TEKNOLOJİ - 07 Eylül 2024 Cumartesi 19:58

Selçuk Bayraktar: "TEKNOFEST, en ücra köşedeki çocuğu alıp, onun zihin ve gönül dünyasında bir pencere açma duygusuyla düzenleniyor"

A
A
A
Selçuk Bayraktar: "TEKNOFEST, en ücra köşedeki çocuğu alıp, onun zihin ve gönül dünyasında bir pencere açma duygusuyla düzenleniyor"

Antalya’da düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) Akdeniz Teknoloji Yarışmaları’nın finalinde konuşan Baykar ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, “TEKNOFEST, en ücra köşedeki çocuğu da alıp, bir uçağa dokundurup, onun zihin ve gönül dünyasında bir pencere açıp, o çocuk gelsin ve ülkemizin belki ilerde uzay programını inşa etsin duygusuyla düzenleniyor” dedi.


Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) Akdeniz Teknoloji Yarışmaları’nın finali Antalya’da devam ediyor. TEKNOFEST ve Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, ANFAŞ Fuar Alanı’nda “Milli Teknoloji Hamlesi” başlıklı söyleşisinde yarışmacılarla bir araya gelerek söyleşi yaptı. Yüzlerce kişinin katılım sağladığı alanda Bayraktar, ziyaretçilerin sorularını cevapladı.



“Bir çocuk gelsin, insanlığa dokunsun”


Bir yarışmacının insansız hava araçları üretimine nasıl başladığına dair sorusunu cevaplayan Selçuk Bayraktar, “Bize ilham olan şey ülkemizin maalesef büyük bir terör belasına maruz kalmasıydı, bunla alakalı elbette ufak yaşta havacılıkla alakalı olan sevdamız da var. Babam beni sekiz yaşında aldı, uçmaya götürdü. Biz de TEKNOFEST’i bir çocuk gelsin, bir uçağa dokunsun, ülkemizin uzay programını inşa edecek diye yapıyoruz. Bir çocuk gelsin, insanlığa dokunsun, tüm insanlığa şifa olacak, dertlerine çare bulacak nesiller yetişsin diye yapıyoruz” dedi.



“Türkiye’nin böyle markaları çıkartabilme ihtimalini hayal dahi edemezdik”


Bir başka yarışmacının ’Bu işe başladığınızda buraya kadar geleceğinizi düşündünüz mü?’ sorusuna da yanıt veren Bayraktar, yarışmaya katılan ekiplerin enerjilerine ve azmine baktığında dünyada yapamayacakları işin olmadığına inandığını belirtti. Bayraktar, “Bir mühendis olarak yıllarca yurt dışında kaldım. Dünyanın en iyisi diyebileceğiniz takım arkadaşlarıyla da çalıştım. Bir taraftan baktığımızda bizim başladığımız yere göre sizlerin çıtayı çok daha yükseğe taşıyacağınızı düşünüyorum. Bizim neslimizde bırakın bir uçağı tasarlamayı ki Baykar şu anda dünyanın en büyük insansız hava aracı markası. Türkiye’nin böyle markaları çıkartabilme ihtimalini hayal dahi edemezdik. En fazla yabancı bir markada bakım mühendisi, o firmanın satış elemanı olmak en büyük hayalimizdi. Artık tüm bunlar bir anlamda yapılmış ve başarılmış işler” diye konuştu.



Yunus Emre örneği


Bir şeyler üretirken sorunlarla da karşılaştıklarını ve sorunları ortadan kaldırmak için büyük çaba harcadıklarını belirten Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, “İnsansız hava araçlarımızı ilk uçurduğumuz süreçlerde de sabahlara kadar her problemi çözebilmeniz mümkün değil, binlerce farklı problemin çözülmesiyle insansız hava aracı uçuyor. Bir anlamda uçması için bir sebep varken, uçmasını engelleyen binlerce sebep var. Bütün bu sebepleri teker teker oradan kaldırdığınızda hava aracınız başarıyla uçabiliyor. Kaldırabilmek için asıl olan sizlerin gayreti, takım ruhunuzla ortaya koyduğunuz inanç ve sabır. Dolayısıyla dünyanın her yerinde de böyle, azami gayreti gösteriyorsunuz. O ruhla bir anlamda harmanlanıyorsunuz ve pişiyorsunuz. “Hamdım piştim oldum” diyor ya medeniyetimiz şairi, aynı onun dediği gibi takım arkadaşlarınızla birlikte pişiyorsunuz, bu sayede de insanlığın memleketin faydasına iyi işler başarıyorsunuz. Bizlerin de uyguladığı yöntem birebir böyle olduğundan TEKNOFEST’i de açıkçası böyle kavramlaştırdık” ifadelerini kullandı.



