SPOR - 08 Kasım 2024 Cuma 14:01

Tarihi Avrupa Kros Şampiyonası’nın ev sahibi Kepez

A
A
A
Tarihi Avrupa Kros Şampiyonası’nın ev sahibi Kepez

30. Avrupa Kros Şampiyonası tanıtım lansmanı Kepez Belediyesi’nin ev sahipliğinde Dokumapark’ta yapıldı. Toplantıda konuşan Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Antalya bir kültür, sanat ve spor şehridir. Antalya iklim ve coğrafi bakımdan bu aylarda dünyanın gelmek için can attığı bir spor merkezi halini alıyor” dedi. Atletizmin uluslararası barış ve dostluk için çok değeri olduğunu belirten Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz ise, “Şampiyonayı spor kazansın, dünya barışı kazansın, Kepez kazansın, Antalya kazansın, Türkiye kazansın” ifadelerini kullandı.


Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Atletizm Federasyonu’nun işbirliğinde, Kepez Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek SPAR Avrupa Kros Şampiyonası, 8 Aralık’ta Dokumapark’ta yapılacak. Türkiye’de ilk kez yapılacak şampiyonanın tanıtım lansmanı, Modern Sanatlar Galerisi’nde Antalya Valisi Hulusi Şahin, Kepez Kaymakamı Nusret Şahin, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Atletizm Federasyonu Başkanı Dr. Ahmet Karadağ, Gençlik ve Spor İl Müdür Vekili Buğrahan Bozkurt, Atletizm Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Ulupınar ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi.



40 ülkeden 600’ün üzerinde sporcu katılacak


Atletizm Federasyonu Başkanı Dr. Ahmet Karadağ, bugüne kadar kros şampiyonasında milli takımın 22 altın, 11 gümüş ve 15 bronz madalya kazandığını söyledi. Britanya, Fransa ve İspanya’dan sonra, Türkiye’nin atletizmde en başarılı dördüncü ülke olduğunu bildiren Karadağ, müsabakalara 40 ülkeden 600’ün üzerinde sporcunun katılacağını ve 3200 misafirin beklendiğini akardı.



“Kepez’e yeni bir atletizm altyapısı kazandırmış olduk”


Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz de ülke adına, Antalya ve Kepez adına, spor ve atletizm adına, uluslararası barış ve dostluk adına güzel bir etkinlik için bir arada olduklarını belirtti. 8 Aralık tarihinde Atletizm Federasyonu’yla birlikte Kepez Belediyesi ev sahipliğinde yapılacak olan Avrupa Kross Şampiyonası’nın Türkiye’de ilk kez düzenlendiğini açıklayan Başkan Kocagöz, “Bu şampiyonanın ülkemizde olması özellikle de Antalya ve ilçemizde olması bize ayrı bir mutluluk veriyor. Emeği geçen herkese yürekten çok teşekkür ediyorum. Bizim Kepez’i bir spor merkezi, spor şehri yapma hedefimiz bu şampiyona ile daha da pekişti. Federasyonumuzun desteğiyle atletizm pistini hızlı bir şekilde hayata geçirdik ve Kepez’e yeni bir atletizm altyapısı kazandırmış olduk” dedi.



“Kepez gerçeğini kros şampiyonası ile ortaya koyacağız”


“Avrupa’nın, dünyanın kros rekortmenlerini, şampiyonlarını Kepez’de görmek bizim için gerçekten tarihi bir olaydır” diyerek sözlerini sürdüren Başkan Kocagöz, “Böyle bir uluslararası şampiyonaya ev sahipliği yapmamın mutluluğunu ifade etmek bile zordur. İlçemizin, ilimizin, ülkemizin başarısı bu şekilde herkesin hizmet bayrağını işbirliğiyle, hizmet aşkıyla taşımasıyla olmaktadır. Türkiye’nin merkezi yönetim, yerel yönetim işbirliğine her alanda çok ihtiyacı olduğu açıktır. Bunu Kepez’de en iyi şekilde gerçekleştiriyoruz. Bu şampiyona da Bakanlığımızın, Valiliğimizin, Federasyonumuzun, Belediyemizin ve ilgili kurumlarımızın işbirliğiyle gerçekleşmektedir. Bu güzel işbirliğiyle başarılı olacağımıza da inanıyorum. Antalya’yı sadece deniz kum güneşle değil, sporla, kültürümüzle tanıtmak istiyoruz. Sadece Antalya demek Konyaaltı demek, Muratpaşa demek değildir. Antalya’da Kepez gerçeğini de kros şampiyonası ile sayenizde ortaya koyacağız” şeklinde konuştu.



