SAĞLIK - 02 Aralık 2024 Pazartesi 12:08

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: “Türkiye, dijital sağlıkta dünya çapında marka oldu”

A
A
A
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: “Türkiye, dijital sağlıkta dünya çapında marka oldu”

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye’nin son 22 yılda sağlık hizmetlerinde önemli bir mesafe kat edildiğini ifade ederek, “Sağlık hizmeti sunumunda devreye aldığımız teknoloji, alt yapı, yazılım ve uygulamalar, Türkiye’de dijital dönüşümün öncüsü oldu. Dijital sağlık alanında dünya çapında marka ülke haline geldik. Sağlığın bugününü değiştiren ve geleceğini etkileyen bir dizi dijital sağlık uygulamasına imza atmış bulunuyoruz” dedi.


Antalya’da düzenlenen HIMSS’24 Eurasia Konferansı ve Fuarı’nda konuşan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Türkiye’nin son 22 yılda sağlık hizmetlerinde önemli bir mesafe kat edildiğini, sürdürülebilir, bilim ve teknoloji üreten sağlık altyapısını güçlendirdiklerini belirtti.



Türkiye sağlık sisteminde 22 yıllık büyük dönüşüm


Sağlık hizmetlerinde dijitalleşme ve teknolojinin öncü bir rol oynadığını vurgulayan Bakan Memişoğlu, yapay zeka uygulamalarının da hızla geliştiğine dikkat çekti. Memişoğlu, teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve sağlığın korunması gibi alanlarda yapay zekanın yeni yöntemler sunduğunu söyleyerek, dijitalleşme sayesinde randevu, takip ve raporlama işlemlerinin büyük oranda sanallaştığını ifade etti.



Türkiye, Avrupa e-Devlet ölçütünde üst sıralarda


Avrupa Komisyonu’nun 2024 e-Devlet Ölçütü raporunda Türkiye’nin, 83 puanla Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde yer aldığını açıklayan Memişoğlu, sağlık kategorisinde 90 puanla 4. sırada olduğunu, nüfus büyüklüğüne göre ise birinci sıraya yerleştiğini belirtti. Memişoğlu, “Bu raporda puanlama yapılırken dört temel kritere yer verildiğini görüyoruz: Kullanıcı odaklılık, şeffaflık, temel etkinleştiriciler ve sınır ötesi hizmetler. Avrupa Komisyonu raporunda, Avrupa Birliği hükümetlerinin genel performans puan ortalaması 76 olarak tespit ediliyor. Yine aynı raporda Türkiye 83 puanla AB ortalamasının üzerinde değerlendirilirken, 11 puanlık artış ile son dört yılda en çok gelişme gösteren ülkelerden birisi olarak gösteriliyor. En önemli göstergelerden birisi de sağlık alanında yapılan değerlendirme, Türkiye ’sağlık’ kategorisinde 90 puanla 4. sırada yer alıyor. İlk üç sırada Lüksemburg, Malta ve Estonya’nın yer aldığı dikkate alındığında, nüfus büyüklüğüne göre ülkemiz birinci sırada bulunuyor” diye konuştu.



Dijital sağlıkta dünya çapında başarı


Türkiye’nin dijital sağlık alanında dünya çapında marka haline geldiğini de belirten Bakan Memişoğlu, sağlık sisteminde teknolojik dönüşümün öncüsü olduğunu da ifade ederek, “Türkiye olarak, gerçekten de dijital dönüşüm alanında son 22 yılda önemli bir mesafe kat ettik. Sağlık hizmeti sunumunda devreye aldığımız teknoloji, alt yapı, yazılım ve uygulamalar, Türkiye’de dijital dönüşümün öncüsü oldu. Dijital sağlık alanında dünya çapında marka ülke haline geldik. Sağlığın bugününü değiştiren ve geleceğini etkileyen bir dizi dijital sağlık uygulamasına imza atmış bulunuyoruz” dedi. Memişoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak bireyin kendi sağlığını sahiplenmesini artırmayı hedeflediklerini ve aile hekimliği sistemini daha güçlü hale getireceklerini de sözlerine ekledi.