“İnsanlığın bu karanlık döneminde dosdoğru bir medeniyet inşa edin diye düzenleniyor”


Teknofest yarışmasını nasıl kurdunuz, ilham kaynağınız ne oldu?” sorusuna da cevap veren Selçuk Bayraktar, “2018’den bir buçuk sene önce böyle bir festival yapsak nasıl olur, bunu popüler hale getirsek düşüncesindeydik. Çünkü, bu mesele bizim ülkemiz için hayati bir mesele. Yüksek teknoloji geliştirebilme meselesi. Öğrenilmiş çaresizliğin bir anlamda kaldırılması ve toplumun milli teknolojinin dip dalgasını oluşturabilmesi maksadıyla, bu festivali düzenledik. Evet dünyada bir benzeri yok, farklı alanlarda farklı festivaller, olimpiyatlar var. Dünyanın açık ara en büyük etkinliği ama bütün bu yarışmaları, bütün bu organizasyonu, gösterileri kocaman bir takımla yapıyoruz. 140 farklı kurumla yapıyoruz. Sizler burada insanlık yararına teknolojiler geliştirin, tam bağımsız Türkiye hedefine ülkemizi götürün. İnsanlığın bu karanlık döneminde dosdoğru bir medeniyet inşa edin diye düzenleniyor. Bütün bu emek, tüm bu gayret sizlerin inşa


edeceği dünya için” dedi.



“TEKNOFEST’e en imkanı olmayan bir çocuk bile gelebilsin”


Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST’i 140 kurumun paydaşlığıyla büyük bir emek ve zorlu çalışmalarla düzenlediklerine dikkat çekerek, en büyük motivasyon kaynaklarının ise geleceği inşa edecek çocuklar olduğunu kaydetti. Bayraktar, “TEKNOFEST’e en imkanı olmayan bir çocuk bile gelebilsin, toplum yararına bir festival olsun, bunları oluşturabilmek için elbette büyük bir gayret sarf ediyoruz. Belki kimisinin ulaşım imkanı dahi yok, annesi babası bir yerde çalışıyor, festivale getirebilecek bir ebeveyni yok, çünkü çalışmak zorundalar. TEKNOFEST, en ücra köşedeki çocuğu da alıp, bir uçağa dokundurup, onun zihin ve gönül dünyasında bir pencere açıp, o çocuk gelsin ve ülkemizin belki ilerde uzay programını inşa etsin duygusuyla düzenleniyor. İşte bu duygunun tümüyle paydaşlara geçmiş olması, tam bağımsız ve müreffeh Türkiye duygusunun tüm paydaşlarla paylaşılması bu büyük uyumu sağlamış oluyor. Yoksa iki kurumu bile bir araya getirsen uyumsuzluklar ortaya çıkar. İşte TEKNOFEST’in büyüsü de burada, bu büyüyü de sağlayan sizlerin gelmesiyle ortaya çıkıyor” dedi.


Konuşmasının sonunda katılımcılarla özçekim yapan Bayraktar, program sonunda da yarışmacıların yoğun ilgisiyle karşılaştı.