Barış ve dostluk için atletizm


Atletizmin uluslararası barış ve dostluk için değeri olduğunu söyleyen Başkan Kocagöz, “Dünya’nın, özellikle Akdeniz’in, Filistin’in, Lübnan’ın barışa ihtiyacı olduğu bir zamanda Türkiye’den uluslararası spor dostluğu mesajının yükselecek olması da başlı başına önemsenecek bir meseledir. Biz, hep birlikte, siz değerli medya mensuplarının da desteğiyle, bu şampiyonayı ülkemize ve Antalya’ya yakışır bir başarıyla gerçekleştireceğiz. Kepez’de yapılacak Avrupa Kross Şampiyonasında kazanan spor olsun, kazanan dünya barışı olsun, kazanan Türkiye olsun, Antalya ve Kepez olsun” cümlelerine yer verdi.



Antalya kültür, sanat ve spor şehri


Antalya Valisi Hulusi Şahin, 30.’su düzenlenecek olan Avrupa Kros Şampiyonası’na Antalya olarak ev sahipliği yapmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Antalya’nın özellikle sonbahar ve kış aylarında iklimi ve coğrafyasının mükemmelliği sayesinde sanat ve spor şehri halini aldığını dile getiren Şahin, “Antalya’da her yerde Kültür Yolu Festivali coşkusu yaşanıyor. 29 Ekim’de, lansmanın yapıldığı salonda Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. Yıl dönüm etkinlikleri çerçevesinde Türkiye’nin en önemli ressamlarının 101 eserini burada sergiledik. Sağınızda ve solunuzdaki tablolar Türkiye’nin en önemli sanat eserleridir. Yine bu salonda bir spor aktivitesi için bulunuyoruz. Kros Şampiyonası, Antalya için çok değerli. Antalya bir kültür, sanat ve spor şehridir. Antalya iklim ve coğrafi bakımdan bu aylarda dünyanın gelmek için can attığı bir spor merkezi halini alıyor” diye konuştu.


Antalya Valisi Hulusi Şahin, şampiyonaya katılım rekoru kırılmasını beklediklerini de sözlerine ekledi.



Kepez’den Dokuma’ya kros koşu parkuru


Şampiyona, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Atletizm Federasyonu’nun işbirliğiyle ilçeye kazandırıldı. Belçika’nın başkenti Brüksel’de, 2023’te 29.’su düzenlenen Avrupa Kros Şampiyonası’nın bayrağı, Antalya Kepez Belediyesi’ne teslim edildi. Antalya 2024 SPAR Avrupa Kros Şampiyonası için şehrin merkezinde yer alan ve 488 dönüm arazi üzerine kurulu olan eski Dokuma Fabrikası yerleşkesi seçildi.


Kepez Belediyesi, uluslararası yarış için yerleşkenin 20 bin metrekare alanında bin 800 metre uzunluğunda çim kros koşu parkuru oluşturdu. Profesyonel yarış standartlarına uygun şekilde yapılan Kepez Kros Koşu Parkuru, Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyor.



