KÜLTÜR SANAT - 02 Kasım 2024 Cumartesi 11:17

“Manavgat Zeytin ve Zeytinyağı Festivali”nin ilk gününden barış mesajı çıktı

A
A
A
“Manavgat Zeytin ve Zeytinyağı Festivali”nin ilk gününden barış mesajı çıktı

Antalya’nın Manavgat İlçesinde, ilk kez düzenlenen “Zeytin ve Zeytinyağı Festivali’nin açılışında konuşan Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara’nın mesajı barış ve sevgi oldu.


Manavgat Belediyesi’nin 1-3 Kasım tarihleri arasında; Antalya Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz Üniversitesi Manavgat Meslek Yüksekokulu, MATSO ve Manavgat Ziraat Odası’nın katkılarıyla ilk kez düzenlediği “Zeytin ve Zeytinyağı Festivali” dün başladı. Festival, çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleşen zeytin temalı kortejle başladı. Açılışa, Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, CHP Manavgat İlçe Başkanı Oykun Başar, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, STK Temsilcileri, oda başkanları, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldı.


Festival açılışında konuşan Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, barış ve sevgi mesajı verdi. Başkan Kara, “‘Zorunlu olmadıkça savaş cinayettir’ diyen Atatürkümüzün memleketindeyiz aslında. O da bizim gibi bu toprakların çocuğudur. Kökleri buraya dayanır. Tıpkı bütün Avrupa’ya birçok yere kökleri Anadolu’dan giden zeytinler gibidir. Zeytin barıştır. Aslında biz Manavgat’ta hoşgörüyü, sevgiyi, barışı başlattık. Bu son altı yedi aydır Manavgat’ta barışın köklerini daha da derinleştirmek için bütün gücümüzle mücadele ediyoruz. Bugün ilçemizde başlattığımız bu barış rüzgarının ülkemize ve bütün dünyaya yayılması en büyük temennimizdir. Çünkü bizim Anadolu kültürümüz sevginin, barışın en öncelikli olarak doğduğu yerdir” dedi.



Manavgat’ta zeytin çeşitliliği: Hem sofralık hem yağlık


Toplam 11 farklı zeytin türüne ev sahipliği yapan Manavgat; Kalamata, Memecik, Ayvalık, tarı ak, domat, Manzanilla, Arbekün, Girit, Gemlik ve Antalya bölgesine özgü coğrafi işareti alınmış tavşan yüreği zeytinleriyle dikkat çekiyor. Bunların yanı sıra, yalnızca Manavgat’a ait olan beylik zeytini bulunuyor. Beylik zeytini, iri taneli ve dolgun yapısıyla hem sofralık zeytin hem de zeytinyağı üretiminde tercih ediliyor. Bu zeytinlerden elde edilen zeytinyağı, kaliteli ve aromatik özellikleriyle öne çıkıyor. Manavgat Belediye Başkanı Kara ‘beylik zeytini’ için ilgili kurumlarla bir araya gelerek coğrafi işaret alınmasına öncülük edeceğini de ifade etti. İlçede şu an 50 bin dönüm üretim alanında tahmini 2 milyon zeytin ağacından yılda yaklaşık 50 bin ton zeytin elde ediliyor. Ayrıca bölgede faaliyet göstere 11 adet zeytinyağı fabrikasında yılda yaklaşık 9-10 bin ton zeytinyağı üretiliyor.


Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara sözlerine şöyle devam etti:


"İlçemizde giderek büyüyen zeytin tarımı ve zeytinyağı üretiminde daha ileri endüstriye geçmemiz gerekiyor. Zeytinyağını bizim çok daha fazlaya satabilir hale gelmemiz gerekiyor. Zeytin üreticisine dönüşümü böyle sağlayabiliriz. Bizim ülkemizde yetişen zeytini ve zeytinyağını tankerlerle alıp götürüp yurt dışına götürüyorlar, ihracat ediyor ve şişeleyip geri satıyorlar. Anadolu’nun zeytinyağları gidiyor onların yağı gibi pazarlanıyor. Oysa bizim kendi markamızı oluşturmamız, kendi markamız üzerinden pazarlamasını yapmamız gerekiyor. Zeytin üreticilerinin sorunları, zeytinin kendi başlı başına dertlerinin tartışılacağı, öne çıkarılacağı ve çözümler üretileceğine katkı sunacağına inandığı festivalimizin ilkini yapıyoruz, önümüzdeki yıllarda devam ettirerek uluslararası düzeye taşıyacağız."