Şeffaf ve bilişim tabanlı sağlık sistemi


Sağlık hizmetlerinde şeffaflık, bilişim tabanlı yönetim ve yapay zeka entegrasyonuna vurgu yapan Bakan Memişoğlu, risk yönetimi ve bilimsel verilere dayalı bir sistemle sağlık hizmetlerinin daha etkin hale getirileceğini söyledi. Prof. Dr. Memişoğlu, çoklu denetim mekanizmaları ve bilim kurullarıyla bu süreci destekleyeceklerini de açıkladı.



Teknoloji transfer ofisleri ve AR-GE çalışmaları


Bakanlık olarak bilimsel üretimi teşvik edeceklerini belirten Memişoğlu, özellikle Faz 1 çalışmaları yürüten bilim insanlarına Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) aracılığıyla destek vereceklerini söyledi. Üreten Sağlık Modeli’nin sağlık sektörünü Türkiye’nin lokomotif sektörü haline getireceğini söyleyen Memişoğlu, araştırma Hastanelerinde teknoloji transfer ofisleri kurulacağını açıkladı. Memişoğlu, şöyle devam etti: “Araştırma hastanelerinde teknoloji transfer ofisleri kuruyoruz. ARGE ve üretim süreçlerini planlıyor; Ar-Ge ekiplerine gerekli bilgi ve deneyim aktarılmasına rehberlik ediyoruz. Finansal olarak desteklediğimiz projeler sonucu ortaya çıkan ürünlerin güvenilirliğinin ve etkinliğinin klinik çalışmalarla kanıtlanmasını teşvik ediyoruz. Ticari ürüne dönüşmeleri için teknoloji transfer ofislerini aktif bir şekilde kullanıyoruz.”



Memişoğlu, TÜSEB bünyesinde kurulan Türkiye Sağlık Veri Araştırmaları ve Yapay Zeka Enstitüsü (TÜYZE) aracılığıyla ulusal veri tabanındaki bilgilerin bilim dünyasıyla paylaşıldığını ve bu verilerin sağlık bilim ve teknolojilerinin gelişimine katkı sağladığını ifade etti. Memişoğlu, bu yaklaşımın yeni ürünlerin geliştirilmesine hizmet edeceğini söyledi.



SİNA ile veri yönetiminde yeni dönem


Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ise sağlık bilişimi ve sağlıkta dijital dönüşümün, bilgiyle yönetim kültürünün en önemli araçlarından biri haline geldiğini belirterek, bu kapsamda Sağlıkta İstatistiksel Nedensel Analiz (SİNA) altyapısının, sağlık hizmeti sağlayıcılarının verilere erişimini kolaylaştırdığını dile getirdi. Dr. Birinci, bu sistemin, ihtiyaç ve veriye dayalı karar almayı hem merkezi hem de taşra birimlerinde mümkün kıldığını ifade etti ve anonimleştirilen meta verilerin, bilimsel araştırma ve AR-GE çalışmaları için önemli bir kaynak sunduğuna dikkat çekti.



“Yapay zeka sağlık teknolojilerinin geleceğini şekillendiriyor”


Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, yapay zekanın sağlık sektöründeki önemine değinerek, sağlık teknolojilerinin geleceğinde bu teknolojinin belirleyici olacağını söyledi. Birinci, standartlara dayalı ve esnek bir veri altyapısının, yapay zeka uygulamalarını mümkün kılmak için temel gereklilik olduğunu vurguladı.



Sağlık hizmetlerinde yapay zeka kullanımı artıyor


EY küresel tüketici sağlık anketine göre, katılımcıların yüzde 70’inin, önümüzdeki 10 yıl içinde yapay zekanın sağlık sektöründe yaygınlaşacağını düşündüğünü paylaşan Dr. Birinci, elektronik sağlık kayıtları ve tıbbi görüntüleme gibi alanlarda yapay zeka destekli çözümlerin önemine vurgu yaptı.



Türkiye’de yapay zeka destekli sağlık projeleri


Sağlık Bakanlığı’nın yapay zeka teknolojisini sağlık çalışanları ve vatandaşların hizmetine sunmak için birçok proje geliştirdiğini belirten Dr. Birinci, "Neyim Var?" uygulamasını örnek gösterdi. Bu uygulamanın, hastaların şikayetlerine göre yönlendirmelerde bulunarak tanı tahminlerinde bulunduğunu ve bugüne kadar uygulamayı yaklaşık 40 milyon vatandaşın kullandığını ifade etti.