Tarihi Avrupa Kros Şampiyonası’nın ev sahibi Kepez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Fethiye’de Su Altı Dalış Turizmi Çalıştayı düzenlendi Fethiye’de, bölgenin su altı turizm potansiyelini geliştirmek ve dalış turizmini teşvik etmek amacıyla çalıştay düzenlendi. Çalıştay, su altı kaynaklarının değerlendirilmesi, dalış turizminin bölge ekonomisine katkıları ve Türkiye’nin bu alandaki potansiyelinin öne çıkarılması konularına odaklandı. Çalıştaya Muğla Valisi İdris Akbıyık, Fethiye Kaymakamı İsmail Hakkı Ertaş, Güney Ege Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ümit Gülyağı, Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak, İMEAK Fethiye Deniz Ticaret Odası Başkanı İlkay Tugay, Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Çıralı, Fethiye Belediye Başkan Yardımcısı Oğuz Bolelli, Fethiye Turizm Şube Müdürü Saffet Dündar ve yetkililer katıldı. Su altı belgesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, Bodrum Dalış Eğitmeni ve Su altı Arkeoloğu Aşkın Cambazoğlu, Fethiye Dalış Eğitmeni Mehmet Avcu, Marmaris Dalış Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Durmaz, TGA Dalış Turizm Danışmanı Asutay Akbayır çalıştaya sunumlarıyla katkı sundu. Çalıştayın birinci oturumunun sonunda su altı belgesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, Muğla Valisi İdris Akbıyık’a kitaplarını takdim etti. “Bölgedeki tarihi kalıntılar, Su Altı Dalış Turizmi için yüksek bir potansiyel sunmaktadır” Muğla Valisi İdris Akbıyık, çalıştayda yaptığı konuşmada, Muğla’nın deniz turizmi açısından sahip olduğu doğal güzelliklerin altını çizdi. Akbıyık, “Ege ve Akdeniz’in buluştuğu Muğla, deniz, kum, güneşin yanı sıra yaylaları, ovaları, mağara ve kanyonlarıyla zengin turizmin merkezidir. Antik dönemlerde Karya ve Likya uygarlıklarından, Menteşoğulları Beyliği’ne ve Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu bölge, dünyanın önemli antik deniz ticareti rotaları üzerinde yer almaktadır. Bin dört yüz seksen dört kilometre uzunluğundaki kıyılarımız, turizm ve su altı arkeolojisi açısından dikkat çekicidir. Akdeniz’in berrak suları, Ege’nin eşsiz koyları ve bölgedeki tarihi kalıntılar, su altı dalış turizmi için yüksek bir potansiyel sunmaktadır. Turizmi dört mevsime yaymak amacıyla, ilimizin sahip olduğu doğal, kültürel ve tarihi zenginlikler, sürdürülebilir bir anlayışla su altı turizminin gelişimine katkıda bulunmuştur. Günümüzde su altı dalış turizmi, milyonlarca insanı su altı dünyasını keşfetmeye çeken, milyarlarca dolarlık bir endüstri haline gelmiştir. Dünya çapında özellikle Mısır, Avustralya gibi ülkeler dalış turizmine büyük yatırımlar yapmaktadır ve bu destinasyonlar her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır. Ülkemiz, tropikal denizlerin zengin flora ve faunasına sahip olmamakla birlikte, doğal güzelliklerinin yanı sıra, binlerce yıllık batıklar ve antik liman kalıntıları gibi sayısız tarihi ve doğal zenginliklere ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum, her yıl birçok yerli ve yabancı dalış meraklısını ülkemize çekmekte ve deniz turizmine katkı sağlamaktadır. Yapılan süngercilik faaliyetleri de ülkemizde su altı arkeolojisinin ve dalış turizminin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Bu tarihi miras, ülkemizi dünya çapında ünlü su altı turizm destinasyonlarına sahip bir konuma getirmiştir. Bodrum Kalesi’nde bulunan Türkiye’nin tek su altı arkeoloji müzesi olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi de bu alanda önemli bir yere sahiptir” diye konuştu. “Fethiye’de yılda 30 bin dalış gerçekleşiyor” İMEAK Fethiye Deniz Ticaret Odası Başkanı İlkay Tugay, Fethiye’de dalış turizminin her yıl yaklaşık otuz bin dalışı barındırdığını ancak sayısal artıştan çok, nitelikli turistleri bölgeye çekmenin hedeflendiğini belirtti. Tugay, “İklim şartları ve coğrafi yapısı itibarıyla bölgemizde yıl boyunca deniz turizmi faaliyetleri yapılabilmektedir. Günümüzde dalış turizmi, dünya genelinde kitle turizminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Özellikle deniz turizminde, ulusal ve uluslararası hedeflerimize ulaşabilmemiz açısından sahip olduğumuz deniz altı ekosistemi, su altı biyolojik çeşitliliği ve özel nitelikli bentik fauna ile yılın 12 ayı 19 derecenin altına düşmeyen su sıcaklığı ve güvenli deniz alanları bizlere büyük fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatları birer imkana dönüştürmek amacıyla anlamlı ve bütüncül bir plan çerçevesinde hedeflerimizi daha ileri seviyelere taşımak istiyoruz. İMEA Deniz Ticaret Odası olarak her türlü desteği vermeye hazırız. Fethiye bölgesinde her yıl yaklaşık otuz bin su altı dalış faaliyeti gerçekleştirilmektedir. Ancak amacımız, sadece sayısal bir artış sağlamak değil, aynı zamanda uluslararası tecrübeli dalıcıların bölgemizi ziyaretlerini artırarak nitelikli ve kaliteli bir turist grubunu ülkemiz kıyılarına çekmektir. Dalış turizmimizin dünyaya daha etkili şekilde tanıtılması açısından Türkiye’nin dalış turizmi stratejisinin oluşturulması gerekmektedir. Bugünkü çalıştayda, öncelikle mevzuatsal sorunların tespit edilerek çözüme kavuşturulması ve bölgenin dalış turizmi potansiyelini ortaya çıkaracak pilot uygulamalar ve tanıtımlarla bir strateji oluşturulması hedeflenmelidir. Bu çalışmalar kapsamında, özellikle turizm amaçlı faaliyet gösteren ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli ticari dalış merkezlerimizin, dalış spor gruplarından ayrılacak şekilde çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesi gibi mevzuatsal altyapının değiştirilmesine ihtiyaç vardır. Ayrıca, bölgelerin dalış turizmi potansiyelini ortaya çıkarmak amacıyla yeni dalış noktalarının sektöre kazandırılması gerekmektedir. Göcek koyları su altı dalış faaliyetleri için oldukça uygun olup, Darboğaz, Tersane ve Domuz Adaları gibi alanlardan bir veya birkaçının dalışa açılması sektörümüzün gelişimine ciddi katkı sağlayacaktır. Katılımcılarımızın deneyim ve tecrübeleriyle kayıtlara geçecek her öneri, sektörümüzü daha ileri götürecek ve bu çalıştayın amacına hizmet edecektir” şeklinde konuştu. “Yenilikçi uygulamaların yaygınlaştırılması gibi adımları öngörmekteyiz” Güney Ege Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ümit Gülyağı, Türkiye’nin su altı turizm potansiyelini tam olarak kullanabilmesi için mevcut durumun değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Gülyağı, “Dünyadan örnekler verecek olursak, 2023 yılı verilerine göre, küresel dalış turizmi pazarı 4 milyar ABD dolarına ulaşmış ve yıllık ortalama yüzde 6 oranında büyüme göstermektedir. Mısır gibi bazı ülkelerde, dalış turizminden elde edilen gelirler zaman zaman ülkenin toplam turizm gelirlerinin yüzde 30-35’ini oluşturabilmektedir. Bu veriler, dalış turizminin yerel ekonomilere olan katkısının ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Bu farkındalık doğrultusunda, Kalkınma Ajansı olarak 2024-2028 yıllarını kapsayan bölge planımızda, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör paydaşları ile iş birliği içinde, bu alana yönelik stratejiler geliştirdik. Bu kapsamda, su sporları merkezleri ve dalış turizmine uygun yeni alanların açılması, mevcut merkezlerin altyapısının iyileştirilmesi, profesyonelleştirilmesi, yenilikçi uygulamaların yaygınlaştırılması gibi adımları öngörmekteyiz. Bu çabaların etkili bir tanıtımla desteklenmesi gerektiğini de vurguluyoruz ve bu hedefleri çalışma planlarımıza dahil etmiş durumdayız. Muğla Valiliğimizin öncülüğünde Fethiye’de bir araya geldik. Çalıştayda, katılımcılarımızın bilgi ve tecrübeleri doğrultusunda ele alınacak konuların, Muğla’yı aşarak ulusal düzeyde bir politika belgesine dönüşeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. “Kıyılarımız, zengin biyolojik çeşitliliği ve tarihi su altı kalıntılarıyla öne çıkmaktadır” Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak, Türkiye’nin su altı zenginliklerinin hem tarihi mirasın korunması hem de turizm açısından büyük bir fırsat sunduğunu ifade etti. Toprak, “Ülkemizin eşsiz deniz zenginlikleri, bizlere