlamda bir nüfus meselemiz var" Türkiye’nin gelecekte çok ciddi bir nüfus sorunu ile karşı karşıya kalabileceğine dikkat çeken Cevdet Yılmaz, “Yeni bir Nüfus Politikaları Kurulu oluşturacağız. İlgili tüm bakanlıklarımızla benim başkanlığımda bir Nüfus Politikaları Kurulu kuracağız. Çünkü doğurganlık hızımız Fransa’nın altına düştü. Şu an yüzde 1,5. Çok ciddi anlamda bir nüfus meselemiz var. Bundan 5-10 sene sonra bunun işgücü piyasalarından tutun sosyal güvenliğe, yaşlı bakım hizmetlerine varıncaya kadar birçok alanda çok önemli etkiler doğuracağını birlikte göreceğiz. Bizim ne yapıp edip nüfus politikalarında farklı bir çerçeve oluşturmamız lazım. Çok boyutlu bir mesele bu. İlgili tüm bakanlarımızın olduğu yeni bir kurulu oluşturacağız ve nüfus politikalarına çok daha dikkatli şekilde bakacağız” dedi.
Erzincan Çocukların kros motorlu kızak keyfi Erzincan’da karla kaplanan boş arazide toplanan çocuklar, kros motorunun arkasına bağlanan kızaklarla doyasıya kaymanın tadını çıkardı. Erzincan merkez Menderes Mahallesi’nde yaşayan çocuklar, kros motorunun arkasına bağlanan kızaklarla kar keyfi yaşadı. Motosikletin arkasına kızakları bağlayan motosiklet tutkunu Cansel Atilla, kızağa binen çocukları kar üzerinde kaydırarak keyifli anlar yaşattı. Atilla isimli vatandaş evlerinde sıkılan çocukları eğlendirmek için farklı bir yol buldu. Kros motorunun arkasına bağladığı kızak ile mahalle içerisinde bulunan boş bir arazide çocukları kaydırarak eğlendirdi. Çocuklar tarafından talebin artması üzerine arkadaşlarından yardım isteyen motosiklet tutkunu Atilla, gelen arkadaşıyla birlikte mahallede ki bütün çocukları kızaklara bindirerek eğlenceli vakit geçirmelerini sağladı. Yaz aylarında motosikleti ile doğa turu yaptığını ifade eden Cansel Atilla, “Kar yağdı. Çocukları da dışarıda görünce hemen aşağı indik. Ben normalde yazları motosikletle doğa turları yapıyorum. Önümüzde müsait bir alan vardı. Hemen kızakları motosikletin arkasına bağlayıp çocukları çekmeye başladık ve gören çocukların hepsi gelmeye başladı. Çığ gibi büyüdü. Çocukları bu şekilde eğlendirdik. Çocuklar çoğalınca, herkes görüp gelince motor yetmedi diğer arkadaşımdan destek aldım. Oda hemen motorunu çıkarıp bize destek verdi sağ olsun” diye konuştu. Kızak ile kayarak karın tadını çıkaran çocuklar ise, “Biz evde can sıkıntısından oturuyorduk. Sonra baktık Cansel abim geldi dedi ki kızağı bağlayalım, sizi kaydıralım. Sonra geldik kızakları bağladık. Direk bizi sürmeye başladı. Gerçekten çok eğlenceliydi. Çok eğlenerek kaydım. Kardeşim ile birlikte de kaymak istiyordum” ifadelerini kullandı.