Mamografi taramalarında büyük iyileşme sağlandı


Dr. Birinci, mamografi taramaları sayesinde erken tanıda büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Önceden 5 kadından 1’i ileri evrede sağlık kurumlarına başvururken, artık bu oranın 200 kadında 1’e düştüğünü ve 40 kat iyileşme sağlandığını ifade ederek, “Mamografi taramaları sayesinde her 5 kadından 1’i birads4 seviyesinde sağlığa başvururken şimdi 200 kadından 1 i birads4 seviyesinde sağlığa başvurmakta ve bu sayede 40 kat iyileşme gerçekleşmiştir. Ayrıca, 2021 yılında hayata geçirdiğimiz ’Neyim Var?’ uygulaması, hastaların şikayetleri ile ilgili sorular sorarak, başvurmaları gereken branşları ve muhtelif tanı tahminlerini belirlemektedir. ’Neyim Var?’ uygulaması bugüne kadar yaklaşık 40 milyon farklı vatandaşımız tarafından kullanılmıştır” diye konuştu.


2-4 Aralık tarihlerinde Antalya’da düzenlenen HIMSS+Eurasia’ın açılış törenine Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci’nin yanısıra, Pakistan Pencap Eyaleti Uzmanlaşmış Sağlık ve Tıp Eğitimi Bakanı H.C. Khawaja Salman Rafique, Karadağ Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Milena Coji ve Fildişi Sahili Sağlık Genel Müdürü Prof. Samba Mamadou katıldı.



Program, plaket takdimiyle sona erdi.




Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: “Türkiye, dijital sağlıkta dünya çapında marka oldu”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Vali Eldivan: "Bayburt’u en güvenilir illerden biri haline getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz" Bayburt’ta yürütülen asayiş ve güvenlik çalışmalarının değerlendirildiği Güvenlik Bilgilendirme Toplantısı’nda, basına mensuplarına bilgiler verildi. Valilik toplantı salonunda gazetecilerle bir araya gelen Vali Eldivan; asayiş olaylarından teröre, kaçakçılıktan narkotik suçlara, göçmen kaçakçılığından trafik olaylarına birçok konu başlığında değerlendirmelerde bulunarak, Bayburt’u en güvenli illerden biri haline getirmek için emniyet ve jandarma birimleriyle bir bütünlük içerisinde çalışıldığını vurguladı. Toplantı öncesi vatandaşlara uyarıda bulunan ve kısa bir hatırlatma yapan Vali Eldivan, sürücülerin kış lastiği olmadan yola çıkmamasını, yayaların ise çatılardaki kar kütlelerine karşı dikkatli olmalarını istedi. Terör örgütleri, organize suç örgütleri, zehir tacirleri, tefeciler, göçmen kaçakçıları, siber ve asayiş suçları ile mücadele ve trafik olaylarını önleme konularında yoğun bir mesai içerisinde olduklarını belirten Vali Eldivan, şehrin huzuru ve güvenliği için suç ve suçlularla mücadelenin kesintisiz bir şekilde devam edeceğini aktardı. Karla mücadele konusunda emniyet ve jandarma personeline yaptıkları yoğun çalışmalardan dolayı teşekkür eden Vali Eldivan, "Emniyet güçlerimizin şehir merkezinde ve şehirler arası yollarda almış oldukları önlemler sayesinde trafikte önemli bir olay yaşamadık. Yine jandarma personelimiz tarafından köylerimizde yollarda mahsur kalan vatandaşlarımıza ulaşıldı ve vatandaşlarımız mahsur kaldıkları yerden kurtarıldı. Karda ve tipide kaybolan hayvanlarda bulunarak sahiplerine teslim edilmiştir. Tüm bu özverili çalışmalarından dolayı her iki kurumumuza da teşekkür ediyorum" diyerek konuştu. Alkol ve uyuşturucu etkisi altında araç kullanıp, trafik güvenliğini tehlikeye sokanları affetmeyeceklerini bildiren Vali Eldivan, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: "Hem kendi güvenliğiniz hem de diğer vatandaşlarımız güvenliği için trafik kurallarına uymanızı rica ediyorum. Unutmayınız ki hayatla yarışılmaz ve emniyet kemeri sizi hayata bağlar. Özellikle alkol ve uyuşturucu etkisi altında araç kullanıp trafik güvenliğini tehlikeye sokanları affetmeyeceğimizi de bilmenizi isterim. Her zamanki gibi hatırlatmak istediğim diğer bir konu ise internet ve telefon vasıtası ile yapılan dolandırıcılık olaylarının artmasından dolayı, hemşerilerimizden özellikle emin olmadıkları sitelerden alışveriş yapmamalarını; kendisini asker, polis veya savcı olarak tanıtıp para isteyen şahıslara güvenmemelerini rica ediyorum."
Erzincan "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" münasebetiyle program düzenlendi Erzincan Valiliği himayelerinde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından Erzincan İl Özel İdaresi Sosyal Tesislerinde "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" münasebetiyle kahvaltı programı düzenlendi. Programa Vali Hamza Aydoğdu, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun ve eşi Ürküş Aksun, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent ve eşi Filiz Levent, Vali Yardımcısı Yusuf İzci, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Serdar Demirci ve birim amirleri katıldı. Ev hanımı, muhtar, öğrenci, sivil toplum kuruluşu yöneticisi, kamu kurum ve kuruluşu personeli gibi toplumun her kesiminden kadınların katıldığı programda "Kadına Yönelik Şiddet” konusu ele alındı. Programda kadınlara hitap eden Vali Hamza Aydoğdu, "Bizim kültürümüzde, inancımızda, medeniyetimizde ve tarihimizde kadına şiddet diye bir olay yoktur. Türk tarihine baktığımızda her zaman kadını el üstünde tutmuştur. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Veda Hutbesi’nde ’Kadınlar size Allah’ın emanetidir.’ demiştir. Böyle bir kültürden, inançtan, medeniyetten ve tarihten gelip de sürekli kadına şiddet olaylarının yaşandığı bir dünyada yaşamak gerçekten çok üzücü." dedi. Çocuğun ilk yuvasının aile olduğunu ve çocukların görerek, yaşayarak öğrendiklerini belirten Aydoğdu, aileden gerekli sevgiyi, şefkati, merhameti ve empati duygusunu alan çocukların ne çevresine ne de insanlara şiddet uygulamayacağını belirterek çocukları mutlu bir aile ortamında büyütmenin önemine değindi. Programın sonunda, tüm misafirlere katılımlarından dolayı teşekkür eden Aydoğdu, beraberindeki protokol üyeleriyle birlikte günün anısına programa katılan kadınlara çiçek ve hediye takdim etti.