Zeytin sağlıktı


Doktor Başkan zeytinin sağlığa faydasına dikkat çekerken şunları söyledi:


"Zeytinin tarihini incelediğimizde Anadolu tarihiyle eşleştiriliyor. Zeytinin özelliklerini eşleştirdiğimizde de yaşamımızla eşleşiyor. Zeytin saçımızdan tırnağımıza kadar, kalbimizden beynimize kadar her şey için sağlıklı bir üründür. Zeytini ve zeytin yağını tüketmemiz gerekiyor. Ondan kaçınmayalım, çünkü o bizim dostumuz. Vücut için de barıştır. Zeytin, antioksidan özelliğe sahiptir. Yine barışı, vücudun kendisiyle barışık olmasını sağlar. Bunun sağladığı her alanda, her zaman bizim için faydalı olan zeytini ve zeytinyağının tüketilmesi ve onun değerlendirilmesi temel hedefimizdir."



Zeytin tadımı ve çalıştayı


Festivalin ilk gününde Ezgi Gözeger’in moderatörlüğünde Saraçlı Mahallesi’nde “Zeytin Tadımı” etkinliği düzenlendi. Burada, Manavgat’ın genetiği bozulmamış zeytinlerinden geleneksel taş sıkma yöntemiyle, Antik Çağ’dan kalma taş yataklarda, Saraçlı Mahallesi’nin zeytin üreticisi kadınlar tarafından soğuk sıkım zeytinyağı etkinliği yapıldı. Katılımcılar, Manavgatlı yerel üreticilerin özenle yetiştirdiği zeytinleri tadarken, zeytinyağı üretimi ve sürdürülebilir tarım konularında derinlemesine sohbet etme fırsatı buldu.


Eş zamanlı olarak, Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde tarım yazarı Mine Ataman moderatörlüğünde bir çalıştay gerçekleştirildi.


Çalıştayda, konusunda uzman akademisyenler tarafından “Zeytin ve Zeytinyağında Kalite”, “Zeytin ve Zeytinyağında Coğrafi İşaret, Markalaşma ve Pazarlama” ile “Zeytinyağının Gastronomideki Yeri ve Önemi” başlıkları altında üç farklı oturum yapıldı.


Festivalin ikinci gününde, ünlü gazeteci Meliha Okur’un moderatörlüğünde bir forum gerçekleştirilecek. Forumun konuğu ise tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım olacak. Yıldırım, zeytincilikte üretici, işgücü sorunları ve çözüm önerileri ile zeytincilikte tağşiş, pazar, ihracat sorunları ve çözüm önerileri üzerine değerlendirmelerde bulunacak.


Festival boyunca, Manavgat yöresine ait zeytin ve zeytinyağlarının sergileneceği festival çarşısı, 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Atatürk Kültür Merkezi önünde ziyaretçilere açık olacak. Burada, yerel üreticilerin sunduğu zeytin çeşitleri ve zeytinyağları ziyaretçiyle buluşacak. Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara’nın vizyonuyla hayata geçirilen ve bölgenin tarihi zeytinlerini tanıtmayı amaçlayan festivalin, zeytin sektörünün katma değerini artırması bekleniyor.



