MAGAZİN - 05 Temmuz 2024 Cuma 13:12

Konser sonrası rahatsızlanan Haluk Levent taburcu oldu

A
A
A
Konser sonrası rahatsızlanan Haluk Levent taburcu oldu

 Dün akşam gerçekleştirdiği konserin ardından gece saatlerinde göğüs ağrısı şikayeti nedeniyle hastaneye kaldırılan ünlü sanatçı Haluk Levent, taburcu oldu.

Dün akşam Antalya Açıkhava Sahnesi'nde konser veren Haluk Levent'i izlemek için yüzlerce Antalyalı bölgeye akın etti. Gördüğü ilgi nedeniyle konseri yarım saat uzatan Levent, sevenlerine unutulmaz bir akşam yaşattı.

Konserin ardından gece saatlerinde göğüs ağrısı ve nefes darlığı şikayetiyle özel bir hastaneye başvuran Haluk Levent, öğle saatlerinde taburcu edildi.

Olimpos Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Fahri İslim, Levent'in gece saatlerinde göğüs ağrısı şikayetiyle hastanelerine müracaat ettiğini, yapılan muayene ve tetkikler sonucunda ciddi bir bulguya rastlanmadığını söyledi.

İslim, “Gece saatlerinden itibaren istirahat etti, serum tedavisi uygulandı. Şu an da herhangi bir sağlık sorunu bulunmuyor. Sağlıkla sıhhatle taburcu olarak, işinin başına döndü” diye konuştu. 