Antalya Aurelio’nun acı günü: Annesi hayatını kaybetti Antalyaspor’un yardımcı antrenörlüğünü yapan Eski milli futbolcu Mehmet Aurelio’nun annesi geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. Aurelio, annesinin cenazesini almak için İstanbul’a gitti. Eski Milli Futbolcu ve Antalyaspor yardımcı antrenörü Mehmet Aurelio’nun annesi Lucia Brito Dos Prazares dün İstanbul Çekmeköy’de bulunan evinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Anne Lucia Brito Dos Prazares‘in cenazesi otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Annesinin cenazesini almak için gelen Mehmet Aurelio soruları cevapsız bırakırken sosyal medya hesabından annesi için duygusal mesaj paylaştığı görüldü. “Dersler ve hayat dersleri için teşekkür ederim” Aurelio mesajında “Öğretmen, savaşçı, kazanan, cesur, güzel, zeki, çalışkan ve en iyi anne. Hayatının son nefesine kadar bir savaşçıydın. Kalp krizi geçirdi, tepki gösterdi, bize geri döndü ama maalesef direnmedi. Dersler ve hayat dersleri için teşekkür ederim. Bugün, bana yaşattığın hatıralar ve harika anlar. Sonsuza kadar Lucia. Seni sonsuza kadar seviyorum” ifadelerini kullandı. Antalyaspor’dan başsağlığı Antalyaspor da Aurelio için sosyal medya hesaplarından başsağlığı mesajı yayımladı. Mesajda, “ Yardımcı antrenörümüz Mehmet Aurélio’nun kıymetli annesi Lucia Aurélio’nun vefat ettiği haberini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhume Aurélio’ya Allah’tan rahmet; ailesi, yakınları ve değerli hocamıza başsağlığı dileriz” ifadelerine yer verildi.
Erzurum Erzurumlu et üreticilerinden yem fabrikası talebi Erzurum’un bölgede hayvancılığa önemli katkılar sağladığını ifade eden Erzurum Kırmızı Et Üreticiler Birlik Başkanı Abdulkadir Ürüşan, “Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Tarım Bakanımızdan isteğimiz Erzurum’a acilen bir yem fabrikasının kurulmasıdır.” dedi. Tarım Kredi Kooperatifler Birliğince, devlet desteği ile yem farikalarının açılarak uygun fiyatla hizmete sokulmasını, Erzurum’a kurulacak yem fabrikasıyla bölge çiftçisine rahat bir nefes aldırılacağını ifade eden Erzurum Kırmızı Et Üreticiler Birlik Başkanı Abdulkadir Ürüşan, “Hayvancılıkla ilgili belirsizlikler işlerimizi olumsuz şekilde etkiliyor. Bu çözüldüğünde büyümemiz daha hızlı olacak. Sektör olarak; başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan, Tarım Bakanımızdan, siyasilerimizden destek bekliyoruz. Erzurum’a yem fabrikasının kurulması bölge çiftçisine çok rahat bir nefes aldıracaktır. Erzurum’un tarım ve hayvancılıkta bölgesinde lider ve ülkeye yön veren bir şehir olmasını hedefliyoruz. Erzurum’un modern et entegre besi tesislerine ihtiyacımız var. Kırmızı Et Üreticiler Birliği olarak Erzurum’a Ortadoğu’nun en büyük canlı hayvan borsasını kazandıran Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’e destekleri için teşekkür ediyoruz. Bu atılan başarılı projelerin her biri sektöre önemli bir katkı sağlamıştır.” dedi. “Et ve yeme değer katan projeler, şehrin gelişimini sağlayacaktır.” Erzurum’un hayvancılık ve tarım alanında önemli, verimli bir coğrafyaya sahip olduğunu, Ticaret Borsası’nda süte değer projesinde başarılı olduğunu ve bundan memnuniyet duyduklarını ifade eden Erzurum Kırmızı Et Üreticiler Birlik Başkanı Abdulkadir Ürüşan, sözlerini şöyle sürdürdü, “Ticaret Borsamızın da hizmetleri takdire şayandır. Bölgemizin de içinde bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesinde ise, bölgesel rekabet edebilirlik açısından üzerinde dikkatle durulması gereken sektörlerden en önemlisi hayvancılıktır. Hayvan sahipleri günümüz tekniklerine uygun olarak modern besiciliğe teşvik edilecek ve böylece şehrin gelişimini sağlanarak Erzurum’da daha sağlıklı ve verimli çevrede insan sağlığına zarar vermeyen bir ortamda besi hayvanı yetiştirilerek, Erzurum kaliteli et üretiminin merkezi olabilir. Toplumun tamamını ilgilendiren kalkınma odaklı projeler gerek hazırlık gerekse uygulama aşamasında, ilgili tüm kesimlerin katkısını ve sahiplenmesini gerektirmektedir. Ete ve yeme değer projeleri, şehrin gelişimini sağlayacaktır. Bu nedenle hayvancılık sektörünün mevcut durumunun, bölgenin güncel nitelikteki sorunlarının, ihtiyaçlarının, potansiyelinin analizler ile ele alınması, bölgede enfazla istihdamı sağlayan sektörün anlaşılması açısından dikkate alınması gereken bir noktadır.” “Küpe dağıtımında düzenleme yapılmalı” Cumhuriyetimizin 101’nci yılında tarımda da bir millileşme yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Ürüşan, “İllerde çıkış hayvan sevkiyatında 21 günü tamamlamamız gerekiyor. Bu da besicileri ister istemez mağdur ediyor. Bir ilden başka bir ile sevke gönderilirken, Bakanlıktan gönderilen küpe dağıtımının bölgede belirlenecek pilot il seçilerek yakın çevre il ve ilçelerden küpe dağıtımının yapılması sevkiyatta ki uzun süren aksaklıkları da gidermiş olacaktır. Dolayısıyla üretim öncesinde ve sonrasında milletimize güvence verecek, hayvancılığın merkezi Erzurum’a saha alanı yüksek bir yem fabrikası projesinin hayata geçirilmesini istiyoruz. Bir ticari anlayışımız yok. Zarar etmeyeceğiz, kar edeceğiz ama karı mutlak suretle Erzurum’un ekonomisine, tarımına ve çiftçisine dönüştürecek bir mekanizma kurulmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.