ÇEVRE - 14 Kasım 2024 Perşembe 12:09

Çöpe gitmiyor, cebe dönüyor

A
A
A
Çöpe gitmiyor, cebe dönüyor

Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, marketlerde litresi 50 liraya ulaşan ayçiçek gibi bitkisel yağın atığını 19 liradan geri alıyor. Belediyenin Çevreci Komşu Kart projesiyle ekim ayında 3 bin 962 litre atık yağ toplanırken ödenen ücret 75 bin 282 lira oldu.


Muratpaşa Belediyesi’nin cam, kağıt, plastik ve metalden oluşan atıkların kayıpsız geri dönüşümünü sağlayan Çevreci Komşu Kart projesi ev ekonomisine katkı sağlarken doğayı da koruyor. Çevreci Komşu Kart’la ilçe sakinleri ekim ayında ayrıştırıp biriktirdikleri 110 bin 875 kilogram atık karşılığında 93 bin 330 lira kazandı.


Nisan 2016’dan bu yana devam eden proje, atıkların kayıpsız geri dönüşümünü sağlarken bu sayede 177 bin 132 ağacı kesilmekten kurtardı. Projeyle ayrıca bugüne kadar karbondioksit salınımı 704 bin 238 kilogram azaltıldı, kesilmekten kurtarılan ağaçlar 44 milyon 282 bin 987 kişiye oksijen oldu. Ekonomik zorlukların artmasıyla küçük tasarruflarla hane gelirine katkı sağlamak isteyen 102 aile daha ekimde sisteme dahil oldu. Çevreci Komşu Kart’ı kullanan aile sayısı 17 bin 549’a ulaştı.


Sadece cam, kağıt, plastik ve metalden oluşan atıklar değil Muratpaşa’da elektronik, tekstil ve bitkisel atık yağlar da Çevreci Komşu Kart kapsamında toplanıyor. Projeyle marketlerde litresi 50 liraya ulaşan ayçiçek gibi bitkisel yağların atığı 19 liradan geri alınıyor. Belediyenin Çevreci Komşu Kart projesiyle ekim ayında 3 bin 962 litre atık yağ toplanırken ödenen ücret 75 bin 282 lira oldu.



Nasıl çalışıyor?


Projeden yararlanmak isteyen ilçe sakinleri 5 litre ve üzerinde biriktirdiği atık yağların evlerinden alınması için Turunç Masa’nın 444 80 07 numaralı çağrı merkezini arayarak kayıt oluşturması yeterli. Kayıt oluşturduktan sonra verilen randevu gününde bitkisel atık yağlar evden alınıyor ve ücreti Çevreci Komşu Karta sonraki gün yükleniyor.



“Türkiye’nin her yerinde”


Projeyle kaynağında yani evlerde ayrıştırılan atıklar, Çevreci Komşu Kart ekiplerince belli bir ücret karşılığında satın alınıyor. Çevreci Komşu Kart’la 8 yıl içinde 24 milyon 333 bin 472 kilogram atık ev ev toplandı. Toplanan atık karşılığında 11 milyon 388 bin 453 lira kartlara yüklendi. Çevreci Komşu Kart, para kart özelliğiyle Türkiye’nin her yerinde alışverişte, online ödemelerde kullanabilirken biriken bakiye tüm bankamatiklerden nakit olarak da çekilebiliyor. Çevreci Komşu Kart, ev ekonomileri için bugüne kadar hiç var olmayan bir kaynak oluştururken kesilmekten kurtardığı ağaçlarla doğayı korudu, nitelikli atıkların kayıpsız geri dönüşümünü sağlayarak ekonomik değer sağladı.