Selçuk Bayraktar: "TEKNOFEST, en ücra köşedeki çocuğu alıp, onun zihin ve gönül dünyasında bir pencere açma duygusuyla düzenleniyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’yı film üretim merkezi haline getirmek için imzalar atıldı Akdeniz Üniversitesi ve Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği ile Antalya’nın film yapım şehri olması amacıyla iş birliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında düzenlenecek Akdeniz Film Yapım Festivali ile Antalya’nın, Akdeniz’in sinema sektöründeki potansiyelinin gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor. Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu Salonunda yapılan protokol imza törenine Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ayşad Güdekli, Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği Doğacan Aktaş katıldı. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği Doğacan Aktaş’ın imzaladığı protokol ile Akdeniz Bölgesinde film endüstrisini geliştirmek, bölgenin kapsamlı bir film üretimi merkezi olarak değerlendirilmesi açısından gerekli ekibin yetiştirilmesi, Akdeniz Bölgesinin doğal platolarını tanıtmak, ulusal ve uluslararası film projelerinin bölgede çekilmesini sağlamak amaçlanıyor. “Antalya açık hava platosu” Protokol imza töreninde konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Bugün imzaladığımız iş birliği protokolü, bölgemizin ve ülkemizin sinema sektöründe yeni bir sayfa açması adına atılmış önemli bir adım olacak. Şehrimiz, sahip olduğu eşsiz doğal güzellikler, tarihi dokusu ve çeşitli coğrafi yapısıyla adeta bir açık hava platosu. Bu özellikleriyle yerli ve yabancı yapımcılar için cazip bir çekim alanı olma potansiyeline sahip. Ayrıca, kapalı film platoları gibi altyapı çalışmalarını da hızlandırarak, bölgeye film ekiplerini, ekipmanlarını ve yeni yatırımları çekmek için çalışmalar yapmayı hedefliyoruz” dedi. “Küresel düzeyde tanınıyor” Filmlerin çekildikleri bölgelerin uluslararası boyutta tanıtılmasına ve turizme katkı sağladığına vurgu yapan Rektör Özkan, “Sinemanın kültürel ve ekonomik etkileri yadsınamaz bir gerçek. Filmler, çekildikleri bölgelerin uluslararası platformda tanıtılmasını sağlarken, aynı zamanda çekim yapılan şehirlerin turist çekme potansiyelini de büyük ölçüde artırıyor. Bugün birçok şehir, film prodüksiyonları sayesinde küresel düzeyde tanınır hale geliyor ve film turizmiyle önemli ekonomik faydalar sağlıyor. Sadece ekonomik değil, sosyal olarak da sinema sektörünün bir şehre kazandırdığı katkılar çok büyük” şeklinde konuştu. “Altın Portakal Film Festivaline alternatif değil” Üniversitelerin görevinin bulunduğu şehre yeni vizyonlar kazandırmak olduğunu belirten Rektör Özkan, Akdeniz Üniversitesi olarak şehrin sinema endüstrisindeki potansiyelini hayata geçirerek, Antalya’yı sadece Türkiye’nin değil, dünyanın film üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Protokol kapsamında düzenlenecek Akdeniz Film Yapım Festivali için de bilgi veren Rektör Özkan, “Düzenlenecek festival Altın Portakal Film Festivaline alternatif değil. Bununla amacımız turizm yanında sinema sektörünün Antalya’da canlanıp büyümesi, bir marka haline getirmek aslında. Antalya bunun için çok güzel ve açık bir platform” dedi. “Amaç, Antalya’yı film üretim merkezi yapmak” Antalya’yı yeni bir film üretim merkezi yapmak istediklerini söyleyen Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği Doğacan Aktaş, “Bugün Antalya ve Akdeniz Bölgesi için sinema sektörü için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Protokolümüz şehrimizde uluslararası ve ulusal büyük sinema projeleri ağı, bir alt yapı kurmak için üniversitemizle bir protokol imzaladık. Bu protokol ile uluslararası film şirketlerinin bölgemizde film çekmesi üzerine bir stratejik geliştirme programından bahsediyoruz. Bunun ilk adımı Akdeniz Film Yapım Festivali. Film üretim üzerine projelerin yarıştığı ve en alt kategoriden başlayarak ilk adımının üniversite öğrencilerinin olduğu ulusal kategorilerin olduğu film yapımcılarının bölgemizde film çektiği bir adımdır bu. Şehrimize önümüzdeki yıllarda uluslararası projelerin daha fazla proje gelmesi için bir çok teşvikin, yerel kaynakların entegre halde çalışarak sinema endüstrisinin bu bölgede İstanbul’dan sonra yeni bir film üretim merkezi olarak ülkemize kazandırmak en temel amaçlarımız arasında” diye konuştu. Protokol imza töreni imzaların atılmasıyla sona erdi.
Kırşehir Bakan Memişoğlu: "Kadro ilanından sonra KPSS puanı ile dağıtım yapacağız" KIRŞEHİR (İHA) – Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Kongre ve Tıp Merkezi’nde Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi açılış dersine konuk olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Kadro ilanından sonra KPSS puanı ile dağıtım yapacağız" dedi. Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi inşaat alanında yaptığı inceleme sonrasında Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi açılış dersine geçen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na bir Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri öğrencisi sağlık alanında yapılacak atamaları sordu. Bakan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Kadro ilan edilecek ve KPSS puanına göre de dağıtım yapacağız. Hemşireliğe inanılmaz ihtiyaçlarımız var. Türkiye, Avrupa ortalamasının yaklaşık 3’te birine kadar hemşire ihtiyacı var. Sen iyi hemşireysen Türkiye’de her yerde sana iş var ve ihtiyaç var” yanıtını verdi. "Etik değerler ve çalışkanlık korunmalı" Kırşehir’de, öğrencilere hitap eden ve ilk dersi veren Bakan Memişoğlu, etik değerler ve çalışkanlığın korunması gerektiğini belirtti. Öğrencilere anlatımda bulunan Bakan Memişoğlu açıklamasında, “Hacı Bektaşi Veli, Mevlana, Yunus Emre bilgisi kadar etik değerlerini, çalışkanlığını insaniyetliğini dünyaya hüküm sürecek hale getirmek sizin ve sizin çocuklarının kuşaklarının yapabileceği bir şey. Bizler; bu duruma sadece öncülük etmeye çalışıyoruz. Bugün 40 bin insanı herkesin gözü önünde vahşi bir medeniyet yok ediyorsa bu bizim çalışmamamız ve üretmememizin sebebidir” dedi. Öte yandan programda konuşan Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Mustafa Kasım Karahocagil de, üniversitede yaşanan kalite süreçleri hakkında bilgiler aktardı.