“Manavgat Zeytin ve Zeytinyağı Festivali”nin ilk gününden barış mesajı çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup değerlendirme toplantısına katıldı Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi grubu çalışma ve değerlendirme toplantısını İstanbul’da düzenledi. Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) grup çalışma ve değerlendirme toplantısı İstanbul Avcılar’da bir otelde yapıldı. Programa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve çok sayıda CHP’li milletvekili isim katıldı. Programın açılışında kürsüde bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt’ta her iki kişiden birisinin Ahmet Özer’e oy verdiğini ifade ederek, “Ahmet Özer’in yerine Tayyip Bey’in gösterdiği aday onun neredeyse yarısı kadar oy aldı. Esenyurt’lular kararı verdi. Bu karara şimdi reaksiyon gösterenlerin şöyle bir reaksiyon göstermesi gerekiyor, ‘Biz nerede hata yaptık’. 2019’da görevi CHP’ye verenler 2024’te de görevi CHP’ye verdiler. Onların ‘biz bu kente ne yaptık da gönülden düştük’ demeleri gerekiyor” dedi. Özel konuşmasının devamında Ahmet Özer’in tutuklanması ile ilgili konuşarak, “Aynı anda belediyenin kapısına balyoz ile girenler, acele ile giriyorlar. Yine de belediye başkan yardımcımız avukat kimliğini gösterip ben avukatım diyor. Orada bulduklarını iddia ettikleri bir dergiyi, bir taslak kitap bir bilmem neyden tutuklama yapıyor. Fetullah Gülen ayakta olsa omzunuzdan öper bu kadarını biz bile yapmazdık derdi. O yüzden, bana açtığı davada dediğim şu, ’10 yıl önceden terörist bulursak AK Parti’de milletvekili kalmaz sayıları 20’nin altına düşer. 10 yıl önce Fetullah Gülen’e terörist diyen var mıydı? Ben AK Partililerin hepsi teröristtir demiyorum. Bu muameleyi aynen size yaparsak hepiniz terörist olursunuz diyorum. Ben ne bakanlara ne AK Parti üyelerine terörist demeyi bu haddi yetkiyi görmem. Bu yetki hukuk devletlerinde yargılama ile olur” diye konuştu.
Gaziantep Bakan Bayraktar’dan Mekanik Biyolojik Ayrıştırma Tesisi ve çilek serasına tam not Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanarak hizmet vermeye başlayan Mekanik Biyolojik Ayrıştırma Merkezi’ni ziyaret etti. Bakan Bayraktar ziyaret sırasında, "Burası her yere örnek olabilecek bir proje” dedi. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından “Yeşil Şehir” ilan edilen Gaziantep’te, Büyükşehir Belediyesi’nin modern tesislerinden olan Mekanik Biyolojik Ayrıştırma Tesisi ve Çilek Serası, çevreci çözümleri ve imkanlarıyla geleceğe daha temiz bir kent için çalışmayı sürdürüyor. İşleyiş sistemi ve sağladığı katma değer ile ön plana çıkan tesisleri, bir dizi ziyaret için dün kentte bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ziyaret etti. Merkezi ve katı atık depolama merkezinden çıkan sera gazından üretilen enerji ısısıyla çalışan çilek serasını da gezen Bakan Alparslan Bayraktar, tesisin örnek nitelikte olduğunu vurguladı. Ziyarette tesisin işleyişi hakkında bilgi alan Bakan Bayraktar, Merkez Katı Atık Düzenli Depolama Sahası’nda üretilen elektrikle ısınan ve topraksız tarım tekniği kullanılarak çalışan çilek serasında üretilen çileklerden tattı. Bakan Bayraktar’ın ziyaretinde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, AK Parti Gaziantep milletvekilleri ve yetkililer de eşlik etti. “Burada bir döngüsel ekonomiyi görüyoruz” Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Alparslan Bayraktar, mekanik olarak atığın her şeyinin ayrıştırıldığını aktararak, “Burada bir döngüsel ekonomiyi görüyoruz. Atıktan başlıyoruz, bunu ayrıştırıyoruz, metalini ayrı, organik atığını ayrı. Onlardan gaz elde ediyoruz. Burada elektrik üretiyoruz. Oradan çıkan buhar ile serayı ısıtıp serada inanılmaz lezzetli çilekleri elde ediyoruz. Dolayısıyla muazzam bir şey. Bunun için tebrik ediyorum. Türkiye’de birçok yerde bu var ama her yere örnek olabilecek bir proje. Projenin finansının dışarıdan sağlanması da çok güzel. Dolayısıyla teşekkür ediyoruz” dedi. Mekanik Biyolojik Ayrıştırma Tesisi ile yılda 9 bin 309 ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı azaltımı öngörülüyor Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nce, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve İller Bankası iş birliğinde, Avrupa Birliği tarafından fonlanarak hayata geçirilen “Mekanik Biyolojik Ayrıştırma Tesisi” sağladığı geri dönüşümle hem ekonomiye hem de çevreye katkı sağlıyor. Günde 300 ton katı atık beslemesi yapılarak günde yaklaşık 1 ton geri dönüşüm atığın ayrıştırıldığı tesis, depo sahasının ömrünü ilk aşamada yüzde 10’a kadar artırıyor. Tesisle ayrıca işlenen atıklarla yılda 9 bin 309 ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı azaltımı öngörülüyor. Sıfır Atık konusunda örnek proje çilek serası Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan, Merkez Katı Atık Düzenli Depolama Sahası’nda üretilen elektrikle ısınan ve topraksız tarım tekniği kullanılarak çilek yetiştirilen sera, daha temiz bir Gaziantep için örnek projelerden biri olarak ön plana çıkıyor. Katı atıkların düzenli depolaması sonucu oluşan metan gazından gaz motorları vasıtasıyla elektrik enerjisi elde edilirken, çıkan 80 santigrat sıcak sudan yararlanılan çilek serası, tam otomatik topraksız tarım tekniği ile üretim yapacak. Hindistan cevizi kabuğunda yetiştirilen ve özel LED aydınlatmalar ile fotosentez süresinin artırıldığı serada yıllık 5 ila 8 ton arası çilek üretilmesi bekleniyor. Seranın ihtiyaç duyduğu enerji ise çöp gazından elde edilen elektrikten sağlanacak.