Çöpe gitmiyor, cebe dönüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Acılı doktor baba balkondan düşerek ölen 4 yaşındaki oğlu için adalet arayışında 2015 yılında İstanbul’da 4 yaşındaki Ayaz’ın balkondan atılarak öldüğü iddiası ile müebbet hapis cezasına çarptırılan üvey anne Yargıtay’ın kararı bozmasının ardından tahliye edildi. Kararın kendilerine tebliğ edilmediğini ve itiraz süresini geçirdiklerin belirten acılı doktor baba, yeniden dava açmaya hazırlanıyor. 2015 yılında İstanbul Bahçelievler’de 4 yaşındaki Ayaz Çınar Yılmaz’ın evlerinin balkonundan düşerek ölmesine ilişkin görülen davada üvey anne H. D. oğlunu evin balkonundan aşağı atarak ölümüne neden olmakla suçlanıp, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. 3 yıl hapis yattıktan sonra Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ayaz Çınar’ın üvey annesi tarafından balkondan atıldığına dair dosyada bir delil bulunmadığına işaret ederek, istinaf mahkemesinin verdiği kararı bozdu. Daire, bozma kararı ile birlikte H. D.’nin tahliyesine karar verdi. H. D.’nin tahliyesinin ardından hukuk mücadelesini sürdüren baba Mustafa Yılmaz, kendilerine tebliğ edilen bir karar bulunmadığını ve itiraz süresinin geçtiği için yeni dava açmaya hazırlandıklarını belirtti. “Görgü tanığı ve deliller yok sayıldı” Olay günü H. D.’nin evde alkol aldığını ve bu nedenle tartıştıklarını belirten ve halen özel bir hastanenin yenidoğan servisinde doktor olarak görev yapan Yılmaz, “Kavga ettikten sonra ben olay büyümesin diye, işyerine gittim. Orada uyuyacağımı söyledim. İşyerindeyken beni aramış, mesajlar yazmış en son 04.12’de bana mesaj yazıyor. Çocuğun balkondan düşme saati ise 03.30-04.00 arası görgü tanığı öyle söylüyor. Buna rağmen bu deliller yok sayıldı. Ben buna çok şaşırdım. Çocuğun düşüş saati belli, kadın 04.12’de uyanık. Görgü tanığı bir ses duyduğunu gidip baktığında çocuk düşmüştü, nefes alıyordu. O panikle bağırdım diyor. Aradan 1-2 dakika geçmeden 3. kattaki evden çocuğu ile birlikte aşağı inip çocuğun üzerine kapandığını 112’yi aradıklarını söylüyor” dedi. Kararın onanmasını beklerken bozma kararını öğrendi H. D.’nin görülen ilk davada 3 yıl hapis cezası aldığını iddia eden baba Mustafa Yılmaz, “İstanbul’da görülen ilk davada olayın rehaveti ve şokundan dolayı üzerine gidemedim, inanamadım, konduramadım. İlk mahkemede H. D. 3 yıl ceza aldı. Ben kendimi toparlayıp itiraz ettikten sonra İstinaf Mahkemesi’nde tekrar dava açıldı. O davada biz delilleri sunduk, görgü şahidi ile konuşuldu. Bunun ardından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yedi. Müebbet hapis cezası almasının ardından Yargıtay’a itiraz etmişler. Yargıtay’ın ilk kararlarını okuduğumda kararın onanması yönünde bir görüş bildirilmişti. Aradan 2 yıl geçtikten sonra ben kararın onanacağını beklerken, bir baktım 2022 yılında bozulmuş” ifadelerini kullandı. Yeni dava açacak H. D.’nin avukatının itirazı ile Yargıtay’ın bozma kararının ardından İstinaf Mahkemesinde görülen davada serbest bırakıldığını belirten