hem tarihi mirasımızı koruma hem de turizmin çeşitli alanlarında büyük fırsatlar sunmaktadır. Türkiye, Bodrum’dan Fethiye’ye, Marmaris’ten Datça’ya uzanan kıyılarıyla çarpıcı su altı manzaralarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu kıyılar, zengin biyolojik çeşitliliği ve tarihi su altı kalıntılarıyla öne çıkmaktadır. Bodrum’daki Su Altı Arkeoloji Müzesi, bu mirası gözler önüne sererken bölgenin kültürel değerlerini daha anlamlı hale getirmektedir. Dalış turizminin gelişmesi, yalnızca turistik cazibeyi artırmakla kalmaz; aynı zamanda bölge ekonomisine ve istihdama da önemli katkılar sağlar. Sürdürülebilir turizm ilkelerine uygun hareket etmek, su altı ekosistemini korumak ve ortak çalışmalar yürütmek büyük önem taşımaktadır. Bu amaç doğrultusunda, değerli fikirlerin paylaşılmasının önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum” dedi.
Mardin Polis şiddetiyle eli yarıldı denilen çocuğun elini ranzaya vurarak yardığı ortaya çıktı Mardin’de polis şiddetiyle elinin yarıldığını iddia eden çocuğun babası verdiği ifadede oğlunun elini ranzaya vurarak yardığını, bu durumun polis ile hiç bir ilgisinin olmadığını söyledi. Mardin’de ’Gözaltında gördüğü şiddet nedeniyle eli yarıldı’ şeklinde haberlerde yer alan E.Ö.’nün babası açıklama yaptı. Baba Şevket Ö., oğlunun elini ranzaya vurarak yaraladığını, kesinlikle polisle ilgili bir durum olmadığını, oğluyla ilgili yapılan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve oğlunun hedef gösterildiğini söyledi. Baba Şevket Ö. gazetecilere yaptığı açıklamada, oğluyla ilgili haberleri medyadan gördüğünü ve çok şaşırdığını söyledi. Oğlu E.Ö. ile ilgili yapılan tüm haberlerin yalan olduğunu bildiren baba Şevket Ö., oğluyla yaşadığı küçük bir münakaşadan dolayı oğlunun elini ranzaya vurduğunu, bu sırada elinin yaralandığını bildirdi. Şevket Ö.; "Yaklaşık bir aydır oğlumun biraz psikoloji bozulmuştu. Ben de onu aldım nasihat ettim. Aramızda küçük bir münakaşa oldu. Bu sırada oğlum elini ranzaya vurduğu için eli yarıldı. Bazı medya mensupları gidip oğlumu konuşturmuşlar. Demişler ki elimi polis böyle yaptı. Kesinlikle öyle bir şey yok, yalandır, aslı yoktur bu işin. Oğlum kesinlikle olaylar katılmamış, hepsi yalan dolan haberler. Aramızda küçük bir münakaşadan dolayı kızarak elini ranzaya vurdu. Ondan sonra hastaneye gitmiş, dikiş atılmış, olayın aslı budur. Bugüne kadar elhamdülillah herhangi polisle, devletle bir sıkıntımız olmamış ve olmayacak da inşallah" dedi.
İstanbul Bayrampaşa’da 86 yaşındaki adam silahlı saldırıya uğradı Bayrampaşa’da 86 yaşındaki adam henüz belirlenemeyen nedenle oturduğu apartmanda silahlı saldırıyla uğradı. Ağır yaralanan yaşlı adam sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Olay, saat 11.00 sıralarında Bayrampaşa İsmetpaşa Mahallesi’nde bir apartmanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, apartmanın 4’üncü katında oturan Vedat Bekçe (86) henüz belirlenemeyen bir nedenle silahlı saldırıya uğradı. Bekçe’den akan kanların giriş kata kadar indiğini gören bina sakinleri, polisi ve ambulansı aradı. Komşuları yaşlı adamın ayakkabılarını bağlarken kafasını vurduğunu zannetti. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri, olay yerinde kovan bulunca evinde yalnız yaşayan yaşlı adamın vurulduğu belirlendi. Sağlık ekipleri ise ağır yaralanan Bekçe’yi ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırdı. Polis ekiplerinin olayla ilgili incelemesinin devam ettiği öğrenildi. “Kapıyı açtığımda her yer kandı” Vurulan şahsın aynı apartmanda oturan komşusu Nazım Doğru, “Ben evde oturuyordum. Yeğenim kapıya vurup dede düşmüş herhalde dedi. Kapıyı açtığımda her yer kandı. O 4’üncü katta ben giriş kattayım. Çıkıp baktığımda merdivende kapaklanmış halde duruyordu. Mustafa ambulansı aradı. Ambulans gelince beraber kaldırdık. Polis herhangi bir bilgi vermedi. Bir tane mermi kovanı buldular. O kovandan inceleme yapıyorlar şimdi. 85-86 yaşlarındaydı. Yalnız yaşıyordu. Geleni gideni de pek yoktu” şeklinde konuştu.