Begüm Aksoy - Ramazan Bozca

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çardak Havalimanındaki kafeterya ihalesi mahkemelik oldu Denizli’de Çardak Havalimanı kafeterya ihalesine katılan firma eksiksiz teslim ettikleri söylenen evraklarının ihale saatinde eksik olduğu gerekçesiyle diskalifiye edildi. İhalede usulsüzlük olduğunu iddia eden Muhammet Keskin, Cumhuriyet Savcılığına giderek suç duyurusunda bulundu. Havaalanı yetkilileri, konu yargıya intikal ettiği için açıklama yapmadı. Denizli Çardak Havalimanında hizmet veren kafeterya, işletmecilerin ortaklıklarının bitmesi nedeniyle tekrar ihaleye çıkarıldı. İhaleye tekrar girmek isteyen mevcut işletmeci Serdar Çakto’nun vekalet vermesi üzerine Muhammet Keskin, kafeterya mahalli kiralama ihalesi için evrakın tümünü hazırlayarak havalimanı yönetimine sundu. Evrakı teslim etmeden önce görevli personelin kontrol ettiklerini ve eksik olmadığının kendilerine beyan edildiğini ifade eden Keskin, ihale saatinde tekrar havalimanına geldi. Kapalı zarfa konularak mühürlenen evrakların ihale salonunda açıldığında ise bir evraklarının eksik olduğu ve bu gerekçeyle ihaleden diskalifiye edildiklerini belirten Keskin, Cumhuriyet Savcılığına konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. “Biz buradan kimseyi zan altına bırakmadan kendi hakkımızı arıyoruz” İhale şartnamesi için gerekli tüm evrakı hazırladıklarını ve havalimanı yetkililerine teslim ettiklerini ifade eden Muhammet Keskin, havalimanından ayrılmadan önce sabit hat üzerinden yetkilileri arayarak eksik evrak olup olmadığını sorduğunu ve eksik evrak olmadığı cevabını aldığını söyledi. İhale saatinde şoke olduklarını ifade eden Keskin, “İhale günü, ihale saatinden önce son kez kontrol ettikten sonra herhangi bir eksik olmadığına söylediler ve zarfı kapattık. İhale saati geldiğinde bizim dosyamızın içinden ‘SGK borcu yoktur’ evrakının eksik olduğunu söylediler. Biz de bunun üzerine böyle bir eksiğin olmadığını kendilerine söyledik. Onlar da ’Gerekli yerlere itirazınızı edebilirsiniz. Sizi ihaleden diskalifiye ediyoruz’ dediler. Biz de bunun üzerine çıktık, hemen kolluk kuvvetlerine ve gerekli adli merceklere şikayetimizi sunduk. Bugünde Çardak Havalimanında itirazımızı sunuyoruz. Bu olaydan ötürü mağdur olduk. Mağduriyetimizin giderilmesi için gerekli adli mercilere evraklarımızı, delilerimizi sunduk. İnşallah hak yerini bulur. Adalet yerini bulur, adalete güveniyoruz. Biz buradan kimseyi zan altına bırakmadan kendi hakkımızı arıyoruz” dedi. Komisyon başkanının kendi çevresine ihaleyi verdiği iddiası İhale Komisyon Başkanının kafeterya işletmeciliğini kendi çevresinden kişilere vermek istediği için ihalede usulsüzlük yapıldığı iddialarının olduğunu ifade eden Keskin, “Komisyon Başkanı kendi yakınlarına ihaleyi vermek için bunu yaptığının duyumunu aldık. Gerekli deliller dosyanın içinde zaten. Bundan ötürü şikayette bulunduk, araştırmalar yapılıyor. Biz hakkın yerine bulup tekrardan ihaleye çıkartılıp hak edenin kazanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ankara Kanser ilaçlarında geri ödemeyle ilgili problemler masaya yatırıldı Onkoloji hastalarının ilaç bedellerinin geri ödemesiyle ilgili çok sayıdaki davaya dikkat çekmek ve çözüm yolları aranması amacıyla “Kanser İlaç Bedelinin Geri Ödenmesinden Kaynaklanan Davalar” sempozyumu gerçekleştirildi. Kişiselleştirilmiş Onkoloji Derneği ve Türkiye Adalet Akademisi iş birliğinde Ankara Hakimevi Sosyal Tesislerinde “Kanser İlaç Bedelinin Geri Ödenmesinden Kaynaklanan Davalar” sempozyumu gerçekleştirildi. Sempozyumda, onkoloji hastalarının ilaç bedellerinin geri ödemesiyle ilgili çok sayıdaki davaya dikkat çekildi. Gazi Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı’nda Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yaptığı konuşmada, “Onkoloji ilaçlarının geri ödemesiyle ilgili birçok hastalardan talepler geliyor. Onkoloji doktorları öneriyor ama bunlar ödenmeyenleriyle ilgili birçok sayıda dava açılıyor ve yargı çok meşgul bir halde. Biz burada bu geri ödemesi olmayıp davaya yoluyla temin edilen ilaçlarla ilgili sorunu ortaya koymak amacıyla bir toplantı organize ettik” ifadeleri kullandı. Prof. Dr. Coşkun, “Mahkeme yoluyla belki bir lira olan ilacın bedeli, belki beş liraya mal olacak şekilde ödenmek zorunda kalıyor. Bu artık bir ödeme aracı şekline gelmiş durumda. Çok büyük bütçeler bununla ilgili harcanıyor. Bu bütçenin daha rasyonel daha uygun şekilde nasıl kullanılır ve bunların toplantının sonunda, bununla ilgili nasıl bir planlama yapılır? En azından bu farkındalığı oluşturarak bundan sonrası için bu soruna yönelik bir çözüm olabilir mi diye bu toplantıyı organize ettik” diye konuştu. Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir ise “Adalet insanlıkla yaşıt ve insanlıkla eşdeğer bir kavram. İnsanlık tekamül ettikçe adalet de tekamül ediyor. Adalet sistemi de bunlara çare bulur. Adalet güneş gibidir, güneş nasıl ki tüm insanları, tüm doğayı amaçsız istisnasız ışık verir, ısı verir ve onlara hayata dair bir umut verir. Adalette tüm insanlar için amasız, istisnasız, uygulanması gereken temel değerlerin başında gelmektedir” açıklamasında bulundu. Adalet kavramının altını çizen Özdemir, “Adaletle ilgili gerçekten tarihe baktığımızda, çok sayıda sözlerin söylendiğini, peygamberlerin, edebiyatçıların, şairlerin, hükümdarların adalete sözler söylediğini görürüz. Ünlü düşünür, Konfücyüs, ‘Adaleti kutup yıldızı gibi olduğunu, yerinde durduğunu ve geri kalan her şeyin onun etrafında döndüğünü’ söyler” şeklinde konuştu. Bir insan için olmazsa olmaz temel değerin adalet olduğunu belirten Özdemir, “Bundan dolayı adaletle ilgili özellikle kanunların ortaya konulması çok çok önemlidir ama kanunların ne kadar mükemmel olursa olsun uygulayıcısı olan hakimlerin, savcıların, avukatların ve bu alanda çalışan insanların eğitimleri de elbette çok önemlidir. İşte bu amaçla Türkiye Adalet Akademisi olarak güven veren adalet için etkin eğitim sloganıyla çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Kişiselleştirilmiş Onkoloji Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Aytuğ Üner ise Türkiye’de sağlık alanında önemli bir problemi tartışmak için bir araya geldiklerini söyledi. Dünyadaki biyoteknolojik çalışmaların insanın genetik yapısına yönelik yeni ilaçların bulunmasına vesile olduğunu belirten Prof. Dr. Üner, “Bu gelişmeler neticesinde de Ar-Ge çalışmaları sonucu daha pahalı ilaçlar dünyada hüküm sürmeye başladı. Ülkemizde bu ilaçlar üretemediği bağlamda ithalata başladı ve halkımızın hizmetine sundu. Fakat burada ciddi bir ekonomik yükle karşı karşıyayız ve bazı ilaçların ödenmesinde problemler olabilmekte” ifadesini kullandı. Söz konusu problemlerin hukuka yansıdığını söyleyen Üner, şunları kaydetti: “Hukuksal mücadeleler gerçekleştirilmekte ve hastalarımız, hasta sahiplerimiz, halkımız birtakım sıkıntılar çekmekte. Hakimlerimizin önünde büyük dosyalar birikmekte. Hekimlerde bu konuda arada kalmaktalar. Bugün çok güzel bir toplantıyla tarafların birbirini anlaması, ekonomideki bu yeni ilaç teknolojisinin oluşturacağı sıkıntılar, karşılaşacağımız ekonomik sorunlar. Halkımızın sağlığına katkı yapabilmek için devletin gösterebileceği birtakım gayretler üzerine büyük bir fikir alışverişinde bulunmak için burada toplanmış bulunuyoruz.” Sempozyuma, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığından çok sayıda temsilci katıldı.
Aydın 3 bin yıllık tarihi kentte kazı çalışmaları başladı Geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın’ın ilk yerleşim yerlerinden olduğu düşünülen Tralleis Antik Kenti, 3 bin yıldır tepelerden Aydın’ı izlerken, düzenlenen törenle antik kentte kazı çalışmaları başladı. Aydın’ın merkez ilçesi Efeler’de bulunan ve ilk yerleşim yerlerinden olduğu düşünülen Tralleis Antik Kenti, 3 bin yıllık tarihiyle dikkat çekmeye devam ediyor. Antik kaynaklara ve arkeolojik belgelere göre Trakyalılar ve Argoslular tarafından Dor göçleri sonrasında M.Ö.13. yüzyılda kurulduğu tahmin edilen Tralleis Antik Kenti, yıllardır yapılan kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarken, bu yılki kazı çalışmaları düzenlenen açılış töreni ile başladı. Aydın Valisi Yakup Canbolat’ın katılımıyla antik kentte gerçekleştirilen törende gerçekleştirilen açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri kazı alanlarını gezdi. Beraberindeki heyetle birlikte kaz alanına geçen Vali Canbolat, ilk kazmayı vurarak kazı çalışmalarını resmen başlatırken, çalışmaların ‘hayırlı olması’ temennisinde bulundu. Tralleis Antik Kenti’nde de gece müzeciliği projesini başlatmak istediklerini vurgulayan Tralleis Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Murat Çekilmez; “2024 yılından itibaren cumhurbaşkanımızın kararıyla Kültür ve Turizm Bakanlığıyla Aydın Adnan Menderes Üniversitesi adına kazı başkanı olarak atandım. 2024 yılından itibaren özellikle Tralleis Antik Kentinin hamam, gymnasium kompleksi ve çevresinde kazı çalışmaları yürüteceğiz. Aslında gelecek yıllardaki en büyük amacımız bir an önce bu antik kentin turizme açılması. Kültür Bakanımız Mehmet Ersoy’un başlattığı, özellikle ören yerlerinin gece müzeciliğine açılması ile ilgili Tralleis Antik Kenti’nde de gece müzeciliği projesini başlatmak istiyoruz. Aydın’daki antik kentler içerisinde çok büyük, çok önemli bir antik kent burası ve bu kapsamda buranın kültür turizmine kazandırılması açısından önümüzdeki yıllarda çalışmalara devam edeceğiz. Tabi ki en büyük sponsorumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı. Bu ödenekleri sağlıyor. Onun dışında valimizin yine çok büyük desteği var Tralleis kazılarına. Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Efeler Belediyesi tarafından da destekler veriliyor. Bu ödenekler nedeniyle çok mutluyuz. İlk defa 1996 yılında Tralleis Antik Kenti kazıları başladı. Bu sene 28’inci yılımız kazılarda ve ilk defa benim başkanlığımda bu yıldan itibaren devam edecek. İnşallah uzun yıllar bu antik kentte çalışmalara devam edeceğiz. Bizim kazı iznimiz Cumhurbaşkanlığı kararıyla 12 ay süreli kazı izni. Ödenek geldiği sürece biz 12 ay boyunca burada kazı çalışmalarına devam etmeyi planlıyoruz. Yaklaşık bizde 30 lisans öğrencisi, 10 yüksek lisans ve doktora, işçilerle birlikte bilim insanlarıyla birlikte 100 kişilik bir ekip çalışıyor burada” dedi.