Yılmaz, “2023 yılında da tekrar İstinaf Mahkemesi’nde görülmüş. Ve kadın serbest bırakılmış. Ama bana her hangi bir bildirim veya tebligat gelmedi. Hiç birşeyden haberim yok. Tek celsede salıverilmiş. Ben adalet yerini bulsun istiyorum. Bu yüzden açlık grevine başladım. Kadının suçu belirli, Görgü şahidi zaten olayı anlatıyor. Herşey var, ben kadının tekrar hapse girmesini ve adaletin yerini bulmasını istiyorum. Bize bildirim gelmediği için son karara itiraz süresini kaçırdık. Ama avukatlarımız tekrar yeni bir dava açma hazırlığına başladılar” şeklinde konuştu.
Kahramanmaraş Nurhak Acil Durum Hastanesi hasta kabulüne başlıyor Yapımı tamamlanan ve önümüzdeki günlerde hasta kabulüne başlayacak Nurhak Acil Durum Hastanesi’nde incelemelerde bulunan Başkan Görgel, “Nurhak Acil Durum Hastanemiz kısa süre içerisinde hasta kabulüne başlayacak. Yatırımın ilçemize ve hemşerilerimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Kahramanmaraş’ın Nurhak İlçesinde önümüzdeki günlerde hizmete girecek olan Nurhak Acil Durum Hastanesi; 16 poliklinik, 56 yatak, 13 yoğun bakım yatağı, 4 yeni doğan yoğun bakım yatağı, 2 ameliyathane ve 15 acil yatak kapasitesine sahip. Bu donanımlı tesisin ilçede ciddi bir ihtiyacı karşılaması bekleniyor. İncelemelerin ardından değerlendirmelerde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, “6 Şubat’ta tüm alanlarda olduğu gibi sağlık tesislerimiz de ciddi hasar gördü. Ancak devletimizin kararlı duruşu ve hızlı müdahaleleri sayesinde, sağlık altyapımızı yeniden ayağa kaldırmak için büyük bir seferberlik başlatıldı. Bugün incelemelerde bulunduğumuz Nurhak Acil Durum Hastanesi, bu çabaların en somut göstergelerinden bir tanesi. 56 yatak kapasitesi, 16 polikliniği ve donanımlı yoğun bakım üniteleri ile bu hastanemiz, hemşerilerimizin sağlığını korumak ve acil durumlara hızlı müdahale etmek için büyük bir önem taşıyor. Önümüzdeki günlerde hasta kabulüne başlayacak hastanemizin ilçemize ve hemşerilerimize hayırlı olmasını diliyorum” cümlelerini kaydetti.
İstanbul Beylikdüzü’nde özel bakım merkezinde otizmli 9 yaşındaki çocuğa şiddet iddiası Beylikdüzü’nde Mor Menekşe Otizm Akademisi isimli özel bir kuruma ailesi tarafından nitelikli bakım görmesi için teslim edilen 9 yaşındaki U.M.K isimli çocuğun, darp edildiği iddia edildi. Çocuğunu görmeye gelen aile, 9 yaşındaki otizmli çocuğun kolunda yanıklar, omzunda ısırık izleri ve çeşitli yerlerinde morluklar görmesi üzerine kurumdan şikayetçi oldu. Öte yandan aynı kurumda olduğu iddia edilen bir başka çocuğun şiddet gördüğü anların görüntüleri çevredeki bir vatandaş tarafından cep telefonu ile kaydedildi. “Kurumun hemşireleri ‘Beğenmiyorsanız kendiniz baksaydınız’ dedi” Olay, geçtiğimiz Cuma günü Beylikdüzü ilçesi Gürpınar Mahallesi’nde bulunan Mor Menekşe Otizm Akademisinde yaşandı. İddiaya göre, çocuklarını ziyaret etmek için kuruma gelen aileye önce hemşireler tarafından çeşitli bahanelerle çocukları gösterilmek istenmedi. Ailenin çocuğunu görme ısrarı üzerine getirilen çocuğun vücudunun