Mersin Mersin Kenti Edebiyat Ödülü, Murathan Mungan’ın Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde bu yıl 17’ncisi düzenlenen, Türkiye’de kent adına verilen tek ödül olma özelliği taşıyan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne çağdaş edebiyatın usta ismi yazar ve şair Murathan Mungan değer görüldü. MTSO’nun Türkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek, ulusal ölçekte bir verime dönüştürüp edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere düzenlediği ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün 17’ncisinin sahibi çağdaş edebiyatın usta ismi yazar ve şair Murathan Mungan oldu. 2024 yılı için önerilen adaylar arasından Mungan, başta şiir olmak üzere öykü, roman, oyun ve deneme gibi edebiyat türlerinde verdiği eserlerde kendine özgü lirizmiyle bir kültür figürü olarak öne çıkması nedeniyle seçici kurul tarafından ödüle layık görüldü. Yaşadığı coğrafyanın efsanelerini oyunlaştırırken yereli evrensel bir dille aktarması bu seçimde etkili oldu. Mungan’a ödülünü MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ve Meclis Başkanı Hamit İzol birlikte takdim etti. "Sahip olduklarımı cepte bilip ona yaslanmadım" Ödül takdimi sonrası söz alan Murathan Mungan, konukseverlik ve edebiyata, kültüre verdiği değer için Mersin’e teşekkür etti. Çocukluğunu ve sanata nasıl adım attığını, bu yoldaki azmini aktaran Mungan, "Gerektiği zaman gülünç olmayı gerektiği zaman dışlanmayı, ötekileştirilmeyi göze almadan başarı olmuyor" dedi. Oyun yazmayı ilk olarak 8 yaşında denediğini ancak bir nesneyi tanımlaması sonrası vazgeçtiğini anlatan Mungan, "Ardından eşyaları, mekanları tanımlayabilme üzerine çok çabaladım. Yazar olarak da insan olarak da sahip olduklarımı cepte bilip onlara yaslanmadım. Her zaman eksik olduğum, öğrenmem gerekenlere yöneldim" diye konuştu. Yaşam boyu kimseyi rakip görmediğini vurgulayan Mungan, "Sanatın rekabet olmadığını öğrendim. Kendimle yarıştım. Kendimi geliştirmeye çalıştım. Mesele başkası değil kendiniz olduğu zaman çok geliştirici bir şey" diye konuştu. "Edebiyat, insanlığın ortak etik değerlerini yüceltir" MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır da Mersin iş dünyası olarak seçkin edebiyat eserlerine ve saygın yazarlara dikkat çekmek, kentin sanatla daha çok buluşmasını sağlayıp sanat değerini yükseltmek hedefiyle yola çıktıklarını söyledi. Çakır, "Daha da önemlisi varlık nedenimiz Türkçemizi yüceltenlere teşekkürlerimizi sunmak için bu ödülün bir parçasıyız" dedi. Okumanın önemine değinen Çakır, şöyle devam etti: "Okumak ama kabullenmek için değil. Önemli olan anlayarak, sorgulayarak, düşünerek okumak. Bu anlamda Edebiyat, ‘insan olma’ eğitimidir. Bizim yargılamaya değil; düşünmeye ve anlamaya, empati kurmaya ihtiyacımız var. Değer yargılarının mutlak doğrular olarak görüldüğü dünyada huzur, sevgi, adalet ve hoşgörünün olamaz. Dürüstlük, doğruluk, adalet, güven gibi etik değerler bilgisi topluma değer katar. İşte edebiyat, insanlığın bu ortak etik değerlerini yüceltir. Edebiyat veya sanatın herhangi bir türüyle, belki dünyayı cennete çeviremeyeceğiz ama etik değer bilgisiyle dolu olan bu eserlerle, daha yaşanır bir dünya oluşturulmasına yardımcı olacağımız kesindir. Edebiyata sahip çıkma çabamızın nedeni budur." Edebiyatçıların toplumun duymak istediğini söylemenin aksine toplumu rahatsız edip uyandıracak gerçeklerin peşinde koştuğuna işaret eden Çakır, "Sanat, ‘kral çıplak’ demektir. Bizim de Kral Çıplak diyerek bizi yalan dünyadan kurtaracak cesur kişilere ihtiyacımız var. Ve Murathan Mungan’ın dediği gibi; cesaret bulaşıcıdır" diye konuştu. "Kent Edebiyat Ödülü’nün önemli misyonu unutulmamalı" Seçici Kurul Üyesi Celal Soycan ise 17 yıldır düzenlenen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün modern bir kent olan Mersin’in ülkede taşıdığı misyonuna çok yakıştığını söyledi. Türkiye’de bir kent adına verilen tek edebiyat ödülü olması dolayısıyla taşıdığı kıymeti de hatırlatan Soycan, "MTSO öncülüğünde verilen bu ödül, artık ödülü alan edebiyatçılarımızın biyografisinde yer alarak hayatlarına karıştı. Yurtiçi ve yurtdışında basılan tüm eserlerinde artık kayıtlı kalacaktır. Gelip geçici sayısız etkinlik yanında Kent Edebiyat Ödülü’nün önemli misyonu unutulmamalı" diye konuştu.