çeşitli yerlerinde darp, ısırma ve yanık izleri gördüğünü ifade eden aile, kurumun müdürü Aybüke L. isimli şahsın kendilerine, "Ben buraya yeni geldim. Benimle bir alakası yok. Bu durumu kendi aramızda halledebiliriz" dediğini iddia etti. Öte yandan kurumda çalışan İlayda T. isimli hemşirenin kendilerine, ‘ Beğenmiyorsanız kendiniz baksaydınız’ dediğini iddia eden aile, Mor Menekşe Otizm Akademisi isimli kurumdan şikayetçi oldu. “Merkezin girişinde 8 tane otizmli kız çocuğu perişan haldeydi” Yaşadıklarını anlatan Baba Recep Kaymak, “Bu merkezi sosyal medyada olsun birçok mecrada araştırdık ve iyi olduğuna dair kanıya vardık kendimizce. Biz çocuğumuzu oraya götürdüğümüzde bize söylenen, ‘çocuğumuzun tuvalet eğitimi, konuşma eğitimi alacağı ve çocuğumuzun daha iyi bir duruma geleceği’ idi. Yeter ki çocuğumuz kendini ifade edebilsin, tuvalet eğitimini alabilsin diye bıraktık. Çocukla her Cuma günü annem ve ben görüntülü görüşme şeklinde görüşüyorduk. Ben görüşmelerde çocuğun zayıfladığını gördüm. Neden diye sorduğum da bana ‘ çocuğunuz yemiyor’ şeklinde şeyler söylediler. Birkaç defa da çocuğu fiziksel olarak görmek istediğimde de bunun uygun olmadığını söylediler. Kurallara uygun değilmiş" ifadelerini kullandı. Çocuğu ziyaret etmek için İstanbul’a geldiğini anlatan baba Kaymak, "Mor Menekşe Otizm Merkezi’nin girişinde gördüğüm şey benim için hayatımda görebileceğim en kötü şey olabilirdi. Oraya gittiğimde 8 tane otizmli kız çocuğunun ayaklarında terlik, çorap hiçbir şey yok o şekilde dışarıda birisi yere düşmüş ağzı kanıyor. Çok kötü bir durumdalardı. Oradaki bulunan bir hemşireye kapıyı açın çocuğumuz var içeride göreceğiz dedi. Giremezsiniz dediler. Biz de ısrarcı olduk. İçeri girdik. İçeri girdiğimizde bizi ana binaya almadılar. Ama ben dedim ki ana binayı görmek istiyorum dedim. Bunu kabul etmediler. Bizi bekleme salonuna aldılar. Bekleme salonu da pislik içindeydi. Bekleme salonundayken çocuğumun uyuduğunu söylediler. Ben de çocuğumun getirilmesi için ısrarcı oldum. Çocuğum geldi. Çocuğumun üzerindeki hiçbir kıyafet bize ait değildi. Çocuğuma o an buldukları bir kıyafet ve ayakkabı giydirmişlerdi. Giydirdikleri ayakkabı da ayağına 5 numara büyüktü. Çocuğun sol boyun kısmında gördüğüm morluktan dolayı üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başladığımda çocuğun kolunda, omzunda, sırt bölgesinde ve ayak bileğinde morluklar olduğunu gördüm. Bu morlukların sopayla vurularak olduğunu anlayabiliyorsunuz. Olay yerine polis çağırdım. Oradaki hemşireler ’biz göreve yeni geldik biz yapmadık’ dediler. Bana müdürü diyor ki ’ben 24 Temmuz’da işe başladım’. Bu çocuğun hiçbir raporu yok muydu? Bu çocuk bu hale nasıl geldi. Karakola gittik ve şikayette bulunduk. Her yere yazdık. Ben şu an çocuğumu aldık. Benim çocuğum bir şekilde tedavisini görüp iyileşecek. Ama orada bulunan 70 çocuk hiç iyi durumda değil” diye konuştu. Öte yandan aynı kurumda çekildiği iddia edilen bir başka görüntüde, balkonda bir şahsın bir çocuğa şiddet uyguladığı anlar yer aldı.